DavranışBilimi

Kediler, ölü taklidi (thanatosis) yaparak avcılardan korunmak için evrimsel bir strateji kullanırlar.

Taklacı güvercinlerin çift uçması, kalıtsal bir hareket bozukluğu nedeniyle gerçekleşir. Dolayısıyla, taklacı güvercinlerin çift uçma sebebi, doğal olarak genlerine yerleşmiş olan ve bir yaşam biçimi haline gelmiş olan takla atma davranışıdır.

Egzersiz reçetesi ve uygulamaları dersinde aşağıdaki konular işlenir: 1. Egzersiz Programlarının Geliştirilmesi: Çeşitli popülasyonlarda egzersiz programları yazmak için gerekli verilerin kullanılması. 2. Egzersiz Yöntem ve Reçeteleri: Çok geniş popülasyonlara uygun egzersiz reçetesi ve yöntemlerinin belirlenmesi, seçilmesi ve gösterilmesi. 3. Egzersiz Yükü ve İlerleme Takibi: Egzersiz yükünü ve ilerlemeyi izlemek için izleme araçlarının kullanılması. 4. Özel Durumlarda Egzersiz: Kardiyak, periferik, serebrovasküler ve akciğer hastalığı olan hastalar için egzersiz reçetesi. 5. Davranış Kuramları ve Stratejileri: Egzersizi teşvik etmeye yönelik davranış kuramları ve stratejilerinin incelenmesi. 6. Beslenme Programları: Kişiye özel egzersiz reçeteleri ile birlikte sağlıklı beslenme programlarının oluşturulması. 7. Psikolojik Destek: Egzersiz programlarının psiko-sosyal destek ile birlikte yürütülmesi.

Ceza ve pekiştireç arasındaki temel fark, davranış üzerindeki etkileridir: - Ceza, istenmeyen bir davranışın sıklığını azaltmayı hedefler. - Pekiştireç, istenilen bir davranışın sıklığını artırmayı amaçlar.

Hayvanlar öleceklerini bilmezler çünkü ölüm kavramı onlar için yabancıdır. Hayvanların akıldan mahrum olmaları, onları sorumlu varlıklar yapmaz ve dolayısıyla günah, sevap, cennet veya cehennem gibi kavramlarla ilişkilendirilmezler.

Hayvanlarda beş duyu ile iletişim şu şekilde gerçekleşir: 1. Sesler: Hayvanlar, çeşitli sesler çıkararak iletişim kurarlar. 2. Koku: Hayvanlar, feromon adı verilen kimyasal maddelerle kokusal iletişim kurarlar. 3. Görseller: Hayvanlar, beden dili ve görsel işaretler kullanarak iletişim kurarlar. 4. Dokunma: Hayvanlar, fiziksel temas ve hareketlerle iletişim kurarlar. 5. Elektrosepsiyon: Bazı hayvanlar, çevredeki elektrik alanlarını algılayarak iletişim kurarlar.

Ölüm sarmalındaki karıncalar, "ölüm çemberi" olarak adlandırılan bir durumda, yorgunluk ve açlıktan dolayı ölürler. Bu durum, özellikle asker karıncalarda görülür ve şu şekilde gerçekleşir: 1. Feromon İzi: Karıncalar, yiyecek aramak için toplu halde gezerken, arkalarında diğer karıncaların takip ettiği bir feromon izi bırakırlar. 2. Hata Yapan Karınca: Bir karınca hata yapar ve yanlış bir yöne giderse, bu hata diğer karıncalara da yansır. 3. Sonsuz Döngü: Herkes birbirini takip ettiği için, çıkışsız bir çember oluşur ve bu çemberden kurtulmak mümkün olmaz. 4. Sonuç: Karıncalar, bu çemberde hareket etmeye devam ederek tükenirler ve ölürler.

Dişi kapuçin maymunlarının taş atma davranışı, flört amaçlı olarak gerçekleştirilir.

Fare Ütopyası Deneyi (Universe 25), 1968 yılında davranış bilimci John B. Calhoun tarafından gerçekleştirilen bir deneydir. Deneyin amacı, üreme bakımından herhangi bir sorunu olmayan farelerin, sınırsız kaynaklarla donatılmış bir ortamda nasıl davranacaklarını gözlemlemekti. Deney süreci şu şekildeydi: 1. Başlangıç: Dört çift fare, yırtıcı hayvan tehdidi olmayan, bol miktarda yiyecek ve suyun sunulduğu bir platforma bırakıldı. 2. İlk sonuçlar: Fareler, yiyecek ve barınak aramakla geçireceklerinden daha fazla zamanlarını çiftleşmeyle geçirdiler ve nüfus hızla arttı. 3. Davranış bozuklukları: Nüfus arttıkça fareler arasında sosyal bağlar zayıfladı, çatışmalar ve agresif davranışlar başladı. 4. Koloninin çöküşü: Sonunda fare kolonisi, yamyamlık ve anne farelerin yavrularını öldürmesi gibi davranışların yaygınlaşmasıyla iki yıl içinde tamamen yok oldu. Bu deney, aşırı nüfus yoğunluğunun sosyal yapıları nasıl bozabileceğini ve nihayetinde toplumun çöküşüne yol açabileceğini göstermekteydi.

Öpüşme davranışı, hayvanlar aleminde sadece bazı primat türlerinde, özellikle şempanzeler ve bonobolarda gözlemlenmektedir. Diğer hayvanlar ise öpüşmek yerine birbirlerine burunlarını sürtmek veya koklaşmak gibi benzer duygusal davranışlar sergilerler.

İçgüsel davranış örnekleri şunlardır: 1. Kuşların göç etmesi: Mevsim değişikliklerinde kuşların sıcak ülkelere göç etmesi. 2. Arıların bal yapması: Arılar, petek ve bal yapımını içgüdüleriyle gerçekleştirir. 3. Örümceklerin ağ örmesi: Örümcekler, avlanmak için ağ kurarlar. 4. Balıkların üremesi: Balıklar, yumurta bırakmak için sıcak denizlere giderler. 5. Ayıların kış uykusuna yatması: Ayılar, kış aylarında içgüdüsel olarak uykuya dalarlar. 6. Yavru deniz kaplumbağalarının denize doğru sürünmesi: Yumurtadan çıkan kaplumbağalar, içgüdüleriyle denize yönelirler. 7. Somon balıklarının aynı nehre gelmesi: Somon balıkları, her yıl üremek için aynı rotayı takip ederler.

Koç hayvanının özellikleri şunlardır: 1. Fiziksel Özellikler: Koçlar, genellikle iri yapılı, güçlü ve kaslıdır. Ağırlıkları 70 ila 150 kg arasında değişirken, bazı iri ırklar 200 kg'ye kadar ulaşabilir. 2. Boynuzlar: Yüzlerindeki kıvrımlı boynuzlar, türlerine bağlı olarak değişiklik gösterir ve erkeklerin güç ve iktidar simgesi olarak kabul edilir. 3. Diyet: Koçlar otçuldur, yani beslenmeleri için genellikle otlar, yapraklar ve diğer bitkilerle beslenirler. 4. Davranış: Koçlar sosyal hayvanlardır ve genellikle sürü halinde yaşarlar. 5. Kullanım Alanları: Koçlar, et, süt ve yün üretimi için yetiştirilir. 6. Sağlık ve Bakım: Koçların sağlıklı kalmaları için düzenli olarak aşılanmaları ve parazit kontrolü yapılması gerekir.

Evrimsel yaklaşımın temel varsayımları şunlardır: 1. Doğal Seçilim: İnsan davranışları, atalarımızın çevresel ve sosyal koşullara uyum sağlama sürecinde doğal seçilim yoluyla şekillenmiştir. 2. Uyumsal Davranışlar: İnsan davranışları, hayatta kalma ve üreme şansını artıran uyumsal stratejiler olarak gelişmiştir. 3. Modüler Zihin: İnsan zihni, belirli evrimsel sorunlara çözüm bulmak için özelleşmiş bilişsel modüllerden oluşur. 4. Çevresel Uyum: İnsan davranışları, atalarımızın yaşadığı çevresel ve sosyal koşullara uyum sağlama sürecinde şekillenmiştir. 5. Cinsel Seçilim: Eş seçimi ve çiftleşme davranışlarını etkileyen genetik özelliklerin nesilden nesile aktarılmasıyla ilgilidir.

Açık alan testi, sıçanlarda anksiyete ve keşif davranışlarını değerlendirmek için kullanılan bir deneysel test yöntemidir. Bu testte, sıçan yuvarlak, kare veya dikdörtgen bir alana bırakılır ve günün farklı saatlerinde hareketleri gözlemlenir. Açık alan testinde değerlendirilen parametreler arasında: - merkeze ilk giriş gecikmesi; - merkezde geçirilen süre; - duvar diplerinde geçirilen süreler; - aydınlık ve karanlık bölümler arasındaki geçişler yer alır.

Bir kadın bir erkekten etkilenince çeşitli duygular ve davranışlar sergileyebilir: 1. Beden Dili: Kadın, erkeğe karşı vücut dilini açarak, dizlerini erkeğe dönük tutar ve göz temasından kaçınmaz. 2. Konuşma Tarzı: Hoşlandığı erkeğe karşı daha rahat hisseder ve espriler yaparak ilgisini gösterir. 3. Ses Tonu ve Gülümseme: Sesi neşeli ve yüksek tonlarda olur, konuşurken sık sık gülümser. 4. Dinleme: Erkeği dikkatlice dinler ve onun hakkında daha fazla bilgi edinmeye çalışır. 5. Kişisel Anlatımlar: Duygularını ve düşüncelerini paylaşarak erkeğe güvendiğini gösterir. Bu belirtiler, kadının erkeğe olan ilgisini ve duygusal bağ kurma isteğini yansıtır.

Hayvanlar yavrularına şefkat gösterir çünkü bu, yavruların hayatta kalması ve türlerinin devamı için içgüdüsel bir davranıştır. Şefkat, anne hayvanların yavrularını koruma, besleme ve onlara bakım sağlama şeklinde ortaya çıkar.

Bonobolar, çiftleşme davranışlarını sosyal bağları güçlendirmek ve stresi azaltmak için kullanırlar. Çiftleşme biçimleri şunlardır: - Cinsel özgürlük: Çiftleşme partnerlerini seçerken oldukça özgürdürler. - Cinsel etkileşim çeşitliliği: Sadece heteroseksüel çiftleşme ile sınırlı kalmazlar, aynı zamanda homoseksüel ilişkiler de gözlemlenir. - Yüz yüze çiftleşme: Esaret altında olmayan bonoboların her üç çiftleşmeden biri yüz yüze gerçekleşir. Üreme süreci şu şekildedir: - Dişi bonobolar, 12 yaşına geldiklerinde cinsel açıdan olgunlaşır ve kısa bir süre sonra doğurganlık dönemleri başlar. - Dişi cinsel organlarının şişme evresi, çiftleşme isteğini gösteren pembe bir şişlikle sonuçlanır ve bu, şempanzelere kıyasla bonobolarda östrusun daha uzun bir bölümünü kaplar. - Dişi, döngüsünün birkaç günü dışında neredeyse sürekli olarak cinsel açıdan çekici ve aktiftir.

Kediler de insanlar gibi solak veya sağlak olabilirler. Yapılan bilimsel araştırmalar, erkek kedilerin çoğunlukla solak, dişi kedilerin ise sağlak olduğunu ortaya koymuştur.

Aygır, kısrağa binmek ister çünkü bu, üreme davranışının bir parçasıdır. Aygır, kısrağın kızgınlık döneminde olduğunu çeşitli işaretlerden anlar ve ona yaklaşarak çiftleşme girişiminde bulunur.

Bonobolar (Pygmy şempanzeleri), dünyada en çok çiftleşen hayvan olarak kabul edilir.