Anlam

Naçar kalmak, çare, çıkar yol bulamamak anlamına gelir. Örnek cümleler: "Her yana çırpındı ama naçar kaldı." "Naçar kaldım şu gurbet ellerde, kapımı açan yok." "Naçar kaldım senin aşkından ey sevgili!" Ayrıca, "naçar kalmak" deyimi, "abaza kalmak" anlamında da kullanılabilir.

Aleksandra ismi, Yunanca kökenli olup "koruyucu" veya "savunan" anlamına gelir. Bu isim, tarih boyunca kraliçeler ve savaşçı kadınlar gibi güçlü ve cesur kadınları simgeler. Aleksandra isminin diğer bazı anlamları: İnsanların koruyucu kollayıcısı; Defans oyuncusu (erkekleri savunan).

Ases, Osmanlı İmparatorluğu'nda gece bekçisi anlamına gelir. Asesler, asayişi temin etmek üzere geceleri devriye gezerek kolluk kuvvetlerine yardım ederdi.

"Kervan yolda düzülür" atasözü, bir işin veya bir planın gerçekleştirilmesi sürecinde, bazı değişikliklerin veya ayarlamaların yolculuk sırasında yapılmasının gerekebileceğini ifade eder. Bu atasözü ayrıca şu anlamlara da gelebilir: Hedefsizlik değil, dinamik planlama. Başlamak, eksiklikleri gidermenin yarısıdır. Hiçbir işin eksiklerinin ilk anda tamamlanamayacağı ve zaman kaybetmek yerine işe başlayıp eksiklikleri adım adım gidermenin daha akıllıca olduğu düşüncesini de vurgular.

7. sınıf Türkçe'de paragrafta anlam, bir düşünceyi, bir duyguyu, bir olayı tam olarak anlatabilmek için bir araya getirilen cümleler topluluğu olarak tanımlanır. Paragrafta anlam, üç ana başlıkta incelenir: 1. Paragrafın anlam yönü: Ana düşünce, konu, başlık, anahtar kelime gibi unsurları içerir. 2. Paragrafın yapı yönü: Giriş, gelişme, sonuç bölümlerini ve paragraf oluşturma, tamamlama gibi konuları kapsar. 3. Paragrafın anlatım yönü: Betimleme, öyküleme, açıklama, tartışma gibi anlatım tekniklerini ve düşünceyi geliştirme yollarını ele alır.

Zorba romanı, hayatın zaferlerini tatmak için yenilgileri göze almak gerektiğini anlatır. 1930'larda geçen roman, adı kitapta hiç belirtilmeyen bir yazarın ağzından anlatılır. Aradan geçen birkaç aylık zamanda bu ilginç Yunan, genç yazarı derinden etkileyecektir. Aleksi Zorba, özgürlüğü, sevgiyi ve şehveti hayatının merkezine yerleştirmiş, insanları seven ama aynı zamanda onlara acıyan bir adamdır. Zorba'nın hayat felsefesinin bir parçası da yenilgileri umursamamaktır. Ayrıca, Zorba'nın insanlara yönelik duyduğu acıma hissi fark edilebilir düzeydedir. Zorba'nın raks etmek, duygularını ifade etmenin bir yolu olarak başvurduğu yöntemdir. Zorba, adeta kitabın anlatıcısının id’imesabesindedir. Nikos Kazancakis, bu romanı ile özyaşamının yenilgiler ve soru işaretleriyle dolu bir bilançosunu çıkarmıştır.

"Burada ve şu anda" ifadesi, İngilizce'de "right here and now" veya "in the here and now" olarak çevrilebilir. Bu ifade, anında, o anda, şu anda anlamlarına gelir. Örnek cümleler: "Harold, senden bir yanıt istiyorum, hemen burada ve şu anda." "Tam burada ve şu anda." "Şu anda burada olman gerekiyordu."

Boşaltmak kelimesi, Türk Dil Kurumu'na göre beş farklı anlama gelir: 1. Boş duruma getirmek. 2. Dökmek, boca etmek. 3. Bir silahta ne kadar mermi varsa hepsini arka arkaya patlatmak. 4. Kusmak. 5. Gevşetmek, açmak.

Erkek Kazım, 1975 yapımı bir Türk komedi filmidir. Konu, Jerry Lewis'in eski bir filminden araklama olarak tanımlanmıştır.

Yakınma ve serzeniş aynı şey değildir, ancak anlamları birbirine yakındır. Yakınma, bir olaydan veya durumdan dolayı ortaya konan sızlanma ve şikayet anlamına gelir. Serzeniş ise, başa kakma, sitem ve takaza yakınma olarak tanımlanır. Serzeniş, genellikle daha duygusal ve dolaylı bir biçimde ifade edilen bir yakınma türüdür.

Muâhât, Hz. Peygamber’in Medine’de ensar ve muhacirlerden bazılarını birbirleriyle kardeş ilan etmesi anlamına gelir. Muâhât kelimesi, Arapça “uhuvve” kökünden türemiş olup “biriyle kardeş olmak, birini kardeş edinmek” anlamına gelir. Muâhât, İslam toplumunda bütünleşmenin gerçekleştirilmesine ve o günkü sosyokültürel ve ekonomik problemlerin çözümüne büyük kolaylıklar getirmiştir. Muâhât, aynı zamanda “yakın arkadaş” anlamında da kullanılır.

Yaman bir insan, Türk Dil Kurumu'na göre şu anlamlara gelebilir: Güç, etki veya beceri bakımından alışılmışın üzerinde olan kimse. Kötü, korkulan kimse. Alışılmadık, olağanın dışında olan kimse. Ayrıca, "yaman" kelimesi heybetli, gözü kara, pes etmeyen, mücadeleci, güçlü ve azimli kişiyi de ifade edebilir.

In the Loop filmi, Amerikan başkanı ve İngiltere başbakanının Orta Doğu’da bir savaş çıkarma fantezilerini konu alır. Amerikalı General Miller ve İngiliz Uluslararası Kalkınma Bakanı Simon Foster ise bu fikre katılmamaktadırlar. Bakan Foster, bir radyo yayınında verdiği röportajda herhangi bir savaşın öngörülmediğini belirtir. Yaptığı bu iki farklı açıklama da her iki tarafın hükümetince savaş karşıtı ve yanlısı iki kesim tarafından bir dizi dalaverelere yol açar. Eğer Simon Washington insanının haklarının yanında olursa ve eğer İngiliz tarafında da başbakanın baş danışmanı olan Malcolm Tucker’ın oylamadaki hilelerini durdurabilirlerse savaşın çıkmasını engelleyebileceklerdir. In the Loop, Armando Iannucci'nin The Thick of It (2005-12) adlı televizyon dizisinin bir yan ürünüdür ve özellikle Irak'ın işgali olmak üzere İngiliz-Amerikan siyasetini hicveder. Film, Akademi Ödülü ve BAFTA Ödülü'ne En İyi Uyarlama Senaryo dalında aday gösterilmiştir.

Sükûnet ve sakinlik aynı anlama gelir. Sükûnet, Arapça kökenli bir kelime olup "huzur, sakinlik, dinginlik, sessizlik" anlamına gelir. TDK'ya göre de sükûnet, "sessizlik ve dinginlik ile huzur" anlamlarına gelir.

"Anlamı nedir?" ifadesi, Türkçe'de "ne anlama gelir?" anlamına gelir. Bir kelimenin anlamını öğrenmek için sözlükler, dilbilgisi kaynakları veya uzmanlardan yardım alınabilir.

"Çilekeş" kelimesi farklı bağlamlarda farklı anlamlar taşıyabilir. Film: 1978 yapımı, Orhan Gencebay ve Perihan Savaş'ın başrollerini paylaştığı, Osman F. Seden'in yönettiği bir Türk dram ve duygusal filmidir. Müzik Grubu: 2003 yılında kurulan ve Türkçe rapcore müzik yapan bir gruptur. Kitap: Zaven Biberyan'ın bir eserinde, 1950'lerin İstanbul'unda yaşayan, Ermeni cemaatinin içinden gelen ve toplumsal baskılarla karşılaşan "müteessir" adlı bir karakterin hikayesi anlatılır.

Hayır, istikbal ve istikbal etmek aynı değildir. İstikbal, "gelecek" anlamına gelir. İstikbal etmek ise "karşılamak" anlamına gelir.

"Mum Dibine Işık Vermez" atasözü, etkili kişilerin kendi yakınlarına yardımcı olamayacağı durumunu anlatmak için kullanılır. Örnek kullanım: "Bir milletvekilinin herkese yardım ederken kendi kardeşine yardım etmemesi halinde 'mum dibine ışık vermez' atasözü kullanılabilir". Atasözünün anlamı şu şekildedir: Konumu ve yapısı gereği ışık saçan mum, kendi dibini aydınlatamaz. Güçlü kişiler de uzaktaki kişileri çokça kollayıp yardım ettikleri kadar kendi yakınlarına o kadar fayda sağlayamazlar. Bunun sebebi, bu kişilerin her şeyden önce çıkarlarını düşünen insanlar olmaktan uzak olmaları ve kendi yakınlarını kayırmaktan çekinmeleridir.

El ele vermek deyimi, Türk Dil Kurumu'na (TDK) göre iki farklı anlama sahiptir: 1. El tutuşmak. 2. Birlikte davranmak, bir konuda birleşmek. Örnek cümleler: "Bu yolu ancak el ele verirsek yapabiliriz". "Sana söz veriyorum: El ele verip bu zor zamanları birlikte aşacağız". "Haydi, ateş dansı yapalım deniyor, el ele verip bir halay çekiyoruz". "Yoksa el ele verip hep beraber dünyayı mı uçuralım?".

Maksimum kelimesi, "azami", "en yüksek" ve "en büyük" anlamlarına gelir. Ayrıca, matematik alanında "değişebilen bir niceliğin varabileceği en yüksek olan (sınır)" anlamında kullanılır.