Evrim

Peter Sterling'in "What Is Health?: Allostasis and the Evolution of Human Design" (2019) kitabı, allostaz kavramını ve bunun insan sağlığı ile evrimle ilişkisini ele alır. Allostaz, organizmanın çevresel değişikliklere uyum sağlamak için bedensel ihtiyaçları önceden tahmin edip kaynakları harekete geçirerek düzenleyici sistemleri proaktif bir şekilde yönetmesidir. Kitapta, modern yaşamın bu fizyolojik kontrol sistemini nasıl zorladığı ve bunun sonucunda ortaya çıkan sağlık sorunları (örneğin, bağımlılık, obezite, tip 2 diyabet ve iklim değişikliği) tartışılmaktadır. Ayrıca, kitap, insan sağlığının evrimsel süreçte nasıl geliştiğini, moleküler düzeyden toplumsal etkilere kadar geniş bir perspektifle ele alır.

Celal Şengör, evrim teorisini şu şekilde değerlendirmektedir: Bilimsel Gerçeklik: Evrim teorisini, doğal seleksiyon sürecini açıklayan ve Charles Darwin tarafından ortaya atılan bir bilimsel teori olarak kabul eder. Eğitim Müfredatından Çıkarılması: Evrim teorisinin eğitim müfredatından çıkarılmasını, bilimsel eğitim ve akademik özgürlüğe bir darbe olarak görür ve bu durumu eleştirir. İnkar Edenlerin Cehaleti: "Ben evrime inanmıyorum" diyenlerin cahil veya kötü niyetli olduğunu ifade eder. Şengör, ayrıca, 8. yüzyılın sonlarından itibaren İslam dünyasında yaşamın evrimi fikrinin tartışıldığını ve bazı İslam âlimlerinin evrimle ilgili düşüncelere sahip olduğunu savunmuştur.

Hayvanların karışık çiftleşmesinin evrimsel nedenleri şunlardır: Genetik çeşitlilik yaratma. Doğal seçilim. Sperm rekabeti. Ayrıca, bazı hayvan türlerinde karışık çiftleşme, babalık karışıklığına neden olarak yavruların öldürülmesini azaltır ve yavruların bakımında birden fazla erkeğin dişiye yardımcı olmasını sağlar.

Metin2'de evrim parşömeni, bir yavruyu geliştirip yabani bir binek hayvanı olmasını sağlar. Evrim parşömenleri, Yılan Vadisi ve Devler Diyarı'ndaki belirli slotlardan elde edilebilir.

Evrim teorisine göre amfibiler, balık benzeri canlılardan evrimleşmiştir. Özellikle lob-yüzgeçli balıklar ve Tiktaalik roseae gibi geçiş formları bu süreçte kritik bir rol oynamıştır. Ayrıca, amfibilerin evrimsel tarihinde sürüngen benzeri amfibiler de yer alır.

Evet, hayvanlar aleminin devamı vardır. Evrim, sürekli devam eden ve nesiller boyunca meydana gelen bir değişim sürecidir.

Üçüncü göz kapağı, evrim sürecinde, insanların dik durmaya ve açık ortamlarda yaşamaya geçmesiyle körelmiştir. Diğer memelilerde gözü koruma ve temizleme işlevi gören üçüncü göz kapağı, insanlarda neredeyse tamamen körelmiş olup, sadece gözün iç köşesinde küçük bir kıvrım olarak bulunur ve herhangi bir işlevi yoktur.

İndirgenemez komplekslik, içindeki parçaların herhangi birinin kaldırılması durumunda işlevini yitiren sistemleri tanımlamakta kullanılan bir terimdir. Bu terim, akıllı tasarım iddialarının temel taşlarından biridir. İndirgenemez komplekslik kavramı, biyokimya profesörü Michael J. Behe tarafından ortaya atılmıştır. Bu teori, bilim insanlarının büyük bir kısmı tarafından kabul edilmez ve "çöp bilim" olarak sınıflandırılır.

Uçuştaki kelebeklerin neyi ifade ettiğine dair bazı yorumlar: Dönüşüm ve değişim: Kelebekler, metamorfoz süreçleriyle dönüşümün ve hayattaki yeni başlangıçların sembolü olarak kabul edilir. Zariflik ve özgürlük: Renkli kanatlarıyla süzülen kelebekler, zarafetin ve özgürlüğün sembolüdür. Ruhun temsilcisi: Bazı mitolojilerde ve inanışlarda kelebekler, ruhların temsilcisi veya habercileri olarak görülür. Ekolojik denge: Kelebekler, ekosistemlerin sağlıklı işleyişinde kritik bir rol oynar ve polinasyon yoluyla bitkilerin çoğalmasına yardımcı olur. Ayrıca, Damien Hirst'in "I'm Become Death, Shatterer of Worlds" adlı eserinde 2.700 adet gerçek kelebek kanadı kullanarak kelebeklerin sembolik felaketlerin habercisi olarak işlendiği de bilinmektedir. Kelebeklerin uçuşunun kişisel anlamlar taşıyabileceği ve farklı bağlamlarda farklı yorumlar içerebileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.

Su aygırlarının tüysüz ve kılsız olmasının nedeni, az sayıda ince kıllara sahip olmaları ve baş ile kuyruklarında kalın kıllar bulunmasıdır. Su aygırlarının vücut kılları çok azdır; sadece ağızlarının çevresinde ve kuyruklarının uçlarında tüyleri vardır. Su aygırlarının derisi, kurumasını önlemeye yardımcı olan ve aynı zamanda güçlü bir güneş kremi görevi gören yağlı ve kırmızı bir sıvı üretir.

Erkeklerin meme ucunun evrimsel nedeni, embriyonun oluşumu sırasında cinsiyet niteliklerinin gelişiminden önce meme ucu oluşumunun gerçekleşmesidir. İnsan embriyoları, dişi veya erkek oluşumlarına aynı şekilde başlar ve ilk birkaç hafta boyunca her iki cinsiyetin de potansiyel özelliklerini taşır. Eğer embriyo XY kromozom çiftine sahipse, 6. ve 10. haftalar arasında Y kromozomunun etkisiyle "SRY" ismi verilen gen devreye girer ve embriyonun erkek olarak gelişim göstermesini sağlar. Meme bezleri ise "SRY" geni devreye girmeden önce gelişmeye başlar. Evrimsel biyolog Stephen Jay Gould'un da belirttiği gibi, evrim, ihtiyaç duymadığı yapıları ortadan kaldırmaz; bu tür yapılar, evrimsel süreçte "kullanışsız" olarak kabul edilse bile var olmaya devam eder.

Bacaksız kertenkelelerin neden bacakları olmadığına dair birkaç neden bulunmaktadır: Evrimsel adaptasyon: Bazı kertenkele türleri, evrim sürecinde bacaklarını kaybetmiş olabilir. Türlere göre farklılık: Geko ailesindeki bazı türlerin bacakları yokken, bazı kertenkele türlerinin arka havalandırma deliklerinin yakınında küçük bir çift bacağı olabilir. Hayatta kalma stratejisi: Oluklu kertenkeleler ve bazı bacaksız kertenkele türleri, avcılardan kaçmak için kuyruklarını bırakabilir, ancak bu kuyruklar genellikle orijinal uzunluğuna ve görünümüne kavuşmaz. Bacaksız kertenkelelerin neden bacakları olmadığına dair kesin neden, türlere ve evrimsel geçmişlerine bağlı olarak değişebilir.

Shin Sonic'in hikayesi, Sonic the Hedgehog karakterinin bir korku tabanlı spin-off'udur. Bazı unsurlar: Doğum Tarihi ve Yeri: Doğum tarihi bilinmiyor, ancak 23 Haziran 1947'de Christmas Island'da doğmuş olabileceği düşünülüyor. Amaçları: Eggman'in "Badniks" yaratmasını durdurmak, hayvanları öldürüp tüketmek ve tüm Kaos Zümrütleri'ni bularak nihai formuna ulaşmak. Suç Geçmişi: Hayvan istismarı, zorla girme, yamyamlık, adam kaçırma ve toplu yıkım gibi suçlarla suçlanıyor. Yetenekleri: Süper hız, dayanıklılık, çeviklik, zeka ve Kaos Enerjisi'ni kullanma yeteneği. Shin Sonic, ilk olarak bir grup kültistin Sonic'i kaçırıp vücuduna Moloch'u yerleştirmesiyle ortaya çıkar.

Ahlâkın kökeni konusunda farklı görüşler bulunmaktadır: Biyolojik evrim: Akraba seçilimi, özgecilik ve karşılıklılık ilkesi gibi biyolojik süreçler, ahlâk kavramının oluşumunda rol oynar. Kültürel evrim: Ahlâk kuralları, gruplar ve takımlar halinde yaşarken oluşmuş ve zamanla sistemleşmiştir. Subjektif (öznel) köken: Ahlâkın doğuştan edinildiği ve kişinin yaratılışından kaynaklandığı görüşü vardır. Objektif (nesnel) köken: Ahlâkın toplum tarafından kazandırıldığı, aile, okul, çevre ve din gibi kurumlar aracılığıyla bireye aktarıldığı kabul edilir.

Frans de Waal'in okunması önerilen bazı kitapları: İçimizdeki Maymun. Bonobo ve Ateist. Hayvanların Ne Kadar Zeki Olduğunu Anlayacak Kadar Zeki Miyiz?. Köken Ağacı. Mama’nın Son Sarılışı. Ataerkil Düzene Hapsolan Yalnızca Biz Miyiz?. Bu kitaplar, primat davranışları ve hayvan zekâsı üzerine yapılan çalışmaları konu alır.

Dinozorların evrimi, genellikle üç ana döneme ayrılır: 1. Triyas Dönemi (yaklaşık 252-201 milyon yıl önce). 2. Jura Dönemi (yaklaşık 200-145 milyon yıl önce). 3. Kretase Dönemi (yaklaşık 145-66 milyon yıl önce). Bu dönemler, dinozorların evrimini ve çeşitlenmesini kapsar. Dolayısıyla, dinozorların evrimi üç bölüm olarak kabul edilebilir.

"En güçlü olanın hayatta kalması", evrimsel biyolojide doğal seçilimi anlatmak için kullanılan bir ifadedir. Bu ilkeye göre, tür içindeki çeşitlilik, yeni çevre şartlarına en uygun olanlar daha kolay hayatta kalıp daha çok ürediği için nesiller içinde değişir. Ayrıca, "en güçlü olanın hayatta kalması" ifadesi, emlak gibi alanlarda, kriz dönemlerinde sadece en dirençli ve uyum sağlayabilen işletmelerin hayatta kalabileceğini anlatmak için de kullanılır.

Tardigradların (su ayıları) neden bu kadar küçük olduğuna dair kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak, bu canlıların küçük olmasının bazı olası nedenleri şunlardır: Evrimsel Adaptasyon: Tardigradlar, milyonlarca yıl boyunca çeşitli zorlu koşullara uyum sağlayarak hayatta kalmışlardır. Bu süreçte, küçük boyutlar onlara daha geniş bir yaşam alanı ve daha az kaynak gereksinimi sağlamış olabilir. Metabolizma ve Yaşam Süresi: Tardigradların normal ömrü yaklaşık iki aydır. Tardigradların DNA'larını koruyan "Dsup" proteini ve kriptobiyoz adı verilen metabolizma durdurma yetenekleri, onların zorlu koşullarda hayatta kalmalarını sağlar.

Pleistosen ve Holosen arasındaki temel farklar şunlardır: Süre: Pleistosen, yaklaşık 2,6 milyon yıl önce başlamış ve 11.700 yıl önce sona ermiştir. İklim: Pleistosen, sık sık buzul çağlarıyla karakterize edilen ve iklimin buzul ve buzullararası dönemler arasında dalgalandığı bir dönemdir. Orbit ve Eğim: Pleistosen sırasında Dünya'nın yörüngesi daha eliptikti ve eksen eğikliği daha fazlaydı, bu da daha aşırı mevsimsel sıcaklık değişimlerine yol açtı. Yeşil Ev Gazları: Pleistosen sırasında atmosferdeki sera gazı seviyeleri daha düşüktü. Okyanus Dolaşımı: Pleistosen sırasında okyanus dolaşım düzenlerindeki değişiklikler, hızlı sıcaklık değişimlerine neden olabilirdi.

Yıldızların evrimini etkileyen en önemli faktör kütleleridir. Yıldızların evrimini etkileyen diğer faktörler şunlardır: Merkezdeki sıcaklık ve basınç. Füzyon reaksiyonları. Işınım gücü. Kütle çekimi. Ayrıca, yıldızların evrimini gözlemlemek için yıldız kümeleri kullanılır.