Biyokimya

Hidrolize uğrayan bazı maddeler: Tuzlar. Esterler ve amidler. Karboksilik asit türevleri. Polisakkaritler. Trigliseritler. Proteinler. Ayrıca, ATP gibi moleküller de hidrolize uğrar.

Glikozu oluşturan monomer, glikozun kendisidir. Glikoz, C6H12O6 moleküler formülüne sahip bir monosakkarit, yani basit şekerdir.

SNP (Single Nucleotide Polymorphism), DNA dizisi içinde tek bir nükleotid değişikliği içeren genetik bir varyant türüdür. SNP'lerin bazı kullanım alanları: Genetik çeşitlilik: Bireyler arasındaki genetik çeşitliliğin önemli bir kaynağıdır ve göz rengi, hastalıklara karşı duyarlılık gibi özellikleri etkiler. Hastalık ilişkilendirme çalışmaları: Genetik varyasyonlar ile belirli hastalıkların gelişme riski arasındaki ilişkileri belirler. Farmakogenomik: Bireyin belirli ilaçlara verdiği tepkiyi tahmin etmede kullanılır. Soy ve soyağacı: Birey ve popülasyon göç desenlerini izlemek ve ataların kökenlerini belirlemek için kullanılır. Adli durumlar: Bireyin kimliğini belirleme ve babalık testi yapma amacıyla kullanılır.

BOD, tıpta genellikle "Burden of Disease" (Hastalık Yükü) anlamına gelir. Ayrıca, BOD kısaltması biyokimyasal oksijen ihtiyacı (Biochemical Oxygen Demand) olarak da kullanılır ve su numunesindeki organik maddenin ayrışması sırasında aerobik mikroorganizmalar tarafından tüketilen oksijen miktarını ifade eder. Bu terim, çevre bilimi ve atık su arıtma süreçlerinde su kalitesini değerlendirmek için önemlidir.

Fosfolipitler enerji verir, ancak doğrudan bir enerji kaynağı değildir. Fosfolipitlerin enerji sağlama kapasitesi, yağ asidi kuyruklarının metabolizmaya katılımıyla dolaylıdır.

ATP (Adenozin trifosfat), enerji kaynağı olarak kabul edilir çünkü ikinci ve üçüncü fosfat grupları arasındaki bağda kolayca salınabilir enerji barındırır. ATP'nin enerji kaynağı olarak kabul edilmesinin diğer nedenleri şunlardır: Hücresel metabolizma. Çok yönlü kullanım. Enerji depolama ve taşıma. ATP, tüm canlı organizmaların temel enerji tüketen süreçleri için kullanılır.

Q harfi farklı alanlarda çeşitli amaçlarla kullanılmaktadır: Ekonomi: Ulusal ve uluslararası milli gelir, sermaye, dış ticaret politikaları ve arz-talep ilişkisi üzerine yapılan analizlerde Q, miktarı ve üretimi temsil eder. Bankacılık: QNB Mobil uygulamasında Q, dijital bir asistan olarak kullanıcıların düzenli ödemelerini takip eder, önemli konularda uyarı gönderir ve bankacılık işlemleriyle ilgili sorulara yanıt verir. Koenzim Q10: Vücutta doğal olarak bulunan ve hücrelerde enerji üretimini destekleyen bir antioksidandır. Oyun ve yazılım: Birçok oyun ve yazılımda Q tuşu, çeşitli işlevleri yerine getirmek için kullanılır; örneğin, Grand Theft Auto V'de siper alma veya Assetto Corsa'da azimut ekleme gibi. Alfabe: Q, Latin alfabesinde bir harf olup, Türkçede "kû" veya "cuː" olarak bilinir.

Hayır, mRNA (haberci RNA) ve DNA (deoksiribonükleik asit) aynı şey değildir. DNA ve mRNA arasındaki bazı farklar: Yapı: DNA çift iplikçikli olup çift sarmal (double helix) yapıya sahiptir, mRNA ise tek iplikçikli bir nükleik asittir. İşlev: DNA, genetik bilgiyi depolar ve protein sentezini düzenler; mRNA ise bu genetik bilgiyi protein sentezinin gerçekleştiği ribozomlara taşır. Oluşum: DNA, replikasyon yoluyla oluşur; mRNA ise transkripsiyon sırasında DNA'dan sentezlenir. Şeker: DNA'da deoksiriboz şeker, mRNA'da ise riboz şeker bulunur. Nükleobazlar: DNA'nın nükleobazları adenin, timin, sitozin ve guanindir; mRNA'da ise urasil, timin yerine geçer.

ATP (Adenozin trifosfat) ve GTP (Guanozin trifosfat) arasındaki temel farklar şunlardır: Yapısal fark: ATP, adenine azot bazı içerirken, GTP guanin azot bazı içerir. Fonksiyonel fark: ATP, enerji transferi ve depolanmasında rol oynarken, GTP protein sentezi ve sinyal iletim yollarında kullanılır. Hidroliz farkı: Her ikisi de enerji serbest bırakmak için hidroliz reaksiyonlarına uğrar, ancak GTP'nin hidrolizi, G-protein döngülerinde bir süreci sonlandırmak için kullanılır. Özetle, ATP hücrenin enerji para birimi olarak hizmet ederken, GTP sinyal iletimi ve protein sentezinde önemli bir rol oynar.

Oksidasyon, vücutta meydana gelen normal ve gerekli bir süreçtir; oksijen ve nitrojenin reaktif maddelerinin üretimi ile karakterizedir. Oksidatif stres, serbest radikaller (eşit olmayan sayıda elektrona sahip oksijen içeren moleküller) ve antioksidanlar arasındaki dengesizlik sonucu ortaya çıkar. Oksidatif stresin bazı nedenleri: sağlıksız beslenme; sigara içme ve alkollü içecek tüketimi; çevresel faktörler (UV ışınları, hava kirliliği); kronik inflamasyon; metabolik hastalıklar (diyabet, obezite). Oksidatif stresin bazı etkileri: erken cilt yaşlanması; dolaşım bozuklukları; uykusuzluk; kanser, kalp ve damar hastalıkları gibi ciddi sağlık sorunları.

Biyokimyacılar, canlı organizmalarda meydana gelen kimyasal süreçleri inceleyerek bu bilgiyi yeni ürünler geliştirmek ve insan sağlığını iyileştirmek için kullanırlar. Biyokimyacıların bazı görevleri: Deney tasarlama ve yürütme. Veri analizi ve yorumlama. İlaç ve gıda geliştirme. Araştırma yapma. Cihaz bakımı. Biyokimyacılar, devlet kurumları, araştırma kurumları, üniversiteler ve özel şirketlerde çalışabilirler.

Protein Data Bank (PDB), büyük biyolojik moleküllerin, özellikle proteinler ve nükleik asitlerin üç boyutlu yapısal verilerini içerir. PDB'de bulunan bazı veri türleri: Atom koordinatları ve bağlantıları. İkincil yapı atamaları. Ligandlar ve çözücü molekülleri. Deneysel meta veriler. Polimer zincirleri. Kimyasal bileşenler. PDB dosyaları, Microsoft derleyicileri tarafından oluşturulan ve hata ayıklama bilgilerini içeren dosyalar olarak da kullanılabilir, ancak bu tür dosyalar .pdb uzantısını kullanır.

GTP (Good Trading Practices), yani İyi Ticaret Uygulamaları, gıda ve yem zincirinde tarımsal ticarette operatörler arasında gıda güvenliği ve tüketici sağlığı ile ilgili şeffaflık, ortaklık ve sorumluluk bilincini geliştirmek amacıyla Avrupa Birliği içinde ticaret yapan firmalar için geliştirilmiş bir standarttır. GTP'nin temel işlevleri: Hijyen: Depolama ve taşıma süreçlerinin hijyenik koşullarda yapılmasını sağlar. İzlenebilirlik: Tüm ticaret sürecinde ürünlerin izlenebilirliğini garanti eder. Kalite yönetimi: AB regülasyonları ve HACCP ilkelerine uygun kalite yönetimi sağlar. Yasal uyum: Ticaret süreçlerinde yasal ve etik standartlara uyumu teşvik eder. GTP Belgesi, işletmelerin gıda ve yem güvenliği mevzuatına uyumlu olduklarını kanıtlamalarına, denetimlerden kolaylıkla geçmelerine ve olası cezalardan kaçınmalarına yardımcı olur.

Glikolizde kullanılan bazı enzimler şunlardır: Heksokinaz/Glukokinaz. Fosfofruktokinaz. Aldolaz. Gliseraldehit-3-fosfat dehidrogenaz. Fosfogliserat mutaz. Enolaz. Pirüvat kinaz. Glikolizde kullanılan diğer enzimler arasında izomerazlar ve mutazlar da bulunur.

Laktatın oksidatif metabolizması, mitokondride gerçekleşir. Laktat, anaerobik glikoliz sonucunda üretilir. Laktatın mitokondriyal membranlar boyunca taşınmasını sağlayan özel yapılar (MCT1, MCT4) bulunur.

Tirozin kinaz reseptörlerinin fosfotirozin bölgelerine bağlanarak aktiflenen sinyal molekülleri arasında STAT (transkripsiyonun sinyal ileticileri ve aktivatörleri) proteinleri bulunur. Reseptörüne bir ligandın bağlanması, STAT proteinlerini bir araya getirir ve reseptörle ilişkili JAK (protein tirozin kinaz) tarafından fosforillenmelerine neden olur. Ayrıca, SH2 domain içeren transkripsiyon faktörleri de bu süreçte rol oynar. Tirozin kinaz reseptörlerinin aktivasyonu, sinyal iletimi ve hücresel yanıtların düzenlenmesi için kritik öneme sahiptir, ancak bu sürecin aşırı aktivasyonu kanser gibi hastalıklara yol açabilir.

Rubisco (ribuloz-1,5-bifosfat karboksilaz/oksijenaz) enziminin temel işlevi, fotosentez sırasında atmosferdeki karbondioksiti (CO2) yakalayarak şekerin yapısına katmaktır. Rubisco'nun diğer işlevleri: Karbon fiksasyonu. Oksijenasyon. Rubisco, fotosentezdeki bu kritik rolü nedeniyle biyosferdeki en bol bulunan enzim olarak kabul edilir.

Koenzim ve kofaktör arasındaki temel fark, organik ve inorganik olma durumlarıdır. Koenzim: Enzimlerin yardımcı kısımları organik bileşiklerden oluşuyorsa koenzim olarak adlandırılır. Kofaktör: Enzimlerin yardımcı kısımları inorganik iyonlardan (örneğin, K, Fe, Ca gibi mineraller) oluşuyorsa kofaktör olarak adlandırılır. Özetle: - Koenzim: Organik, vitamin türevi - Kofaktör: İnorganik, mineraller

Polisakkaritler, glikozidik bağ ile bağlanır. Bu bağlar, monosakkaritlerin hidroksil grupları arasında oluşur.

Özümleme kelimesinin diğer isimleri şunlardır: Asimilasyon; Anabolizma; Temessül; Temsil. Özümleme, farklı bilim dallarında farklı anlamlarda kullanılır: Psikolojide: Kişinin yeni öğrendiği bir bilgiyi veya gördüğü bir nesneyi, önceden sahip olduğu bilgilere göre değerlendirmesi. Biyolojide: Gıdaların vücudun ihtiyaç duyduğu minerallere dönüşmesi. Dil bilgisinde: İki kelime veya söz grubu arasındaki yapısal benzerlik.