AntikDönem

Antik kriz, genellikle Roma İmparatorluğu'nun 235-284 yılları arasında yaşadığı ve "Üçüncü Yüzyıl Krizi" olarak bilinen dönemi ifade eder. Krizin bazı özellikleri: Siyasi istikrarsızlık: İmparatorlar ortalama 2-3 yıl görevde kalabilmiş ve 20-25 kez imparator değişikliği olmuştur. Ekonomik buhran: Sikkelerin devalüasyonu ve yüksek enflasyon ekonomik istikrarı bozmuştur. Askeri anarşi: Lejyonlar ve praetor sınıfı, kendi imparatorlarını seçip suikaste uğratmıştır. Dış tehditler: Cermen kabileleri ve Sasaniler'in saldırıları imparatorluğu zayıflatmıştır. Bu kriz, Roma İmparatorluğu'nun neredeyse parçalanmanın eşiğine gelmesine neden olmuş, ancak Diocletianus'un reformlarıyla imparatorluk istikrara kavuşmuştur.

Greko-Romen dönemi, Mısır tarihinde M.Ö. 332'de Büyük İskender'in Mısır'ı fethinden başlayarak M.S. 395 yılına kadar süren bir dönemdir. Bazı özellikler: Kültürel değişimler: Mısır'ın geleneksel sanat ve mimari tarzları, Yunan etkisiyle harmanlanmıştır. Din ve hukuk: Mısır tanrıları ile Yunan tanrıları arasında karışım olmuş, yeni kutsal metinler üretilmiştir. Mimari: Greko-Romen tarzında yapılar inşa edilmiştir. Yönetim: İskender'in ölümünden sonra bölge, Yunan Ptolemaic Krallığı tarafından yönetilmiş, M.Ö. 30'da ise Roma İmparatorluğu'nun bir eyaleti olmuştur.

Antik bilim kitapları, bilim tarihinin gelişimini anlamak, bilimsel ilerlemenin kökenlerini araştırmak ve farklı kültürlerin bilime katkılarını incelemek için önemli kaynaklardır. Bu kitaplar, aşağıdaki şekillerde fayda sağlar: Bilimsel ilerlemenin takibi: Antik bilim kitapları, bilimin nasıl geliştiğini ve toplumları nasıl etkilediğini anlamayı sağlar. Tarihsel bağlam: Antik Yunan'dan Orta Çağ'a kadar olan dönemde bilimsel düşüncelerin nasıl şekillendiğini ve modern bilim anlayışına temel oluşturduğunu gösterir. Birincil referanslar: Bilim ve teknoloji tarihinin incelenmesi için önemli birincil referanslardır. Akademik ve popüler kaynak: Hem akademik düzeyde hem de popüler düzeyde bilimin izlediği yolu kavramak için vazgeçilmez kaynaklardır.

Evet, Agora ve Smyrna aynıdır, çünkü Agora, Smyrna Antik Kenti'nin bir parçasıdır. Smyrna Agorası, İzmir'in Konak ilçesinde, Tarihi Kemeraltı Çarşısı'nın yanında yer alır.

Tarihte bilinen ilk şehir devletlerinden bazıları şunlardır: Uruk, Lagash ve Ur (Mezopotamya). Harappa ve Mohenjo-Daro (İndus Vadisi). Atina, Sparta ve Gördes (Antik Yunanistan). Sur, Kartaca ve Sayda (Fenike). Ayrıca, M.Ö. III. binyılda Erken Hanedanlar Dönemi'nde şehir devletleri, Mezopotamya'da "Şehir Devrimi" ile altın çağını yaşamıştır.

Karya'nın en büyük şehri, MÖ 4. yüzyılda Mausolos'un başkenti yaptığı Halikarnas (Bodrum)'dur. Karya'nın başkenti ise, İmparator Hekatomus döneminde Milas'tı.

Oligarşi, ilk olarak Antik Yunan'da, özellikle M.Ö. 4. yüzyılda Atina'da görülmüştür. Oligarşik yönetim, tarih boyunca farklı toplumlarda ve dönemlerde gözlemlenmiştir, örneğin: Sovyetler Birliği'nde, Komünist Parti'nin en üst karar organı olan Polit Büro tarafından yönetilmiştir. Askeri darbeler sonrasında, örneğin Yunanistan, Arjantin, Şili, Portekiz gibi ülkelerde cuntalar tarafından uygulanmıştır. Günümüzde, Suudi Arabistan, Suriye, Küba, Cezayir, Irak ve İran gibi ülkelerde oligarşik unsurlar bulunduğu iddia edilmektedir.

Antik ve Ortaçağ felsefesinin ortak özellikleri şunlardır: Antikçağ felsefesine dayanma. Dinsel temalar. Teosantrik yapı. Statik yapı. Bu ortak özellikler, Antikçağ felsefesinin Ortaçağ felsefesini nasıl etkilediğini ve her iki dönemin de ortak bir felsefi miras üzerinde nasıl geliştiğini gösterir.

Babillerin en önemli eserleri arasında şunlar sayılabilir: Babil Kulesi (Ziggurat). Babil'in Asma Bahçeleri. İştar Kapısı. Hammurabi Kanunları. Ayrıca, Babiller matematik ve geometriye de önemli katkılarda bulunmuş, pi sayısının yaklaşık değerini hesaplamış ve altmışlık sayı sistemini bulmuşlardır.

Knidos Afroditi, dünyanın en ünlü çıplak heykeli olarak kabul edilir. Atinalı heykeltıraş Praksiteles tarafından beyaz sert mermerden yapılan bu heykel, M.Ö. 4. yüzyılda yaratılmıştır. Heykel, Knidos şehrinde bulunmuş olup, günümüze kadar tam olarak korunamamıştır; sadece kaidesi yerinde durmaktadır.

Hatunsaray'ın hikayesine dair bazı bilgiler şunlardır: Antik Dönem: Hatunsaray, antik dönemde Lystra olarak biliniyordu. Hristiyan Misyonerliği: Havari Aziz Pavlos, Konya'daki faaliyetleri sırasında bir süre Hatunsaray'da kalmış ve burada vaazlar vermiştir. Selçuklu Dönemi: Söylenceye göre, Selçuklu sultanlarından birinin kızı Hatunsaray'ı beğenmiş ve burada bir saray yaptırılmıştır. Tarihî Kalıntılar: Hatunsaray'da, antik Roma ve Bizans dönemine ait kalıntılar bulunmaktadır.

Galatia, Ankara ve Eskişehir illerinde yer alan, Orta Anadolu'daki antik bir bölgedir. Bu nedenle, Galatia ile doğrudan ilişkilendirilebilecek bir Türk şehri bulunmamaktadır.

300 Spartalı ve Pers Kralı I. Xerxes'in ordusu arasındaki savaş, Termopylae Geçidi'nde gerçekleşmiştir. Termopylae, Orta Yunanistan'da, Ege Denizi kıyısında yer alan dar bir geçittir.

Kemerdere'nin hikayesi şu şekilde özetlenebilir: Tarihi Su Kemeri: Kemerdere, Antik Roma döneminde (M.Ö. 753-M.S. 476), yıkılan Troya antik kentine su götürmek amacıyla inşa edilen tarihi bir su kemerine ev sahipliği yapar. Doğal Oluşumlar: Su kemerinin altından akan su, kayaları biçimlendirerek gölet oluşturmuş ve bu gölet, Kemerdere barajını beslemiştir. Doğal Güzellik: Gölet ve çevresindeki çam ile çınar ağaçları, doğal bir cennet oluşturmuştur. Popüler Destinasyon: Önceden az bilinen bir yer olan Kemerdere, internet ve sosyal medyanın etkisiyle popüler bir piknik ve doğa alanı haline gelmiştir. Çevre Sorunları: Ziyaretçilerin bıraktığı çöpler, çevre kirliliğine yol açarak canlılara zarar vermektedir.

Paul Stephenson'un "Yeni Roma: Doğu'daki Roma İmparatorluğu (395-700)" kitabı, MS 395-700 yılları arasındaki Bizans dünyasına odaklanarak, Roma İmparatorluğu'nun doğu ve batı olarak ayrıldıktan sonra doğuda Bizans'ın nasıl yükseldiğini anlatıyor. Kitapta ele alınan bazı konular: İklim değişikliği, salgın hastalıklar, istilalar ve savaşlar. Sıradan insanların yaşamı. İnsan ve doğa mücadelesi. Salgınlar, kuraklık ve depremler gibi doğal afetler. Dünyevi ve dinî hayat arasındaki denge. Stephenson, modern bilimsel yöntemleri geleneksel tarihle birleştirerek, imparatorlar, piskoposlar, generaller ve bürokratlar yerine küçük insanların hikayesine odaklanıyor.

Keltlerin en güçlü ülkesi olarak değerlendirilebilecek bir devlet bulunmamaktadır, çünkü Keltler tarih boyunca bağımsız kabileler ve klanlar halinde yaşamışlardır ve devlet kavramı onlarda gelişmemiştir. Keltler, tarih öncesi ve İlk Çağ döneminde Avrupa'da yaşamış bir halktır. Keltlerin en güçlü olduğu dönemler, "Hallstatt" ve "La Tène" olarak adlandırılan aşamalarla ilişkilendirilebilir. Roma İmparatorluğu'nun yükselişiyle birlikte Keltlerin gücü azalmış ve sonunda Orta Çağ'a kadar kültürleri devam etse de siyasi varlıkları sona ermiştir.

Perslerin en değerli parası olarak daric ve siglos öne çıkmaktadır. Darik: Piyasaya sürülen ilk altın para olarak bilinir. Siglos: Gümüş para olarak, bimetalik para sisteminin ilk örneklerinden biridir. Ayrıca, Pers gümüş paralarına Sasani gümüş parası da denir ve bu paralar, Çin'deki Tang Hanedanlığı döneminde yaygın olarak dağıtılmıştır.

Antik Yunan komedisinde kadın oyuncu yoktu.

Sparta, Antik Yunanistan'da bir şehir devletidir ve bu nedenle bir ülkenin askeri olarak değerlendirilemez. Sparta, özellikle askeri gücü ve savaşçı kültürüyle tanınmış olup, tarih boyunca önemli askeri başarılar elde etmiştir.

Penteres (beşli) gemisi, her küreğe beş kürekçi düşecek şekilde tasarlanmıştır. Örneğin, İ.Ö. 330 yılında Atina donanmasında 400 trireme'nin yanı sıra 7 adet penteres (beşli) gemisi bulunmaktaydı.