HukukiTerimler

Rü kelimesi farklı bağlamlarda farklı anlamlara gelebilir: Kimya terimi: Rutenyum elementinin simgesi. Osmanlıca kullanım: "Olan, biten" anlamlarında birleşik kelimeler oluşturur; örneğin, "hod-rü" (kendiliğinden). Kısaltma: Rize Üniversitesi (RÜ).

İmtiyaz, hukukta bir kişiye, gruba veya kuruma tanınan ayrıcalıklı haklar veya yetkiler anlamına gelir. İmtilâk hakkında ise hukukta bir terim olarak bilgi bulunmamaktadır. İmtiyaz kavramı, farklı alanlarda şu anlamlara da gelebilir: İktisat. Sosyal bilimler. Siyaset.

İkrar, hukukta bir tarafın, diğer tarafça ileri sürülen ve kendisi aleyhine hukuki sonuç doğurabilecek nitelikte olan bir maddi vakıanın doğruluğunu kabul etmesi durumudur. İkrarın bazı türleri: Mahkeme içi ikrar: Mahkeme huzurunda yapılan ve kesin delil niteliği taşıyan ikrar. Mahkeme dışı ikrar: Mahkeme dışında yapılan ve takdiri delil niteliğindeki ikrar. Basit ikrar: Karşı tarafça ileri sürülen bir vakıanın herhangi bir kayıt veya şart bildirilmeksizin kabul edilmesi. Vasıflı ikrar: Vakıanın kabul edilmekle birlikte, hukuki niteliğinin ileri sürülenden farklı olduğunun belirtilmesi. Bileşik ikrar: İkrara eklenen bir vakıanın, ikrar edilen vakıanın hukuki sonuçlarını engelleyeceğinin veya hükümsüz kılacağının belirtilmesi. Ceza hukukunda ise ikrar, şüpheli veya sanığın isnat bakımından önemi bulunan bir vakıayı veya olayı kabul etmesi anlamına gelir.

Evet, GMBH ve GmbH aynı anlama gelir, çünkü GmbH (Gesellschaft mit beschränkter Haftung) ifadesinin kısaltmasıdır ve Türkçe'de "Sınırlı Sorumluluk Şirketi" veya "Limited Şirket" anlamına gelir.

Müteselsil, hukukta "zincirleme" anlamına gelir ve genellikle birden fazla kişinin aynı borçtan sorumlu olduğu "müteselsil sorumluluk" ifadesiyle kullanılır. Muterfik terimi ise hukuk literatüründe yaygın olarak kullanılan bir terim değildir. Eğer belirli bir terim veya kavram hakkında bilgi arıyorsanız, daha fazla detay veya bağlam sağlanması gerekebilir. Müteselsil sorumluluk, alacaklının borcun tamamını borçlulardan dilediğinden talep edebildiği ve borçluların sorumluluğunun borcun tamamı ödeninceye kadar devam ettiği bir durumu ifade eder. Müteselsil kefil ise, kefil olduğu kişinin tüm borcunu ödemeyi kabul eden ve bu nedenle daha yüksek bir sorumluluk üstlenen kişidir.

Evet, "sebep olmak" hukuki bir terimdir. Hukuki terimler arasında yer alan "bâîs olmak" ifadesi, "sebep olmak; göndermek; gerektirmek" anlamlarına gelir.

"Belirsiz alacağa fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla" ifadesi, kısmi alacak davası anlamına gelir. Bu tür davalarda, davacı alacağının bir kısmını dava eder ve diğer kısmını saklı tutar, böylece daha sonra talep edebilir.

Rücu ve avdet kelimeleri Arapça kökenli olup, benzer anlamlara sahiptir. Rücu, "geri dönmek" veya "sözünü geri almak" anlamına gelir. Avdet de "geri dönme" anlamına gelir. Özetle, rücu ve avdet kelimeleri, bir şeyin geri dönüşü veya geri alınması anlamında kullanılır.

Hukukta "itrah etmek", bir kişinin ölümüyle birlikte geride bıraktığı mal ve mülkün mirasçılara dağıtılması anlamına gelir. İtrah işlemi, bir mahkeme tarafından denetlenir ve yürütülür. Ayrıca, "itrah etmek" tıpta "vücuttan dışarı atmak" anlamında da kullanılır.

Hukukta "icbar" ve "ikrah" şu anlamlara gelir: İcbâr. İkrah. İkrah, Türk Borçlar Kanunu ve genel hukuk düzenlemelerinde irade sakatlığı hallerinden biri olarak kabul edilir. İkrah iki farklı şekilde ortaya çıkabilir: Mutlak ikrah (korkutma). Nispi ikrah.

Müddei, hukukta "davacı" anlamına gelir. Müddet ise hukukta üç ana gruba ayrılır: 1. Sukutu hak müddeti: Kanun veya hâkim tarafından belirlenen ve bu süre içinde bir hak kullanılmazsa ortadan kalkan süre. 2. Mürurzaman müddeti: Alacakların mahkemeden tahsili ile ilgili süreler. 3. Ne sukutu hak, ne mürurzaman müddetine dahil olabilen diğer süreler: Örneğin, doğum olaylarının nüfusa bildirilmesi için belirlenen süreler.

Sözleşmeli ve kontratlı terimleri genellikle benzer anlamlara gelir ve her ikisi de iki taraf arasında belirli hak ve yükümlülükler doğuran hukuki anlaşmaları ifade eder. Sözleşmeli personel, belirli bir süre veya proje için istihdam edilen ve genellikle yıllık sözleşme yapılan çalışanları tanımlar. Kontratlı ise, genel olarak taraflar arasında yapılan ve belirli koşulları içeren anlaşmaları kapsar. Özetle, sözleşmeli daha spesifik bir terim olup, genellikle istihdam ilişkilerini ifade ederken, kontratlı daha geniş bir anlamda kullanılabilir.

İnfisah, hukukta "kendiliğinden ortadan kalkma" anlamına gelir. İnfisah ve fesih arasındaki bazı farklar: İnfisah için şirket kararına gerek yoktur, ihbarda bulunmaya da gerek yoktur. İnfisah, şirketin iradi olmayan bir sebep ile sona ermesini ifade eder. İnfisah veya fesih sonucunda, limited veya anonim şirketin tüzel kişiliği sona ermez, ancak hak ehliyeti tasfiye amacıyla sınırlanır.

Taliki şart, bir hukuki işlemin hükümlerinin işlemeye başlamasının veya mevcut hükümlerin sona ermesinin, gelecekte gerçekleşmesi muhtemel bir olaya bağlanmasını ifade eder. Bu tür bir şartın özellikleri: Belirsizlik: Olayın meydana gelip gelmeyeceği objektif olarak belirsiz olmalıdır. Tarafların İradesi: Şart, tarafların iradeleriyle belirlenmelidir. Hukuki Etki: Şart gerçekleşmezse hukuki işlem hukuk alanında varlık kazanamaz. Taliki şart, genellikle sözleşmelerde ve miras hukukunda görülür.

Evet, Benûl-ahyâf tek kişi olduğunda hissesi mîrâsın altıda biridir. Birden fazla oldukları zaman ise mîrâsın üçte birini alıp aralarında paylaşırlar. Ölenin çocuğu veya oğlunun çocuğu, yâhut babası, dedesi varsa, Benûl-ahyâf mîrâs alamaz.

Asalet ve ariyet kavramları farklı anlamlara sahiptir: 1. Asalet: Bu kavram hakkında bilgi bulunamadı. 2. Ariyet: Ariyet, bir malın bedelsiz olarak ve belirli bir süre kullanılmak üzere bir kişiye verilmesi anlamına gelir. Ariyet akdinde, veren kişi malı kusursuz bir şekilde teslim etmek, alan kişi ise malı özenle kullanmak ve belirlenen süre sonunda geri vermekle yükümlüdür. Ariyetin çeşitleri vardır: Ariyet-i mutlak: Herhangi bir şart koşulmadan verilen ödünç. Ariyet-i mukayyet: Belirli bir şartla verilen ödünç. Ariyet, genellikle taşınır mallar için kullanılır ve kira sözleşmesinden farklı olarak, kullanım karşılığında bir bedel ödenmez.

Mirasta ivaz, taraflar arasında karşılıklı bir bedel ödenip ödenmediğini ifade eder. İvazlı miras sözleşmeleri, taraflar arasında karşılıklı bir bedel ödemesi yapılan sözleşmelerdir. İvazsız miras sözleşmeleri ise karşılıklı bir bedel ödenmeden yapılan sözleşmelerdir.

Muvazaa, bir hukuki ilişkinin taraflarının, üçüncü kişileri aldatmak amacıyla gerçek iradelerine uymayan ve kendi aralarında hüküm ve sonuç doğurmayan bir görünüş yaratmak konusunda yaptıkları gizli anlaşmadır. Arapça kökenli bir sözcük olan muvazaa "danışıklılık" anlamına gelir. Muvazaanın iki türü vardır: Mutlak muvazaa. Nispi muvazaa. Muvazaada her işlemin her iki tarafı da durumun farkındadırlar ve bilinçlidirler.

Evet, "davalık" ve "dava" aynı anlama gelir. "Dava" kelimesi, bir hakkın devlet kanalıyla, devletin organları olan mahkemeler vasıtasıyla kullanılması anlamına gelir. Hukukta "davacı" (dava açan kişi) ve "davalı" (aleyhine dava açılan kişi) terimleri de kullanılır.

Kanun taksimi, Türk Sanat Müziği'nde iki eser arası çalınan, genellikle doğaçlama yapılan kanun sololarına verilen isimdir. Ayrıca, "taksim" kelimesi farklı bağlamlarda şu anlamlara da gelebilir: Paylaşım: Ortak mülkiyete konu olan mallarda ortaklığın sona erdirilmesi amacıyla, her hissedara en azından bir mal düşecek şekilde paylaşılması işlemi. Fiili taksim: Paylı mülkiyete tabi bir taşınmazın, paydaşlar arasında özel olarak taksim edilmesi, paydaşların taksim edilen kısımları kullanması ve bu durumu benimsemesi durumu.