Diyabet

Açlık kan şekeri (AKŞ) seviyesinin yüksek olması, diyabet (şeker hastalığı) riskini artırır ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. AKŞ'nin yüksek olması durumunda ortaya çıkabilecek bazı komplikasyonlar: Kalp ve damar hastalıkları. Böbrek hastalıkları. Göz problemleri. Sinir hasarı. İnme ve kalp krizi. Normal AKŞ seviyesi 70-100 mg/dL arasında olmalıdır. Yüksek AKŞ seviyesi durumunda bir sağlık uzmanına danışılması önerilir.

Evet, Januvia'nın muadilleri vardır. Januvia'nın muadilleri arasında şunlar bulunmaktadır: Arliptin (25 mg, 50 mg ve 100 mg); Ptiaglin (100 mg); Sanosita (100 mg); Xelevia (100 mg). Bu ilaçlar da etkin madde olarak sitagliptin içerir ve tip 2 diyabet tedavisinde kullanılır. İlaç kullanmadan önce mutlaka bir doktora danışılmalıdır.

İnsülin bağımlı olmayan diyabet (Tip 2 diyabet) olan bir kişinin yaşam süresi, hastalığın iyi yönetilmesi ve komplikasyonların önlenmesi durumunda beklenen yaşam süresine yakın olabilir. Ancak, Tip 2 diyabet, kardiyovasküler hastalıklar ve diğer komplikasyonlar riskini artırarak yaşam süresini ortalama on yıl kısaltabilir.

Şeker hastalığı (diyabet), çeşitli organların iflas ettiğinin belirtisi olabilir, özellikle: Gözler: Katarakt ve diyabetik retinopati gibi sorunlara yol açabilir. Böbrekler: Diyabetik nefropati adı verilen böbrek hastalığına neden olabilir. Kalp ve kan damarları: Kalp krizi, felç ve periferik arter hastalığı riskini artırır. Sinirler: Diyabetik nöropati olarak adlandırılan sinir hasarına yol açabilir. Bu nedenle, şeker hastalığının belirtileri fark edildiğinde bir sağlık uzmanına başvurulması önemlidir.

Şeker hastalığında ayak yaraları için Dahiliye (İç Hastalıkları) Uzmanı veya Endokrinoloji Uzmanı'na başvurulmalıdır. Ayrıca, yaranın durumuna göre Ortopedi, Kalp ve Damar Cerrahisi, Enfeksiyon Hastalıkları, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi gibi farklı uzmanlık alanlarından doktorlar da tedavi sürecine dahil olabilir.

FreeStyle Libre 2 sensörü, diyabet yönetiminin daha kolay ve etkili hale getirilmesi için kullanılır. Başlıca işlevleri: - Sürekli glikoz izleme: Sensör, her dakika glikoz seviyelerini ölçerek gün boyu veri sağlar. - Gerçek zamanlı alarmlar: Glikoz seviyeleri belirlenen eşik değerlerini aştığında uyarı verir, bu da hiperglisemi ve hipoglisemi riskini azaltır. - Su direnci: Duş alma, yüzme ve egzersiz gibi günlük aktiviteler sırasında kullanılabilir. - Akıllı telefon entegrasyonu: Glikoz okumaları ve alarmlar doğrudan telefona iletilir. Kullanım gereksinimleri: Sensör, doktor reçetesi ve sigorta kapsamı gerektirir.

Şeker ölçüm çizelgesi, diyabet hastalarının glisemi kontrolünü sağlamak için haftada 3-4 kez tutulması önerilir. Ancak, insülin pompası veya insülin enjeksiyonu kullanan ve gebe olan diyabetiklerin, glisemi kontrolü sağlanana kadar günde 4 kez ölçüm yapması gereklidir. Şeker ölçüm çizelgesinin tutulma süresi, hastanın durumuna ve doktorun önerilerine göre değişebilir.

Diyabetli bir hastada ani başlayan karın ağrısı ve dalgınlık yakınmaları ile karşılaşıldığında, iki olası acil durum düşünülebilir: 1. Ketoasidoz: Diyabetli hastalarda yüksek kan şekeri seviyesi ve yeterli insülin üretimi olmadığında ortaya çıkar. 2. Apandisit: Ani başlayan şiddetli karın ağrısı, özellikle sağ alt kadranda, apandisit gibi cerrahi bir müdahalenin habercisi olabilir. Bu tür durumlarda, acil müdahale ve doktorla hemen iletişime geçmek hayati önem taşır.

Şeker yüklemesi, gerek olmasa bile bazı durumlarda yapılır çünkü bu testin yapılmamasının ciddi sonuçları olabilir. Şeker yüklemesinin yapılması gereken durumlar şunlardır: - 35 yaşından büyük aşırı kilolu gebeler; - Ailede diyabet öyküsü olanlar; - Önceki gebeliklerinde gestasyonel diyabet öyküsü olanlar; - Gebelik sürecinde aşırı kilo alanlar; - Daha önce yüksek kilolu bir bebek doğuran gebeler; - Yüksek tansiyon rahatsızlığı bulunan gebeler. Bu test, gestasyonel diyabetin kontrol altında tutulması ve anne ile bebeğin sağlığının korunması için önemlidir.

Pioglitazon endikasyonları şunlardır: 1. Tip 2 diyabet: Pioglitazon, diyet ve egzersizle birlikte kullanıldığında, tip 2 diyabetli hastalarda kan şekeri kontrolünün sağlanmasında etkilidir. 2. Oral antidiyabetik tedavi: Tek başına oral antidiyabetik tedaviyle yeterli kontrol sağlanamayan hastalara reçete edilir. Önemli not: Pioglitazon, tip 1 diyabet ve diyabetik ketoasidozda kontrendikedir.

Karbonhidrat sayımı yapmak için aşağıdaki adımlar izlenebilir: 1. Yiyeceklerin besin değerlerini inceleyin: Marketten aldığınız gıdaların etiketlerinde karbonhidrat bilgisi bulunur. 2. Besin gruplarını tanıyın: Her besin grubu farklı miktarda karbonhidrat içerir. 3. Karbonhidrat değerlerini ezberleyin: Yaygın olarak tüketilen bazı gıdaların karbonhidrat miktarlarını ezberlemek işinizi hızlandıracaktır. 4. Karbonhidrat sayımı uygulamaları kullanın: Teknolojiyle birlikte karbonhidrat sayımını kolaylaştıran birçok mobil uygulama mevcuttur. 5. Diyabet diyetisyeni ile eğitime başlayın: Diyetisyen veya diyabet eğitmeni, karbonhidrat saymayı öğretebilir ve doğru porsiyon kontrolünü sağlamanıza yardımcı olabilir. Karbonhidrat sayımı, özellikle tip 1 ve tip 2 diyabetli bireyler için kan şekeri seviyelerini kontrol altında tutmak açısından önemlidir.

Çocuklarda şeker hastalığı (diyabet) tedavi edilmezse çeşitli ciddi sağlık sorunları ortaya çıkabilir: 1. Ketoasidoz: İnsülin eksikliği nedeniyle kan şekeri yükselir ve vücut protein ve yağı enerji için yakar, bu da asitlerin ve ketonların kanda birikmesine yol açar. 2. Böbrek, göz ve sinir hasarı: Yüksek kan şekeri, zamanla böbreklere, gözlere ve sinir sistemine zarar verir. 3. Kalp hastalıkları: Diyabet, çocuklarda kalp hastalıklarına yakalanma riskini artırır. 4. Genel halsizlik ve kilo kaybı: Çocuk, enerji eksikliği nedeniyle halsizleşir ve kilo kaybeder. Bu nedenle, çocuklarda şeker hastalığının erken teşhisi ve tedavisi hayati önem taşır.

Tip-1 diyabet hastalarının yaşam süresi, doğru tedavi ve sağlıklı yaşam tarzı ile normal bireylere yakın olabilir. Tip-1 diyabet, ömür boyu süren bir hastalıktır ve tedavi edilmezse ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Diyabet hastalarının düzenli olarak doktor kontrollerine gitmeleri ve kan şekeri değerlerini izlemeleri önemlidir.

Çok su içmek ve susamak çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir: 1. Diyabet: Yüksek kan şekeri seviyeleri, vücudun fazla glukozu idrarla atmaya çalışırken su kaybına yol açar ve bu da aşırı susama hissine neden olabilir. 2. Hormon dengesizlikleri: Menstrüasyon, gebelik veya menopoz gibi hormonal değişiklikler vücutta su dengesizliklerine yol açabilir. 3. Aşırı tuz tüketimi: Fazla tuz, suyun vücutta daha fazla tutulmasına ve dolayısıyla aşırı susama hissine neden olabilir. 4. Aşırı egzersiz: Terleme yoluyla vücuttan sıvı kaybı, su içme isteğini artırabilir. 5. Psikojenik polidipsi: İhtiyacından fazla su içme isteği, psikolojik bir durum olabilir. Bu durumlar dışında, yetersiz sıvı tüketimi, ishal, kusma ve ateşli hastalıklar da su ihtiyacını artırabilir.

Şeker hastalığı (diyabet) için ilk olarak dahiliye (iç hastalıkları) bölümüne başvurulmalıdır. Dahiliye uzmanı, hastalığın türünü belirleyip gerekli tedavi planını başlatır ve hastayı gerekli gördüğünde endokrinoloji bölümüne yönlendirir. Endokrinoloji uzmanları, hormon sistemi üzerine uzmanlaşmış doktorlardır ve diyabet gibi hormon kaynaklı hastalıkların tedavisini üstlenirler.

Glikoz düşüklüğü (hipoglisemi) tehlikeli olabilir çünkü kandaki glukoz seviyesinin normalin altına düşmesi, beyin ve diğer organların yeterli enerji sağlayamamasına yol açar. Hipogliseminin belirtileri arasında terleme, titreme, baş dönmesi, açlık, mide bulantısı ve bilinç kaybı gibi durumlar bulunur. Hipoglisemi özellikle diyabet hastaları için risklidir, ancak diyabet olmayan kişilerde de açlık, aşırı egzersiz, alkol tüketimi veya bazı metabolik bozukluklar gibi nedenlerle ortaya çıkabilir. Hipoglisemi şüphesi varsa, kan şekeri ölçümü yapılmalı ve gerekirse bir sağlık uzmanına başvurulmalıdır.

Evet, okullarda diyabet eğitimi zorunludur. Milli Eğitim Bakanlığı'nın yönergesine göre, başta tip 1 diyabetli çocukların bulunduğu okullarda, öğretmenler, okul yöneticileri, okul hemşireleri ve okul çalışanlarının "Okulda Diyabet Programı Eğitim Belgesi" alması gereklidir.

Calira etken maddesi dapagliflozin'dir.

DEC2 hastalığı olarak belirtilen bir hastalık bulunmamaktadır. Ancak, tip 2 diyabet olarak bilinen bir hastalık vardır ve bunun nedenleri şunlardır: 1. İnsülin direnci: Pankreas tarafından üretilen insülinin vücut tarafından yeterince kullanılamaması. 2. Karaciğerin tam çalışmaması: Karaciğerin glukozu glikojen olarak depolayıp tekrar kana salamaması, bu da kan şekerinin dengesiz dalgalanmasına neden olur. 3. Genetik faktörler: Ailede diyabet öyküsü olan kişilerde risk daha yüksektir. 4. Yaşam tarzı: Obezite, hareketsizlik, yüksek kolesterol ve trigliserit düzeyleri, stres gibi çevresel etkenler. Tip 2 diyabet, tedavi edilmezse ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.

NPH (Nötral Protamine Hagedorn) insülini, tip 1 ve tip 2 diyabet hastalarının kan şekeri seviyelerini kontrol altında tutmak için kullanılan orta uzunlukta etkili bir insülin türüdür. Şeker hastalığı (diyabet) ise, pankreasın yeterli insülin üretememesi veya üretilen insülinin etkili şekilde kullanılamaması sonucu ortaya çıkan, kandaki glikoz seviyesinin kronik olarak yükseldiği bir metabolizma hastalığıdır.