Değerler

Millî Gazete, "hayra motor" ifadesini, iyiliğin destekçisi, kötülüğün ise karşısında olan bir duruş sergileyeceği anlamında kullanmaktadır. Bu bağlamda, gazetenin "hayra motor" olmasının nedenleri arasında: Yapıcı olma gayreti. Gelir dağılımındaki adaletsizliği giderme. Zihniyet değişimi çağrısı.

İçinde "kazanmak" geçen bazı atasözleri şunlardır: 1. "Baba malı tez tükenir, evlat gerek kazana". 2. "Kazanmayanın (kazanmayınca) kazanı kaynamaz". 3. "Yapmak zor, yıkmak kolaydır". 4. "Sefa ile yenen cefa ile kazanılır". 5. "Az kazanan çok kazanır, çok kazanan hiç kazanır".

"İti an, çomağı hazırla" atasözü, saldırgan biriyle karşılaşma olasılığı bulunan kimsenin kavgaya hazır olması gerektiğini ifade eder.

"Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste" atasözü, üç cümle ile şu şekilde açıklanabilir: 1. Kimseye eziyet edip ahını alma, sonra yaptığın kötülüklerin cezasını ömür boyu çekersin. 2. Zalim olma, kötülük yapıp da can yakma. Eğer mazlumların bedduasını alırsan, yaptığın kötülüğün cezasını ömrün boyunca çekmek zorunda kalırsın. 3. Yapılan zulmün cezası hemen değil, zamanla ortaya çıkar.

Düşkünlük ve "düşkün olmak" deyimlerinin anlamları şu şekildedir: 1. Düşkünlük: Bir şeye karşı aşırı ilgi duymak, kendini aşırı derecede kaptırmış olmak, tutkunluk. 2. "Düşkün olmak": Çok önem ve değer vermek.

"Kem âlât ile kemâlât olmaz" ifadesi, kötü ve kalitesiz malzemelerle güzel bir ürün meydana getirilemeyeceğini ifade eden bir atasözüdür.

Sağlıklı bir yetişkinde oksimetre değerleri şu aralıklarda olmalıdır: - Oksijen satürasyonu (SpO2): %95 ila %100 arasında olmalıdır. - Nabız hızı: Dakikada 60 ila 100 atım arasında olmalıdır. Bu değerler, dinlenme durumunda tipik olarak karşılaşılan değerlerdir ve yaş, cinsiyet, fiziksel aktivite düzeyi ve bazı sağlık koşulları gibi faktörlere göre değişebilir. Düşük oksijen satürasyonu (SpO2) değerleri, akciğer problemleri, kalp yetmezliği, dolaşım sorunları veya diğer sağlık sorunlarının bir işareti olabilir.

Ahlak ve asalet kavramları şu şekilde açıklanabilir: Ahlak. Asalet.

Ertekiler, genellikle Türkmen halkının kültürel ve sosyal hayatını anlatan, eğitici ve öğretici metinlerdir. Bu masallarda, halkın mutluluğu, özgürlük mücadelesi, arzu ve umutları gibi konular işlenir. Ertekilerde, mekân ve zamandan bağımsız kültürel unsurlar bulunmakla birlikte, yerel özellikler de yer alabilir.

Evet, Sait Faik Abasıyanık'ın eserlerinde insan, "değerleri duyan bir varlık" olarak ele alınır. Yazar, hikayelerinde ve romanlarında karakterleri, yüksek değer normlarından yana tavır takınan ve davranışlarını bu değerler doğrultusunda yönlendiren kişiler olarak tasvir eder.

Merhamet, insani değerler kategorisine girer.

Büyüklerimizden beklememiz gereken bazı davranışlar şunlardır: 1. Saygı ve Hoşgörü: Büyüklerimize karşı saygılı ve hoşgörülü olmalıyız. 2. İletişim: Dikkatli bir şekilde dinlemeli ve onların konuşmalarını kesmemeliyiz. 3. Yardım ve İlgi: İhtiyaçları olduğunda yardımcı olmalı ve zaman zaman onlarla vakit geçirmeliyiz. 4. Nezaket: Kibar ve nazik davranmalı, teşekkür etmeyi unutmamalıyız. 5. Anlayış: Onların duygusal ihtiyaçlarını anlamaya çalışmalı ve sabırlı olmalıyız. 6. Öğüt ve Deneyim: Büyüklerimizin deneyimlerinden yararlanmak için onlara danışmalı ve önerilerini değerlendirmeliyiz. 7. Ev İşleri: Ev işlerinde onlara destek olmalıyız. Bu davranışlar, aile içi ilişkileri güçlendirebilir ve büyüklerimizin yaşamlarını daha anlamlı hale getirebilir.

"Öfkeyle kalkan zararla oturur" atasözü, Türk toplumunda nesilden nesle aktarılan kültürel bir miras olarak ortaya çıkmıştır.

Alık salık kelimesi, Türkçede "aptal" ve "aptalca" anlamlarına gelir.

İstiklal Marşı'nın 8. kıtasında vurgulanan değerler şunlardır: 1. İnanç: "Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli" ve "Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli" dizelerinde inanç değeri işlenmektedir. 2. Bağımsızlık: "Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli" dizesinde bağımsızlık vurgusu yapılmaktadır.

"İp inceldiği yerden kopar" atasözü, bir durumun patlak vermesi için en zayıf yerinin darbe alması gerektiğini ifade eder. Hikaye olarak anlatılabilecek bir olay yoktur, çünkü bu atasözü genel bir prensibi dile getirir ve çeşitli alanlarda kullanılabilir: yapılardan insan ilişkilerine, iş süreçlerinden ortaklıklara kadar.

Değer vermek ve değerli olmak farklı anlamlar taşır: 1. Değer Vermek: Bir şeyin karşılığını hak edilen ölçüde vermek, ona önem ve sevgi göstermek anlamına gelir. 2. Değerli Olmak: Kişinin kendi değerini bilmesi, kendini önemli ve kıymetli hissetmesi durumudur.

"Keskin bıçak olmak için çok çekiç yemek gerek" atasözü, keskin bir bıçak olmak için çok çalışmak ve sıkıntı çekmek gerektiğini ifade eder.

Erdemli olmakla ilgili bir hikaye örneği: Ahmet'in İyilik Hikayesi: Bir zamanlar küçük bir köyde yaşayan Ahmet adında erdemli bir genç vardı. Köyün yakınlarında yaşayan yaşlı bir kadın, tarlasını sürmekte zorlandığını fark etti. Ahmet'in bu iyilik dolu davranışı, köydeki diğer gençlere de örnek oldu. Bir süre sonra, köyde büyük bir kıtlık baş gösterdi. Ahmet'in bu özverili ve erdemli davranışları sayesinde, köy halkı kıtlığı atlattı ve yeniden huzura kavuştu.

Kötülükle ilgili bazı atasözleri şunlardır: 1. "Kazma elin kuyusunu, kazarlar kuyunu". 2. "Alma mazlumun âhını, çıkar aheste aheste". 3. "Az kaz, uz kaz, boyunca kaz". 4. "Kaşıkla yedirip sapıyla gözünü çıkartmak". 5. "Soysuza beylik vermişler, önce babasını asmış". 6. "El yahşi, biz yaman; el buğday, biz saman". 7. "Kötü komşu insanı hacet sahibi eder". 8. "Kötü haber tez duyulur".