Efsaneler

"Gitti Canımın Cananı" türküsünün veya şarkısının hikayesi hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Türkü: "Gitti Canımın Cananı" bir Urfa türküsüdür. Şarkı: Aygün Deniz'in yazısına göre, bir aşk hikayesini anlatır. Ayrıca, "Gitti Canımın Cananı" Zembilli dizisinde de kullanılmıştır.

Deniz kızı hikayesi gerçek bir hikaye değildir; efsanevi bir varlıktır. Deniz kızı efsanesinin kökeni M.Ö. 1000 yılına, Asur kraliçesi Semiramis'in annesi Atargatis'in hikayesine dayanır. Deniz kızları, birçok masal, film ve edebi esere konu olmuştur.

Dede Korkut'a "ata" denmesinin nedeni, halk arasında "ata" sözünün büyük bir saygı ve kutsiyet kazanmış bilginleri, şairleri, beyleri yüceltmek ve betimlemek için kullanılmasıdır. Ayrıca, "dede" kelimesi yaşlılık ve akrabalık bildiren bir kavram olmasının yanı sıra dinî bir mahiyete de sahiptir ve "din ulusu, veli" anlamına gelir.

Mitolojik mitos, ilkel insan topluluklarının evreni, dünyayı ve tabiat olaylarını kişileştirerek yorumlamak, hayatın ve evrenin çeşitli görüntülerini bir anlam kolaylığına bağlamak ihtiyacından doğmuş öykülerdir. Felsefi mitos, felsefenin ortaya çıkmadan önce bilinmeyenleri açıklamak için kullandığı, felsefe ortaya çıktıktan sonra ise hayatın anlamını açıklamaya çalışırken mitlerle ilişki kuran bir anlatı biçimidir. Mitos, Yunancada "söz" veya "öykü" anlamına gelir.

Cinlerin en korkunç hikayesi olarak değerlendirilebilecek birkaç örnek: Kınalı Cincinin Laneti. Karadedeler Olayı. İnsan Yiyen Cinler. Bu hikayeler, cinlerin varlığına dair inançlar çerçevesinde oluşturulmuş olup, gerçeklikleri tartışmalıdır.

Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler masalının gerçek fotoğraflarını bulmak mümkün değildir. Masal, ilk olarak 1812'de Grimm kardeşler tarafından derlenmiştir ve o zamandan beri kurgusal bir hikaye olarak kabul edilmektedir. Ancak, Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler ile ilgili çeşitli görseller ve sanat eserleri mevcuttur. Örneğin, Pinterest gibi platformlarda masal karakterlerini tasvir eden birçok çizim ve fotoğraf bulunmaktadır.

"Yasak Aşk" ifadesi, farklı bağlamlarda çeşitli hikayeleri ifade edebilir. Yasak Aşk (dizi), Türkiye'nin köklü ailelerinden biri olan Bazmanoğulları'nın yasak aşklar, sırlar ve ihanetlerle dolu dramatik hikayesini konu alır. Aşk-ı Memnu (Yasak Aşk) romanı, Halid Ziya Uşaklıgil tarafından yazılmıştır. Yasak Aşk (şarkı), Sinan Akçıl tarafından yazılıp bestelenmiş, Hande Yener'in seslendirdiği bir şarkıdır. Yasak Aşk (film), çocukluk arkadaşı ve komşu olan bir çiftin, birbirlerinin oğullarına aşık olmasını konu alan bir aşk üçgenini işler.

La Llorona'nın lanetli olmasının sebebi, işlediği affedilmez suç olarak kabul edilen çocuklarını öldürmesidir. En yaygın hikayeye göre, Maria adında genç bir köylü kadın, zengin bir adamla evlendikten bir süre sonra mutlu bir yaşam sürmeye başlar ve iki çocukları olur. Öfkesi dinip ne yaptığının farkına vardığında büyük bir kedere kapılan kadın, kalan tüm ömrünü nehrin kenarında çocuklarını arayarak ve ağlayarak geçirir. Bazı versiyonlarda ise Maria kendisini de öldürür. Lanetlendiği için ne ölü ne de diri bir varlık haline gelen La Llorona, yaşadığı büyük üzüntü nedeniyle sürekli ağlar. La Llorona'nın ağlama sesini duyanların yakın zamanda ölümle karşı karşıya geleceğine inanılır.

La Llorona'nın lanetli olmasının sebebi, işlediği affedilmez suç olarak kabul edilen çocuklarını öldürmesidir. En yaygın hikayeye göre, Maria adında genç bir köylü kadın, zengin bir adamla evlendikten bir süre sonra mutlu bir yaşam sürmeye başlar ve iki çocukları olur. Öfkesi dinip ne yaptığının farkına vardığında büyük bir kedere kapılan kadın, kalan tüm ömrünü nehrin kenarında çocuklarını arayarak ve ağlayarak geçirir. Bazı versiyonlarda ise Maria kendisini de öldürür. Lanetlendiği için ne ölü ne de diri bir varlık haline gelen La Llorona, yaşadığı büyük üzüntü nedeniyle sürekli ağlar. La Llorona'nın ağlama sesini duyanların yakın zamanda ölümle karşı karşıya geleceğine inanılır.

Trakya'nın en büyük efsanesi olarak kabul edilebilecek tek bir hikaye yoktur. Bölgede birçok gizemli hikaye ve efsane bulunmaktadır. İşte bazıları: Davutlu Köyü Efsanesi (Karadedeler Olayı). Maraş Köyü'nde Bıyıklı Ali'nin Hortlaması. Karaağaç Mahallesi'nde Hayalet Gelin. Hakime Kadın: Mübadelenin Lanetli Ruhu. Bu hikayeler, Trakya'nın zengin folklor yapısının bir parçası olarak kuşaktan kuşağa aktarılmaktadır.

Türkiye'nin en korkunç köyü olarak birkaç aday öne çıkmaktadır: Kıbledere (Eskihisar) Köyü: Muğla civarında bulunan bu köy, "Dabbe: Cin Çarpması" filmine konu olmuştur. Lübbey Köyü: İzmir'de yer alan bu köy, "yarı cinni" bir köy olarak bilinir. Davutlu Köyü: Kırklareli'nin Lüleburgaz ilçesinde bulunan bu köy, "Karadedeler Olayı" ile anılır. Üyücek Köyü: Kütahya'nın Tavşanlı ilçesinde yer alan bu köy, cinlerin musallat olduğu iddialarıyla bilinir. Azem Köyü: Sakarya'da bulunan bu köye kuvvetli bir büyü yapıldığı iddia edilir. Bu köylerle ilgili anlatılan hikayeler, doğaüstü olaylar ve yaşanan esrarengiz olaylar nedeniyle halk arasında korku yaratmaktadır. Ancak bu olayların bilimsel bir açıklaması olmadığını ve efsanelere dayandığını unutmamak gerekir.

Gılgamış'ın babası, Lugalbanda veya Kullab rahibi olarak anılan bir adamdır. Bazı kaynaklarda ise Gılgamış'ın annesinin hamile kalmasını önlemek için büyükbabası tarafından koruma altında tutulduğu ve bir kehanet nedeniyle adının Gilgamos olarak değiştirildiği anlatılmaktadır. Gılgamış'ın babası hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır.

İstanbul'un esrarengiz bir şehir olarak görülmesinin birkaç nedeni vardır: Tarihî ve gizemli hikayeler: Şehir, tarih boyunca dilden dile gelen esrarengiz hikayelerle doludur. Yeraltı dünyası: Münir Süleyman Çapanoğlu'nun "Esrarengiz İstanbul" adlı eserinde, Sultan II. Abdülhamid döneminden başlayarak Meşrutiyet ve 1920'lere uzanan yeraltı dünyası, kabadayılar, külhanbeyleri ve karanlık sokaklar anlatılır. Farklı ve gizemli yerler: Yerebatan Sarnıcı gibi bazı yerler, Druidlerin ritüel yaptığı yerler olarak anılır ve bu da şehre mistik bir hava katar. Bu unsurlar, İstanbul'un sadece bir şehir olmanın ötesinde, gizemli ve büyüleyici bir atmosfere sahip olmasını sağlar.

Bilinmeyen efsanelerden bazıları şunlardır: Hisarcık Kayalıkları: Aşık Çoban ve Peri Kızı. Sarı Kız Efsanesi. Ayn-ı Zeliha Efsanesi. Ayrıca, Anadolu dışında da birçok bilinmeyen efsane bulunmaktadır. Örneğin, Sant’Angelo Kalesi, Pantheon, Kolezyum, Venedik Tarihi Kenti, İskoçya Edinburgh Salisbury Katedrali gibi yerlerde de meşhur ve az bilinen efsaneler mevcuttur. Efsane konusu olabilecek birçok olay kısmen gerçek olaylara dayanabilir, bu nedenle kesin olarak bilinmeyeni belirlemek zordur.

Midas ve Gordios'un önemli olmasının bazı nedenleri: Midas: Kral Midas, Frigya'nın başkenti Gordion'u yönetmiş, zenginliği ve "dokunduğu her şeyi altına çevirme" yeteneğiyle tanınmış efsanevi bir hükümdardır. Bu yeteneğin bir lanet olduğunu fark ettiğinde, Dionysos'a yalvararak bu yeteneği geri almış ve Paktalos Irmağı'nda yıkanarak lanetinden kurtulmuştur. Midas'ın adı, çözülmesi imkansız görülen ve Büyük İskender tarafından kılıcıyla kesilen Gordion Düğümü efsanesiyle de anılır. Gordios: Gordios, çiftçi kökenli olup bir kehanet sonucu kral seçilmiş ve Gordion'u kurmuştur. Gordion, adını efsanevi Frig Kralı Gordios'tan alır. Gordios'un, Zeus'a adadığı ve üzerine karmaşık bir düğümle bağladığı arabası, Gordion Düğümü efsanesinin bir parçası haline gelmiştir.

Falda akan nehir görmek, genellikle hayatta akışın ve değişimin sembolü olarak yorumlanır. Akan nehir görmenin bazı diğer anlamları: Bolluk ve bereket. Duygusal denge ve ilerleme. İç huzuru ve dinginlik. Yeni fırsatların kapınızı çalması. Fal yorumlarının bilimsel bir temeli olmadığını unutmamak gerekir.

Kılıç efsanelerinde yer alan bazı ünlü kılıçlar şunlardır: Excalibur. Gramr. Zülfikar. Durendal. Ame-no-Habakiri. Caladbolg. Claíomh Solais. Crocea Mors. Muramasa'nın Kılıcı. Masamune'nin Kılıcı.

Kahve falında şahin görmek, farklı şekillerde yorumlanabilir: Olumsuz haber: Şahin, yırtıcı ve yabani bir kuş olduğu için falda çıkması genellikle hayırlı bir habere yorulmaz ve fal sahibinin yakın zamanda mutsuz olacağı ya da üzüleceği bir haber almasına işaret eder. Düşman veya rakip: Fal sahibinin zarara uğrayabileceği bir düşmanının ya da rakibinin olmasına yorulur. İş ve başarı: İşlerin yolunda gideceğine ve kısa bir süre içerisinde tüm kötü giden işlerin yoluna gireceğine işaret eder. İhanet: Fal sahibinin, güvendiği bir kişiden ihanet görebileceğini ifade eder. Fal yorumları bilimsel bir temele dayanmaz.

"Herkül Yeniden Doğuyor" filminin konusu, gözden düşmüş ve sürgünde yaşayan Herkül'ün, genç bir adamın eşi kötü bir kral tarafından kaçırıldığında ona yardım etmesiyle gelişir. Genç adam, ailesini kurtarmak ve adalet sağlamak için Herkül'ün kapısını çalar. Filmde sadece aksiyon değil, dostluk, cesaret ve yeniden doğuş temaları da işlenir.

Çoban ve Gelin Efsanesi, Türkiye'nin Malatya ilinin Yeşilyurt ilçesinde bulunan Çoban Müzesi'nde anlatılmaktadır. Bu efsane ayrıca, Çorum'un Üçköyler köyünde ve Yozgat'taki Nohutlu Tepesi yakınlarında da farklı versiyonlarıyla bilinmektedir.