CezaHukuku

Avukatın üzeri, ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren bir suçtan dolayı suçüstü hali dışında aranamaz. Bu düzenleme, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 58. maddesinde yer almaktadır.

Sancak Avukatlık Bürosu, çeşitli hukuk dallarında hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmetleri sunar. Bu hizmetler arasında: Ticaret hukuku: Şirketlerin hukuki süreçlerinin yönetimi. Borçlar hukuku: Borç ilişkileri ve sözleşmelerle ilgili hukuki destek. Ceza hukuku: Suç isnatları ve yargılamalarla ilgili savunma hizmetleri. İdare hukuku: Kamu idareleri ile ilgili hukuki uyuşmazlıkların çözümü. Gayrimenkul hukuku: Taşınmaz mülkiyetinden kaynaklanan hak ve yükümlülüklerin düzenlenmesi. Miras hukuku: Miras paylaşımı ve tenkis davaları. İş ve sosyal güvenlik hukuku: İşçi ve işveren arasındaki hak ve yükümlülüklerin değerlendirilmesi. İcra ve iflas hukuku: Alacakların tahsili ve borç yapılandırmaları.

"Tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla" ifadesi, aynı alacak için birden fazla takip yapılmasının, ancak bu takiplerin mükerrer tahsilat yaratmayacak şekilde düzenlenmesi anlamına gelir. Bu ilke, özellikle rehinle teminat altına alınmış alacakların hem rehnin paraya çevrilmesi yoluyla hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile aynı anda takip edilmesini engeller.

Suç tarihinde yaş küçüklüğü itirazını yapmak için aşağıdaki adımlar izlenmelidir: 1. Sosyal İnceleme Raporu: Suç tarihinde 12-15 yaş arasında olan çocuklar için, çocuğun bireysel özelliklerini ve sosyal çevresini gösteren bir sosyal inceleme raporu hazırlanmalıdır. 2. Uzman Görüşü: Raporda, çocuğun işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin olup olmadığına dair uzman hekimden (adli tıp uzmanı, psikiyatrist) görüş alınır. 3. Mahkeme Değerlendirmesi: Tüm bu raporlar ve deliller, mahkeme tarafından serbestçe değerlendirilerek çocuğun ceza sorumluluğu belirlenir. Bu süreçte, ceza hukuku alanında deneyimli bir avukattan hukuki yardım almak önemlidir.

İyi hal indirimi ve haksız tahrik indirimi ceza hukukunda farklı kavramlardır: 1. İyi Hal İndirimi: Türk Ceza Kanunu'nun 62. maddesine göre, sanığın duruşmalardaki olumlu tutumu ve davranışları göz önünde bulundurularak cezasında indirim yapılmasıdır. 2. Haksız Tahrik İndirimi: Türk Ceza Kanunu'nun 29. maddesine göre, bir kişinin başka bir kişinin hukuka aykırı bir fiili sonucunda öfke veya elem duyarak suç işlemesi durumunda cezasında indirim yapılmasıdır.

TCK 86/3-a maddesi, Türk Ceza Kanunu'nun 86. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendini ifade eder ve kasten yaralama suçunun üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe karşı işlenmesi durumunu düzenler. Bu durumda, suçun nitelikli hali söz konusu olur ve verilecek ceza yarı oranında artırılır.

Soruşturmada şüpheli, kanuna göre yetkili mercilerce suç şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen evrede, suç şüphesi altında bulunan kişi anlamına gelir.

Evet, idari gözetim kararına itirazdan sonra yeniden itiraz edilebilir. İdari gözetim kararına yapılan itirazın reddedilmesi durumunda, idari gözetim altına alınan kişi veya yasal temsilcisi, idari gözetim şartlarının ortadan kalktığı veya değiştiği iddiasıyla yeniden sulh ceza hakimliğine başvurabilir.

Uzlaştırmalı iletişim, ceza hukuku kapsamında aşağıdaki durumlarda kullanılır: 1. Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan suçlarda. 2. Özel kanunlarda belirlenmiş suçlarda, eğer bu suçlar uzlaştırma yoluna gidilebileceğine dair açık bir hüküm içeriyorsa. 3. Birden fazla failin olduğu suçlarda, faillerden biri ile uzlaşmaya varıldığında, diğer faillerin yargılaması devam eder. 4. Çocukların karıştığı suçlarda da uzlaştırma hükümleri uygulanabilir. Uzlaştırma süreci, tarafsız bir uzlaştırmacının arabuluculuğuyla, mahkeme sürecine geçmeden önce uyuşmazlığın çözülmesini sağlar.

Etkin pişmanlık ve zararın giderilmesi kavramları, suç işleyen kişilerin hukuki süreçlerinde farklı anlamlar taşır: 1. Etkin Pişmanlık: Suç işledikten sonra failin pişmanlık göstererek suçun olumsuz sonuçlarını önlemeye veya azaltmaya çalışmasıdır. 2. Zararın Giderilmesi: Failin, mağdurun zararını tamamen veya kısmen telafi etmesidir.

TCK madde 132 ve 133, haberleşmenin gizliliği ve kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ile ilgili suçları düzenler. TCK madde 132 iki ana suçu kapsar: 1. Haberleşmenin gizliliğini ihlal. 2. Haberleşme içeriklerini hukuka aykırı olarak ifşa etme. TCK madde 133 ise kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması ile ilgili suçu düzenler: 1. Konuşmaları dinleme. 2. Konuşmaları kaydetme.

TCK 62'de geçen "samimi beyan" ifadesi, takdiri indirim nedenleri arasında yer alan "failin fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları" kapsamında değerlendirilebilir. Bu bağlamda, sanığın pişmanlık göstergesi sayılabilecek içten ifadeleri ve eylemleri, takdiri indirim nedeni olarak kabul edilebilir.

Suçlar ve cezalar kavramı, ceza hukukunun temel unsurlarıdır. Suçlar, toplum tarafından kabul edilen ve yasalarla korunan değerlere aykırı davranışlardır. Cezalar, suç işleyen kişilere uygulanan yasal yaptırımlardır. Cezalar, suçun türüne ve ciddiyetine göre değişir ve çeşitli şekillerde uygulanabilir: - Hapis cezası: Suçlunun belirli bir süre boyunca özgürlüğünden yoksun bırakılması. - Para cezası: Mahkeme tarafından belirlenen bir miktarda para ödenmesi. - Toplum hizmeti: Suçlunun belirli bir süre boyunca kamu yararına çalışması. - Denetimli serbestlik: Suçlunun belirli şartlar altında topluma kazandırılması. Ceza hukuku, suçların adil bir şekilde soruşturulması ve cezalandırılmasını sağlayarak toplumun güvenliğini ve adaletin tesisini hedefler.

Bilinçli taksirde aranması gereken unsurlar şunlardır: 1. Hareketin iradi olması. 2. Neticenin öngörülmesi. 3. Neticenin istenmemesi. 4. Nedensellik bağı. Türk Ceza Kanunu'nun 22/3. maddesine göre, bu unsurların varlığı halinde taksirli suça ilişkin ceza üçte birden yarısına kadar artırılır.

TCK 58/6-7 maddeleri, Türk Ceza Kanunu'nun tekerrür kurumunu düzenleyen maddeleridir. TCK 58/6 maddesine göre: 1. Önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni bir suçun işlenmesi halinde, tekerrür hükümleri uygulanır. 2. Tekerrür hükümleri, önceden işlenen suçtan dolayı; - Beş yıldan fazla süreyle hapis cezasına mahkûmiyet halinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren beş yıl, - Beş yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezasına mahkûmiyet halinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren üç yıl, geçtikten sonra işlenen suçlar dolayısıyla uygulanmaz. TCK 58/7 maddesine göre: 1. Tekerrür halinde, sonraki suça ilişkin kanun maddesinde seçimlik olarak hapis cezası ile adli para cezası öngörülmüşse, hapis cezasına hükmolunur. 2. Tekerrüre esas alınmayan suçlar ve diğer özel düzenlemeler de bu maddede yer almaktadır.

Mirasın reddi şartlı olamaz, çünkü bu işlem kayıtsız ve şartsız bir beyanla yapılmalıdır.

Sanığın ani gelişen olay sırasındaki eyleminin suçun icrasını kolaylaştırma boyutunda kalması, suça yardım etme kapsamında değerlendirilebileceği anlamına gelir. Yardım etme, suçun işlenmesine başlamadan önce veya suç işlendiği sırada destekleyici veya kolaylaştırıcı hareketlerde bulunmayı ifade eder.

7258 sayılı Kanun kapsamında etkin pişmanlık, yasadışı bahis faaliyetlerine katılan kişilerin, belirli koşulları yerine getirerek ceza almaktan kurtulması veya cezalarında indirim yapılması anlamına gelir. Bu koşullar şunlardır: Soruşturma başlamadan önce: Suç konusu fiili ve faillerini yetkili makamlara bildirmek, suçun ortaya çıkarılmasına aktif katkı sağlamak, suçtan elde edilen malvarlığı değerlerinin tamamını teslim etmek. Soruşturma başladıktan sonra: Suçun aydınlatılmasına yardımcı olmak, diğer suç faillerinin yakalanmasını sağlamak, suç gelirlerinin tespitine katkıda bulunmak. Etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması için, failin samimi pişmanlık göstermesi ve yetkili makamlarla tam işbirliği yapması şarttır.

Meşru müdafaada kusur aranmaz, çünkü bu durum bir hukuka uygunluk sebebi olarak kabul edilir. Meşru müdafaa şartları içinde, savunmada bulunan kişinin eyleminin sınırlarını aşmamış olması ve orantılı bir savunma gerçekleştirmiş olması gereklidir.

TCK 125/1, 3 ve 4 maddeleri, Türk Ceza Kanunu'nun "Hakaret" suçunu düzenleyen bölümleridir. TCK 125/1 maddesine göre, bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle saldırı yapan kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. TCK 125/3 maddesinde ise hakaret suçunun üç nitelikli hali düzenlenmiştir: 1. Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret: Bu durumda cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz. 2. Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlere yönelik hakaret: Bu tür hakaretlerde de ceza bir yıldan az olamaz. 3. Kutsal değerlere yönelik hakaret: Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle yapılan hakaretlerde de ceza bir yıldan az olamaz. TCK 125/4 maddesine göre, hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır.