Değerler

Süleyman Bulut'un "Gülme komşuna, gelir başına" sözü, bir atasözüdür ve anlamı şu şekildedir: Başkalarını kınadığımız ya da ayıpladığımız bir şey her an bizim de başımıza gelebilir.

"Har vurup harman savurmak" atasözü, "tutumlu olmak" ile ilgilidir.

Sosyal kültür, toplumun bireyleri arasında paylaşılan ve nesilden nesile aktarılan değerler, inançlar, normlar, gelenekler, davranışlar, sanat, dil ve edebiyat gibi unsurların bütünüdür. Bu kültür, toplumun tarihî geçmişi, coğrafi yapısı, yaşam tarzı ve diğer unsurlarla şekillenir ve toplumdaki bireylerin birbirleriyle iletişim kurmasını kolaylaştırır.

İstek ve ihtiyaç ile ilgili kısa bir hikaye: Ali, çocukluğundan beri zengin olmayı isteyen bir adamdı. Ancak bir gün ciddi bir hastalığa yakalandı ve doktor ona çok az ömrü kaldığını söyledi. Bu hikaye, bazen isteklerimizin peşinde koşarken asıl ihtiyaçlarımızı unuttuğumuzu gösteriyor.

Dede Korkut'a göre insan, şu şekilde yaşamalıdır: 1. Allah'a İnanç: İnsan, önce Allah'a ve onun yüceliğine inanmalıdır. 2. İyilik ve Cömertlik: İyilik, yardımseverlik ve cömertlik en önemli değerlerdir. 3. Toplumsal Düzen: Herkes yerini ve görevini bilmeli, toplum düzeninin devam etmesi için çalışmalıdır. 4. Misafirperverlik: Misafirsiz ev kara evdir ve durmasından yıkılması daha iyidir. 5. Aile ve Soy: Yiğit, soyunu ve adını bilmeli, kılıcının hakkıyla yerini almalıdır. 6. Töreye Saygı: Töreye ve geleneklere uyulmalıdır. Ayrıca, Dede Korkut hikayelerinde kopuza saygı göstermek de önemli bir yer tutar.

"Çirkefe taş atma, üstüne sıçrar" atasözü, kötülük yapmak için fırsat arayan kişilerle çatışmanın zararlı sonuçlar doğuracağını ifade eder.

"Acele yola çıkar" ifadesinin ne anlama geldiğine dair bilgi bulunamadı. Ancak, "acele yürüyen yolda kalır" atasözü, acele ile yapılan işlerin düzgün bir şekilde yapılamayacağı, acele hareket edildiğinde doğru işlerin ince ayrıntısına kadar düşünülemeyeceği ve hata yapılacağı anlamına gelir. Bu atasözü, işin sağlıklı şekilde yapılması için ihtiyaç duyulan bir sürenin olduğunu ve bu süreyi kısaltarak işi bitirmeye çalışmanın eksikliklerin ve hataların ortaya çıkmasına, işin yarıda kalmasına sebep olacağını ifade eder.

İyi ve kötü insan ile ilgili bazı atasözleri şunlardır: İyi İnsan İle İlgili Atasözleri: 1. "İnsan insanın şeytanıdır": Kötü arkadaş, insanı doğru yoldan uzaklaştırır. 2. "İnsan iş başında belli olur": Bir kişinin becerisi, yaptığı işlerden anlaşılır. 3. "İyilik eden iyilik bulur": Yapılan iyiliğin bir şekilde karşılığı görülür. 4. "Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır": Küçük bir iyilik bile uzun süre unutulmaz. Kötü İnsan İle İlgili Atasözleri: 1. "Kötüye kötülük, her kişinin kârı; kötüye iyilik er kişinin kârı": Kötülüğe iyilikle karşılık vermek, erdemli kişilere özgüdür. 2. "Kötü komşu insanı mal sahibi yapar": Kötü insanlar, kişinin kendini geliştirmesine vesile olabilirler. 3. "Kötü söz sahibinindir": Kötü sözler, söyleyenin karakterini yansıtır. 4. "Kötü insan her zaman kötülük eder": Kötü niyetli kişiler, değişim göstermeden sürekli kötülük yaparlar.

"Acı acıyı keser, su sancıyı" atasözü, bir güçlüğü yenmek için başka bir güç yola başvurulmalıdır anlamına gelir. Ayrıca, bu atasözü bazen bir acıyı yenebilmek için başka bir acı yaşamak gerektiği şeklinde de yorumlanabilir; acıyı unutabilmek için bir başka acı göğüslenmelidir.

"Ağış bağlamak" ifadesi, "sürüyü yatırmak" anlamına gelir. "Ağıl" ise üç farklı anlamda kullanılabilir: 1. Evcil küçükbaş hayvanların barındığı yer: Çit veya duvarla çevrili, koyun ve keçi sürülerinin barındığı yer. 2. Bazı yıldızların çevresinde görülen aydınlık teker: Özellikle ayın çevresinde görülen hale veya ayla. 3. Görüntülerdeki çok ışıklı cisimleri çevreleyen ışıklı teker: Sinema ve televizyon terimlerinde kullanılır.

Saygının Önemi ile İlgili Hikaye Bir gün, John evinden işe giderken arabasının motoru arızalandı. John, bu durumun kendi hatası olmadığını anladı. Başka bir hikayede ise Firdevs adında bir öğrenci, yeni gelen bir öğrenciye saygılı davranılması gerektiğini arkadaşlarına anlattı.

"Gülün olayı dikeninde" ifadesi, "gülü seven dikenine katlanır" atasözünden gelmektedir. Bu atasözü, insanın sevdiği kimse veya sevdiği iş yüzünden gelecek sıkıntılara katlanması gerektiğini ifade eder.

"Denizde ıslanan yağmurdan korkmaz" atasözü, daha önce bir zarara uğramış kimsenin, kendisine aynı zararı verecek şeyden korkmayacağı anlamına gelir.

Etik karar verme sürecinde etik ikilemler, bireyin iki veya daha fazla etik değer veya prensip arasında seçim yapmak zorunda kalması durumunda ortaya çıkar. Bu ikilemler aşağıdaki nedenlerden kaynaklanabilir: 1. Kişisel ve iş alanı arasındaki çatışma: Bireyin dürüstlük ve şeffaflık gibi kişisel değerleri ile işyerinin beklentileri arasında çelişki yaşanabilir. 2. Rekabet baskısı: İş dünyasında rekabet avantajı elde etmek için sınırların zorlanması, dürüst ve adil rekabet arasında bir denge kurma gerekliliğini doğurabilir. 3. Durumsal faktörler: Karar vericinin, müşterilerin tepkileri, yasal düzenlemeler, kültürel ve sosyal çevre gibi çeşitli faktörler karşısında kararsız kalması. 4. Uzmanlık ve takdir alanı: Bazı mesleklerde, özellikle yüksek uzmanlık gerektiren alanlarda, kararların denetlenmesi ve değerlendirilmesi zorlaşabilir.

Ilımlılık ve hoşgörü kavramları benzer anlamlar taşısa da tam olarak aynı şey değildir. Ilımlılık, sabır, anlayış ve tolerans gibi olumlu nitelikleri ifade eder. Hoşgörü ise, farklı düşünce ve davranışları kabul etme, saygı gösterme ve anlayışlı olma durumunu ifade eder. Bu nedenle, hoşgörü, ilmlılığın bir bileşeni olarak görülebilir.

Düşünmek ile ilgili bazı atasözleri şunlardır: 1. "Düşünürken dikkatli, uygularken kararlı olun". 2. "Önce düşün, sonra söyle". 3. "Doğru düşündüğüne inanan, yanlış fikirlerle savaşmak zorunda kalır". 4. "Atılan ok geri dönmez" (yaydan çıkan ok geri dönmez anlamında). 5. "Her deliğe elini sokma, ya yılan çıkar ya çıyan" (düşünmeden herşeye burnunu sokmamalısın).

"Humble" olmak şu anlamlara gelir: 1. Mütevazi ve alçakgönüllü olmak: Kendi yetenekleri veya başarıları hakkında mütevazı davranmak, kendini büyük göstermemek. 2. Gösterişten uzak ve sade olmak: Basit bir yaşam tarzına sahip olmak. 3. Önemsiz veya aşağı seviyede olmak: Bir şeyin değeri veya önemi açısından daha az önemli olduğunu ifade etmek. Ayrıca, "humble oneself" ifadesi, başını eğmek, küçülmek anlamlarına da gelir.

Özgeci insan, kişisel yarar gözetmeksizin başkasına yararlı olmaya çalışan kimseye denir.

Kaybedince değerini anlayan insan, genellikle kaybın ardından büyük bir pişmanlık ve özlem yaşar. Bu durumda olan bir kişi şu şekilde davranabilir: Daha fazla teşekkür etme alışkanlığı edinmek: Sahip olduğu şeyler için daha sık teşekkür ederek onların kıymetini daha iyi fark eder. Zamanını daha bilinçli değerlendirmek: Önemli insanlarla kaliteli zaman geçirmeye ve kişisel gelişimine yatırım yapmaya özen gösterir. İlişkilerini yeniden gözden geçirmek: Kaybettiği değerin farkına vardığı için, çevresindeki insanlara daha fazla değer vermeye ve onları kırmamaya çalışır.

"Çivi çıkar ama yeri kalır" atasözü, başkasına yaptığın bir fenalığı kaldırıp gidersen bile kötü izini, anısını gideremeyeceğini ifade eder.