• Buradasın

    CezaMuhakemesi

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    CMK'nın 103 ve 104 maddeleri nelerdir?

    CMK'nın 103. maddesi, Cumhuriyet savcısının tutuklama kararının geri alınmasını istemesiyle ilgilidir: Madde 103/1: Cumhuriyet savcısı, şüphelinin adli kontrol altına alınarak serbest bırakılmasını sulh ceza hâkiminden isteyebilir. Madde 103/2: Soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı, adli kontrol veya tutuklamanın artık gereksiz olduğu kanısına varacak olursa, şüpheliyi re'sen serbest bırakır. CMK'nın 104. maddesi ise şüpheli veya sanığın salıverilme istemleriyle ilgilidir: Madde 104/1: Soruşturma ve kovuşturma evrelerinin her aşamasında şüpheli veya sanık salıverilmesini isteyebilir. Madde 104/2: Şüpheli veya sanığın tutukluluk halinin devamına veya salıverilmesine hâkim veya mahkemece karar verilir. Madde 104/3: Dosya bölge adliye mahkemesine veya Yargıtay'a geldiğinde salıverilme istemi hakkındaki karar, bölge adliye mahkemesi veya Yargıtay ilgili dairesi veya Yargıtay Ceza Genel Kurulunca dosya üzerinde yapılacak incelemeden sonra verilir; bu karar re'sen de verilebilir.

    CMK itiraz üzerine verilen kararlar kesin mi?

    Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) uyarınca, itiraz merciinin verdiği kararlar kural olarak kesindir. Ancak, ilk defa merci tarafından verilen tutuklama kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir.

    CMK 254 ve 253 nedir?

    CMK 253 ve 254, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) uzlaşma ile ilgili maddelerini ifade eder. CMK 253: Soruşturma aşamasında uzlaşma. CMK 254: Kovuşturma aşamasında uzlaşma. CMK 254'e göre, kamu davası açıldıktan sonra, suçun uzlaşma kapsamında olduğu anlaşılırsa, dosya uzlaştırma işlemlerinin yürütülmesi için büroya gönderilir. CMK 253'e göre, aşağıdaki suçlarda şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören uzlaştırılmaya çalışılır: cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar; ısrarlı takip suçu; soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar. Ayrıca, suçun birden fazla faili varsa, ancak uzlaşan kişi uzlaşma hükümlerinden yararlanır.

    Mağdur ve şikâyetçinin hakları nelerdir?

    Mağdur ve şikâyetçinin hakları, soruşturma ve kovuşturma aşamalarına göre farklılık gösterir. Soruşturma aşamasında mağdur ve şikâyetçinin hakları: Delillerin toplanmasını isteme; Soruşturmanın gizlilik ve amacını bozmamak koşuluyla Cumhuriyet savcısından belge örneği isteme; Vekili bulunmaması halinde, belirli suçlarda baro tarafından avukat görevlendirilmesini isteme; Soruşturma belgelerini ve elkonulan eşyayı inceleme; Cumhuriyet savcısının kovuşturmaya yer olmadığı kararına itiraz etme. Kovuşturma aşamasında mağdur ve şikâyetçinin hakları: Duruşmalardan haberdar edilme; Kamu davasına katılma; Tutanak ve belgelerden örnek isteme; Tanıkların davetini isteme; Davaya katılmış olma koşuluyla kanun yollarına başvurma.

    Hakim tanık beyanına dayanarak hüküm verebilir mi?

    Hakim, tanık beyanına dayanarak hüküm verebilir, ancak bu durum bazı koşullara bağlıdır: Takdiri delil niteliği: Tanık beyanı, kendiliğinden kesin delil niteliğinde olmayıp takdiri delil özelliği taşır. Diğer delillerle desteklenme: Tanık beyanlarının hukuki değer kazanabilmesi için, dosyadaki diğer somut delillerle desteklenmesi gerekir. Duruşmada dinlenmesi: 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'na göre, olayın delili bir tanığın açıklamalarından ibaretse, bu tanık duruşmada mutlaka dinlenmelidir. Bu nedenle, sadece tanık beyanlarına dayanarak hüküm verilmesi, diğer delillerle desteklenmediği takdirde hukuki güvenlik ilkesine aykırılık teşkil edebilir.

    İfadeleri alınmak üzere ne demek?

    İfadeleri alınmak üzere ifadesi, bir kişinin soruşturma kapsamında kolluk kuvvetleri veya savcılık tarafından bilgi vermek üzere çağrıldığını ifade eder. Bu çağrı, genellikle bir suçla ilgili olarak yapılır ve kişinin olay hakkındaki bilgisi ile ilk savunmasını almayı amaçlar. İfade verme işlemi, kişinin suçlu olduğu anlamına gelmez; kişi hem şüpheli hem de mağdur olabilir.

    Adli Tıp'ta fotoğraf çekimi yasak mı?

    Adli Tıp'ta fotoğraf çekimi, belirli koşullar altında yasak olabilir. Örneğin, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 183. maddesi uyarınca, adliye binaları içinde ve duruşma başladıktan sonra duruşma salonunda her türlü sesli veya görüntülü kayıt ve nakil olanağı sağlayan aletler kullanılamaz. Ancak, tutanak düzenlenmesi amacıyla yapılan ses ve görüntü kayıtları bu yasak kapsamında değildir. Adli Tıp'ta fotoğraf çekimi ile ilgili spesifik bir yasak bulunmamaktadır. Ancak, genel adli işlemler için geçerli olan bu tür yasaklar göz önünde bulundurulmalıdır.

    CMK'da hangi konular var?

    CMK'da (Ceza Muhakemesi Kanunu) yer alan bazı konular şunlardır: Kapsam ve tanımlar. Soruşturma ve kovuşturma. İfade alma ve sorgu. Malen sorumlu. Suçüstü ve toplu suç. Disiplin hapsi. Temel ilkeler. Uygulama alanları.

    Hagb hangi madde?

    Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB), 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 231. maddesinde düzenlenmiştir.

    İddianamenin iadesi halinde hakim nasıl karar verir?

    İddianamenin iadesi halinde hakim, eksik veya hatalı noktaların giderilmesini bekler. Hakim, iki farklı şekilde karar verebilir: 1. Eksiklikler giderilirse: Hakim, iddianameyi kabul eder ve gerekli görülüyorsa, yani savcının görev veya yetki konusundaki hukuki nitelendirmesi kabul edilmiyorsa, görevsizlik kararı verir. 2. Eksiklikler giderilmezse: Hakim, yeni bir iddianame düzenlenmesi için savcıya belirli bir süre verir. Cumhuriyet savcısı, mahkemenin iade kararına itiraz edebilir veya eksiklikleri gidererek yeni bir iddianame hazırlayabilir. İddianamenin iadesi, kamu davasının açılmasına engel olur ve soruşturmanın devam ettiğini gösterir.

    Nemo tenetur ilkesi nedir?

    Nemo tenetur ilkesi, kişinin kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamayacağını ifade eder. Bu ilke, Anayasa madde 38/5'te yer almakta olup, susma hakkı ile de ilintilidir. Nemo tenetur ilkesi sayesinde, yargılama neticesinde mahkumiyete esas alınan delillerin herhangi bir zorlama veya baskı olmaksızın, hukuka uygun yol ve yöntemlerle elde edilmesi, güvenilir olması ve böylece Ceza Muhakemesi Hukukunun amacı olan maddi hakikate ulaşılması güvence altına alınmıştır.

    Husumetli tanık dinlenir mi?

    Husumetli tanık dinlenebilir, ancak beyanlarına ihtiyatla yaklaşılması ve diğer yan delillerle desteklenmesi gerekir. Yargıtay'ın görüşüne göre, işverenle husumetli olan tanıkların beyanlarıyla fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil ücreti gibi işçilik alacaklarının ispatı yapılamaz. Ancak, husumetli tanık beyanlarının hiç dikkate alınamayacağı anlamına gelmez; bu beyanlar, diğer delillerle birlikte değerlendirilerek sonuca gidilir.

    İadei muhakeme nedir?

    İadei muhakeme, bir mahkeme tarafından verilerek kesinleşen bir hükümle ilgili olarak, Ceza Muhakemesi Kanunu’nda belirlenen hallerde hükümlü lehine ya da aleyhine olarak yeniden yargılama yapılmasına denir. İadei muhakeme için bazı nedenler: Yeni delil veya olayların ortaya çıkması. Sahte belge kullanılması. Hakimin görev kusuru. Başka bir hükme dayanma. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı. İadei muhakeme, olağanüstü bir kanun yolu olup, mahkemenin başvuru olmaksızın harekete geçemeyeceği, talep edilmesi gereken bir süreçtir.

    Savcılık tarafından el konulan telefon ne zaman geri verilir?

    Savcılık tarafından el konulan telefonun ne zaman geri verileceği, soruşturma veya kovuşturmanın seyrine bağlıdır. Delil incelemesi tamamlanmamışsa. Delil incelemesi tamamlanmışsa. Telefonun iadesi için savcılığa yazılı bir talepte bulunulmalıdır. El koyma kararı ve iade süreci, hukuki prosedürler içerdiğinden, bir avukattan destek alınması önerilir.

    5320 Sayılı Kanun'un 8. maddesi ne zaman yürürlüğe girecek?

    5320 Sayılı Kanun'un 8. maddesinin ne zaman yürürlüğe gireceğine dair bilgi bulunamadı. Ancak, bu kanunun genel olarak yürürlüğe giriş tarihi 31/03/2005 olarak belirlenmiştir. Ayrıca, 5320 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un değişiklik getiren bazı maddelerin yürürlüğe giriş tarihleri şu şekildedir: 18/6/2014 tarihli 6545 sayılı kanunla eklenen ek madde 1, geçici madde 4, 6, 7, 8 - 28/06/2014; 2/7/2012 tarihli 6352 sayılı kanunla eklenen geçici madde 5 - 05/07/2012. Daha fazla bilgi için resmi mevzuat kaynaklarına başvurulması önerilir.

    Suçsuzluk karinesi ne anlama gelir?

    Suçsuzluk karinesi, bir kişinin suçlu olarak nitelendirilebilmesi ve hakkında ceza hukukunun alanına giren yaptırımların uygulanabilmesi için kesin hükümle mahkum olmasının gerekliliğini ifade eden temel bir hukuk doktrinidir. Bu ilkeye göre, herkes, mahkemeden bir mahkumiyet kararı çıkmadığı sürece suçsuz kabul edilir. Suçsuzluk karinesinin bazı özellikleri şunlardır: Yüksek delil standardı. Mahkeme kararı gerekliliği. Suçsuzluk karinesi, sadece Anayasa'da değil, Türkiye tarafından onaylanarak iç hukuk normu haline gelmiş olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinde de güvence altına alınmıştır.

    5320 sayılı kanun nedir?

    5320 sayılı kanun, "Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"dur. Bu kanunun amacı, 4.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun yürürlüğe konulmasına ve uygulanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemektir. Kapsamı ise diğer kanunlarda, yürürlükten kaldırılan 4.4.1929 tarihli ve 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununa yapılan yollamaları, Ceza Muhakemesi Kanununun yürürlüğe girmesiyle yürürlükten kaldırılan hükümleri ve bu kanunun uygulanması için diğer kanunlarda yapılan değişiklikleri belirtmektir.

    Temyizde bozma sebepleri nelerdir CMK madde 301 ve 302?

    CMK madde 301 ve 302'ye göre temyizde bozma sebepleri: CMK madde 301: Yargıtay, yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usule ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa, temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında inceleme yapar. CMK madde 302: Yargıtay, temyiz edilen hükmü, temyiz başvurusunda gösterilen, hükmü etkileyecek nitelikteki hukuka aykırılıklar nedeniyle bozar. Bozma sebepleri ilâmda ayrı ayrı gösterilir. Hüküm, temyiz dilekçesinde gösterilen sebeplerle bozulduğunda, dilekçede açıklanmış olmasa bile saptanan bütün diğer hukuka aykırılık hâlleri de ilâmda gösterilir. Hükme etki edecek nitelikte bulunmayan hukuka aykırılıkların, bazı önemsiz usul hatalarının Yargıtay kararında gösterilmekle birlikte hükmün bozulmasına neden sayılmadığı belirtilmelidir. Bozmaya neden olan hukuka aykırılık, hükmün dayandırıldığı işlemlerden kaynaklanmışsa, aynı zamanda bu işlemler de bozulur.

    İddianame ile mahkeme bağlı mı?

    Evet, mahkeme iddianameye bağlıdır. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 225. maddesine göre, mahkeme hükmünü ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve fail hakkında verebilir. Ancak, iddianamede gösterilen suçun hukuki nitelendirmesi değişebilir.

    Hangi durumlarda kuvvetli şüphe var sayılır?

    Kuvvetli şüphe, şu durumlarda var sayılır: Delillerin durumu: Şüpheli veya sanığın aleyhine olan deliller, yargılama sonucunda ceza verilmesini sağlayabilecek ölçüde ise. Somut deliller: Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin bulunması. Tanık ifadeleri ve diğer kanıtlar: Çok sayıda tanık ifadesi, adli tıp raporu gibi kanıtlar bulunması. İkrar: Şüphelinin suçu ikrar etmesi. Tutuklama kararı verilebilmesi için kuvvetli şüphe yeterli olsa da, hakim veya mahkeme, yasal düzenlemedeki tutuklama nedenlerinin varlığı halinde dahi tutuklama kararı vermek zorunda değildir.