Aort

Aortun ilk dalları şunlardır: 1. Yükselen Aort: Kalpten çıkan ve aort kapağından başlayan kısımdır. 2. Koroner Arterler: Kalbin duvarına oksijenli kan sağlamak için çıkan aorttan dallanan arterler (sağ ve sol koroner arterler). 3. Aort Kemeri: Aortun yukarı ve aşağı kısımlarını birbirine bağlayan, geriye doğru kıvrılan bölümdür.

Aort diseksiyonu iki ana tipe ayrılır: Tip A ve Tip B. 1. Tip A Diseksiyonu: Aortun başlangıç kısmında, yani çıkış kısmında meydana gelir. 2. Tip B Diseksiyonu: Aortun inen kısmında, yani kalpten uzağa doğru olan bölümde gelişir.

Aort anevrizmasının yırtılması durumunda ölüm riski oldukça yüksektir. Yırtılmış aort anevrizması ameliyatının ölüm riski %90'a kadar çıkabilmektedir.

Asendan aort replasmanı, aortun çıkış noktasından itibaren ve genellikle aort kapağıyla birlikte aort kemerinin üst kısmının tamamen değiştirildiği bir cerrahi prosedürdür. Bu prosedür, aortun bu bölgesinde genellikle aort diseksiyonu veya aort anevrizması gibi ciddi patolojilerin tedavisi için gereklidir. Asendan aort replasmanı genellikle açık kalp cerrahisi olarak gerçekleştirilir ve aşağıdaki adımları içerir: 1. Anestezi: Hastanın genel anestezi altında olması ve uyutulması. 2. Göğüs kafesinin açılması: Göğüs kafesi üzerinde bir kesinin yapılması ve sternumun açılması. 3. Kan devresinin hazırlanması: Kalp-lung makinesi kullanılarak kan dolaşımının kalpten geçirilmesi ve oksijenlenmesi. 4. Kalbin durdurulması: Kalbin geçici olarak durdurulması ve soğutulması. 5. Aortun kesilmesi: Aortun çıkış noktasının ve üst kısmının kesilerek çıkarılması. 6. Yeni aortun yerleştirilmesi: Protez bir aort kökü ve/veya tüp, aortun kesilen kısmının yerine dikilir. 7. Kalbin tekrar çalıştırılması: Kalbin yeniden çalıştırılması ve kan dolaşımının normale dönmesi. 8. Göğüs kafesinin kapatılması: Sternumun kapatılması ve dikişlerin atılması.

Ar damarı (aort damarı) çatlamasının başlıca nedenleri şunlardır: 1. Yüksek tansiyon (hipertansiyon): Aort damarına aşırı baskı yaparak damar duvarının zayıflamasına neden olabilir. 2. Anevrizma (aort genişlemesi): Aortun anormal şekilde genişlemesi yırtılma riskini artırır. 3. Genetik hastalıklar: Marfan sendromu veya Ehlers-Danlos sendromu gibi bağ dokusu hastalıkları aort duvarının zayıflamasına yol açabilir. 4. Ateroskleroz (damar sertliği): Damar duvarlarında plak oluşumu nedeniyle esnekliğin azalması yırtılma riskini yükseltir. 5. Travma: Göğüs bölgesine alınan darbeler, örneğin trafik kazaları, aortun zarar görmesine yol açabilir. 6. Kontrolsüz sigara ve alkol tüketimi: Damar sağlığını bozarak aortun dayanıklılığını azaltabilir. 7. Ağır fiziksel stres: Aşırı ağırlık kaldırma veya ani tansiyon yükselmeleri, zayıf bir aort duvarının yırtılmasına neden olabilir.

Evet, asendan ve arkus aort replasman ameliyatı yüksek riskli bir cerrahi müdahaledir. Bu ameliyatın riskleri arasında şunlar yer alır: - Kalp krizi: Ameliyat sırasındaki kalp zorlamasına bağlı olarak gelişebilir. - Aşırı kanama: Ameliyatta kanama olabilir ve kan nakli gerekebilir. - Enfeksiyon: Yaraların enfekte olması, antibiyotik kullanımı ve tekrar cerrahi müdahale gerekebilir. - Beyin fonksiyonlarında bozulma: Ameliyat sırasında beyin fonksiyonlarında kalıcı veya geçici değişiklikler olabilir. - Derin ven trombozu: Bacaklarda pıhtı oluşumu ve bunun akciğerlere gitmesi riski vardır. Ameliyat öncesi ve sonrası dikkatli bir tıbbi takip ve hastanın genel sağlık durumu, risk oranını etkileyebilir.

Aort ameliyatı olan bir kişinin yaşam süresi, 5 ila 15 yıl arasında değişebilir. Ayrıca, ameliyatın komplikasyonları ve yaşam tarzı faktörleri (beslenme, fiziksel aktivite, sigara içme vb.) de yaşam süresini etkileyebilir.

İnfrarenal düzeyde abdominal aortada fuziform anevrizmatik dilatasyon ifadesi, karın içindeki aort damarının böbreklerin altındaki kısmında, simetrik ve homojen bir şekilde genişlemesi anlamına gelir. Bu durum, aort duvarının zayıflaması sonucu oluşur ve anevrizma olarak adlandırılır.

Aort, kalbin sol karıncığından çıkan, oksijenli kanı tüm vücuda dağıtan en büyük atardamardır. Tehlikeli olmasının nedenleri: 1. Anevrizma: Aort duvarının zayıfladığı noktalarda balonlaşma ve genişleme meydana gelmesi, bu durum hayati risk taşır ve yırtılma sonucu ani ölümlere yol açabilir. 2. Aort diseksiyonu: Aort duvarının iç katmanının yırtılması, kanın damar duvarı boyunca akarak ikinci bir kanal oluşturması, bu durum da organlara kan akışını bozarak organ yetmezliğine neden olabilir. 3. Kan pıhtıları: Aort içinde oluşan kan pıhtıları, vücudun diğer bölgelerine giderek kalp krizi, inme veya organ fonksiyon bozukluklarına yol açabilir. Bu nedenle, aortla ilgili sağlık sorunları acil tıbbi müdahale gerektirir.

Aort yırtılması ameliyatı genellikle 4 ila 8 saat arasında sürer. Ameliyat süresi, yırtılmanın yeri ve boyutu, hastanın genel sağlık durumu ve cerrahın deneyimi gibi faktörlere bağlı olarak değişebilir.

Aort pulmoner pencere kalsifikasyonu, aort kapakta kalsiyum birikmesi sonucu oluşan sertleşme ve kalınlaşma durumudur. Nedenleri arasında yaşlanma, romatizmal kalp hastalıkları, hipertansiyon, yüksek kolesterol ve kronik böbrek hastalığı bulunur. Tedavi yöntemleri ise kalsifikasyonun ciddiyetine bağlı olarak değişir ve ilaç tedavisi, yaşam tarzı değişiklikleri veya cerrahi müdahaleyi içerebilir.

Abdominal aort anevrizması, oksijenden zengin kanı karın ve alt ekstremiteye (bacaklar ve ayaklar) taşıyan dallara kan verir.

Torasik ve abdominal aort, aort damarının iki farklı bölgesini ifade eder. 1. Torasik Aort: Aortun göğüs bölgesindeki kısmını oluşturur. 2. Abdominal Aort: Aortun karın bölgesindeki kısmını ifade eder.

Aort cerrahisi, her cerrahi işlem gibi belirli riskler taşır. Aort cerrahisinin bazı olası riskleri şunlardır: - Anestezi problemleri: Vücut anesteziye olumsuz reaksiyon gösterebilir. - Solunum sorunları: Ameliyat sonrası solunum komplikasyonları görülebilir. - Kalp ritim bozuklukları: Ameliyat esnasında veya sonrasında ritim bozuklukları yaşanabilir. - Kalp yetmezliği: Ameliyat sonrası kalp yeteri kadar çalışmayabilir. - Protez problemleri: Aort kapağı değiştirildiğinde protezle ilgili sorunlar ortaya çıkabilir. Acil aort cerrahisi durumunda, risk oranı daha da yüksek olabilir ve hastaların %50'si hastaneye kaldırılmadan önce hayatını kaybedebilir. Ameliyat öncesi ve sonrası dönemde doktorla yakın iletişim kurmak, riskleri minimize etmek açısından önemlidir.

Aort çapının 4,5 cm olması, aort anevrizması olarak değerlendirilir. Aort anevrizması, ciddi komplikasyonlara yol açabilen ve genellikle belirti vermeden ilerleyen bir durumdur. Kesin tanı ve tedavi için bir kardiyoloji uzmanına başvurulması önerilir.

Aort ameliyatı, her cerrahi işlem gibi belirli riskler taşır. Aort ameliyatının bazı yaygın riskleri şunlardır: - Anestezi problemleri: Vücut anesteziye olumsuz reaksiyon gösterebilir. - Kalp ritim bozuklukları: Ameliyat esnasında veya sonrasında ritim bozuklukları yaşanabilir. - Kalp yetmezliği: Ameliyat sonrası kalbin yeterince çalışmaması. - Enfeksiyon ve kanama: Her cerrahi işlemde olduğu gibi, bu riskler de mevcuttur. - Protez problemleri: Aort kapağı değiştirildiğinde protezle ilgili sorunlar ortaya çıkabilir. Ameliyat öncesi ve sonrası doktorla yakın iletişim kurmak, riskleri minimize etmek açısından önemlidir.

Aort cerrahisinde açık cerrahi, aşağıdaki durumlarda tercih edilir: 1. Anevrizmanın büyük olması: Anevrizmanın çapının 5-5.5 cm üzerinde olması. 2. Hızlı büyüme: Anevrizmanın yılda 0.5 cm’den fazla genişlemesi. 3. Diğer organları etkilemesi: Özellikle kardiyovasküler sistemi, hava yollarını veya böbrekleri etkileyen durumlarda. 4. Yırtılma (diseksiyon) riski: Anevrizmanın yırtılma riski taşıması. Açık cerrahi, genel olarak daha karmaşık ve büyük aort hasarlarında etkili bir çözüm sunar.

Aort damarı ameliyatı, her cerrahi işlem gibi belirli riskler taşır. Bazı olası riskler şunlardır: - Anestezi problemleri. - Solunum sorunları. - Kalp ritim bozuklukları. - Kalp yetmezliği. - Akciğer ve böbrek problemleri. - Protezle ilgili problemler. Ameliyat öncesi detaylı bir değerlendirme yapılarak, hastaya en uygun tedavi planı oluşturulur.

İntesidental aort kalsifikasyonu ifadesi, abdominal aortta cidar kalsifikasyonu olarak da bilinen bir durumu ifade edebilir. Bu durum, karın bölgesinden geçen ana atardamar olan abdominal aortun duvarlarında kalsiyum birikmesi anlamına gelir. Belirtileri genellikle erken evrelerde asemptomatiktir, ancak ilerledikçe şunlar görülebilir: - karın ağrısı; - kan akışının azalması nedeniyle organlara yetersiz kan gitmesi; - tromboz ve emboli riski. Tedavi yaşam tarzı değişiklikleri, ilaç tedavisi veya cerrahi müdahaleyi içerebilir. Kesin tanı ve uygun tedavi için bir doktora danışmak önemlidir.

Akut aort genişlemesi, aort damarının anormal şekilde genişlemesi durumudur. Nedenleri arasında yüksek tansiyon, sigara kullanımı, diyabet, yüksek kolesterol, damar sertliği ve genetik faktörler yer alır. Belirtileri genellikle sessiz seyreder ve rutin kontroller sırasında tespit edilir. Tedavisi, küçük anevrizmalar için düzenli takip, büyük anevrizmalar için ise endovasküler yöntemler veya açık cerrahi ile yapılır.