"Warning" kelimesi, İngilizce'de çeşitli bağlamlarda kullanılabilir: Uyarı, ikaz, ihtar anlamında: "Helena didn't care about her doctor's warning against smoking" (Helena, doktorunun sigara içmemesi yönündeki ikazını umursamadı). Uyarıcı, ikaz edici anlamında: "She received a warning message" (Bir uyarı mesajı aldı). Haber verme anlamında: "The earthquake came without warning" (Deprem uyarı vermeden gerçekleşti). Ayrıca, "warning" kelimesi isim olarak kullanıldığında, "uyarı işareti", "ikaz lambası" gibi anlamlar da taşır. Örnek cümleler: "April was given a warning to follow the instructions more carefully" (April'a talimatları daha dikkatli takip etmesi için bir ihtar verildi). "Tom paid no attention to Mary's warning" (Tom, Mary'nin uyarısına dikkat etmedi).