CezaHukuku

Durum suçları, genellikle suçun niteliğine ve yargılama sürecine bağlı olarak farklı kategorilere ayrılır. Bu kategoriler şunlardır: 1. Cürüm Davaları: Kişilere veya mülklere yönelik suçları içerir, hırsızlık, gasp, soygun, cinayet gibi. 2. İdari Cezai Davalar: Kamu kurumlarının veya yetkililerin hukuka aykırı eylemlerine ilişkin suçları kapsar. 3. Siyasi Cezai Davalar: Siyasi faaliyetlerle ilgili suçları içerir. 4. Ekonomik Cezai Davalar: Finansal suçları ve dolandırıcılığı kapsar, vergi kaçakçılığı, sahtecilik, kara para aklama gibi. 5. Çocuk Mahkemesi Davaları: Yaşları nedeniyle ceza sorumluluğu taşımayan çocukların suçlarını ele alır. 6. Terör Cezai Davaları: Terör örgütleriyle ilişkilendirilen suçları içerir. 7. Narkotik Cezai Davalar: Uyuşturucu madde suçlarına odaklanır. 8. Cinsel İstismar Cezai Davaları: Tecavüz, cinsel saldırı ve çocuk istismarı gibi cinsel suçları ele alır.

Eski Mezopotamya'nın en önemli hukuk ilkesi, "göze göz, dişe diş" anlamına gelen kısasa kısas ilkesidir.

Evet, hakaret suçunda Türk Ceza Kanunu (TCK) 129. maddesi uygulanır. Bu madde, hakaret suçunun belirli durumlarda cezada indirim yapılmasını veya cezanın tamamen kaldırılmasını öngörür. TCK 129. maddeye göre: - Haksız fiile tepki olarak hakaret: Eğer hakaret, bir haksız fiile tepki olarak işlenmişse, ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir. - Kasten yaralama suçuna tepki olarak hakaret: Bu suçun, kasten yaralama suçuna tepki olarak işlenmesi halinde, kişiye ceza verilmez. - Karşılıklı hakaret: Hakaretin karşılıklı olarak işlenmesi durumunda, olayın mahiyetine göre, taraflardan her ikisi veya biri hakkında verilecek cezada indirim yapılabilir.

Tanıklar, aşağıdaki hallerde yemin etmezler: 1. Yaş küçüklüğü: Dinlenme sırasında onbeş yaşını doldurmamış olanlar. 2. Ayırt etme gücü eksikliği: Ayırt etme gücüne sahip olmamaları nedeniyle yeminin niteliği ve önemini kavrayamayanlar. 3. Suça iştirak: Soruşturma veya kovuşturma konusu suçlara iştirakten veya bu suçlar nedeniyle suçluyu kayırmaktan ya da suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirmekten şüpheli, sanık veya hükümlü olanlar.

Takrir ve ikrar kavramları hukukta farklı anlamlar taşır: 1. Takrir: Bir kimsenin kendi iradesiyle bir şeyi kabul ettiğini beyan etmesidir. 2. İkrar: Kişinin kendi aleyhine olan bir olayı kabul etmesidir.

TCK 61/6'daki "her bir ceza diğerinden bağımsızdır" ifadesi, süreli hapis cezalarında her bir cezanın kendi başına var olduğunu ve varlıklarını ayrı ayrı koruduğunu ifade eder. Bu, bir kişi hakkında birden fazla cezaya hükmedilmesi durumunda, bu cezaların birbirleriyle bağlantılı olmadığı ve her birinin ayrı ayrı infaz edileceği anlamına gelir.

Özgü suç ve özel faillik kavramları ceza hukukunda şu şekilde tanımlanır: 1. Özgü Suç: Kanuni tanımında belirtilen özel bir faillik niteliğini taşıyan kişiler tarafından işlenebilen suçlardır. 2. Özel Faillik: Suçun maddi unsurunun gerçekleşebilmesi için aranan hareket, nedensellik ve neticenin yanı sıra, suçun tipinde özel bir faillik sıfatının da arandığı durumlardır.

"Bu konuda savcılığa başvurma hakkım saklıdır" ifadesi, bir kişinin hukuka aykırı bir durum tespit ettiğinde veya bir suça şahit olduğunda, bu durumu savcılığa bildirme hakkına sahip olduğunu belirtir. Bu hak, Türk Ceza Kanunu ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 74. maddesi uyarınca güvence altına alınmıştır.

TCK Madde 312, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs suçunu düzenler. Bu maddeye göre: - Cezalandırma: Cebir ve şiddet kullanarak bu eylemleri gerçekleştiren kişiye ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir. - Diğer suçlar: Bu suçun işlenmesi sırasında başka suçlar da işlenmişse, ayrıca bu suçlardan dolayı ilgili hükümlere göre cezaya hükmolunur.

Doğrudan kast ve olası kast arasındaki fark, failin suçun kanuni tanımındaki unsurları bilme ve isteme şeklinde ortaya çıkar. Doğrudan kastta fail, suçun maddi unsurlarını bilerek ve isteyerek gerçekleştirir. Olası kastta ise fail, suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemeye devam eder ve sonuçların gerçekleşmesini kabullenir.

Asya Hukuk Bürosu'nun baktığı davalardan bazıları şunlardır: Ceza davaları. İdari davalar. Marka ve patent hukuku. İcra ve iflas hukukuna ilişkin davalar. Aile hukuku davaları. Kat mülkiyeti kanunundan kaynaklanan davalar. Medeni hukuka ilişkin davalar. İş hukukuna ilişkin davalar. Kamulaştırma davaları. Sağlık hukukundan kaynaklanan davalar. Asya Hukuk Bürosu'nun hizmet verdiği hukuk alanları hakkında daha detaylı bilgi için +904223212752 numaralı telefon üzerinden iletişime geçilebilir.

Yargıtay'ın bozduğu uyuşturucu davaları genellikle aşağıdaki nedenlerle ilgilidir: 1. Delil Yetersizliği: Delillerin hukuka uygun olarak elde edilmemesi veya yetersiz olması. 2. Suç Vasfının Hatalı Tayini: Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak ile uyuşturucu madde ticareti yapmak suçunun ayrımının yanlış yapılması. 3. Sanığın Yardım Eden Yerine Fail Olarak Cezalandırılması: TCK'nın 39. maddesine göre yardım eden kişinin fail olarak değerlendirilmesi. 4. Zincirleme Suç Hükümlerinin Hatalı Uygulanması: TCK'nın 43. maddesinde öngörülen zincirleme suç hükümlerinin yanlış uygulanması. 5. Teşdiden Ceza Verilmesi: Yasada belirtilmeyen gerekçelerle alt sınırdan uzaklaşılarak ceza verilmesi. Bu tür davalarda Yargıtay, bozma kararı vererek davayı yeniden incelenmek üzere ilk derece mahkemesine geri gönderir.

TCK'nın 137. maddesi, etkin pişmanlık hükmü değil, nitelikli haller maddesidir. Bu madde, Türk Ceza Kanunu'nun "Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar" bölümünde yer alır ve belirli suçların daha ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektiren durumlarını düzenler. Özetle, TCK'nın 137. maddesi, suçların kamu görevlisi tarafından görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle veya belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanılarak işlenmesi halinde cezanın yarı oranında artırılmasını öngörür.

765 sayılı (eski) Türk Ceza Kanunu'nun 522. maddesi, onuncu babda belirtilen suçların işlenmesinde, suçun konusu olan şeyin veya verilen zararın kıymetinin pek fahiş olması durumunda, mahkemenin cürme mahsus olan cezayı yarısına kadar artırabileceğini öngörüyordu. Eğer kıymet hafif veya pek hafif ise, ceza buna göre yarıya veya üçte birine kadar indirilirdi.

Mahfûz hisse, miras bırakanın üzerinde tasarrufta bulunamadığı ve yasada belirtilen kimselere ait yasaca belirlenmiş miras paylarını ifade eder. Diğer anlamları: - Emlak hukuku: Bir gayrimenkulde veya malda gizli hak. - Ceza hukuku: Tutukluluk hali devam eden kişiyi betimlemek için kullanılır.

Ceza hukukunda ihmali suç, bir kişinin dikkatsizlik, tedbirsizlik veya öngörüsüzlük sonucu başkalarına zarar vermesi durumunda işlenen suçtur. Bu tür suçların oluşması için gerekli koşullar şunlardır: 1. Kusur: Kişinin üzerine düşen özen yükümlülüğünü yerine getirmemesi veya gereken tedbirleri almaması. 2. Zarar: Başka bir kişiye fiziksel veya psikolojik zarar gelmesi. Örnekler arasında, bir sürücünün trafik kurallarını ihlal etmesi sonucu bir yayaya çarpması veya bir inşaat çalışanının güvenlik önlemlerini almadan çalışması sonucu bir işçinin yaralanması sayılabilir.

215 sayısı farklı anlamlara gelebilir: Melek sayısı. Yeni başlangıçlar. Aşk. Bolluk ve refah. Numeroloji bilimsel bir temele dayanmamaktadır. Ayrıca, lastik ebatlarında da 215 sayısı kullanılabilir; örneğin 215/55 R16 şeklinde bir lastik ebatında 215, lastik taban genişliğini ifade eder.

Cürmümeşhut hukukta "suçüstü" anlamına gelir.

TCK madde 263 ve 264 birlikte uygulanırken, madde 263'te düzenlenen "kanuna aykırı eğitim kurumu açma" suçu ile madde 264'te düzenlenen "özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma" suçu ayrı ayrı değerlendirilir. - TCK madde 263: Kanuna aykırı olarak eğitim kurumu açan veya işleten kişilere yönelik cezaları belirler. - TCK madde 264: Bir rütbe, kamu görevi veya mesleğin resmi elbisesini yetkisi olmaksızın giyen veya hakkı olmayan nişan veya madalyaları takan kişilere yönelik cezaları öngörür. Bu iki madde, farklı suç tiplerini tanımladığı için, her bir suçun kendi yasal unsurları ve cezaları çerçevesinde ayrı ayrı işlenmesi gerekmektedir.

PAEM sınavında sorulan sorular genellikle aşağıdaki konu başlıklarını kapsar: 1. Polis Meslek Mevzuatı (%30). 2. Ceza Muhakemesi Hukuku (%10). 3. Ceza Hukuku (%10). 4. Anayasa Hukuku (%10). 5. İdare Hukuku (%10). 6. Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi (%10). 7. İnsan Hakları (%10). 8. Genel Kültür (%10). Ayrıca, meslek bilgisi ve Türkiye ve dünya tarihi gibi konular da sınavda yer alabilir.