Ayet

Ayetel Kürsi, Kur'an-ı Kerim'deki Bakara Suresi'nin 255. ayetidir. Anlamı: "Rahman ve rahim olan Allah'ın ismiyle. Allah'tan başka ilah yoktur. O daima yaşayan, daima duran ve tüm varlıkları ayakta tutandır. O’nu ne gaflet basar, ne de uyku. Göklerdeki ve yerdeki her şey O’nundur. O’nun izni olmadan huzurunda şefaat etmek kimin haddine! Onların önlerinde ve arkalarında ne varsa hepsini bilir. Onlar ise, onun dilediği kadarından başka ilminden hiçbir şey kavrayamazlar. O’nun hükümdarlığı, bütün gökleri ve yeri kucaklamıştır. Her ikisini görüp gözetmek, ona bir ağırlık da vermez. O, çok yüce, çok büyüktür". Faziletleri: Koruyucu özelliklere sahip olduğuna inanılan bu ayet, farz namazlardan sonra okunduğu gibi, Allah'a sığınmak ve şerden korunmak için de okunur.

23 AYF ifadesi iki farklı bağlamda değerlendirilebilir: 1. Kuran'da Geçen Ayet: "A'râf Suresi 23. Ayet" anlamına gelebilir. 2. Kısaltma: "February" kelimesinin kısaltması olabilir, bu da İngilizce'de "Şubat" ayını ifade eder.

A'râf Suresi 202. ayet, şeytanlarla dost ve kardeş olanların onları azgınlığa sürüklediğini ve bu sapkınlıktan vazgeçmediklerini anlatır. Ayetin meali şu şekildedir: "Ve onların (şeytanların) kardeşleri, onları cehenneme sürüklerler. Sonra (bundan) vazgeçmezler".

Ahzâb Suresi 21. ayet, Allah'ın resulünde, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı uman ve Allah'ı çok zikredenler için güzel bir örnek olduğunu anlatmaktadır.

"Gözleri var görmezler" sözü, Kur'an-ı Kerim'de geçen bir ayetten alınmıştır.

Beyaz ve siyah iplik ifadesi, Kur'an-ı Kerim'de gündüzün aydınlığı ve gecenin karanlığını anlatmak için kullanılır. Bakara suresinin 187. ayetinde geçen bu ifade şu şekildedir: "Beyaz iplik siyah iplikten ayırdedilinceye kadar yeyin, için. Sonra orucunuzu geceye kadar sürdürün".

“Ondan geldik ona döneceğiz” ifadesi, Bakara Suresi’nin 156. ayetinde geçen “İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn” cümlesinin bir parçasıdır. Bu cümle, herhangi bir musibet anında Allah’ın takdirine rıza gösterip ona sığınarak teselli bulmayı ifade eder.

Şûrâ Suresi 38. ayet, Mekke döneminde, Zuhruf Suresi'nden önce ve Fussılet Suresi'nden sonra inmiştir.

Mearic Suresi, 5. ayet şu anlama gelir: "Şimdi sen güzelce sabret".

Arâf Suresi 54. ayet şu anlama gelmektedir: > "Şüphesiz ki Rabbiniz, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra arşa hükmeden, gündüzü durmadan kovalayan gece ile bürüyen; güneşi, ayı ve yıldızları buyruğuna baş eğdirerek var eden Allah'tır. Bilin ki yaratma da, emir de O'nun hakkıdır. Alemlerin Rabbi olan Allah yücedir".

"And olsun ki size içinizden bir elçi gelmiştir" sözü, Tevbe Suresi'nin 128. ayetinde geçmektedir.

"Vettiyni vezzeytuni" ifadesi, Tin Suresi'nin ilk ayetinde yer alır ve incir anlamına gelir. Tin Suresi'nin tamamı okunduğunda ise, insanın yüksek değeri ve kötü ahlakın bu değeri düşürdüğü konuları ele alınır; iman edip iyi işler yapanlar övülür ve hüküm verenin en üstününün Allah olduğu vurgulanır.

Necm Suresi, 39. ayet şu mesajı vermektedir: "Ve insan için, çalışmasından başka bir şey yoktur".

Saf Suresi'nin 6. ayeti Medine'de inmiştir.

Fâtır Suresi 13. ayetini hafıza için okumak amacıyla aşağıdaki metni kullanabilirsiniz: > "Yûlicu'l-leyle fi'n-nehâri ve yûlicu'n-nehâra fi'l-leyli veseḣḣara'ş-şemse velkamera. Kullun yecrî li-ecelin musemmâ. Żâlikumu'llâhu rabbukum lehu'l-mulk. Velleżîne ted’ûne min dûnihi mâ yemlikûne min kitmîr." Bu ayet, Allah'ın geceyi gündüze katmasını, gündüzü de geceye katmasını ve güneş ile ayı emrine boyun eğdirmesini anlatmaktadır.

Enbiyâ Suresi 82. ayetinde geçen ilgili kısım şu şekildedir: > "Ve şeytanlardan, onun için denize dalıp ona mücevherat çıkaranlar ve bundan başka daha ayrı işler yapanlar da vardı ve biz de onları korurduk". Bu ayet, Süleyman Peygamber için şeytanlardan ve cinlerden bazılarının dalgıçlık yapıp denizaltındaki cevherleri çıkardığını ve başka işler yaptığını anlatmaktadır.

Şûrâ Suresi 14. ayet, müşriklerin kendilerine gelen bilgiye rağmen aralarındaki kıskançlık yüzünden ayrılığa düşmeleri olayı üzerine inmiştir.

Üzerine ağır yükler yüklenmiş insan, Bakara Suresi 286. ayette geçen ifadeyle, güç yetiremeyeceği sorumluluklarla yükümlü tutulan kişidir. Bu bağlamda, ayetten örneklendirerek, önceki ümmetlere yüklenen ağır yükler arasında şunlar yer alır: - Günde elli vakit namaz kılmak; - Malların dörtte birini vergi olarak vermek; - Pislik bulaşan elbiseyi kesmek; - Vatanlarından sürülüp çıkarılmak.