DenizTicareti

Rotterdam Limanı, Hollanda'nın en büyük limanıdır.

Fatih Sultan Mehmet ve Venedikliler, Osmanlı'nın denizlerde var olmak istemesi nedeniyle savaştılar. Savaşın diğer nedenleri: - Sırbistan, Arnavutluk ve Mora'nın fethi ile iki devletin komşu olması. - Osmanlı'nın Karadeniz ve Ege Denizi'nde yaptığı fetihlerin Venediklilerin ticari çıkarlarına dokunması. - Venediklilerin Osmanlı Devleti aleyhine ittifaklara katılması.

Ticari yat, mürettebatlı veya mürettebatsız olarak yat kiralama hizmeti sunan işletmeleri ifade eder. Bu işletmeler iki ana faaliyet alanında yer alır: 1. Yat yönetim faaliyetleri: Yatların bakımı, onarımı, tedariki, bağlama yeri sağlanması, karada bakım, tersane hizmetleri, personel temini, yönetim ve organizasyon gibi hizmetleri içerir. 2. Yat kiralama: Rekreasyonel ve turistik amaçlı deniz seyahatlerini organize eder. Ayrıca, ticari yatlar, deniz turizmi kapsamında çeşitli ek hizmetler de sunabilir, örneğin sefer planlaması ve deniz turizmi tesislerinin işletilmesi.

Armatürk, 2014 yılında akvaryum armatürleri ürünleri üretimi, satışı ve pazarlaması üzerine kurulmuş bir firmadır. Firma, sektörde uzman ve deneyimli kadrosuyla Türkiye geneline hizmet vermektedir. Ayrıca, Armatürk sosyal sorumluluk projesi kapsamında mama kumbarası ile sokak hayvanları için bağış kampanyası düzenlemektedir.

Gemis markası, Mediterranean Shipping Company (MSC) olarak bilinir. MSC, deniz ticaretinde dünya çapında faaliyet gösteren bir marka olup, 1970 yılında Napoli'de gemi kaptanı Gianluigi Aponte tarafından kurulmuştur. Ayrıca, MSC'nin Türkiye adında, 399.9 metre uzunluğunda ve 24.346 TEU taşıma kapasitesine sahip bir konteyner gemisi de bulunmaktadır.

Avarya, deniz ticaretinde gemiye ya da yüke gelen zarar ve bu zarardan gemi ve yük sahiplerine veya onların sigortacılarına düşen paydır. Müşterek avarya, ortak bir deniz yolculuğuna çıkan gemi ve yükü tehdit eden bir tehlikeden korumak için bilerek ve isteyerek yapılan olağanüstü masraf ve fedakarlıkların, gemi ve yükün tamamen veya kısmen kurtulmuş olmaları halinde, korunan değerlerle orantılı olarak paylaştırılmasıdır. Müşterek avaryanın oluşması için gereken şartlar şunlardır: Ortak bir tehdit. Tehdit edilen kıymetlerin bir kısmının atılması. Faydalı netice. Müşterek avarya, nakliyat sigortacılığı dışında farklı bir denizcilik kurumu olup, gemide bulunan yük sigortalı olmasa dahi yük sahibi müşterek avarya hareketinin tarafıdır.

Akdeniz'in stratejik öneminin arttığı antlaşma, Kanuni Sultan Süleyman döneminde gerçekleştirilen Rodos Seferi ile olmuştur. Bu sefer, Osmanlı'nın denizlerdeki gücünü artırmasının yanı sıra, Akdeniz ticaret yollarının kontrolü açısından da hayati bir adım olmuştur.

Deniz yük senedi, deniz yoluyla yapılan taşımalarda kullanılan, taşıyıcı tarafından düzenlenen bir taşıma senedidir. Bu senet, malın yüklendiğini, belirlenen şekilde taşınacağını ve varış noktasında alıcısına eksiksiz teslim edileceğini taahhüt eder. Deniz yük senetleri, nama yazılı, emre yazılı ve hamiline yazılı olarak üçe ayrılır: - Nama yazılı konşimento: Ciro ile devredilemeyen ve malların teslim edilmesi gereken taşıma senedidir. - Hamiline yazılı konşimento: En riskli taşıma belgesidir; konşimentoyu elinde bulunduran tarafın malların teslim edilmesini isteme yetkisi vardır. - Emre yazılı konşimento: Belirli bir kişiye veya onun emrine düzenlenen taşıma senedidir.

Osmanlı'da Garp Ocaklarının önemi şu şekilde özetlenebilir: 1. Deniz Gücü ve Akdeniz Hakimiyeti: Garp Ocaklarının en büyük faaliyetleri korsanlık ve deniz ticaretiydi. 2. Ekonomik ve Kültürel Gelişim: Garp Ocaklarında Osmanlı uygarlığının siyasi, kültürel, askeri ve ekonomik özellikleri yayılmış, şehirler gelişmiş, imar faaliyetleri artmış ve kültürel ilerleme sağlanmıştır. 3. Uluslararası İlişkiler: Garp Ocaklarının bağımsızlığı ve Osmanlı sultanına bağlı olmaları, Avrupa sömürgeciliğinin Kuzey Afrika'da yayılmasını engellemiştir. 4. Yönetim Yapısı: Garp Ocaklarının yarı bağımsız yapısı, Osmanlı Devleti'nin bu bölgeleri etkin bir şekilde yönetmesini sağlamış ve yerel halkın yönetime katılımını artırmıştır.

12. ve 13. yüzyıllarda Avrupa haritası şu şekildeydi: İklim: 950-1300 yılları arasında bol yağışlı sıcak bir dönem vardı. Coğrafya: Deniz seviyeleri günümüzden çok daha yüksekti, bu yüzden bugünkü karaların bir kısmı sular altındaydı. İtalya, Avusturya ve Macaristan civarında büyük bir iç deniz vardı. Almanya'nın güneyi ve Fransa'nın doğu bölgeleri deniz altındaydı. İspanya, doğu kıyıları hariç çoğunlukla su üzerindeydi. Yunanistan ve Türkiye'nin batısı adalar haline gelmişti. Britanya Adaları, bugünkü İngiltere ve İrlanda, küçük adalar şeklinde sular içindeydi. Kuzey Afrika'da Libya ve Mısır'ın kuzeyi daha fazla kara içeriyordu. Siyasi Durum: 12. ve 13. yüzyıllarda Haçlı Seferleri nedeniyle Doğu, Latin dünyanın odağında yükselmeye başlamış ve Kudüs, dünya haritalarının merkezine yerleşmişti. 12. ve 13. yüzyıllarda çok sayıda Arapça ve Grekçe klasik eser Avrupa dillerine tercüme edilmişti. Bu konuda daha fazla bilgi için şu kaynaklar kullanılabilir: tr.pinterest.com; ataaofsoru.com; stratejikortak.com.

Ceneviz ve Venedikliler, 14. yüzyılda Akdeniz hakimiyeti için rekabet ettikleri için düşmanlardı. Bu rekabetin temel nedenleri şunlardı: 1. Ticaret Yolları Üzerindeki Hakimiyet: Her iki devlet de Akdeniz ve Karadeniz'deki ticaret yollarının kontrolünü istiyordu. 2. Koloniler ve Stratejik Limanlar: Kıbrıs, Girit ve Karadeniz'deki limanlar gibi stratejik noktalara sahip olma arzusu. 3. Siyasi Çıkarlar: Batı Avrupa krallıkları ve Bizans İmparatorluğu üzerinde nüfuz sahibi olma mücadelesi. Bu rekabet, Chioggia Savaşı gibi uzun süren deniz savaşlarına yol açtı ve sonunda Venedik'in zaferiyle sonuçlandı.

Gemi acenteliği için Deniz Ticaret Odaları yetkilidir. Bu odalar, İstanbul ve Marmara, Ege, Akdeniz, Karadeniz Bölgeleri Deniz Ticaret Odası ile Mersin Deniz Ticaret Odası'dır.

Çeşme Kalesi, önemli birkaç nedenden dolayı tarihi ve stratejik bir öneme sahiptir: 1. Deniz Ticareti Güvenliği: 15. yüzyılda Cenevizliler tarafından deniz ticaretinin güvenliği için inşa edilmiştir. 2. Osmanlı Dönemi: Sultan II. Beyazıt zamanında 1508-1509 yıllarında yapılan ilavelerle Osmanlı Kalesi haline getirilmiştir. 3. Savunma Üssü: Ege Denizi'nde önemli bir geçiş noktasında yer alması nedeniyle tarih boyunca deniz ticareti ve savunma için kritik bir rol oynamıştır. 4. Müze Olarak Kullanımı: 1965 yılında Topkapı Sarayı Müzesi'nden getirilen silahların sergilenmesiyle ilk silah müzesi olarak ziyarete açılmış, daha sonra Çeşme Arkeoloji Müzesi olarak hizmet vermeye devam etmiştir.

Fenikeliler, Akdeniz'in dört bir yanında geniş bir ticaret ağı kurarak deniz ticaret yolunu kullandılar. Bu ticaret ağı, Doğu Akdeniz'den Batı Akdeniz'e uzanarak farklı bölgeleri birbirine bağladı. Başlıca ticaret yolları arasında: Mısır: Fenikeliler, Mısır ile yoğun ticaret yaparak altın, tahıl ve papirüs aldılar; karşılığında sedir ağacı ve mor boyalı kumaş sattılar. Kıbrıs ve Girit: Bu adalarda ticaret kolonileri kurarak değerli madenleri ve zeytinyağını ticaret ağlarına kattılar. Kuzey Afrika: En ünlü kolonileri Kartaca, İspanya ve Sicilya ile ticaret yaptı. İspanya: Fenikeliler, İspanya kıyılarında ticaret kolonileri kurarak gümüş, altın ve diğer değerli metallerin ticaretini yaptılar.

Akdeniz limanları, 1869 yılında Süveyş Kanalı'nın açılmasıyla tekrar önem kazanmıştır. Ümit Burnu'nun keşfiyle coğrafi keşifler sonucunda önemlerini kaybetmiş olan Akdeniz limanları, Süveyş Kanalı sayesinde Asya'ya geçişin kolaylaşmasıyla ticari dengeler değişmiş ve Akdeniz yeniden önemli bir ticaret güzergahı haline gelmiştir.

815 sayılı kanun, "Türkiye Sahillerinde Nakliyatı Bahriye (Kabotaj) ve Limanlarla Kara Suları Dahilinde İcrayı San'at ve Ticaret Hakkında Kanun"dur. Bu kanunun bazı önemli maddeleri: Madde 1: Türkiye sahillerinde emtia ve yolcu taşımacılığı ile liman hizmetleri yalnızca Türk bayraklı gemi ve deniz araçları tarafından yapılabilir. Madde 3: Türkiye kara sularında balıkçılık, dalgıçlık, kılavuzluk gibi denizle ilgili çeşitli meslekler yalnızca Türk vatandaşları tarafından icra edilebilir. Madde 4: Hükümet, belirli koşullar altında yabancı tahlisiye gemilerinin ve petrol arama ve üretim faaliyetlerinde kullanılan deniz araçlarının Türkiye'de faaliyet göstermesine izin verebilir. Madde 5: Kanuna aykırı hareket eden gemi kaptanları ve yabancılara ait deniz aracı sahiplerine idari para cezası uygulanır ve araçlar seferden alıkonulabilir.

Panama Kanalı olmasaydı, dünya deniz ticareti önemli ölçüde etkilenirdi. Olası sonuçlar: - Güney Amerika'nın güney ucundaki deniz yollarının önemi artardı, özellikle Macellan Boğazı ve Cape Horn rotası daha fazla kullanılırdı. - Deniz yolculukları daha uzun ve maliyetli olurdu, çünkü gemiler Güney Amerika'nın etrafını dolaşmak zorunda kalırdı. - Panama ekonomisi büyük bir gelir kaynağından mahrum kalırdı, çünkü kanal geçiş ücretleri ülke ekonomisine önemli katkı sağlıyor. - Lojistik ve yan sektörler de olumsuz etkilenirdi, çünkü kanal çevresindeki depolama ve gemi tamir hizmetleri gibi sektörler gelişemezdi.

İstanbul ve Çanakkale boğazları, stratejik ve ekonomik açıdan büyük öneme sahiptir. İşte bu önemin bazı nedenleri: 1. Coğrafi Konum: Türkiye, üç kıtanın kesiştiği noktada yer alır ve bu boğazlar, Asya ile Avrupa'yı birbirine bağlar. 2. Deniz Ticareti: Dünya ticaretinin önemli bir kısmı bu boğazlardan geçer ve Karadeniz'e kıyısı olan ülkeler için Akdeniz'e ulaşmanın tek yoludur. 3. Enerji Taşımacılığı: Rusya'ya deniz yoluyla ulaşımda en büyük yardımcıdır ve özellikle Ortadoğu'dan gelen enerji kaynaklarının taşınmasında büyük rol oynar. 4. Askeri Kontrol: Türkiye, uluslararası anlaşmalara dayalı olarak boğazları kontrol etme yetkisine sahiptir, bu da ülkenin uluslararası politikada önemli bir aktör olmasını sağlar. 5. Ekonomik Katkı: Boğazların çevresindeki bölgelerde gelişmiş bir ekonomi ve turizm potansiyeli vardır.

Buz İpek Yolu, küresel ısınma nedeniyle Arktik Okyanusu’ndaki deniz buzlarının erimesi sonucu ortaya çıkan yeni deniz ticaret yollarına verilen isimdir. Bu yeni rotalar, Kuzey Amerika, Doğu Asya ve Batı Avrupa'yı Kuzey Kutup Dairesi içinden birbirine bağlamaktadır.

Kırkambar navlun sözleşmesi, denizyolu ile yük taşıma taahhüdünü içeren ve taşıyan ile taşıtan arasında kurulan bir sözleşme türüdür. Bu sözleşmede, taşıyan geminin tamamını değil, sadece belirli bir kapasitesini taşıtana tahsis eder ve taşınacak yük, eşyanın kapsamına göre ücretlendirilir.