Ayet

"Onların kalplerini birbirine ısındırdık" ifadesi, Kur'an'da geçen bir ayetten alınmıştır ve şu anlama gelir: Allah, doğru yolu arayan ve birbirine düşman olan insanların kalplerini birleştirerek onları birbirine kaynaştırır.

Mâide Suresi 45. ayet şu anlama gelmektedir: "Tevrat’ta İsrâiloğulları’na, ‘Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş... Yaralamalarda da kısas vardır. Kim kısası bağışlarsa bu kendisi için bir kefâret olur. Ve her kim Allah’ın indirdiği ile hükmetmezse işte onlar zalimlerin ta kendileridir’ diye yazdık". Bu ayet, kısas ve diyet konularında yahudiler arasında uygulanan adaletsizliği gidermek amacıyla inmiştir ve kısasın müslümanlar için de geçerli olduğunu ifade eder.

"Gale kella" ifadesi, Kuran'da geçen bir ayet anlamına gelir ve şu şekilde çevrilebilir: "(Musa A.S.) dedi ki: 'Hayır, muhakkak ki Rabbim benimle beraber, O, beni hidayete ulaştıracaktır.'".

"Ne göz görmüştür, ne kulak işitmiştir, ne de insanın kalbine gelmiştir" ifadesi, Kur'an-ı Kerim'de Araf Suresi 179. ayette geçmektedir. Bu ayet şu şekildedir: > "Andolsun, biz cinler ve insanlardan, kalpleri olup da bunlarla anlamayan, gözleri olup da bunlarla görmeyen, kulakları olup da bunlarla işitmeyen birçoklarını cehennem için var ettik. İşte bunlar hayvanlar gibi, hatta daha da aşağıdadırlar. İşte bunlar gafillerin ta kendileridir". Ayrıca, Secde Suresi 17. ayette de benzer bir ifade yer almaktadır: > "Yaptıklarına karşılık olarak, onlar için göz aydınlatıcı ne nimetler saklandığını hiç kimse bilemez".

"Asvat 9" ifadesi, iki farklı bağlamda farklı anlamlar taşıyabilir: 1. Kuran'da Geçen Ayet: Saffat Suresi'nin 9. ayeti, "Son derece alçaltılmış, onurları kırılmış bir halde oradan kovulup atılırlar. Hem onlar için devamlı bir azap vardır" anlamına gelir. 2. Numerolojide 09.09 Saati: Numerolojiye göre 09.09 saati, farkındalık kazandırmayı, yeniliklerin ve pozitif değişimlerin kapıda olduğunu hatırlatır.

"Onlar ölünce ne yer ağladı ne de gök" ifadesi, Duhan Suresi'nin 29. ayetinde geçmektedir. Ayetin meali şu şekildedir: "Onlara ne gök ağladı ne de yer. Ve onlara fırsat da verilmedi".

“Onların kulakları vardır ama duymazlar” ifadesi, Kur'an-ı Kerim'in A'râf Suresi 179. ayetinde geçmektedir: > "Andolsun biz, cinlerden ve insanlardan birçoğunu cehennem için yarattık. Bunların kalpleri vardır ama onlarla kavrayamazlar; gözleri vardır ama onlarla göremezler; kulakları vardır ama onlarla işitemezler. Onlar hayvanlar gibidir, hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır".

Nisa Suresi 4. ayet şu anlama gelir: > "Kadınlara mehirlerini gönül rızası ile (cömertçe) verin; eğer gönül hoşluğu ile o mehrin bir kısmını size bağışlarlarsa onu da afiyetle yeyin".

Taha Suresi 3. ayet, Kur’an’ın Allah korkusu taşıyanlara bir öğüt ve uyarı olması için indirildiğini ifade eder.

Enbiyâ Suresi 87. ayet, Hz. Yûnus'un kavmine olan daveti ve bu davetten vazgeçmesi üzerine inmiştir. Olay şu şekildedir: Hz. Yûnus, kavmini tevhid dinine davet etmiş, ancak onlar iman etmemişlerdir. Bu durum karşısında Hz. Yûnus, kavmine kızarak onlardan ayrılmış ve bir gemi yolculuğuna çıkmıştır.

"Ala Suresi, 8. ayet" şu anlama gelir: > "Ve kolay gelmesi için Biz (O’nu), sana kolaylaştıracağız".

Kınonı 153 ifadesi, iki farklı bağlamda değerlendirilebilir: 1. Kuran'da Enam Suresi 153. Ayet: Bu ayet, Allah'ın dosdoğru yolunun takip edilmesi gerektiğini ve başka yollara uymanın Allah'ın yolundan ayırabileceğini anlatır. 2. ALO 153 Hattı: Türkiye'deki belediyelerin ortak kullandığı bir destek hattıdır.

Ali İmran Suresi 32. ayette geçen "itaat" ifadesi, Allah'a ve Peygamberine uymak anlamına gelir. Ayetin tam meali şu şekildedir: "De ki: 'Allah'a ve Resulüne itaat edin.' Eğer yüz çevirirlerse bilsinler ki Allah, kâfirleri sevmez".

"Gökten ineni yer karşılar" ifadesi, Sebe Suresi'nin 2. ayetinde geçen "yere gireni ve oradan çıkanı, gökten ineni ve oraya yükseleni bilir" cümlesinden alınmış olabilir. Bu ayet, Allah'ın her şeyi bildiğini ve O'nun rahmetinin ve bağışlamasının sonsuz olduğunu vurgular.

"Herkes karakterine göre davranır" sözü, İsrâ Suresi 84. ayetinde geçmektedir.

Markos 11:25-26 ayeti şu şekildedir: > "Kalkıp dua ettiğiniz zaman, birine karşı bir şikâyetiniz varsa onu bağışlayın ki, göklerdeki Babanız da sizin suçlarınızı bağışlasın".

Ali Bulaç'ın Nur Suresi 31. ayeti şu şekildedir: > "Mümin kadınlara da söyle: 'Gözlerini (harama çevirmekten) kaçındırsınlar ve ırzlarını korusunlar; süslerini açığa vurmasınlar, ancak kendiliğinden görüneni hariç. Başörtülerini, yakalarının üstünü (kapatacak şekilde) koysunlar. Süslerini, kendi kocalarından ya da babalarından ya da oğullarından ya da kocalarının oğullarından ya da kendi kardeşlerinden ya da kardeşlerinin oğullarından ya da kız kardeşlerinin oğullarından ya da kendi kadınlarından ya da sağ ellerinin altında bulunanlardan ya da kadına ihtiyacı olmayan (arzusuz veya iktidarsız) hizmetçilerden ya da kadınların henüz mahrem yerlerini tanımayan çocuklardan başkasına göstermesinler. Gizledikleri süsleri bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar.'".

Maide Suresi 62. ayet, genel olarak bazı insanların günah, düşmanlık ve haram yemekte yarıştıklarını ifade eder. Ayet şu şekildedir: > "Onlardan birçoğunun günaha, haksızlığa ve haram yemeğe koşuştuklarını görürsün. Yaptıkları ne kötüdür!".

"Hakka 1" ifadesi, Kur'an'da geçen bir ayet anlamına gelir ve Hâkka Suresi'nin 1. ayetini ifade eder. Bu ayetin meali şu şekildedir: "El hâkkatu" (Gerçekleşecek olan).

Mücadele Suresi'nin 5. ayeti, Allah'a ve Resulüne karşı gelenlere bir uyarı olarak okunur. Ayrıca, ayet gizli konuşmaların ve özel görüşmelerin belirli kurallara bağlanması konusunda da bir uyarı içerir.