Aort

Aort hastalıkları, özellikle aort anevrizması, oldukça tehlikelidir ve hızlı müdahale gerektiren acil tıbbi durumlar arasında yer alır. Aort anevrizması, aort duvarının zayıflayarak anormal şekilde genişlemesi sonucu oluşur ve bu genişleme zamanla damarın yırtılmasına neden olabilir. Diğer tehlikeli aort hastalıkları arasında ise yüksek tansiyona bağlı olarak gelişen aort diseksiyonu ve genetik hastalıklara (Marfan sendromu gibi) bağlı olarak ortaya çıkan aort duvarının zayıflaması sayılabilir. Bu nedenle, aort hastalıklarının belirtileri (göğüs veya sırt ağrısı, nefes darlığı, bayılma vb.) ortaya çıktığında vakit kaybetmeden bir uzman doktora başvurmak hayati önem taşır.

Aort darlığı ve aort koarktasyonu farklı durumlardır. Aort darlığı, kalbin sol ventrikül çıkışının (aortun başladığı yer) daralmasıdır. Aort koarktasyonu ise aortun daralması veya sıkışması sonucu kan akışının kısıtlanmasıyla karakterize olan bir kalp damar hastalığıdır.

Aort koarktasyonu tehlikeli bir durumdur çünkü ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Tehlikeli sonuçlar arasında inme, erken başlangıçlı koroner arter hastalığı, beyin anevrizması veya aort rüptürü bulunur. Erken teşhis ve tedavi bu komplikasyonların önlenmesine yardımcı olur. Bu nedenle, aort koarktasyonu belirtileri fark edildiğinde bir sağlık profesyoneline başvurmak önemlidir.

Aort kökü genişlemesi (anevrizma) ameliyat edilir: 1. Çapın 5,5 santimetreden fazla olduğu durumlarda göğüs bölgesindeki anevrizmalar için ameliyat gereklidir. 2. Herhangi bir belirti vermeyen küçük çaplı anevrizmalar ise belli aralıklarla takip edilir. 3. Anevrizmanın yırtılması durumunda, hasta acil olarak ameliyata alınmalıdır, çünkü bu durum hayati risk taşır. Ameliyat kararı, anevrizmanın büyüklüğüne, yerleşimine ve hastanın genel sağlık durumuna göre kalp ve damar cerrahisi uzmanı tarafından verilir.

Aort genişlemesi (anevrizması) oldukça tehlikelidir, çünkü damarın ani olarak yırtılmasına yol açabilir. Aort genişlemesinin diğer tehlikeli komplikasyonları arasında iç kanama, pıhtı atması, organ yetmezliği ve inme yer alır. Risk altında olan kişilerin düzenli olarak tansiyon takibi yaptırmaları, kolesterol seviyelerini düşürmeleri, sigara ve alkolden uzak durmaları önerilir. Aort genişlemesinden şüphelenildiğinde, vakit kaybetmeden bir kalp ve damar cerrahına başvurulması hayati öneme sahiptir.

Aort atardamar hızının ölçümü için aşağıdaki yöntemler kullanılır: 1. Ultrasonografi: Aortun çapını ve yapısını değerlendirmek için yaygın olarak kullanılan non-invaziv bir yöntemdir. 2. Bilgisayarlı Tomografi (BT): Aortun kesitsel görüntülerini elde ederek, damar yapısının ve genişlemesinin değerlendirilmesini sağlar. 3. Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRI): Aortun 3D görüntülerini elde etmek için kullanılan güçlü bir görüntüleme yöntemidir. 4. Anjiyografi: Aort damarının iç yapısını incelemek için kontrast madde kullanılarak yapılan bir görüntüleme tekniğidir. Bu yöntemler, hastanın durumuna ve klinik gereksinimlere bağlı olarak seçilir.

Aort anevrizması topuz belirginliği, aortun başlangıç kısmındaki (aort topuzu) yapının normalden daha belirgin hale gelmesi durumudur. Bu durum genellikle aort anevrizmasının bir belirtisi olarak kabul edilir ve ciddi kardiyovasküler hastalıkların işareti olabilir. Teşhis ve tedavi için bir kardiyologla görüşmek önemlidir.

Aort ameliyatında ölüm riski, genel olarak %3-5 arasında değişmektedir. Ancak bu oran, hastanın yaşı, genel sağlık durumu, ameliyatın aciliyeti ve tipi gibi faktörlere bağlı olarak artabilir.

Paradoks çiftleşme, kalp seslerinin değerlendirilmesinde kullanılan bir terimdir ve ikinci kalp sesinin (S2) ekspiryumda çift, inspiryumda ise tek olarak duyulması durumunu ifade eder. Bu durum, aort kapağının pulmoner kapaktan daha geç kapanması nedeniyle oluşur ve aşağıdaki durumlarda görülebilir: - Ağır aort darlığı; - Sol dal bloğu; - Sistemik hipertansiyon.

Aort darlığında hasarlı aort kapağı yerine mekanik veya biyolojik protez kapak değiştirilir. Mekanik kapaklar: Uzun ömürlüdür ve genellikle genç hastalarda tercih edilir, ancak kan pıhtılaşmasını önlemek için ömür boyu kan sulandırıcı ilaç kullanmayı gerektirir. Biyolojik kapaklar: Hayvan veya insan dokularından yapılır, kan sulandırıcı ilaç kullanımı gerektirmez, ancak 10-20 yıl sonra değiştirilmeleri gerekebilir.

Aort ameliyatından sonra riskler kişinin sağlık durumu ve ameliyatın türüne göre değişiklik gösterebilir. Olası riskler ve komplikasyonlar arasında şunlar bulunur: - Anesteziye bağlı reaksiyonlar; - Solunum problemleri; - Kalp yetmezliği; - Kalp krizi ve inme; - Kan pıhtısı oluşumu; - Enfeksiyon. Ameliyat sonrası dönemde düzenli doktor kontrolleri ve ilaç tedavisine uyum önemlidir.

Aort anevrizması dört ana çeşide ayrılır: 1. Abdominal Aort Anevrizması. 2. Torasik Aort Anevrizması. 3. Asendan Aort Anevrizması. 4. Arküs Aort Anevrizması.

Abdominal aortun varyasyonları şunlardır: 1. Çatallanma Seviyesi: Abdominal aort, L4 vertebrada sonlanır ve burada ortak iliak arterlere çatallanır. 2. Eşleştirilmiş Dallar: İnferior frenik arterler, adrenal arterler, renal arterler, gonadal arterler ve lomber arterler gibi eşleştirilmiş arterler içerir. 3. Tek Dallar: Çölyak gövdesi, superior ve inferior mezenterik arterler gibi tek arterler olarak devam eder. 4. Değişken Seviye: Abdominal aortun bifurkasyon (çatallanma) seviyesi, sağ taraflı aort gibi durumlarda değişken olabilir. 5. Anevrizma: Aortun çapının artması sonucu oluşan anevrizmalar, abdominal aort anevrizması olarak adlandırılır ve bu durum ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.

Aort dalları beş ana bölüme ayrılır: 1. Asendan aort. 2. Aort arkı. 3. Desandan aort. 4. Torasik aort. 5. Abdominal aort.

Evet, aort genişlemesi ekokardiyografi (eko) ile teşhis edilebilir.

Aortun 3 ana dalı şunlardır: 1. Aort Kökü: Kalpten çıkan ilk bölüm olup, aort kapakçığını içerir. 2. Torakal Aort: Göğüs boşluğunda bulunan bölümdür ve kaburgaların arkasında yer alır. 3. Abdominal Aort: Karın bölgesinde bulunan ve belin alt kısmına kadar uzanan bölümdür.

Aort çapının 5,0-5,5 cm'ye ulaşması tehlikeli olarak kabul edilir ve bu durumda cerrahi müdahale gerekebilir. Ancak, bu karar hastanın genel sağlık durumu, anevrizmanın büyüme hızı ve diğer risk faktörlerine bağlı olarak değişebilir. Aort çapı ile ilgili endişeleriniz varsa, bir kardiyolog veya kalp damar cerrahına danışmanız önemlidir.

Tip A ve Tip B diseksiyon, aort diseksiyonunun iki ana türünü ifade eder. Tip A diseksiyon, aortun başlangıç kısmında, yani kalpten çıkış bölgesinde meydana gelen yırtılmaları kapsar. Tip B diseksiyon ise aortun iniş kısmında, yani kalpten uzaklaşan bölümde gelişir.

Sinüs Valsalva — insan kalbinin aort kapağının birleşme noktalarının oluşturduğu küçük ceplerden (veya boşluklardan) biridir. Sistol sonunda, dışarı atılan kan sol ventriküle geri dönme eğiliminde olduğunda, bu sinüsler aort kapağını kapatmak ve kanın geri akışını önlemek için şişer.

Evet, "aorta thoracica" ve "pars thoracica aortae" aynı şeyi ifade eder. "Aorta thoracica", torasik aortanın, yani aortun göğüs boşluğundaki bölümünün adıdır.