Bilinç

Presenkop, bilinç kaybı ve postural tonus kaybı olmadan baygınlık hissi oluşmasıdır.

Felsefe açısından zihin, insan beyninin düşünme, algılama, muhakeme etme, duygu, davranışla ilgili süreçleri kapsayan etkinliklerinin toplamıdır. Zihin felsefesinin temel konuları arasında ise şunlar yer alır: - Zihin-beden sorunu: Zihin ve beden arasındaki ilişki nedir, zihin maddi midir yoksa maddeden bağımsız bir varlık mıdır? - Bilinç: Kendini ve çevresini farkında olma durumu, bilinçli deneyimin fiziksel olaylardan nasıl ortaya çıktığı. - Qualia: Deneyimlerin öznel ve niteliksel yönleri. Zihin felsefesi, bu ve benzeri soruları yanıtlamak için düalizm, materyalizm, idealizm, elimizasyonizm gibi farklı yaklaşımlar ve yöntemler kullanır.

Merleau-Ponty, Gestalt teorisini fenomenolojik bir bakış açısıyla yorumlar. Merleau-Ponty'nin Gestalt yorumunun ana noktaları: - Formun tanımı: Form, sistemin parçalarının birbirleriyle aynı ilişkiyi koruyarak değiştiği denge halidir. - Algının önceliği: Form, dünyanın imkân şartı değil, tezahürünün kendisidir. - Bilincin rolü: Gestalt, bir bilinç için varolma anlamına gelir; organizma, onu tanıyan bir bilinç tarafından anlamlı bir bütün olarak algılanır. - Eleştiri: Merleau-Ponty, Gestalt'ın materyalizm ve ruhçuluk antinomilerine sıkışıp kaldığını düşünür ve teorinin transcendental eğilimlerini eleştirir.

Serenay Sarıkaya'nın Türkçe ve İngilizce dillerini bildiği bilinmektedir.

Bilincin kapalı olması, beynin normal faaliyetlerindeki bir aksama sonucu, uyku halinden başlayarak hiçbir uyarıya yanıt vermeme haline kadar giden bilincin kısmen ya da tamamen kaybolması anlamına gelir. Koma olarak da adlandırılan bu durumda, yutkunma, öksürük gibi refleksler ve dışarıdan gelen uyarılara karşı tepki azalır ya da yok olur.

Prof. Dr. Sultan Tarlacı'nın "Kuantum Beyin - Nörokuantoloji" kitabı, kuantum mekaniği ile bilincin doğası arasındaki ilişkiyi ele almaktadır. Kitapta anlatılan konular arasında şunlar yer almaktadır: Bilinç ve beyin: Tarlacı, bilincin kafatası dışına uzandığını ve kuantum fiziği, sinir bilimi ve parapsikolojiyi bir araya getirerek anlaşılabileceğini savunmaktadır. Parapsikolojik fenomenler: Ölümden sonra bilincin ne olacağına dair bir açıklama getirme olasılığı da dahil olmak üzere, bilinç ve zihinle ilgili karmaşık sorulara yanıtlar aranmaktadır. Yeni bilimsel yaklaşım: Nörokuantoloji, kuantum fiziğinin sinir sistemi üzerindeki etkilerini inceleyerek, beyin ve bilinç üzerine yeni bakış açıları kazandırmayı hedeflemektedir.

Uykuda bilinç tamamen kapalı değildir, aksine farklı bir bilinç durumu yaşanır.

Bilinçaltı ve bilinçdışı kavramları birbirine yakın olsa da aynı şeyler değildir. Bilinçaltı, insanın farkında olmadığı ancak düşünerek bilinçli hale getirebileceği bilgileri içerir. Bilinçdışı ise kişinin tamamen farkında olmadığı, bastırılmış duygular, arzular ve içsel çatışmaları içeren daha derin bir katmandır.

Psikolojide psişe ve bilinçaltı aynı şeyler değildir, ancak birbirleriyle ilişkilidirler. Psişe, insan zihninin, bilincinin ve bilinç dışının tamamını ifade eder. Bilinçaltı ise, psişenin bir bileşenidir ve bireyin farkında olmadığı veya gizli kalmış zihinsel süreçleri belirtir.

Doğan Cüceloğlu'na göre duygular, insanın doğasının beş boyutundan biridir. Ayrıca, Cüceloğlu duyguların kaynağını anlamanın önemini vurgular ve gözlemleyen bilinç kavramından bahseder.

Stanislas Dehaene'nin "Bilinç ve Beyin" kitabı 28 Ekim 2018 tarihinde yayımlandı.

Tıpta "alert olmak" ifadesi, hastanın uyanık ve bilinçli olması durumunu ifade eder.

Bilinçsizliğin verdiği tereddüt, bir konuda karar vermekte zorlanma veya belirsizlik yaşama durumunu ifade eder. Tereddüt, bireyin zihinsel çatışmalarını yansıtır ve psikolojik etkiler yaratabilir; kaygı, stres ve içsel huzursuzluk gibi.

Jung'a göre psişe, kişisel ve toplumsal yaşamı şekillendiren bilinçli ve bilinçdışı süreçlerin bütünü olarak tanımlanır. Psişe üç ana bileşenden oluşur: 1. Ego: Bilinçli zihnin merkezi olup, bireyin kendilik algısını temsil eder. 2. Kişisel Bilinçdışı: Bireyin yaşamı boyunca karşılaştığı kişisel deneyimlerden oluşur. 3. Kolektif Bilinçdışı: İnsanlık genelinde paylaşılan, evrensel arketipleri, mitolojik imgeleri ve kültürel sembolleri içerir.

Uyanıklık ve farkındalık kavramları birbiriyle ilişkili olsa da aynı şey değildir. Uyanıklık, bireyin bilinçli olduğu ve dış dünyaya tutarlı bilişsel ve davranışsal tepkiler verdiği bir beyin durumudur. Farkındalık ise, anın derinliğine inmeyi ve deneyimi bilinçli bir şekilde yaşamayı ifade eder.

Farkındalık, bir kişinin kendi düşüncelerini, duygularını, bedensel hislerini ve çevresindeki olayları bilinçli bir şekilde gözlemlemesi ve kabul etmesi anlamına gelir. Diğer anlamları: - Öz farkındalık: Bir canlının kendisine yönelik farkındalığı. - Kültürel farkındalık: Kültürel farklılıkların fark edilmesi ve anlaşılması.

Prof. Dr. Sultan Tarlacı'nın "Kuantum Beyin - Nörokuantoloji" kitabı, kuantum fiziği ile bilincin doğasını bütünleştirerek klasik fizik sınırlarını aşan yeni bir yaklaşım sunmaktadır. Kitapta ele alınan konular arasında: Kuantum mekaniğinin insan bilincini açıklama potansiyeli: Tarlacı, kuantum mekaniğinin sadece fiziksel dünyayı değil, aynı zamanda "ben" duygusu gibi kavramları da açıklayabileceğini savunmaktadır. Bilinç, bellek ve düşünce yapısı: Klasik fizikle açıklanamayan bu kavramlara kuantum perspektifinden yaklaşmanın, insan düşünce sistemini zenginleştireceği vurgulanmaktadır. Parapsikolojik olaylar ve ölüm sonrası bilinç: Kitap, bu tür sorulara da bilimsel bir bakış açısı getirmektedir. Tarlacı, kuantum mekaniğinin beyin üzerinde doğrudan etkisinin kesin olmadığını kabul etse de, bu alandaki düşünce yapısının insan zihnine yeni açılımlar kazandırabileceğini belirtmektedir.

Kuantum ve bilinç aynı şeyler değildir, ancak aralarında bazı bağlantılar olduğu düşünülmektedir. Kuantum fiziği, evrenin en temel yasalarını inceleyen ve olasılıklara dayanan bir bilim dalıdır. Bazı bilim insanları, kuantum mekaniğinin bilincin doğasını anlamamıza yardımcı olabileceğini savunmaktadır. Ancak, bu teoriler hala spekülatif olup, bilim dünyasında kesin olarak kanıtlanmamıştır.

Celal Şengör ileri düzeyde İngilizce, Fransızca ve Almanca bilmektedir. Ayrıca, Felemenkçe, İtalyanca, Portekizce, İspanyolca ve Osmanlı Türkçesini okuyabildiğini de belirtmiştir.

Kolektif bilinç ve kolektif bilinçdışı farklı kavramlardır: 1. Kolektif Bilinç: Fransız sosyolog Emile Durkheim tarafından ortaya atılan bu kavram, bir toplumda yaşayan bireylerin ortak düşüncelerini, duygularını, öngörülerini ve inançlarını ifade eder. 2. Kolektif Bilinçdışı: Analitik psikolojinin kurucusu Carl Gustav Jung tarafından geliştirilen bu kavram, tüm insanlığın ortak bir bilinçaltı mirasını temsil eder.