Değerler

"Tekkeyi bekleyen çorbayı içer" atasözü, bir işin başarılmasında sabır, azim ve gayret göstermenin, uzun süre çalışıp emek vermenin önemini vurgular.

"Damlaya damlaya göl olur" atasözü, sürekli ve azar azar yapılan işlerin biriktikçe büyük sonuçlar doğurabileceğini ifade eder. "Bir taşla iki kuş vurmak" deyimi ise, bir işe girişerek birden fazla faydalı sonuç elde etmek anlamına gelir. Örnek cümleler: "Sen şimdiden para biriktirmeye başla, damlaya damlaya göl olur." "Yeni bir beceri öğrenmeye başladığında, başlangıçta küçük ilerlemeler kaydedebilirsin, ancak düzenli çalışmaya devam ettiğinde zamanla bir taşla iki kuş vurabilirsin."

En önemli ahlaki değer konusunda kesin bir görüş yoktur, çünkü ahlaki değerler kişiden kişiye ve toplumdan topluma farklılık gösterebilir. Ancak, bazı temel ahlaki değerler şunlardır: Sevgi ve iyilik: Sevgi göstermek, iyilik ve cömertlik yapmak önemli ahlaki değerlerdendir. Adalet: Herkesin eşit haklara sahip olduğunu kabul etmek ve adil olmak ahlaki bir değerdir. Dürüstlük: Doğruyu söylemek ve dürüst davranmak temel ahlaki değerlerdendir. Saygı: Başkalarının fikirlerine ve haklarına saygı göstermek önemlidir. Sorumluluk: Kendi davranışlarımızın sonuçlarına katlanmak ve başkalarına karşı sorumlu olmak ahlaki bir değerdir. Ahlaki değerler, bireylerin ve toplumların sağlıklı ve uyumlu bir şekilde yaşamasını sağlayan temel prensiplerdir.

Araba Sevdası ile ilgili bazı atasözleri: Araba devrilince yol gösteren çok olur. Araba ile tavşan avlanmaz. Arabanın ön tekerleği nereden geçerse arka tekerleği de oradan geçer. Zengin arabasını dağdan aşırır, züğürt düz ovada yolunu şaşırır. Nisan yağmuru; altın araba, gümüş tekerlek. Ayrıca, Recaizade Mahmud Ekrem'in "Araba Sevdası" romanında çeşitli atasözleri ve deyimler de bulunmaktadır.

"Azıcık aşım kaygısız başım" atasözü, aşırı hırs ve maddi arzuların getirdiği stresin gerçek mutluluğu engellediği ve daha az çalışıp huzurlu bir yaşam sürmenin daha değerli olduğu öğüdünü verir. Bu atasözü, aynı zamanda elindekilerle yetinmeyi ve buna şükretmeyi öğütler. Türk Dil Kurumu'na göre atasözü şu şekilde açıklanabilir: "Eğer insanların evinde kalabalık çok fazla eşya olmazsa, o zaman bunun sonucunda çok çalışmak zorunda kalmazlar."

Saygı ile ilgili kısa bir hikaye örneği: Ahmet, okulda çok zeki ve başarılı bir öğrenciydi. Öğretmen, Ahmet’i yanına çağırdı ve şöyle dedi: > "Ahmet, başarını takdir ediyorum. Ancak başarılı olmak saygısız olmayı gerektirmez. Saygı, insanın gerçek büyüklüğüdür." Ahmet, o gün dersinden çok önemli bir ders aldı.

"Gönül bu ota da konar, boka da" atasözü, güzel ve hoş şeyleri seven insanlar olduğu gibi kötü ve çirkin şeyleri de seven insanların da bulunduğunu ifade eder. Bu atasözü, aynı zamanda bir ilişkiyi savunmanın en iğrenç yolu olarak da değerlendirilebilir. Ayrıca, "gönül" kelimesinin "salak" anlamında kullanıldığı ve bu sözün, "gönül kimi severse güzel odur" özdeyişinin avamca bir tabiri olduğu da düşünülmektedir.

"Her koyun kendi bacağından asılır" atasözü, herkes kendi davranışlarından sorumludur; herkes hatasının cezasını kendisi çeker anlamında kullanılır. Bu atasözü, aynı zamanda şu anlamlara da gelebilir: Ahiret ve mahşer meydanında herkes kendi hayatının hesabını verecek, kimse kimsenin imdadına, Allah izin vermedikçe yetişemeyecek. Bencillikten gelen "neme lazımcılık" duygusu ile hareket etmek. Örnek kullanım: "Neyse boş ver, her koyun kendi bacağından asılır Sadullah." - Muzaffer İzgü.

"31 vakti anne her zaman haklıdır" ifadesi, muhtemelen bir yanlış anlama veya hatalı bir ifadedir. "Anneler her zaman haklıdır" ifadesi, genellikle annelerin deneyim ve hayat bilgisi açısından evlatlarından daha önde olmaları nedeniyle, birçok durumda haklı çıkmalarını ifade eder. Ancak, "31 vakti" ifadesi, bağlamı belirsiz bir ifadedir ve bu nedenle ne anlattığına dair kesin bir bilgi vermek mümkün değildir. Eğer bu ifade bir bağlam içinde kullanılıyorsa, daha fazla bilgi veya bağlam sağlanması gerekebilir.

"Başkalarının kalplerini incitmekten kaçın. Çünkü başkasına verdiğin acının zehiri, er ya da geç sana geri döner" sözü, Kızılderili atasözüdür.

"Ahmak misafir ev sahibini ağırlar" atasözü, başkasının görev ve yetkilerine karışmanın yanlış olduğunu vurgulamak için ortaya çıkmıştır. Bu atasözü, bir misafirin, ev sahibinin görevi olan bir işte inisiyatif alıp onu ağırlamaya çalışmasının akılsızlık olarak değerlendirilmesinden kaynaklanmaktadır.

"Pespayeliği meydana çıkarmak" ifadesinin ne anlama geldiğine dair bir bilgi bulunamamıştır. Ancak, "pespayelik" kelimesinin anlamı hakkında bilgi verilebilir. Pespayelik, Türk Dil Kurumu'na göre alçaklık, soysuzluk anlamına gelen bir isimdir.

Canlı kadın ifadesi, TDK'ya göre "canlı" kelimesinin sıfat olarak kullanıldığı bir cümlede, hareketli, hayat dolu, dinamik veya dikkat çekici, göz alıcı, parlak (renk) anlamlarına gelebilir. Ayrıca, D.H. Lawrence'ın "Why the Novel Matters" adlı makalesinde geçen "man alive, woman alive" (canlı erkek, canlı kadın) ifadesi, hayatın bütünlüğünün tüm gerçekliğiyle temsil edilebilmesi anlamında kullanılmıştır. Ancak, "canlı kadın" ifadesinin tam olarak ne anlama geldiği, kullanıldığı bağlama göre değişebilir.

"Atasının adını yaşatan devletli oğul iyidir" atasözü, bir kişinin ailesinin itibarını korumasının ve yükseltmesinin ne kadar önemli olduğunu vurgular. Bu atasözüne göre bir çocuk, ailesinin adını iyi işler yaparak, doğru davranışlarda bulunarak ve toplumda saygın bir yere gelerek yaşatmalıdır. Ayrıca, "devletli oğul olsa ocağının korudur" atasözü ise, bir çocuğun ailesi için ne kadar önemli olduğunu anlatır. Dede Korkut Kitabı'ndaki anlatmalara göre ise, oğul, babanın adını yürüten, onun yerine yetişendir.

Ezop Masalları'nda yer alan bazı hikayeler şunlardır: Ağustos Böceği ile Karınca. Karga ile Tilki. Kurt ile Kuzu. Kurt ile Köpek. Tilki ile Leylek. Çiftçi ile Ağaç. Aslanın Aşkı. Kartal ile Tilki. Keçi ile Eşek. Kaval Çalan Balıkçı. Ezop Masalları, genellikle hayvanlar veya böcekler üzerinden insan benzeri durumlar anlatan alegorik hikayelerden oluşur.

"Bir İnsan Ömrünü Neye Vermeli?" ifadesi, iki farklı bağlamda değerlendirilebilir: 1. Şiir: Zülfü Livaneli'nin bir şiirinin adıdır. 2. Şarkı: Hasret Gültekin'in bir şarkısının adıdır.

"Sebat etsen eşeklik etmesen hepsin iyisin" ifadesinin anlamı hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, "sebat etmek" kelimesinin anlamı hakkında bilgi verilebilir. Sebat etmek, bir işi sonuna kadar sürdürmek, sabır göstermek ve kararlıktan vazgeçmemek anlamına gelir. Örnek cümle: "Sebat etti ve işi sonuna kadar götürdü, en sonunda da başarıya ulaştı".

Hamama giren terler atasözü, bir işe girişen kimsenin o işin güçlüklerini, sıkıntılarını ve masraflarını göze alması gerektiğini ifade eder. Bu atasözünün açıklaması şu şekildedir: Kişi, üstlendiği işin durumunu ve sorumluluğunu kendi isteğiyle kabul ettiği için zorluklarla başa çıkmayı göze almalıdır.

"Kilit tutmaz" ifadesi, farklı bağlamlarda farklı anlamlar taşıyabilir. Atasözü: "Hırsız içeriden olunca, kapı kilit tutmaz" atasözü, kötülük edecek kişi dışarıdan değil de içerideyse bunu önlemenin zor olduğunu ifade eder. Deyim: "Açık kapı kilit tutmaz" deyimi ise, önlem alınmadığında veya tedbirsiz davranıldığında istenmeyen durumların kaçınılmaz olduğunu belirtir.

Büfelerin üzerinde siyah beyaz fotoğrafların bulundurulması, milletin geçmişe olan saygısı ve aile bağlarına verdiği önemi gösterir. Ayrıca, bu durum kuşaklar arası bağların güçlü olduğu, her yaşa saygı duyulan bir toplum yapısını da ifade edebilir.