Demokrasi

Atina'da demokrasinin Perikles döneminde zirveye ulaşmasının birkaç nedeni vardır: Halka açık hukuk mahkemeleri: Perikles, vatandaşların oy çoğunluğuna göre karar alınmasını sağladı. Jürilerde görev alma tazminatı: Perikles, yurttaşların jürilerde ve diğer hükümet organlarında görev almaları için tazminat ödenmesini yasallaştırdı. Genişletilmiş demokrasi anlayışı: Perikles, demokrasiyi varlıklı kesimlerle sınırlamak isteyen aristokrat muhafazakarlara karşı çıkarak, sıradan Atinalılara yönetimde daha fazla söz hakkı vermeye çalıştı. Attika-Delos Deniz Birliği: Perikles, bu birliği Atina İmparatorluğu'na dönüştürdü ve bu, radikal demokrasinin gelişmesine yol açtı. Ancak, bazı tarihçilere göre, Perikles'in uygulamaları demokrasiye tezat oluşturarak tek adam rejimine dönüştü.

Varşova Bildirgesi ifadesi, farklı bağlamlarda çeşitli belgeleri ifade edebilir. İşte bazıları: Varşova Paktı: 14 Mayıs 1955 tarihinde Varşova'da, sekiz sosyalist ülkenin imzası ile kurulan askeri ve siyasal birliğin adıdır. Tütünsüz Avrupa için Varşova Deklarasyonu: 19 Şubat 2002 tarihinde düzenlenen Dünya Sağlık Örgütü Tütünsüz Avrupa için Varşova Bakanlar Konferansı'nda kabul edilen deklarasyondur. Varşova Ortak Bildirisi: 8 Temmuz 2016 tarihinde, AB-NATO zirvesinde Avrupa Komisyonu Başkanı, Avrupa Konseyi Başkanı ve Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü Genel Sekreteri tarafından imzalanan bir beyandır.

Liberal demokrasi, temsilci demokratik bir hükûmet biçimi altında işleyen liberal siyasi bir ideolojinin birleşimidir. Temel özellikleri: Seçimler: Birden fazla ayrı siyasi partinin katıldığı seçimler. Güçler ayrılığı: Hükûmetin farklı kollarına güçler ayrılığı. Hukukun üstünlüğü: Günlük yaşamda açık bir toplumun bir parçası olarak. Piyasa ekonomisi: Özel mülkiyet ile piyasa ekonomisi. İnsan haklarının korunması: İnsan haklarının, medeni hakların, medeni özgürlüklerin ve siyasi özgürlüklerin eşit şekilde korunması. Evrensel oy hakkı: Tüm yetişkin vatandaşlara oy hakkı tanınması. Liberal demokrasi, sınırlı bir yönetimi gerekli görür ve bireysel özgürlüğün, yönetim erkinin sınırlandığı yerde ve ölçüde var olabileceğini savunur.

İsmail Hakkı Baltacıoğlu'nun Yeni Adam dergisindeki amacı, halkı aydınlatmak, eğitmek ve öğretmektir. Baltacıoğlu, dergiyi bir "okul" olarak nitelendirmiş ve aracılığıyla dersler vermiştir. Ayrıca, Yeni Adam ile Cumhuriyet ideolojisinin yeni insanını bilimle yoğurmak istenmiştir.

Demokrasi, sivil toplumun güçlü olduğu toplumların rejimidir. Demokrasinin dayandığı toplumsal yapı şu özelliklere sahiptir: Birey. Toplum. Devlet. Ayrıca, demokrasinin temelinde halkın kendi kendini yönetmesi yatar.

Demokrasi ile ilgili çıkmış sorulara şu sitelerden ulaşılabilir: aofsoru.com. sinavtime.com. Ayrıca, sosyalbilgiler.biz sitesinde demokrasi ve cumhuriyetin nitelikleri ile ilgili açık uçlu sorular ve cevaplar mevcuttur. Demokrasi kavramı ile ilgili genel bilgilere ise tr.wikipedia.org adresinden ulaşılabilir.

7. sınıf sosyal bilgiler ders kitabının 157. sayfasında, bilginin korunması, yaygınlaştırılması ve aktarılmasında geçmişten günümüze yaşanan gelişmelerin kısaca açıklanması istenmiştir. Ayrıca, Yıldırım Yayınları'na ait 7. sınıf sosyal bilgiler ders kitabının 157. sayfasında, aşağıdaki soruların cevapları da bulunabilir: Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nin serebral palsili öğrencilere katkısının neler olabileceği; Günümüzde sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerinin neler olduğu ve Türkiye'de faaliyet gösteren bazı sivil toplum kuruluşlarına örnekler.

"Demokrasinin İlk Yılları (1947 - 1951)" adlı eser tek ciltten oluşmaktadır. Kitap, Cüneyt Arcayürek tarafından yazılmış olup, 248 sayfadan oluşmaktadır. Özetle: - Cilt Sayısı: 1 - Sayfa Sayısı: 248

Cumhuriyet ve monarşi yönetim şekilleri arasındaki temel fark, devlet başkanının göreve geliş usulündedir. Monarşi: Devlet başkanı (kral veya kraliçe) bu görevi veraset yoluyla, yani babadan oğula intikal ederek üstlenir. Cumhuriyet: Devlet başkanı veraset yoluyla gelmez, başka bir usulle göreve gelir. Ayrıca, cumhuriyette halkın başı olan yöneticiler halka karşı sorumludur ve hata yaptıklarında mahkemede yargılanabilirler.

1961 Anayasası'nın temel felsefesi, çoğulcu, özgürlükçü ve hukukun üstünlüğüne dayalı bir demokrasi anlayışı üzerine kuruludur. Bu anayasanın temel ilkeleri arasında şunlar yer alır: İnsan haklarına dayalı devlet anlayışı. Demokratik devlet. Laik devlet. Sosyal devlet. Kuvvetler ayrılığı. Ayrıca, 1961 Anayasası, temel hak ve özgürlükleri güvence altına almış ve sosyal haklar ile ödevleri ilk kez sistematik olarak düzenlemiştir.

Platon ve Aristoteles'in demokrasi hakkındaki görüşleri şu şekildedir: Platon: Demokrasiyi istikrarsızlığa zemin hazırlayan bir rejim olarak görür. Yönetici olma hakkının, gerekli yetenek ve eğitime sahip şahıslarla sınırlı olacağı "ideal devlet"ten yanadır. Halkın yönetimini değil, uzun ve özenli bir eğitimden geçmiş bilgelerin yönetimini savunur. Aristoteles: Demokrasiyi, insanların sayı çoğunluğuna dayanarak dilediğini yapmalarından başka bir şey olarak görmez. Güçlü bir orta sınıf yaratarak zenginler ile yoksulların çıkarları arasında denge kurabilecek olan "politeia" adını verdiği rejimi savunur. Demokrasiyi, bir tür bozulma sonrasında ortaya çıkan sapkın bir rejim olarak görür. Platon ve Aristoteles, yönetimdeki seçkinci tavırlarından vazgeçemezler. Sokrates de demokrasinin siyasette ehil olmayan şahısları söz sahibi hale getirdiğini ileri sürer.

Dr. Tahir Tamer Kumkale, herhangi bir partiye mensup olmadığını belirterek kendisini partiler üstü bir konumda tanımlamaktadır. Kumkale, Atatürkçü düşünce sistemini araştıran ve bu düşünceyi sosyal medya aracılığıyla topluma ulaştırmaya çalışan bir yazar, araştırmacı ve emekli askerdir.

Demokratikleşme süreci, daha demokratik bir siyasi rejime doğru gerçekleşen geçişi ve bu süreçte yaşanan önemli siyasi değişiklikleri ifade eder. Türkiye'de demokratikleşme sürecine dair bazı önemli adımlar: 23 Nisan 1920'de TBMM'nin açılması ve ulusal egemenlik ilkesinin benimsenmesi; Saltanatın kaldırılması; Cumhuriyetin ilan edilmesi; Halifeliğin kaldırılması; Çok partili hayata geçiş çalışmaları; Kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesi. Demokratikleşme, ekonomik gelişme, tarihsel miraslar, sivil toplum ve uluslararası süreçler gibi çeşitli faktörlere bağlıdır.

İnsan hakları ve demokratikleşme arasındaki ilişki, birbirini tamamlayan ve destekleyen bir yapıya sahiptir. Demokrasi, insan haklarının korunmasını sağlar. İnsan hakları, demokratik süreçlerin işleyişini artırır. Bu ilişki, bireylerin özgürlüklerini ve eşitliklerini güvence altına alarak, toplumsal barış ve adaletin sağlanmasında kritik bir rol oynar.

15 Temmuz Demokrasi Müzesi, pazartesi günleri hariç her gün 09.00-17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir. Ayrıca, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un açıklamasına göre, 15 Temmuz Demokrasi Müzesi 15 Temmuz 2025 tarihinde 24 saat açık olacaktır.

Platon'a göre demokrasi, "yasalı demokrasi" ve "yasasız demokrasi" olarak iki şekilde ele alınır. Yasalı demokrasi, herkese eşit haklar sağlayan, ancak sınırsız özgürlüğün olduğu bir yönetim biçimidir. Yasasız demokrasi, sapkın bir rejimdir. Platon, demokrasiyi çekici, anarşik, eşit kadar eşitsize de bir türlü eşitlik veren bir yönetim olarak görür.

Demokrasi, ekonomik kalkınmayı çeşitli şekillerde etkileyebilir: Yatırım ve teknolojik gelişme: İyi kurumsal yapılar ve mülkiyet haklarının sağlanması, yatırımlarda artış ve teknolojik gelişmelere yol açarak gelir seviyesini iyileştirir. Ekonomik özgürlükler: Demokrasi, ekonomik özgürlüklerin sağlanmasına zemin hazırlar, bu da ekonomik büyümeyi ve kalkınmayı teşvik eder. Yönetim kalitesi: Demokratik yönetim, yönetim kalitesini artırarak buluşları teşvik eder ve teknolojik gelişmeyi sağlar. Sosyal ve ekonomik istikrar: Demokrasi, bireysel hak ve özgürlükleri temin ederek sosyal ve ekonomik istikrarı artırır. Ancak, bazı görüşler demokrasinin ekonomik kalkınmayı engelleyebileceğini de savunmaktadır. Örneğin, Huntington, demokrasinin bireyselleşmeyi teşvik ederek tasarrufları azalttığını ve bu durumun yatırımları olumsuz etkilediğini iddia etmektedir. Demokrasi ve ekonomik kalkınma arasındaki ilişki karmaşık olup, farklı görüşler ve bulgular bulunmaktadır.

Türk Demokrasi Tarihi kitabı, Kemal H. Karpat tarafından yazılmış ve Timaş Yayınları tarafından yayınlanmıştır.

Cenubi Garbi Kafkas Hükümeti'nin anayasası, Wilson Prensipleri'nin 12. maddesi olan "her millete kendi kaderini tâyin hakkı" ilkesine dayanır. Ayrıca, anayasa hukuku profesörü Bülent Tanör'ün ifadelerine göre, bu anayasa, 1921 tarihli Teşkilat-ı Esasiye (Anayasa) Kanunu'na da isim babalığı yapmıştır.

Oklokrasi, bilgisi ve yetkinliği olmayan güruhun desteğiyle kurulan baskıcı-çoğunlukçu hükümet ve yoz-kanunsuz demokrasi biçimini tanımlayan aşağılayıcı bir terimdir. Oklokratik yönetim şu özelliklerle karakterize edilir: Eğitim seviyesinin düşmesi. Popülist söylemler. Kaos ve şiddet. Kararsızlık. Azınlık haklarının ihlali.