Edebiyat

Gürsel Aytaç'a göre felsefi roman, felsefi düşüncelerle beslenmiş yaratıcılık (sanat) ürünleridir. Aytaç, bir kategori olarak "felsefi roman" sınıflandırması kapsamında kalan her romanın felsefi olduğunu, ancak felsefi olarak nitelenebilecek her romanın "felsefi roman" olmadığını belirtir. Ona göre felsefi romanın temel nitelikleri şunlardır: Biçim. Felsefi görüşler. Bazı felsefi roman örnekleri: "Agathon’un Hikâyesi" (1766), Christoph Martin Wieland; "Pierre ya da Belirsizlikler" (1852), Herman Melville; "Büyülü Dağ" (1924), Thomas Mann; "Biz" (1924), Yevgeni Zamyatin; "Sofi’nin Dünyası" (1991), Jostein Gaarden.

Divan-ı Lugatit-Türk, birçok Türk boyunu anlatmaktadır. Eserde ele alınan bazı Türk boyları şunlardır: Oğuz; Türkmen; Uygur; Çigil; Yağma; Karluk; Yemek; Kırgız; Argu; Kençek. Ayrıca, eserde Türk lehçelerinin yanı sıra bu lehçelerin ağızlarında yerel olarak kullanılan sözlere de yer verilmiştir.

Antoloji.com'da en çok okunan şiir hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, en çok okunan şiirler arasında şu eserler yer almaktadır: Orhan Veli Kanık - "Anlatamıyorum". Nazım Hikmet Ran - "Bence Şimdi Sen De Herkes Gibisin". Attila İlhan - "Ben Sana Mecburum". Ahmet Arif - "Hasretinden Prangalar Eskittim". Sezai Karakoç - "Monna Rosa -I- Aşk ve Çileler". Bir şiirin ne kadar okunduğunu kesin olarak tespit etmek zordur; bu, dil, tarihsel dönem ve kültürel etki gibi birçok faktöre bağlıdır.

80 kuşağının neden önemli olduğuna dair farklı görüşler bulunmaktadır. Edebiyat bağlamında, 80 kuşağı, seksenli yıllarda şiir yayınlamaya başlayan şairlerin yer aldığı bir kuşaktır. Toplumsal bağlamda, 80 kuşağı, 1980 askeri darbesinin ardından gelen değişimlere ve dünyadaki gelişmelere tepki olarak ortaya çıkmıştır. Bu nedenle, 80 kuşağının hem edebiyat hem de toplumsal tarih açısından önemli bir dönem olduğu söylenebilir.

Fuzûlî'nin Su Kasidesi'nde su, farklı anlamlar taşımaktadır: Hz. Muhammed. Ferahlık ve derman. Aşk. Temizlik ve saflık. Mucize. Ayrıca, su anâsır-ı erbaa'dan (dört unsur) biridir.

"Yere Yakın Yıldızlara Uzak" kitabı, 12 yaş ve üzeri okuyucular için uygundur. Kitapta intihar gibi temalar bulunmakla birlikte, bu temalar çok az bir kısımda yer almaktadır.

Uzun Hikaye kitabının ana fikri, hayatta nereye gidilirse gidilsin, sonunda her zaman başlangıç noktasına dönülmesidir. Kitapta ayrıca adalet kavramı sürekli olarak vurgulanmakta ve insanların hayattan büyük beklentiler içinde olmaması gerektiği savunulmaktadır.

20 yaş altı için önerilen bazı kitaplar: Stefan Zweig - Satranç; J. D. Salinger - Çavdar Tarlasında Çocuklar; George Orwell - Hayvan Çiftliği; John Steinbeck - Fareler ve İnsanlar; Stefan Zweig - Amok Koşucusu; Yusuf Atılgan - Aylak Adam; Hermann Hesse - Siddhartha; Goethe - Genç Werther’in Acıları; İlhami Algör - Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku; Barış Bıçakçı - Bizim Büyük Çaresizliğimiz. Ayrıca, Tolstoy, Dostoyevski, J. R. R. Tolkien, Jack London gibi yazarların eserleri de bu yaş grubu için uygun seçenekler arasında yer alabilir. Kitap önerileri kişisel zevklere göre değişiklik gösterebilir.

Tinker Bell, J. M. Barrie'nin 1904 tarihli oyunu ve 1911'de gelen Peter Pan (Peter ve Wendy) adlı romanındaki bir peri karakteridir. Kendine ait 7 adet filmi vardır. Filmlerin sıralaması şöyledir: Tinker Bell (2008); Tinker Bell ve Kayıp Hazine (2009); Tinker Bell ve Peri Kurtaran (2010); Pxie Hollow Games (2011); Tinker Bell: Gizemi Kanatlar (2012); Tinker Bell ve Korsan Peri (2014); Tinker Bell ve Canavar Efsanesi (2014).

Sherlock Holmes'un ilk bölümde neden öldüğüne dair bilgi bulunamadı. Ancak, Arthur Conan Doyle'un Sherlock Holmes'u öldürmesinin nedeni, karakterin yazarın dikkatini çok fazla çekmesi ve bu durumun diğer yazı projelerine zaman ayırmasını engellemesiydi. Doyle, 1893 yılında yayımlanan "Son Dava" adlı öyküde Holmes'u düşmanı Moriarty ile Reichenbach Şelalesi'nden düşürüp öldürmüştür.

Küçürek öykü türünü ilk kez Prof. Dr. Ramazan Korkmaz bulmuştur.

Franz Kafka, Babaya Mektup'u babasıyla arasındaki ilişkiyi ve bu ilişkinin kendisini psikolojik yönden nasıl istismar ettiğini anlatmak için yazmıştır. Kafka, bu mektupta babasının otoriter tavırlarından ve bu tavırların kendisinde yarattığı ruhsal baskıdan bahsetmiştir. Kafka, bu mektubu babasına hiç göndermemiştir.

Kişileştirme (teşhis), insan dışındaki varlıklara (hayvanlar, nesneler, doğa olayları) insana özgü niteliklerin aktarılmasıyla yapılan söz sanatıdır. Kişileştirme, genellikle intak (konuşturma) sanatı ile birlikte kullanılır. Bazı kişileştirme örnekleri: "Sanki çiçekler bana küsmüş gibi, her birinin boynu bükülmüştü." "Yeller tuttu kollarımdan / Dağlar geçit vermedi bana / Gideyim dedim sevdiğimi göreyim / Yollar izin vermedi bana." "Rüzgâr, bir insan gibi sevincinden ağlıyor, gülüyor, haykırıyordu." "Aynalar, bakmayın yüzüme dik dik / İşte yakalandık, kelepçelendik."

"Şu Dağlarda Kar Olsaydım" türküsü veya şarkısı, şair Yusuf Hayaloğlu'na aittir. Yusuf Hayaloğlu, bu eseri yazıp bestelemiştir.

"Son Teklif" kitabı, aşk ve bağımlılığın karmaşasını ele alıyor. Lauren Asher'in yazdığı roman, Callahan adlı karakterin, altı yıl önce kalbini kırdığı çocukluk arkadaşı ve sevdiği tek kadın olan Lana'nın, miras için gitmesi gereken göl evinde aslında ev sahibi olarak ortaya çıkmasıyla gelişen olayları anlatıyor.

Şiir örnekleri için aşağıdaki eserler incelenebilir: Necip Fazıl Kısakürek - Kaldırımlar: > "Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında; Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum. Yolumun karanlığa saplanan noktasında, Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum". Sezai Karakoç - Balkon: > "Çocuk düşerse ölür çünkü balkon Ölümün cesur körfezidir evlerde Yüzünde son gülümseme kaybolurken çocukların Anneler anneler elleri balkonların demirinde". Cahit Zarifoğlu - Anılarda Gül Yaprağı: > "Anılar defterinde gül yaprağı Gibi unutuldum kurudum Başıma düşmüş sevda ağı Bir başıma tenhalarda kahroldum Sen kimbilir, rüzgârlı eteklerinle Kimbilir hangi iklimdesin, ben Sensiz bu sessizlikle Deli gibiyim sensiz". Turgut Uyar - Senfoni: > "Önce sesin gelir aklıma Çaresiz kaldıkça hep seni düşünürüm Güzel olan, dolgun başaklardaki sarışın sevinçli Sonra cumartesi günleri gelir Sonra gökyüzü gelir hemen kurtulurum". Ahmed Arif - Hasretinden Prangalar Eskittim: > "Seni anlatabilmek seni. İyi çocuklara, kahramanlara. Seni anlatabilmek seni, Namussuza, halden bilmeze, Kahpe yalana. Ard-arda kaç zemheri, Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu Dışarda gürül-gürül akan bir dünya… Bir ben uyumadım, Kaç leylim bahar, Hasretinden prangalar eskittim".

Tavuk, farklı kültürlerde ve bağlamlarda çeşitli sembolik anlamlar taşıyabilir: Verimlilik ve üretkenlik. Anne ve aile ilişkileri. Saflık ve masumiyet. Korkaklık veya çekingenlik. Dini ve kültürel semboller. Yıl sembolü. Sembolik anlamlar, kültürel, toplumsal ve bireysel bağlamlara göre değişiklik gösterebilir.

Mai ve Siyah, Halit Ziya Uşaklıgil'in romanı, Ahmet Cemil'in şahsında Servet-i Fünun neslinin yaşam öyküsünü ve ruh halini anlatır. Eserde işlenen bazı temalar: Hayal ve gerçek çatışması. Karşılıksız aşk. Karamsarlık, ayrılık ve pişmanlık. Roman, gerçeklerle yüzleşmenin önemini vurgular; hayaller yerine gerçeklere göre hareket edilmezse daha büyük acılar yaşanacağını anlatır.

"Hamlet" oyunu ve filmi farklı yaş grupları için uygundur: Tiyatro oyunu: "Hamlet" tiyatro oyunu genellikle 12 yaş ve üzeri izleyiciler için uygundur. Film: "Hamlet" filmi, 13 yaş ve üzeri izleyiciler için uygundur ve şiddet veya korku unsurları ile olumsuz örnek oluşturabilecek davranışlar içerir.

Anonim kelimesi, adı sanı bilinmeyen anlamına gelir. Ayrıca, kullanıldığı bağlama göre şu anlamlara da gelebilir: Edebiyat ve sanat: Yazarı veya söyleyeni bilinmeyen eserler için kullanılır. Ticaret: Birden fazla şirketin kurduğu ortaklık, anonim şirket. Günlük yaşam: Kendini tanımlamak veya başkalarını tanımlamak için, bazen bilinmezlik, bazen de özgürlük anlamında kullanılır.