Hematoloji

MCHC (Ortalama Korpüsküler Hemoglobin Konsantrasyonu) değerinin yüksek olması, kırmızı kan hücrelerindeki hemoglobin yoğunluğunun normalin üstünde olduğunu gösterir. Bu durum genellikle şu sağlık sorunlarına işaret eder: Hemolitik anemi. B12 vitamini ve folat eksikliği. Kalıtsal sferositoz. Karaciğer hastalığı. Hipertiroidizm. Ciddi yanık vakaları. MCHC yüksekliğinin belirtileri arasında baş ağrısı, baş dönmesi, soluk cilt ve halsizlik bulunur. MCHC değeri yüksek çıktığında, altta yatan nedenin belirlenmesi ve uygun tedavi için bir doktora başvurulması önerilir.

Poikilositoz, altta yatan bir tıbbi durum kırmızı kan hücrelerinin (RBC) görünümünü etkilediğinde ortaya çıkar. Bazı hastalıklar ve durumlar: Kalıtsal nedenler: orak hücre anemisi, talasemi, kalıtsal sferositoz, piruvat kinaz eksikliği, kalıtsal eliptositoz, McLeod sendromu. Edinilmiş nedenler: demir eksikliği anemisi, megaloblastik anemi, otoimmün hemolitik anemi, karaciğer ve böbrek hastalığı, alkole bağlı karaciğer hastalığı, miyelofibrozis, kurşun zehirlenmesi, kanser, şiddetli enfeksiyonlar. Poikilositoz kendi başına ölümcül bir durum değildir, ancak altta yatan bir tıbbi durumu gösterir.

RDW-CV ve RDW-SD arasındaki temel fark, ölçüm yaptıkları parametrelerdir: RDW-CV: Kırmızı kan hücrelerinin boyutlarındaki farklılıkları yüzde olarak ölçer. RDW-SD: Kırmızı kan hücrelerinin çaplarındaki farkı mutlak değer olarak ölçer. Özetle: - RDW-CV: Yüzde cinsinden boyut dengesizliği - RDW-SD: Mutlak değer olarak boyut farkı Normal değerler: - RDW-CV: %11,0 - 15,0. - RDW-SD: 29-46 fL. Yükseklik ve düşüklük nedenleri: - RDW-CV yüksekliği: Anemi, B12 eksikliği, demir eksikliği. - RDW-SD yüksekliği: Şeker hastalığı, kanser, B12 eksikliği. - RDW-CV ve RDW-SD düşüklüğü: Akdeniz anemisi, demir eksikliği, kronik anemi.

RDW (Red Cell Distribution Width) yüksekliğinde görülebilecek bazı hastalıklar şunlardır: Anemi türleri. Kalıtsal eritrosit bozuklukları. Kronik hastalıklar. Diğer durumlar. RDW yüksekliği yalnızca bir belirti olup, kesin tanı için mutlaka daha kapsamlı testler yapılmalı ve uzman bir doktor tarafından değerlendirilmelidir.

PDW (Trombosit Dağılım Genişliği) değerinin yüksek olması, çeşitli sağlık sorunlarının belirtisi olabilir. PDW yüksekliğine neden olabilecek bazı hastalıklar şunlardır: Enfeksiyonlar ve iltihabi hastalıklar. Kemik iliği bozuklukları. Bazı kanser türleri. Beslenme eksiklikleri. Kanama bozuklukları. İlaç kullanımı. Otoimmün hastalıklar. PDW yüksekliği tek başına bir hastalık teşhisi koydurmaz.

Hayır, RDW ve SD aynı şey değildir. RDW (Red Cell Distribution Width), kırmızı kan hücrelerinin boyutlarındaki farklılıkları ölçen bir testtir. Dolayısıyla, RDW genel bir ölçüm iken, SD bu ölçümün spesifik bir değeridir.

Evet, koagülopati ve koagülasyon aynı anlama gelir. Koagülasyon, vücudun kanamaları durdurmak amacıyla gerçekleştirdiği doğal pıhtılaşma sürecidir. Örneğin, yaygın damar içi pıhtılaşma (dissemine intravasküler koagülasyon, DİK) bir koagülopati türüdür.

Hemorajik ve hematom terimleri farklı anlamlara sahiptir: Hemorajik: Kanama ile ilgili veya kanamaya neden olan durumları ifade eder. Örneğin, "hemorajik inme" beyinde kanama anlamına gelir. Hematom: Kan damarlarının hasar görmesi sonucu, kanın damar dışına sızarak dokular arasında veya vücut boşluklarında birikmesiyle oluşan bir kan toplanmasıdır. Hematom, genellikle travma, cerrahi müdahale veya kan pıhtılaşması bozuklukları nedeniyle meydana gelir. Hematomun türü, oluştuğu bölgeye göre değişir ve bazıları acil tıbbi müdahale gerektirebilir.

Kolda morluk için dahiliye veya hematoloji bölümüne başvurulabilir. Morluğun nedeni travma ise, cildiye bölümüne gidilebilir. Morlukların altında ciddi bir sağlık problemi yatıyor olabileceği için, bir doktora başvurulması önerilir.

Trombofili paneli testi için kadın doğum, tıbbi genetik ya da hematoloji bölümlerine başvurulabilir. Trombofili, kandaki pıhtılaşma eğilimini ve bu durumun yol açtığı sağlık risklerini inceleyen bir tıbbi terimdir. Test için öncelikle bir uzman doktora muayene olunması ve doktorun gerekli gördüğü durumlarda trombofili paneli testinin talep edilmesi gerekmektedir.

Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi'nde hematoloji bölümü, MHC bloğunda yer almaktadır. Ayrıca, hematoloji poliklinikleri B1 katında bulunmaktadır. Adres: Başakşehir Mahallesi G-434 Caddesi No: 2L Başakşehir / İSTANBUL. Telefon: +90 212 909 60 00.

Kemik iliğinde anemi (aplastik anemi) çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir: Bağışıklık sistemi bozuklukları: Bağışıklık sisteminin kendi kemik iliğine saldırması, aplastik anemiye yol açabilir. Toksinler ve kimyasallar: Pestisitler, arsenik, benzen gibi toksinlere maruz kalmak aplastik anemiyi tetikleyebilir. Viral enfeksiyonlar: Hepatit, HIV gibi enfeksiyonlar aplastik anemiye neden olabilir. Radyasyon ve kemoterapi: Kanser tedavisinde kullanılan radyasyon ve kemoterapi, kemik iliğini olumsuz etkileyebilir. Genetik faktörler: Fanconi anemisi gibi kalıtsal hastalıklar aplastik anemiye yol açabilir. Hamilelik: Hamilelik sırasında gelişen aplastik anemi, bazen doğumdan sonra kendiliğinden iyileşebilir. Aplastik anemi, tedavi edilmediği takdirde hayati tehlike oluşturabilir.

Heinz cisimcikleri, genellikle hemolitik anemi, glukoz-6-fosfat dehidrojenaz (G6PD) eksikliği ve talasemi gibi kan hastalıklarıyla ilişkilidir. Diğer nedenler arasında: Toksik maddelere maruz kalma (örneğin, akçaağaç yaprakları, yabani soğan, sentetik K vitamini, bazı ilaçlar ve kimyasallar); Doğuştan gelen kırmızı kan hücresi bozuklukları. Heinz cisimcikleri, belirli bir hastalığa özgü belirtiler göstermese de, altta yatan durumla ilişkili semptomlar görülebilir.

Türk Hematoloji Derneği (THD), 1967 yılında Sedat Tavat, Arif İsmet Çetingil, F. Reimann, Şeref İnceman, Orhan N. Ulutin, Ayhan Çavdar, Burhan Say, Nail Tartaroğlu, Muzaffer Aksoy ve Mustafa Karaca tarafından kurulmuştur. Hematoloji biliminin kim tarafından kurulduğu bilgisine ulaşılamadı. Ancak, hematoloji ile ilgili bazı önemli isimler şunlardır: Paul Ehrlich: Akyuvarların farklı tiplerini keşfetmiştir. Karl Lansteiner: Kan gruplarını (A, B, AB, O) ve Rh sistemini bulmuştur. Prof. Dr. Orhan Nuri Ulutin: Hematoloji alanında önemli katkılarda bulunmuş, Türk Hematoloji Derneği'nin 1969-1996 yılları arasında yönetim kurulu başkanlığını yürütmüştür.

Akut lösemi teşhisi ve tedavisi için hematoloji uzmanlarına başvurulmalıdır. Hematoloji, kan ve kan yapıcı organların hastalıklarını inceleyen tıp dalıdır. Çocuklarda görülen akut lösemi vakalarında ise çocuk hematoloji uzmanları görev alır.

Hematolojik hastalıklarda ciltte görülebilecek bazı belirtiler şunlardır: Purpura. Kaşıntı (pruritus). Viral enfeksiyonlar. Döküntü. Hematolojik hastalıkların teşhisi için bir uzmana başvurulması önerilir.

INR yüksekliğine dahiliye polikliniği veya hematoloji polikliniği bakar. INR testi, özellikle kan sulandırıcı ilaç kullanan hastaların takibinde önemli olduğundan, bu ilaçlarla ilgili sorunlar için de bu bölümlere başvurulması önerilir.

Çocuk hematolojisi ve çocuk onkolojisi aynı anlama gelir. Çocuk hematolojisi ve onkolojisi, çocukların kan hastalıkları ve kanser türlerinin tanı ve tedavisini içeren uzmanlık alanıdır.

Evet, Coombs testi ve direkt antiglobulin testi (DAT) aynıdır. Direkt (doğrudan) Coombs testi olarak da adlandırılan bu test, kırmızı kan hücrelerinin yüzeyinde bulunan antikorları kontrol etmeye yarayan bir yöntemdir. Ancak, indirekt (dolaylı) Coombs testi ile karıştırılmamalıdır.

Miyelosupresyon, kemik iliğinde kan hücrelerinin (beyaz kan hücreleri, kırmızı kan hücreleri ve trombositler) üretimini azaltan bir hasar şeklidir. Miyelosupresyonun bazı belirtileri: Anemi (kırmızı kan hücresi üretiminde azalma). Lökopeni (beyaz kan hücresi sayısında azalma). Trombositopeni (trombosit sayısında azalma). Miyelosupresyonun tedavisi, altta yatan nedene ve durumun ciddiyetine bağlıdır.