İşte bazı Bektaşi fıkraları: 1. İğnenin Deliği Fıkrası: Bektaşi dervişlerinden birine "Cenabı Hak her şeye kadirdir, bir dikiş iğnesinin gözünden bir deveyi geçirebilir mi?" diye sormuşlar. Bektaşi, "Ya iğnenin gözünü büyütür, ya deveyi küçültür, geçirir" demiş. 2. Yağmur Duası Fıkrası: Köyün birinde yağmur duasına çıkarlar. Bektaşi, kendi tarlasını dua ederken gösterir ve yağmur yağar. Ancak daha sonra kendi tarlasındaki ekinlerin sele kapıldığını görünce, "Kabahat sende değil, sana tarlayı gösteren pezevenkte" der. 3. Her Şey Allah'tan Fıkrası: Bektaşi'nin biri her gün kasabada "Her şey Allah'tan, her şey Allah'tan" diye mırıldanarak dolaşır dururmuş. Bir gün arkasından sessizce yaklaşan serseri bir delikanlı ensesine şaplak atmış. Bektaşi, "Tabii, her şey Allah'tan da ben hangi deyyusu aracı ettiğine bakıyorum" demiş. 4. Ağızdaki Erik Fıkrası: Ramazan ayında Bektaşi'nin birini ağzında erikle görmüşler. "Bu ne hal efendim, iftara daha çok var" demişler. Bektaşi, "Ben bunu iftara kadar yumuşasın diye ağzıma koydum, sonra yiyeceğim" demiş. 5. Tamam Mahkeme Bitti Fıkrası: Yoksulun biri, fırında bayat bir ekmek alıp aşçıya gitmiş, yemeğin buharında ekmeği yumuşatıp yemiş. Dışarı çıkarken aşçı parasını istemiş. Kadıya gittiklerinde, kadı Bektaşi'ymiş ve "Tamam mahkeme bitti, gidin" demiş.