Efsaneler

Mumya laneti, mumyalara dokunan veya mezarlarını açan kişilerin uğursuzluğa uğrayacağına dair bir inançtır. Mumya lanetinin kökeni, antik Mısır'ın mezar koruma inançlarına dayanır. Bilimsel araştırmalar, mumya laneti efsanesinin gerçek olmadığını ve mumyalara dokunmanın veya mezarlarını açmanın insan sağlığına herhangi bir zararı olmadığını ortaya koymuştur.

Loras Dağı'nda ejderha olduğuna dair efsaneler, Selçuklu Hükümdarı Alaeddin Keykubat döneminde yayılmıştır. Bu efsaneye göre, Loras Dağı'nda insanları ve hayvanları yiyen bir yaratık olduğu söylentisi çıkmış, bu yaratığın bir ejderha veya ejderhaya benzeyen güçlü bir hayvan olduğu düşünülmüştür. Söylentiler, Alaeddin Keykubat'ın oğlunun kulağına kadar gitmiş ve güçlü şehzade, bu ejderhayı öldüreceğini söyleyerek yola koyulmuştur. Bu olayın ardından yöre halkı, toprağı verimli ve suyu tatlı olan Loras Dağı'nın eteklerine tekrar yerleşmeye başlamıştır.

Alaaddin'in lambasından çıkan cin, Alaaddin'in isteklerini yerine getirmek ve ona yardımcı olmak ister. Ancak, bazı versiyonlarda cin, kendi isteklerini de dile getirebilir; örneğin, bir versiyonda cin, ev, araba veya başarı gibi şeyler talep edebilir. Ayrıca, bir başka versiyonda cin, Alaaddin'den kötü kalpli bir büyücüyü cezalandırmak için yardım ister.

Beşiktaş'ın 100 yıllık efsaneleri arasında yer alan bazı isimler şunlardır: Hakkı Yeten (Baba Hakkı). Sabri Dino. Samet Aybaba. Rıza Çalımbay. Metin Tekin. Feyyaz Uçar. Daniel Amokachi. Mehmet Özdilek (Şifo Mehmet). Oscar Cordoba. Daniel Pancu. Bu isimler, Beşiktaş tarihinde önemli başarılar elde etmiş ve taraftarlar tarafından efsaneleştirilmiş futbolculardır.

Sağ gözden gelen yaşın özel bir anlamı yoktur. Sağ gözden akan gözyaşının mutluluk, sol gözden akan yaşın ise üzüntü belirtisi olduğu bilgisi şehir efsanesidir. Gözyaşı, kaşın altındaki lakrimal bezden salgılanan ve gözü koruyan bir sıvıdır. Gözden yaş gelmesi, gözyaşı kanallarındaki tıkanıklık, göz enfeksiyonları, alerjik reaksiyonlar veya göz içi basıncının artması gibi çeşitli nedenlere bağlı olarak ortaya çıkabilir. Gözden yaş gelmesi durumunda bir göz doktoruna başvurulması önerilir.

Canlı cenaze deyiminin hikayesi şöyledir: Vaktiyle bir Bektaşi, bir köye imam olur. İçlerinden biri, “Ben yalandan öleyim, o zaman ne yaptığını öğrenirim. Bektaşi, ölüyü yıkamak için odaya girip, iyice kaynar suyu, teneşirde yatan adamın üzerine dökünce, ölü taklidi yapan adam yattığı yerden ayağa fırlar. Kapıyı açıp alnındaki terleri silerek merakla bekleyen köylülere döner ve “Bana bakın. Canlı cenaze deyimi, çok zayıf, gücü kuvveti yerinde olmayan, cılız, iyi beslenmemiş, hasta insanlar için kullanılır.

Hayır, hipogrif gerçek bir hayvan değildir; mitolojik bir yaratıktır. Hipogrif, bir kartalın ön yarısı ve bir atın arka yarısından oluşan hayali bir yaratıktır.

Kral Arthur'un cadı karısı olarak Morgana Le Fay gösterilebilir. Morgana, Kral Arthur'un üvey kız kardeşidir. Kral Arthur hakkındaki hikayeler 11. yüzyıldan önce popüler hale gelmiştir. Morgana, bazı anlatılarda büyülü Avalon adasının şifacı ve bilge yöneticisi olarak yer alırken, bazı anlatılarda ise Kral Arthur efsanesinin baş düşmanı olarak karşımıza çıkar. Morgana'nın yer aldığı bazı anlatılar şunlardır: Roman De Troje; Vulgate Döngüsü; La Mort d’Arthur. Kral Arthur'un cadı karısı olarak başka bir karakter de bulunamamıştır.

Ametist taşının dayandığı en bilinen efsane, Antik Yunan mitolojisinde Dionysos ile ilgili olan hikayedir. Bu efsaneye göre, şarap ve eğlence tanrısı Dionysos çok sarhoş olur ve önüne çıkan her şeyi yok etmeye karar verir. Bu efsane, ametistin yalnızca güzel bir taş değil, aynı zamanda alkolün etkisinden korunma ve aşırılıklara karşı bir savunma simgesi olduğuna dair bir inancı da beraberinde getirir. Ayrıca, Türk mitolojisinde de ametist hakkında doğrudan bir mitolojik hikaye bulunmasa da, taşın manevi koruma, denge ve ruhsal iletişim konularında önemli bir yere sahip olduğu düşünülmektedir. Ametist taşının efsaneye dayanan diğer hikayeleri için aşağıdaki kaynaklara göz atılabilir: kutsalbilgelikakademisi.com; cositashop.com.

Tepegöz'ün annesi, oğlunun kaderini mühürlercesine "Oğuz'a bela getireceğini" belirttiği için bebekken onu terk etmiştir. Tepegöz'ün annesi, aynı zamanda onun biyolojik babası Sarı Çoban'ın tecavüzünden ötürü halen Oğuz'a kızgındır. Tepegöz, daha doğmadan önce hem babasının hem de Oğuz'un dikkatini çekmiş ve tekmelenmeye başlamıştır. Tepegöz, annesi tarafından terk edilerek Oğuz'a evlatlık gitmiş ve haliyle bir anne ve onun sağladığı yaşam alanı ilişkisinden mahrum kalmıştır.

Erzurum'un en büyük efsanesi olarak kabul edilebilecek tek bir figürden bahsetmek zordur, çünkü şehir birçok ünlü efsaneye ev sahipliği yapmaktadır. Ancak, Erzurum'da en fazla bilinen efsanelerden bazıları şunlardır: Abdurrahman Gazi: Hz. Peygamber'in sancaktarı olduğuna inanılan ve Palandöken Dağı'nda türbesi bulunan bir figürdür. Çoban Dede (Halil Dede): Dumlu yolu üzerinde, Köse Mehmet köyünde yaşadığı ve çobanlık yaparken bir ejderha ile karşılaştığı rivayet edilen bir evliyadır. Külhancı Baba: Şeyhler Hamamı'nda külhancı olarak çalışan ve Hz. Peygamber ile karşılaştığı söylenen bir karakterdir. Bu efsaneler, Erzurum'un kültürel mirasının önemli bir parçasıdır ve halk arasında nesilden nesile aktarılmaktadır.

Alabanda'da yaşamış bazı kişiler: Alabanda'lı Leon. Alabanda'lı Apollonius. Alabanda'lı Menekles. Alabanda'lı Hierokles. Apollonios Molon. Apaturius. Alabanda'lı Menedemos. Amyntas. Aridolis. Ayrıca, 2015 yılı itibarıyla Alabanda'nın üzerinde bulunan Araphisar Mevkiinde 12 aile ve yaklaşık 25 kişi yaşamaktaydı.

Altın Şehir'in sırrı, 3 bin yıl önce kaybolan devasa bir altın işleme kompleksinin keşfiyle çözüldü. Mısır'ın güneydoğusunda, Kızıldeniz kıyısındaki Cebel Sukari bölgesinde bulunan bu kompleks, antik Mısır'ın altın çıkarma ve işleme merkezlerinden biriydi. Kazılarda şu yapılar ve eserler ortaya çıkarıldı: Altın işleme tesisleri: Öğütme ve kırma istasyonları, filtrasyon havuzları, eritme fırınları. Ptolemaios Dönemi'ne ait yapılar: Hamamlar ve idari binalar. Roma ve İslam dönemlerinden kalan mimari yapılar. Madencilerin yerleşim alanları. Tarihi eserler: Greko-Romen döneme ait heykelcikler ve sikkeler, antik madencilik araçları, yarı değerli taşlardan yapılmış boncuklar ve deniz kabuklarından süs eşyaları. Bu keşif, Antik Mısır'ın ekonomik, sosyal ve dini yapısına dair önemli bilgiler sunuyor.

Dragon Wars, 21. yüzyılda insanlarla ejderhaların mücadelesini konu alır. Hikayenin özeti: Film, 500 yıl önce Kore'de başlar. Zaman atlar ve hikaye Los Angeles'a taşınır. Kötü kalpli yılan Buraki ve ordusu, Sarah'ı bulmak için Los Angeles'a saldırır. Ejderha Savaşları ayrıca, 1989 yılında Interplay Productions tarafından geliştirilen ve Activision tarafından yayınlanan bir rol yapma video oyununun adıdır.

Şahmeran'ın bir kuyruğu vardır. Bazı rivayetlerde Şahmeran'ın ölümü sonrası vücudu parçalara bölünür ve bu parçalardan biri kuyruk olarak tanımlanır. Ancak bu, Şahmeran'ın sahip olduğu kuyruk sayısını artırmaz, sadece ölüm sonrası dağılımını belirtir.

Gizemli ormanın sırrı, farklı hikayelerde çeşitli şekillerde ele alınmıştır: Mehmet Pektaş'ın "Gizemli Orman'ın Sırrı" kitabında, ormanın üzerindeki sır perdesi, Japon çocuklarla arkadaş olan kasabalı çocukların macerasıyla aralanır. Yaratıcı drama etkinliğinde, ormanın sırrı, "doğayı sevmek, saygı duymak ve korumak" olarak ifade edilir. Cedric'in "Gece Yarısı Serüvenleri Masalı"nda, ormanın sırrı, en yüksek tepedeki "Bilgelik Ağacı"nda saklı bir anahtarda yer alır.

Gizemli yaratıklar, genellikle insanların hayal gücünü ve merakını cezbeden varlıklardır. Bazı gizemli yaratık örnekleri: Montauk Canavarı: New York plajında bulunmuş, dinozor gagasına benzer bir gagası olan ve köpek karakterini andıran bir yaratık olarak tanımlanmıştır. Chupacabra: Latin Amerika'da görülen, hayvan kanı içen bir yaratıktır. Bigfoot (Sasquatch): Kuzey Amerika'nın vahşi bölgelerinde gözlendiği iddia edilen, büyük ve kıllı bir varlıktır. Loch Ness Canavarı: Loch Ness Gölü'nde yaşadığı söylenen bir canavardır. Bu yaratıkların gerçekliği bilimsel olarak kanıtlanmamıştır.

Vampire benzeyen bazı varlıklar şunlardır: 1. Strigoi: Doğu Avrupa halk hikayelerinde, ölülerin mezarlarından çıkarak kan emdiğine inanılan yaratıklar. 2. Lamia: Antik Yunan mitolojisinde, çocukları ve genç erkekleri avlayan dişi bir iblis. 3. Jiangshi (Canlı Ölüler): Çin kültüründe, yaşayan insanların enerjisini emdiğine inanılan zombi benzeri varlıklar. 4. Nukekubi: Geceleri vücudundan ayrılarak uçan ve insanlara saldıran Japon efsanesi. 5. Zombi: Voodoo inancında, doğaüstü güçlerin etkisiyle canlandırılan ölümsüz insanlar. Ayrıca, İskandinav mitolojisindeki draugrlar ve Sümer çivi yazısı metinlerindeki ekimmular da vampir benzeri varlıklar olarak kabul edilir.

Uyuyan Güzel (Aurora), doğumunda kötü kalpli Malefiz tarafından lanetlendiği için 16 yaşına geldiğinde bir iğneye dokunarak yüzyıllık bir uykuya dalmıştır. Lanete göre, Aurora 16 yaşına geldiğinde eline batacak bir çıkrık iğnesiyle ölecektir. Uyuyan Güzel'in yüzyıllık uykuya dalmasının bir diğer yorumu ise psikolojik bir savunma mekanizması olarak değerlendirilmesidir. Ayrıca, Murathan Mungan'ın "Yüzyıllık Uyuyan Güzel" adlı eserinde, Aurora'nın uyanma sonrası düşünceleri ve insanlığın yaradılışı hakkındaki sorgulamaları işlenerek, masaldaki mutlu son yerine hüzünlü bir son tercih edilmiştir.

Alp Er Tunga destanıyla ilgili resimlere şu sitelerden ulaşılabilir: Pinterest. Mitoloji.org.tr. Ayrıca, Turfan yakınlarındaki Bezeklik tapınağında Alp Er Tunga'nın kanlı bir resmi de yer almaktadır.