Biyokimya

De novo pürin sentezi, PRPP (5-fosforibozil-1-pirofosfat) enzimi ile başlar.

Üre, proteinlerin sindirimi sonucu karaciğerde oluşan ve azotlu bir bileşik olan atık maddedir. Üre'nin diğer anlamları: - Endüstrideki kullanımı: Gübrelerin ve hayvan yemlerinin bir bileşeni olarak, ayrıca plastik, yanmaz emdirici ve yapıştırıcı üretiminde hammadde olarak kullanılır. - Tıbbi anlamı: Kanda üre seviyesinin ölçülmesi, böbrek fonksiyonlarını değerlendirmek için yapılan BUN (Blood Urea Nitrogen) testiyle belirlenir.

Amino asitler, çeşitli şekillerde sınıflandırılabilir: Yan zincir (R) özelliğine göre: Alifatik yan zincirli amino asitler. Hidroksilli amino asitler. Aromatik amino asitler. Sülfür grubu taşıyan amino asitler. Yüklerine göre: Nötr amino asitler. Bazik amino asitler. Asidik amino asitler. Besin değerine göre: Esansiyel (temel) amino asitler. Esansiyel olmayan amino asitler. Koşullu esansiyel amino asitler.

Histaminin parçalanmasında iki enzim rol oynar: diamin oksidaz (DAO) ve histamin-N-metiltransferaz (HNMT).

Hemoglobin ve demir aynı şeyler değildir, ancak birbirleriyle ilişkilidirler. Hemoglobin, kırmızı kan hücrelerinde bulunan ve oksijen taşımakla görevli bir protein molekülüdür. Demir ise hemoglobin molekülünün yapısında bulunan bir mineraldir ve oksijenin akciğerlerden dokulara taşınmasını sağlar.

Renin-Anjiyotensin-Aldosteron (RAA) sistemi, AT1 ve AT2 olarak adlandırılan G-protein bağlı reseptörler aracılığıyla çalışır.

Amilaz, karbonhidratların sindiriminde kullanılan bir enzim türüdür. İki tür amilaz vardır: 1. Tükürük amilazı. 2. Pankreas amilazı. Normal amilaz değerleri, laboratuvarlara göre değişiklik gösterse de genellikle 20 U/L ile 300 U/L arasında kabul edilir. Amilaz testi, pankreas ve tükürük bezlerinin sağlık durumunu değerlendirmek, bu bezleri etkileyen hastalıkların tanı ve tedavisinde kullanılır. Yüksek amilaz seviyeleri, pankreatit, kanser, enfeksiyon, alkol kullanımı gibi durumları işaret edebilir.

Anabolizmada gerçekleşen bazı reaksiyonlar: Fotosentez; Amino asitlerden protein sentezi; Monosakkaritlerden, disakkarit ve polisakkarit üretimi; Dehidrasyon; Glukoneogenez (karaciğer ve böbreklerin karbonhidrat olmayan kaynaklardan glikoz üretmesi). Anabolizma, aynı zamanda "özümleme" veya "asimilasyon" olarak da adlandırılır ve basit yapıdaki moleküllerin daha karmaşık yapıdaki moleküllerin sentezinde kullanılması sürecidir.

Asetilkolin eksikliği çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir: Hafıza ve öğrenme bozuklukları: Alzheimer hastalığı gibi nörodejeneratif bozukluklarda asetilkolin seviyeleri düşer ve bu durum hafıza kaybına, düşünme yeteneklerinde bozulmalara, öğrenme güçlüğüne ve bellek bulanıklığına neden olur. Kas güçsüzlüğü ve koordinasyon problemleri: Kasların zayıflamasına ve yorgunluğa yol açar. Sindirim sistemi sorunları: Bağırsak hareketlerinin yavaşlamasına ve diğer sindirim sistemi sorunlarına sebep olabilir. Uyku düzeni bozuklukları: Uyku düzeni bozukluklarına ve dikkat problemlerine yol açabilir. Psikolojik belirtiler: Stres, kaygı, ruh hali değişimleri, depresyon ve öfke gibi psikolojik sorunlara neden olabilir. Asetilkolin eksikliği durumunda bir sağlık uzmanına danışılması önerilir.

Mannoz ve galaktoz arasındaki temel fark, epimer olmalarıdır. - Mannoz, glikozun C2 epimeri iken, galaktoz glikozun C4 epimeridir. - Kapalı formülleri aynıdır (C6H12O6). Her iki şeker de altı karbonlu monosakkaritlerdir ve aldoheksoz olarak adlandırılır.

Pürinler, adenin (A) ve guanin (G) nükleotidlerinde bulunur.

Lipidler, yapı ve işlevlerine göre üç ana gruba ayrılır: trigliseritler, fosfolipitler ve steroller. Bu ayrım, lipidlerin farklı biyolojik rollere sahip olmasından kaynaklanır: 1. Trigliseritler: Enerji depolama, vitaminleri taşıma ve hücre zarlarının yapısına katkıda bulunma gibi işlevlere sahiptir. 2. Fosfolipitler: Hücre zarlarının oluşumunda önemli rol oynar, hücresel organellerin ve hücre dışı yapıların organizasyonunda kritik işlevlere sahiptir. 3. Steroller: Hücre zarlarının yapısına katılır, hormonların ve safra asitlerinin sentezinde önemli bir rol oynar.

Peptitler, amino asitlerin polimerleridir ve peptit bağları ile birbirine bağlanırlar. Peptit bağlarının oluşumu şu şekilde gerçekleşir: 1. Bir amino asidin α-karboksil grubunun OH'i ile diğer amino asidin α-amino grubu arasından su ayrılır. 2. Bu ayrılma sonucu oluşan kovalent bağ, peptit bağını oluşturur.

Dehidroepiandrosteron (DHEA), adrenal bezler tarafından üretilen bir steroid hormondur. Oluşum süreci şu şekildedir: 1. Precursor (Başlangıç Maddesi): DHEA, androjenler ve östrojenlerin öncüsü olarak görev yapar. 2. Dönüşüm: Vücutta, DHEA çeşitli enzimatik reaksiyonlarla östrojen ve testosterona dönüştürülür. 3. Yaşla Birlikte Değişim: DHEA seviyeleri, erken yetişkinlik döneminde zirveye ulaşır ve ardından kademeli olarak azalır.

Kreatinin yüksek olması, doğrudan kasların büyümesini sağlamaz, ancak dolaylı olarak etkileyebilir. Kreatinin, böbreklerin kandan yeterince temizlenemediği durumlarda yükselir ve bu, böbrek fonksiyonlarının bozulduğunu gösterir.

Tıpta APX kısaltması çeşitli anlamlara gelebilir: Apixaban. Ascorbate peroxidase (askorbat peroksidaz). APX (bir gen). Ayrıca, APX, AboitizPower'ın yeni kurulan iş birimi veya Centurion tabancasının bir modeli olarak da kullanılabilir. APX kısaltmasının tıp alanındaki tüm anlamlarını kapsamış olmayabiliriz. Daha fazla bilgi için güvenilir tıbbi kaynaklara başvurulması önerilir.

Evet, polisakkarit bir karbonhidrat türüdür.

Tromboksan A2 (TXA2), trombositleri aktive ederek agregasyonlarını (kümelenmelerini) sağlar. Bu süreç şu şekilde gerçekleşir: 1. Kollajene bağlanma: Hasarlanmış damar duvarında kollajenin açığa çıkması, trombositlerin üzerindeki Gp Ib reseptörleri aracılığıyla kollajene bağlanmasına neden olur. 2. Aktivasyon ve şekil değişikliği: Bağlanma sonrası trombositler aktifleşir, şekil değiştirir ve granül içeriklerinin salınımını başlatır. 3. TXA2 salınımı: Aktive olmuş trombositler, lokal olarak TXA2 ve ADP gibi maddeleri serbest bırakır. 4. Agregasyon: Bu maddeler, diğer trombositlerin de aktive olmasını ve trombosit tıkacını oluşturmak üzere bir araya gelmesini sağlar.

Chol ve kolesterol aynı şeyi ifade eder. Kolesterol, hayvanlarda bulunan yağ benzeri bir maddedir ve "chol" olarak da adlandırılabilir.

Karboksil grubu, tüm amino asitlerde bulunur.