CezaMuhakemesi

İlk bozulmanın konusu, genellikle hukuka aykırılıkların giderilmesi ve uygulama birliğinin sağlanması amacıyla, ceza muhakemesinde verilen karar veya hükümlerdeki hataların düzeltilmesidir. Bu tür bozulmalar, iki ana kategoriye ayrılır: 1. Normal Bozulma: Üretim sürecinin doğal bir sonucu olarak ortaya çıkan ve beklenen israf malzemesinin kullanımı. 2. Anormal Bozulma: Hırsızlık, yangın veya beklenmedik diğer nedenler gibi önlenebilir kayıplar sonucu oluşan bozulmalar.

Avukat olmadan alınan ifade, belirli durumlarda hukuka aykırı kabul edilir ve delil olarak kullanılamaz. Ceza Muhakemesi Kanunu'na (CMK) göre, aşağıdaki hallerde ifade alma sırasında avukatın bulunması zorunludur: - Şüpheli veya sanık, müdafi seçebilecek durumda değilse; - Suçun niteliği gereği ağır ceza mahkemesinde yargılanması gerekiyorsa; - Şüpheli veya sanık 18 yaşından küçükse; - Şüpheli veya sanık sağır veya dilsizse ya da kendisini savunamayacak derecede engelli ise. Bu hallerde avukatın bulunmaması, ifade sürecini sakatlar ve alınan ifade geçersiz sayılır.

CMK 254 maddesi, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun "Mahkeme Tarafından Uzlaştırma" başlıklı maddesidir. Bu maddeye göre: 1. Kamu davası açıldıktan sonra, kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, dosya uzlaştırma bürosuna gönderilir. 2. Uzlaşma gerçekleştiği takdirde, mahkeme, sanığın edimini def'aten yerine getirmesi halinde davanın düşmesine karar verir. 3. Uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, mahkeme yargılamaya kaldığı yerden devam eder.

Duruşmaya hazırlık evrakları, ceza muhakemesinde iddianamenin kabulü ile başlayan ve duruşmanın sağlıklı bir şekilde ilerleyebilmesi için gerekli olan belgeler bütünüdür. Bu evraklar şunlardır: 1. Dava Dilekçesi: Davanın temelini oluşturan ve olayların sıralı bir şekilde anlatıldığı dilekçe. 2. Delil Listesi: Duruşmada sunulacak delillerin ayrıntılı listesi ve her bir delilin hangi durumu ispatlamak için sunulduğunun açıklaması. 3. Tanık Beyanları ve Bilirkişi Raporları: Davayla ilgili tanıkların ifadeleri ve bilirkişi görüşleri. 4. İddianame ve İfade Tutanakları: Ceza davalarında iddianamenin yanı sıra, sanığın ve tanıkların ifade tutanakları. 5. Keşif Raporları: Olay yerinde yapılan keşiflerin raporları. Bu evraklar, mahkeme tarafından incelenerek dava dosyası oluşturulur ve duruşma tarihi belirlenir.

Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 175. maddesi iddianamenin kabulü ve duruşma hazırlığı ile ilgilidir. Bu maddeye göre: 1. İddianamenin kabulüyle kamu davası açılmış olur ve kovuşturma evresi başlar. 2. Mahkeme, iddianamenin kabulünden sonra duruşma gününü belirler ve duruşmada hazır bulunması gereken kişileri çağırır.

Ceza Muhakemesi Hukuku dersinde işlenen konular şunlardır: 1. Ceza Muhakemesi Hukukunun Temel İlkeleri: İnsan hakları, adil yargılama, masumiyet karinesi gibi ilkeler. 2. Ceza Muhakemesinin Yürüyüşü: Soruşturma, ara muhakeme ve kovuşturma evreleri, bu evrelerin temel ilkeleri. 3. Delil Teorisi: İspat araçları, delillerin toplanması, muhafazası ve değerlendirilmesi, delil yasakları. 4. Kanun Yolları: İtiraz, istinaf, temyiz, kanun yararına bozma, olağanüstü itiraz, yargılanmanın yenilenmesi ve tekrarlanması. 5. Koruma Tedbirleri: Hürriyeti kısıtlayıcı tedbirler, arama, elkoyma, tıbbi tedbirler gibi tedbirler. Bu ders ayrıca ceza muhakemesi hukukunun tarihçesi, kaynakları ve ceza muhakemesi teşkilatı gibi konuları da kapsar.

CMK'nın 274. maddesi, eski hâliyle şu şekildeydi: "Eski hâle getirme süresi içinde istinaf süresinin işlemesi": > (1) Sanık, yokluğunda aleyhine verilen hükümlere karşı eski hâle getirme isteminde bulunabilir. Eski hâle getirme süresi içinde de istinaf süresi işler. > > Sanığın eski hâle getirme isteminde bulunduğu hâllerde, ayrıca istinaf isteminde bulunması gerekir. Bu hâlde istinaf istemi ile ilişkili işler, eski hâle getirme istemi hakkında karar verilinceye kadar ertelenir.

Savcılık soruşturmasını hızlandırmak için aşağıdaki adımlar atılabilir: 1. Delillerin Hızlı Toplanması: Şüpheliler ve mağdurlar, delillerin hızla toplanması için savcılıkla iş birliği yapmalıdır. 2. Avukatın Sürece Dahil Olması: Deneyimli bir avukatın süreçte aktif rol alması, soruşturmanın daha hızlı ve doğru yürütülmesini sağlar. 3. Dilekçe ve İtirazlar: Soruşturmanın gereksiz yere uzadığını düşünen taraflar, dilekçe ile savcılığa başvurabilir ve sürecin hızlandırılmasını talep edebilir. 4. Alternatif Çözüm Yolları: Uyuşmazlık konularında taraflar uzlaşma yoluna gidebilir. Ayrıca, savcılığın soruşturma sırasında iş yükünü azaltmak için kolluk kuvvetlerine talimat vermesi ve gerekli araştırmaları yapması da süreci hızlandırabilir.

CMK'nın 218. maddesi, Ceza Muhakemesi Kanunu'nda yer alan "ceza mahkemelerinin ek yetkisi" ile ilgilidir. Bu maddeye göre: 1. Yüklenen suçun ispatı, ceza mahkemeleri dışında başka bir mahkemenin görev alanına giren bir sorunun çözümüne bağlı ise; ceza mahkemesi bu sorunla ilgili olarak da bu kanun hükümlerine göre karar verebilir. 2. Kovuşturma evresinde, mağdur veya sanığın yaşının ceza hükümleri bakımından tespitiyle ilgili bir sorunla karşılaşılması halinde; mahkeme, ilgili kanunda belirlenen usule göre bu sorunu çözerek hükmünü verir.

CMK 172, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 172. maddesi anlamına gelir ve bu madde "kovuşturmaya yer olmadığına dair karar" (takipsizlik kararı) ile ilgilidir. Takipsizlik kararı, Cumhuriyet savcısı tarafından yürütülen soruşturma neticesinde, şüpheli kişi hakkında yeterli şüphe oluşturacak delil bulunmaması nedeniyle kamu davası açılmasına gerek görülmemesi durumunda verilir.

Tutuklama kararı ve kelepçe farklı kavramlardır. Tutuklama kararı, bir kişinin suç işlediğine dair kuvvetli şüphe ve belirli koşulların varlığı halinde, hakim tarafından verilen bir koruma tedbiridir. Kelepçe takma, ise yakalanan veya tutuklanan kişilerin kaçma riski veya kendileri ya da başkaları için fiziksel bir tehlike oluşturma durumunda, zorunluluk hali olarak uygulanan bir tedbirdir.

Tutuklama kararı yoklukta (sanığın yokluğunda) verilirse, bu durum genel olarak hukuka aykırı olarak değerlendirilir. Ancak, istisnai durumlarda mahkeme, sanığın kaçma ihtimali veya delil karartma riski gibi gerekçelerle yokluğunda tutuklama kararı verebilir.

"Zehirli ağaç ilkesi", hukuka aykırı yolla elde edilen delillerin ceza muhakemesinde kullanılamayacağını ifade eder ve bu ilke aşağıdaki durumlarda uygulanır: 1. Arama Kararları: Hukuka aykırı arama kararı ile elde edilen deliller, bu ilkeye göre geçersiz sayılır. 2. Hukuka Aykırı Ses ve Görüntü Kaydı: Hukuka aykırı olarak yapılan ses ve görüntü kayıtları, delil olarak kabul edilmez. 3. Hukuka Aykırı İfade Alma: Hukuka aykırı şekilde alınan ifadeler, yargılamada kullanılamaz. Bu ilke, ilk kez 1920 yılında Silverthorne Lumber Co. v. United States davasında yer almış ve daha sonra birçok ülkeye yayılmıştır.

Teknik takip ve savaş terimleri farklı bağlamlarda kullanılır: 1. Teknik Takip: Ceza Muhakemesi Kanunu'nda özel olarak tanımlanmamış olsa da, Yargıtay kararları ve kolluk uygulamalarıyla belirli anlamlar kazanmıştır. 2. Savaş: Uluslararası ilişkilerde, iki veya daha fazla devlet veya grup arasında gerçekleşen silahlı çatışma durumunu ifade eder. Dolayısıyla, "teknik takip savaş" ifadesi, bu iki kavramın bir arada kullanılması nedeniyle anlam karmaşası yaratmaktadır.

Seri muhakeme usulü, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 250. maddesi uyarınca belirli suçlarda, ceza yargılamasının hızlandırılmasını sağlamak amacıyla getirilen özel bir usuldür. Bu usulün uygulanabilmesi için: 1. Soruşturmanın tamamlanmış olması ve şüpheli hakkında dava açılması için yeterli kanaatin oluşması gerekmektedir. 2. Şüpheli hakkında erteleme kararı verilmemiş olması şarttır. 3. Şüphelinin üzerine atılı suçun seri muhakemeye tabi suçlardan olması gerekmektedir. 4. Şüphelinin, seri muhakeme usulünün uygulanmasını kabul etmesi gerekmektedir. Seri muhakeme usulü uygulandığında: 1. Cumhuriyet savcısı, Türk Ceza Kanunu'nun 61. maddesinde belirtilen unsurları göz önünde bulundurarak, suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırları arasında temel cezayı belirler ve bu cezadan yarı oranında indirim yapar. 2. Belirlenen ceza, koşulları mevcutsa seçenek yaptırımlara çevrilebilir veya ertelenebilir. 3. Yargılama sonunda verilen karar, adli sicile işlenir.

Evet, süre tutum uygulaması kaldırılmıştır. Anayasa Mahkemesi, 26 Temmuz 2023 tarihinde aldığı kararla, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 273. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "hükmün açıklanmasından itibaren" ibaresini iptal etmiştir.

CMK 128/4 maddesi, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 128. maddesinin dördüncü fıkrasını ifade eder ve kara, deniz ve hava ulaşım araçlarına elkoyma ile ilgilidir. Bu maddeye göre, kara, deniz ve hava taşıtlarına ilişkin elkoyma kararı, taşıtların kayıtlı olduğu sicile kayıt yapılmak suretiyle icra edilir.

İdari kontrol, ceza muhakemesinde soruşturma evresinde, Cumhuriyet savcısının talebi üzerine Sulh Ceza Hakimi tarafından verilen kararla başlar.

Ek savunma hakkı, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 226. maddesinde düzenlenmiştir.

CMK'da (Ceza Muhakemesi Kanunu) yer alan koruma tedbirleri şunlardır: 1. Tutuklama: Suç işlediği şüphesi bulunan kişinin özgürlüğünün kısıtlanması. 2. Adli Kontrol: Tutuklamaya alternatif olarak uygulanan, şüpheliye belirli yükümlülükler getirilmesi (örneğin, belirli bir yerde ikamet etme, yurt dışına çıkış yasağı). 3. Gözaltı: Suç işlediği şüphesi bulunan kişinin, delillerin toplanması ve ifadesinin alınması amacıyla kısa süreli olarak özgürlüğünün kısıtlanması. 4. Yakalama: Kolluk güçleri tarafından suç işlediği şüphesi bulunan kişinin kısa süreli olarak özgürlüğünün kısıtlanması. 5. Arama ve Elkoyma: Suçun delillerinin bulunması amacıyla şüphelinin evinde, işyerinde veya üzerinde arama yapılması ve suçla ilgili eşyaların el konulması. 6. Zorla Getirme: Mahkemeye veya savcılığa ifade vermesi gereken ancak çağrılara uymayan kişiler için uygulanan tedbir. Bu tedbirler, delillerin toplanması, suçun aydınlatılması ve kamu güvenliğinin sağlanması amacıyla uygulanır.