Edebiyat

Ömer Seyfettin'in "Forsa" adlı hikayesinde olaylar Akdeniz'de geçmektedir. Hikayenin mekanları ise şu şekildedir: korsan kadırgaları; Akdeniz kıyısındaki bir ada; ihtiyar forsanın esir olarak satıldığı ve ömrünün geri kalanını geçirdiği yer; ihtiyar forsanın özgürlüğüne kavuştuktan sonra yaşadığı kulübe; ihtiyarın acıktığında gittiği ada kasabası; büyük Türk kadırgası. Ayrıca, hikayede Edremit, Malta, Çanakkale, Tarık Boğazı, İstanbul, Kabataş gibi yer isimlerinden de bahsedilmektedir.

Manas destanının en uzun versiyonu, Sayakbay Karalayev'den derlenen Manas-Semetey-Seytek üçlemesi olup 500.500 dizeden oluşmaktadır. Ancak, farklı Manasçılardan derlenen anlatımların toplam dize sayısının 1.500.000 civarında olduğu tahmin edilmektedir.

Seyahatname, bir kişinin seyahat ettiği yerlerdeki gözlemlerini, yaşadıklarını, karşılaştığı insanları, doğayı, kültürü ve yerel yaşamı kaleme aldığı yazılı eserdir. Evliya Çelebi'nin 17. yüzyılda kaleme aldığı Seyahatname, Osmanlı coğrafyasında yaptığı seyahatleri ve gözlemlerini içeren, on ciltten oluşan bir eserdir.

Karanlıktan Çıkış (Out of Darkness) filminin konusu, 45.000 yıl önce, Paleolitik çağda, altı kişilik bir grubun yeni bir yuva bulmak için Dar Deniz'i geçmeye çalışmasıdır. Gece olduğunda, grup yalnız olmadıklarını fark eder ve korkunç bir düşmanla yüzleşmek zorunda kalır.

Hüseyin Nihal Atsız'ın "Geri Gelen Mektup" şiirinin sonunda, öğretmen hanım, Atsız'ın yazdığı mektuba ve içinde yankı bulan aşk dolu şiire hiçbir karşılık vermez. Atsız, yaşadığı bu olay sonrası, mektuptaki ilk kıtası yer alan şiirin devamını yazar ve şiire de "Geri Gelen Mektup" adını verir.

"Yaldızlı Hikayeler" ifadesi, farklı bağlamlarda çeşitli hikayeleri ifade edebilir. Örneğin, Romantizm Kulübü ile ilgili "Yaldızlı Hikayeler" kanalı, Romantizm Kulübü oyunundaki hikayeler ve hileler hakkında içerikler sunmaktadır. Ayrıca, El Dorado hikayesi, günümüz Kolombiya'sının kuzey And Dağları'nda yaşamış olan Muiska halkının efsanevi krallarını anlatır. Bunun yanı sıra, Yaldızlı Çağ: Bugünün Hikayesi adlı roman, Mark Twain ve Charles Dudley Warner tarafından yazılmış olup, 1870'lerden 1900'lere kadar olan dönemde ABD'deki açgözlülük ve siyasi yolsuzlukları konu alır. Son olarak, Yaldızlı Fısıltılar adlı kitap, Prof. Dr. Halis Aydemir tarafından yazılmış olup, bâtıl ideolojilerin yanıltıcı yönlerini ele alır.

Peyami Safa'nın 1933 yılında basılan Bir Tereddüdün Romanı adlı eseri, aşk hayatında tereddütler yaşayan bir yazarın hikâyesini anlatır. Romanın konusu şu şekilde özetlenebilir: Mualla, bir arkadaşının önerisiyle Bir Adamın Hayatı isimli eseri tereddüt içinde okumaya başlar. Kitap Mualla'da farklı etkiler yaratır. Daha sonra kitabı Mualla’ya öneren arkadaşı Mualla’yı yazarla tanıştırır. Yazar, bir süre sonra Mualla’ya evlenme teklif eder ama cevap vermek için acele etmemesini söyler. Mualla, yazarın kitabını okumaya devam ederken yazar bir gece otelde kalırken biri odasının kapısını çalar ve ona arabada bir kadının kendisini beklediğini söyler. Yazar alçalır ve arabaya doğru gider. Arabadaki kadın Vildan'dır. Yazarın evlenmek üzere olduğunu çoktan haber almıştır. Bu noktadan sonra kitaptaki olaylar yazar ile Vildan arasında geçer. Vildan bir gün yazarı evine davet eder ancak yazar bu ısrarlı davetten şüphelendiği için Vildan’ın evine gitmez. Vildan belli bir süre sonra yazarın çalıştığı yere gider ve bir süre konuştuktan sonra onu evine davet eder. Yazar bu kez bu daveti kabul eder. Vildan, yazardan evine gelirken bazı şeyler getirmesini ister. Yazar, Vildan’ın evine gider ve sabaha kadar alkol ve uyuşturucuyu birlikte alırlar. Yazar eve gittikten sonra kitap sohbet ve itiraflar şeklinde geçer. Vildan bu toplantıda yazara Suriyeli olduğunu söyler. Ancak yazar buna inanmaz ve Vildan’ın bir casus olabileceğini düşünmeye başlar. Yazarın Vildan’a karşı tereddütleri devam eder. Vildan’ın evindeki bu toplantıda Vildan çok içtiği için rahatsızlanır, yazar Vildan'ı yatağına yatırır ve evden çıkıp çıkmamak konusunda ikilemler yaşar. Kapıdan çıkarken ev hizmetçisiyle tanışır ve Vildan’ın anlık durumu hakkında konuşarak evden ayrılır. Ertesi gün, yazar Vildan’ı merak ettiği için eve gelir ancak kapıcı ona Vildan

Kırmızı Pazartesi romanının sonu, Santiago Nasar'ın öldürülmesiyle biter. Santiago Nasar, Angela Vicario'nun kardeşleri Pablo ve Pedro tarafından öldürülür.

"Derinin Altında" (Under the Skin), İskoç yazar Michel Faber'in 2000 tarihli romanına dayanan, 2013 yapımı bir bilimkurgu filmidir. Filmin konusu: Başrolde Scarlett Johansson, İskoçya'da erkekleri avlayan dünya dışı bir kadını canlandırır. Bu kadın, kurbanlarını seks vaadiyle kandırıp bir "yuva"ya götürmekte ve onları siyah bir sıvıda çürümeye bırakmaktadır. Film, Isserley adındaki bu karakterin, görevi vesilesiyle modern dünyanın "sakat" bölgelerinde dolaşmasını işler. Ayrıca, film toplumsal cinsiyet, göç, merhamet ve ekoloji gibi temalara da değinir.

"Derinin Altında" (Under the Skin), İskoç yazar Michel Faber'in 2000 tarihli romanına dayanan, 2013 yapımı bir bilimkurgu filmidir. Filmin konusu: Başrolde Scarlett Johansson, İskoçya'da erkekleri avlayan dünya dışı bir kadını canlandırır. Bu kadın, kurbanlarını seks vaadiyle kandırıp bir "yuva"ya götürmekte ve onları siyah bir sıvıda çürümeye bırakmaktadır. Film, Isserley adındaki bu karakterin, görevi vesilesiyle modern dünyanın "sakat" bölgelerinde dolaşmasını işler. Ayrıca, film toplumsal cinsiyet, göç, merhamet ve ekoloji gibi temalara da değinir.

9. sınıf edebiyat ders kitabının 189-195. sayfalarında genellikle metin türleri ve bu türlerin özellikleri ele alınır. Sayfa 189-190: "Erzurum" adlı metnin analizi yapılır. Metnin amacı, Erzurum'un tarihî ve doğal güzelliklerini tanıtmak olarak belirtilir. Sayfa 191: Metin türü olarak "gezi yazısı" tanımlanır ve bu türün özellikleri açıklanır. Sayfa 192: "Bizim Akdeniz'den" adlı metinle karşılaştırma yapılır. Bu metinde Akdeniz Bölgesi'nin coğrafi ve kültürel özellikleri anlatılır. Bu sayfalarda ayrıca ders içi çalışmalar, paragraf türleri ve metinlerin yapısal unsurları da ele alınabilir. Daha fazla bilgi için aşağıdaki kaynaklara başvurulabilir: egitim.net.tr; odevhane.com; derskitabicevaplarim.com.

Edebi sohbetin (söyleşi) amacı, yazarın günlük olaylar arasından seçtiği bir konuyla ilgili görüş ve düşüncelerini, fazla derinleştirmeden, karşısındakilerle konuşuyormuş gibi anlatmasıdır. Edebi sohbetin diğer amaçları şunlardır: Yazarın, okuyucu ile samimi bir diyalog kurarak ona düşüncelerini açıklaması ve onu işlediği konu üzerinde düşünmeye davet etmesi; Ele alınan konuyu bilimsel bir şekilde ispatlama amacı gütmeden, içten ve samimi bir dil ile anlatması; Küçük fıkralar ve anılardan yararlanarak anlatıyı desteklemesi.

Edebi sohbetin (söyleşi) amacı, yazarın günlük olaylar arasından seçtiği bir konuyla ilgili görüş ve düşüncelerini, fazla derinleştirmeden, karşısındakilerle konuşuyormuş gibi anlatmasıdır. Edebi sohbetin diğer amaçları şunlardır: Yazarın, okuyucu ile samimi bir diyalog kurarak ona düşüncelerini açıklaması ve onu işlediği konu üzerinde düşünmeye davet etmesi; Ele alınan konuyu bilimsel bir şekilde ispatlama amacı gütmeden, içten ve samimi bir dil ile anlatması; Küçük fıkralar ve anılardan yararlanarak anlatıyı desteklemesi.

William Shakespeare'in önemli olmasının bazı nedenleri: Eserleri: 38 oyun, 154 sone ve çeşitli şiirler yazmıştır. Dil katkısı: İngilizceye 1.700'den fazla kelime ve deyim kazandırmıştır. Etkisi: Eserleri, birçok müzik ve görsel sanat eserine ilham kaynağı olmuş, ayrıca günlük dile de derin bir miras bırakmıştır. Standartlaşma: Shakespeare'in eserleri, İngilizcenin daha standart bir hale gelmesine katkıda bulunmuştur. Popülerlik: Yaşadığı dönemde de saygın bir şair ve oyun yazarı olarak tanınmıştır. Kalıcılık: Eserleri, yüzyıllar boyunca okunmaya, sahnelenmeye ve yorumlanmaya devam etmektedir.

Can Yücel'in aşk şiirlerinden bazıları şunlardır: "Aşk Çocuğu". "Aşk Dersi". "Bu Da Öyle Bir Aşk". "Bir Eşı Olmalı İnsanın". "Farzet Hiç Ayrılmadık". "Herşey Sende Gizli". Can Yücel'in aşk şiirlerine ayrıca antoloji.com üzerinden de ulaşılabilir.

Uzun İnce Bir Yoldayım türküsünün hikayesi, Aşık Veysel Şatıroğlu'nun kendisini terk eden eşine yazdığı rivayet edilir. Hikayeye göre, bir köyde yaşayan Aşık Veysel ve eşi, uyumak için yatağa girerler. Koşarken kadının ayakkabısının içinde bir şey rahatsız eder. Bu hikaye, Aşık Veysel'in eşine olan sevgisini ve onurlu davranışını anlatır.

"İstanbul'u Dinliyorum" şiiri, Orhan Veli Kanık tarafından yazılmıştır. Şiirin teması, İstanbul'un güzellikleri ve şehre duyulan hayranlıktır. Şiir, Garip Hareketi'nin özelliklerini taşır ve günlük konuşma dilini kullanarak duyusal imgelerle zenginleştirilmiş bir estetik sunar.

Uçan Halı animasyon filminin konusu, küçük bir çocuk olan Ahmet'in sihirli bir halı sayesinde maceraya atılmasıdır. Ayrıca, "Uçan Halıyla Dünya Turu: Gizemli Macera" adlı bir kitap da bulunmaktadır.

Alegorik anlatım, bir metinde verilmek istenen mesajın doğrudan değil, çeşitli simgeler aracılığıyla anlatılmasıdır. Alegorik anlatımda kullanılan bazı özellikler: Semboller: Güvercin barışı, terazi adaleti simgeler. Karakterler: Fabllarda hayvanlar, insana ait özellikleri veya duyguları temsil eder. Olay örgüsü: Masal ve hikayelerde olaylar, soyut kavramları alegorik olarak işleyebilir. Alegorik anlatım, edebiyat dışında sinema, resim ve heykel gibi sanat dallarında da kullanılır.

Milli Türkçe, milli kültürümüzün temeli olan Türkiye Türkçesinin gelişim dönemlerini anlatır. Türkiye Türkçesi, Batı Türkçesinin üçüncü devresini oluşturur. Türkiye Türkçesinin bazı özellikleri şunlardır: Yabancı unsurlar: Arapça, Farsça ve batı dillerinden alınan kelimeler ve terkipler içerir, ancak Osmanlıca'ya göre daha temiz bir dildir. Cümle yapısı: Eski devrelerdeki karmaşıklıktan arınmış, kısa ve derli toplu cümlelerden oluşur. Konuşma dili ile yakınlık: Yazı dili, konuşma diline yaklaştırılmış ve İstanbul konuşması yazı dili olmuştur.