Göbeklitepe

Evet, Göbeklitepe tarihteki en büyük ve bilinen ilk tapınak olarak kabul edilmektedir.

Göbeklitepe'nin önemli bir belgesel konusu olmasının nedenleri şunlardır: 1. Tarihin Sıfır Noktası: Göbeklitepe, dünyanın bilinen en eski tarihî yapısı olup, "tarihin sıfır noktası" olarak nitelendirilmektedir. 2. Tuhaf ve Ürkütücü Semboller: Belgeselde, Göbeklitepe'deki tuhaf ve ürkütücü sembollerin anlamları araştırılmakta, bu da izleyicilerin merakını uyandırmaktadır. 3. Gizemli Medeniyet: Sırlarla dolu bir medeniyete ev sahipliği yapması ve bu medeniyetin nasıl var olduğu, nasıl yapılar inşa ettiği gibi sorular, belgeselin ilgi çekici olmasını sağlamaktadır. 4. Bilimsel ve Akademik Katkı: Belgeselde, alanında uzman akademisyenlerin yorumları ve bilimsel yaklaşımlar kullanılarak, izleyicilere kapsamlı bir bilgi sunulmaktadır.

Göbeklitepe'yi yapanların Sümerler olmadığı düşünülmektedir. Göbeklitepe, M.Ö. 9000 yıllarına tarihlenen ve T şeklinde ikiz dikilitaşlardan oluşan bir yapılar topluluğudur. Sümerler ise M.Ö. 4000 yıllarına tarihlenen ve Malta Adası'ndaki tapınaklar ile bilinen en eski tapınak yapısını inşa etmişlerdir.

Göbeklitepe'de beton kullanımı, koruma ve iyileştirme çalışmaları kapsamında gerçekleştirilmiştir. Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, Göbeklitepe'deki yürüyüş yolu ve çevre düzenlemesinde kenar bordürlerinin tutuculuğunu sağlamak amacıyla beton yerine harçlı basit bir malzeme kullanılmıştır. Ayrıca, Göbeklitepe Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul da beton kullanımının söz konusu olmadığını, doğal ve test edilmiş malzemeler kullanıldığını belirtmiştir.

Göbeklitepe'de bulunan taş baltalar, yapım aşamasında kullanılan aletler olarak düşünülmektedir.

Göbeklitepe'nin korunmasında beton kullanılmadığı belirtilmiştir. Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul, yapılan çalışmalarda açığa çıkarılan toprağın elenmiş haline, küçük taş parçaları ve mıcır eklenerek elde edilen doğal bir harcın kullanıldığını ifade etmiştir.

Göbeklitepe ile ilgili ilk makaleyi Peter Benedict yazmıştır.

"Akşam Yıldızı" kitabı, İskender Pala tarafından yazılmış ve Kapı Yayınları tarafından yayımlanmıştır. Kitap, Göbeklitepe'yi konu alan bir romandır ve iki ana karakter olan Çira ve Sarıca'nın hikayesini anlatır. Konu özeti: - On iki bin yıl önce, ilk insanların yaşadığı dönemde geçen hikayede, Çira'nın lanetli denilerek öldürülmek istenen bebeğini koruması gerekmektedir. - Roman, sevgi, aşk, inanç ve azmi masalsı ve destansı bir dille işler. - İyi ile kötünün mücadelesi çerçevesinde, Göbeklitepe hakkında bilinenlere yeni bir bakış açısı sunar ve ilk insanın var oluş hikayesini anlatır.

Göbeklitepe'deki en büyük taş, 25 ton ağırlığındadır.

Göbeklitepe'nin sırrı tam olarak çözülememiş olsa da, bazı teoriler ve bulgular mevcuttur: 1. İnanç Merkezi: Göbeklitepe'nin bir inanç merkezi olduğu ve ayin, ritüel ve ibadet amaçlı kullanıldığı düşünülmektedir. 2. Tarih Öncesi Yapı: 12.000 yıl öncesine dayanan yapısıyla Göbeklitepe, insanlığın tarımı keşfetmeden önce bile yerleşik hayata geçtiğini ve büyük yapılar inşa edebildiğini göstermektedir. 3. Gökyüzü Gözlemevi: Bazı araştırmacılar, Göbeklitepe'nin gök cisimlerini izlemek ve yıldızlara tapınmak için kullanılan bir astronomik gözlemevi olduğunu iddia etmektedir. 4. Gizemli Oyuklar: Kazılarda sıvı bulundurabilecek oyuklar bulunmuş, bu oyukların Şamanların transa geçmek için kullandıkları içecekler için kullanıldığı düşünülmektedir. Göbeklitepe'nin tam sırrı, yetersiz kaynaklar ve o dönemin insanlarıyla iletişim kurulamaması nedeniyle belki de tamamen çözülemeyecek gibi görünmektedir.

Göbeklitepe'deki A Yapısı, daha küçük boyutlu olup, bir duvarla birbirine bağlanan alçak kireçtaşı sütunlardan oluşmaktadır. Bu yapıda, sütunlardan birinde bir boğa, bir tilki ve bir turna tasviri bulunmaktadır.

Göbeklitepe'yi yapanlar, tarım öncesi bir topluluk olan avcı ve toplayıcılardır. Göbeklitepe'nin yapım amacı, dini ritüel ve törenler için kullanılan bir tapınak kompleksi oluşturmaktır.

Şanlıurfa Göbeklitepe'yi gezmek için 1,5-2 saat yeterli olabilir.

Göbeklitepe, 1963 yılında ilk kez yapılan yüzey araştırmaları sırasında keşfedildi. Ancak, bölgenin tarihi öneminin anlaşılması ve kazı çalışmalarının başlaması 1995 yılına kadar mümkün olmadı.

Göbeklitepe'de 4 adet A tipi yapı bulunmaktadır.

Urfa'nın en tarihi yeri olarak Göbeklitepe kabul edilmektedir.

Rafadan Tayfa'nın "Göbeklitepe" filminde toplam 26 şarkı bulunmaktadır.

Göbeklitepe'nin çözülememesinin başlıca nedenleri şunlardır: 1. Yaşının Çok Eski Olması: Göbeklitepe, tamı tamına 12.000 yıl öncesine tarihlenmektedir. 2. Sembolizm ve Anlam: Tapınaklarda bulunan T şeklindeki dev heykeller ve üzerindeki semboller, anlamlarını tam olarak çözemediğimiz karmaşık bir sembolizm içerir. 3. Gömülme Nedeni: 20 tapınak, inşa edilmelerinden 1000 yıl sonra tonlarca toprak taşınarak örtülmüş ve tamamen kapatılmıştır. 4. Yazılı Kaynakların Olmaması: 12 bin yıl önce yaşayan bu insan topluluklarıyla ilgili yazılı hiçbir bulgu yoktur, bu da tarihlerini ve kültürlerini anlamayı zorlaştırır.

Göbeklitepe'de ana tanrı olarak kabul edilen bir figür kesin olarak belirlenmemiştir. Ancak, merkezde yer alan iki T biçimindeki dikili taşın, tanrı ve tanrıça çiftini sembolize ettiği düşünülmektedir. Ayrıca, yılan, tilki, yaban domuzu ve kuş gibi hayvanların figürlerinin bulunması, bu hayvanların da kutsal kabul edildiğini ve tanrıların sembolü olarak kullanıldığını göstermektedir.

"Rafadan Tayfa Göbeklitepe" filminde "G" harfi yer almaktadır.