Bozukluklar

DEHB (Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu) olan biri, görme sorunları nedeniyle değil, dikkat eksikliği ve dürtüsellik gibi belirtiler nedeniyle bazı zorluklar yaşayabilir. DEHB'nin ana belirtileri arasında dikkat süresini kısaltma, odaklanma güçlüğü, hiperaktivite ve düşünmeden hareket etme yer alır. DEHB tanısı ve tedavisi için bir çocuk ve ergen psikiyatristi veya nöroloğa başvurmak gereklidir.

Beş çeşit ruhsal bozukluk şunlardır: 1. Depresyon: Yoğun üzüntü, umutsuzluk ve enerji kaybı ile karakterizedir. 2. Anksiyete Bozuklukları: Aşırı endişe, korku ve panik ataklarını içerir. 3. Şizofreni: Gerçeklikle bağlantıyı kaybetme, düşünce bozukluğu ve duyusal yanılsamalarla ilişkilidir. 4. Bipolar Bozukluk: Mani ve depresyon dönemleri arasında iniş çıkışlar yaşanır. 5. Yeme Bozuklukları: Beslenme alışkanlıklarının anormal bir şekilde değiştiği durumları ifade eder (örneğin, anoreksiya nervoza, bulimiya nervoza).

Fonolojik bozuklukların nedenleri çeşitli faktörlere dayanabilir: 1. Genetik Faktörler: Ailede fonolojik bozukluk öyküsü olan çocuklarda bu bozukluk daha sık görülür. 2. Zihinsel ve Gelişimsel Bozukluklar: Down sendromu, otizm spektrum bozukluğu gibi gelişimsel bozukluklar fonolojik bozukluklara yol açabilir. 3. İşitme Kaybı: Çocuğun sesleri doğru bir şekilde duyamaması, doğru telaffuz etmesini engelleyebilir. 4. Beyin ve Sinir Sistemi Bozuklukları: Beyindeki sinirsel iletişim bozuklukları, fonolojik bozukluklara neden olabilir. 5. Erken Dil Gecikmeleri: Çocuğun dil gelişiminde gecikme olması, fonolojik bozuklukları ortaya çıkarabilir. Ayrıca, çevresel faktörler ve travmalar da fonolojik bozuklukların ortaya çıkmasında rol oynayabilir.

Bir erkeğin aynı şeyi tekrarlaması, obsesif-kompulsif bozukluk gibi psikiyatrik bir durumun belirtisi olabilir. Ayrıca, tekrarlama zorlantısı olarak adlandırılan bir kavram da vardır.

Agnozi ve apraksi iki farklı nörolojik bozukluktur: 1. Agnozi: Nesneleri, kişileri, sesleri, şekilleri veya kokuları tanıma yeteneğinin kaybıdır. 2. Apraksi: Beynin hareketleri planlama ve koordine etme yetisini etkileyen bir nörolojik bozukluktur.

Kendiyle çelişme hastalığı ifadesi, doğrudan bir tıbbi tanı olarak tanımlanmamaktadır. Ancak, benzer semptomlara sahip iki psikiyatrik bozukluk olan selektif mutizm ve obsesif kompulsif bozukluk (OKB), kişinin kendisiyle çelişme veya içsel çatışmalar yaşama durumlarına yol açabilir. Selektif mutizm, çocuğun belirli sosyal ortamlarda konuşmamasıyla kendini gösteren bir anksiyete bozukluğudur. OKB ise, kişinin istemediği düşüncelerin (obsesyon) ve bu düşünceleri azaltmak veya ortadan kaldırmak amacıyla gerçekleştirdiği tekrarlayan davranışların (kompulsiyon) varlığı ile karakterize edilir.

Retiküler aktivasyon sistemi (RAS) bozukluğu, retiküler formasyonun işlev bozukluklarını ifade eder. RAS bozukluğunun belirtileri arasında şunlar yer alır: - Dikkat toplama güçlüğü: Görevlere odaklanmakta zorlanma veya kolayca dikkatin dağılması. - Uyku bozuklukları: Uyumada, uykuyu sürdürmede veya düşük kaliteli uyku deneyiminde yaşanan sorunlar. - Kronik yorgunluk: Yeterli dinlenmeye rağmen devam eden yorgunluk. - Yüksek stres tepkisi: Küçük stres etkenlerine aşırı tepki verme. RAS bozukluğunun nedenleri arasında kronik stres, uyku yoksunluğu, travmatik beyin hasarı ve madde bağımlılığı bulunabilir. RAS bozukluklarının tedavisi için bir doktora başvurulması önerilir.

Psikopatolojik bozukluklar, çeşitli kategorilere ayrılır ve en yaygın olanları şunlardır: 1. Depresyon ve Anksiyete Bozuklukları: Depresyon, sürekli üzüntü ve umutsuzluk hissi ile karakterizedir. 2. Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB): Tekrarlayan takıntılı düşünceler ve bu düşünceleri azaltmaya yönelik ritüelistik davranışlar ile tanımlanır. 3. Bipolar Bozukluk: Depresyon ve mani (aşırı mutluluk ve enerji hali) dönemlerini içerir. 4. Şizofreni: Gerçeklik algısında ciddi bozulmalar, halüsinasyonlar ve sanrılar ile karakterizedir. 5. Yeme Bozuklukları: Anoreksiya nervoza ve bulimiya nervoza gibi durumları içerir. 6. Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB): Travmatik bir olay sonrası sürekli korku ve duygusal uyuşukluk ile kendini gösterir. Bu bozuklukların nedenleri genetik, biyolojik, çevresel ve psikososyal faktörlerin bir araya gelmesiyle ortaya çıkabilir.

Yüksek şiddetli otizm, otizm spektrum bozukluğunun (OSB) ileri düzeyde belirtilerle kendini gösteren bir durumunu ifade eder. Bu belirtiler arasında: Sosyal etkileşimde ciddi zorluklar: Göz teması kurmama, yüz ifadelerini anlamada güçlük çekme. İletişim sorunları: Konuşma gecikmesi, sınırlı kelime dağarcığı, tekrarlayıcı konuşma. Tekrarlayıcı davranışlar: Aynı hareketleri tekrar etme, rutinlere aşırı bağlılık. Duyusal hassasiyetler: Ses, ışık veya dokunma gibi duyusal uyaranlara aşırı tepki verme. Yüksek şiddetli otizmli bireyler, günlük yaşam aktivitelerinde daha fazla desteğe ihtiyaç duyabilirler.

Birini mantıklı bulmak ama kaygı duymak, kaygı bozukluğunun bir belirtisi olabilir. Kaygı bozukluğunun nedenleri arasında şunlar yer alabilir: Genetik faktörler. Biyolojik sebepler. Travmatik olaylar. Çevresel etkenler. Kaygı bozukluğu belirtileri yaşıyorsanız, bir uzmana danışmanız önerilir.

Konversiyon bozukluğu, kişinin yaşadığı psikolojik stres ve duygusal çatışmaların fizyolojik belirtilerle dışa vurması olarak tanımlanır. Bu bozukluğun nedenleri arasında şunlar yer alabilir: Yaşam stresi: Bilinçaltında yatan ve başa çıkılması zor olan yaşam olayları. Depresyon ve diğer zihinsel bozukluklar. Travmatik deneyimler: Ölüm, yas veya travma oluşturacak durumlar. Ayrıca, bireyin yoğun derecede kaygı, korku, pişmanlık, hayal kırıklığı veya üzüntü hissetmesi de konversiyon ataklarına yol açabilir.

Yumuşak doku bozuklukları diğer tanımlanmış, kaslar, tendonlar, bağlar, yağ dokusu ve sinirler gibi vücudun destekleyici yapılarını etkileyen çeşitli hasar veya iltihaplanmaları ifade eder. Bu bozuklukların diğer türleri şunlardır: Yumuşak doku enfeksiyonları. Yumuşak doku tümörleri. Belde yumuşak doku zedelenmesi. Yumuşak doku bozukluklarının teşhisi ve tedavisi için bir uzmana başvurulması önerilir.

Autistik terimi, otizm spektrum bozukluğu (OSB) olarak da bilinen nörogelişimsel bozukluğu ifade eder. Autistik terimi, bu bozukluğa sahip bireyleri tanımlamak için kullanılır ve onların algılama, düşünme, hissetme ve etkileşim kurma biçimlerini ifade eder.

Gerstmann sendromu, beynin belirli bir bölgesine (girus angularis bölgesindeki sol paryetal lob) verilen hasardan kaynaklanan nörolojik bir bozukluktur. Sendromun dört ana semptomu vardır: 1. Agrafya veya disgrafi: Yazma güçlüğü. 2. Akalkuli veya diskalkuli: Basit matematiksel hesaplamaları yapamama. 3. Finger agnozisi: Parmakları tanıyamama. 4. Sol-sağ karışıklığı: Sol ve sağ tarafları ayırt edememe. Gerstmann sendromu ayrıca gelişimsel Gerstmann sendromu olarak da bilinir ve öğrenme güçlüğü çeken beyin hasarlı çocuklarda görülür. Sendromun nedenleri arasında felç, beyin tümörleri, beyin travması ve bazı toksik maddeler bulunur. Tedavi, semptomların yönetimine ve rehabilitasyona odaklanır.

Lipid metabolizması bozuklukları, vücuttaki yağların parçalanması, taşınması ve depolanmasındaki dengesizlikler sonucu ortaya çıkar. Bu bozukluklar, çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir. Başlıca lipid metabolizması bozuklukları şunlardır: 1. Dislipidemi: Kolesterol ve trigliserit seviyelerinin yüksek veya düşük olması durumudur. 2. Ailesel Hiperkolesterolemi: LDL kolesterol seviyelerinin aşırı yüksek olmasına neden olan kalıtsal bir hastalıktır. 3. Abetalipoproteinemi: VLDL ve LDL'nin neredeyse tamamen yokluğuyla karakterize edilen, yağ emilim bozukluğuna yol açan bir durumdur. 4. Yağ Asidi Oksidasyon Bozuklukları: Yağların enerji üretimi için metabolize edilememesi durumudur. Nedenleri arasında genetik faktörler, yanlış beslenme, hareketsiz yaşam tarzı, sigara ve alkol kullanımı yer alır. Teşhis için lipid paneli veya lipid profili testleri yapılır.

Kognisyon bozukluğu, bireyin dikkatini belirli bir konuya odaklamakta zorlanması durumudur. Kognisyon bozukluğunun belirtileri arasında şunlar yer alır: - dikkat dağınıklığı; - unutkanlık; - görevleri tamamlama güçlüğü; - organizasyon eksikliği; - ruh hali dalgalanmaları. Kognisyon bozukluğunun nedenleri ise stres, kaygı, depresyon, uyku bozuklukları, beslenme yetersizlikleri, bazı ilaçların yan etkileri ve nörolojik hastalıklar olabilir. Bu tür bir sorunla karşılaşıldığında, bir uzmana başvurmak ve uygun tedavi yöntemlerini uygulamak önemlidir.

PDA'lı çocuk, Patolojik Talep Kaçınma (PDA) olarak bilinen bir gelişimsel bozukluğu olan çocuğu ifade eder. PDA, otizm spektrumunun altına düşen ancak ondan farklı bir durumdur. PDA'nın bazı belirtileri şunlardır: - Anksiyete: Taleplerle karşılaştıklarında yoğun kaygı yaşarlar. - Kaçınma stratejileri: Talepleri yerine getirmemek için müzakere, dikkat dağıtma veya saldırganlık gibi stratejiler kullanırlar. - Sosyal zorluklar: Sosyal etkileşimde zorluk çekerler, sosyal ipuçlarını anlamada başarısız olabilirler. PDA'lı çocukların tedavisi, bir dizi profesyonel tarafından çok yönlü bir yaklaşımla gerçekleştirilir.

Otizmde beslenme bozukluklarının nedenleri çeşitli faktörlere dayanabilir: 1. Duyusal Hassasiyetler: Otizmli bireyler, gıdaların dokusu, kokusu, tadı gibi duyusal özelliklerine karşı hassasiyet gösterebilirler ve bu da bazı yiyecekleri reddetmelerine veya sadece belirli yiyecekleri tercih etmelerine yol açar. 2. Gastrointestinal Sorunlar: Artmış bağırsak geçirgenliği ve sindirim sorunları, otizmli bireylerde beslenme bozukluklarına katkıda bulunabilir. 3. Takıntılı Davranışlar: Rutinlere bağlı kalma eğilimi, aynı yiyecekleri sürekli yeme takıntısına neden olabilir. 4. Besin Alerjileri: Otizmli çocuklarda besin alerjileri daha sık görülür ve bu alerjiler davranışları da etkileyebilir. 5. Aile Tutumları: Ailelerin beslenme tutum ve davranışları, otizmli bireyin beslenme alışkanlıklarını doğrudan etkileyebilir. Beslenme bozukluklarının yönetimi için, diyet düzenlemeleri (kazeinsiz diyet, glütensiz diyet, ketojenik diyet) ve uygulamalı davranış analizi gibi yöntemler kullanılabilir.

Gelişimsel bozukluklar dört ana kategoriye ayrılır: 1. Bilişsel Gelişim Bozuklukları: Düşünme, problem çözme ve öğrenme yeteneklerindeki gecikmeleri içerir. 2. Sosyal Gelişim Bozuklukları: Sosyal etkileşimler yoluyla olgunlaşma ve toplum içinde fonksiyonel bir yer edinme zorluklarını kapsar. 3. Duygusal Gelişim Bozuklukları: Duyguları tanıma, anlama ve yönetme kapasitesindeki gelişimsel aksaklıkları içerir. 4. Fiziksel Gelişim Bozuklukları: Beden yapısındaki değişiklikler ve motor becerilerin gelişimindeki zorlukları kapsar.

Konversiyon bozukluğunun kesin nedenleri tam olarak anlaşılamamış olsa da, çeşitli faktörlerin bir araya gelmesi sonucu ortaya çıktığı düşünülmektedir. Konversiyon bozukluğunun olası nedenleri arasında şunlar yer alır: Psikolojik travmalar ve stres. Bastırılmış duygular. Genetik yatkınlık. Sosyal ve kültürel faktörler. Konversiyon bozukluğunun teşhisi ve tedavisi için bir uzmana başvurulması önerilir.