• Buradasın

    Anecdote

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Nasrettin Hoca Ay'ı neden kuyuya attı?

    Nasrettin Hoca, ayı kuyuya düşürdüğünü zannettiği için kuyuya atmıştır. Bir gün çok susayan Nasrettin Hoca, bahçedeki su kuyusuna gider. Ancak kova, kuyudaki bir taşa takılır ve Nasrettin Hoca ne kadar çekerse çeksin kovayı yukarı çıkaramaz. Gökyüzüne baktığında ayın yerinde olduğunu gören Nasrettin Hoca, "Çok yoruldum ama sonunda ayı gökyüzüne geri çıkarttım" der.

    Temel ile Dursun'un dil fıkrası nedir?

    Temel ile Dursun'un dil fıkrasına bir örnek, saat fıkrası olabilir: Temel, aldığı bir daktiloyu bozuk diye geri götürür.

    Yaşlı adam neden 84 gün balık tutamadı?

    Yaşlı balıkçı Santiago, 84 gün boyunca balık tutamadı çünkü diğer balıkçılar bol bol balık yakalarken o, her seferinde eli boş dönüyordu. Santiago'nun yanında ona yardım eden bir çocuk vardı. Santiago, umudunu kaybetmeden her gün denize açılmaya devam etti.

    Nasrettin Hoca'nın başkasının baklavasından bana ne fıkrası nedir?

    Nasrettin Hoca'nın "Başkasının baklavasından bana ne" fıkrası şöyledir: Nasrettin Hoca çarşıda dolaşırken gevezenin biri, "Efendi, az önce nar gibi kızarmış bir tepsi baklava götürdüler," der. Bu fıkra, başkasının işine karışmanın ve akıl vermenin kişisel sınırların ihlali anlamına gelebileceğini vurgular.

    Nasrettin Hoca'nın içinde bende vardım fıkrası nedir?

    Nasrettin Hoca'nın "İçinde Ben de Vardım" fıkrası şöyledir: Bir gün Nasrettin Hoca'nın evinde bir gürültü kopmuş. Hoca hiddet içinde evden çıkınca, onu gören komşusu: > "Hayrola Hoca Efendi, demiş. Sizin evde bu sabah epeyce gürültü vardı." Nasreddin Hoca içini çekerek cevap vermiş: > "Evlilik hali... Hanımla biraz atıştık da." > "Kavganızı duyduk. Ama arkasından çıkan gürültü neydi?" > "Bizim karı bana kızdı. Cübbeme bir tekme attı. Cübbem de paldır küldür merdivenlerden aşağıya yuvarlandı." > "Aman Hoca Efendi. Hiç cübbe merdivenlerden düşerken bu kadar gürültü çıkarır mı?" Nasreddin Hoca anlayışsızlığın bu kadarına artık dayanamamış. > "Sen de amma uzun ettin be komşu, demiş." Fıkranın bulunduğu bazı kaynaklar şunlardır: tr.wikisource.org; masaloku.com.tr; masaloku.org.

    Sultan Abdulaziz neden Karamürsel sepetini tepsiye sığdıramadık dedi?

    Sultan Abdülaziz, "Karamürsel sepetini tepsiye sığdıramadık" dedi çünkü Osmanlı padişahlarından Abdülaziz Han'ın Hereke'deki av köşküne geldiğini duyan Karamürsel eşrafı, padişaha hediye olarak kiraz dolu bir sepet götürmüştür. Padişah, oldukça değişik ve sade olan hediyeyi görünce içinde ne olduğunu merak etmiş, bunun üzerine gümüş bir tepsi getirilmiş ve sepetin içindeki kirazlar tepsiye boşaltılmıştır. Bu olay, "ufak tefek gördün de Karamürsel sepeti mi sandın?" esprisinin ortaya çıkmasına neden olmuştur.

    Nasrettin Hoca kazan doğurdu neden söyledi?

    Nasrettin Hoca, "Kazan Doğurdu" fıkrasında komşusuna ders vermek amacıyla kazanın doğurduğunu söylemiştir. Fıkranın devamı şu şekildedir: Nasrettin Hoca, komşusundan bir kazan ödünç alır ve işini bitirdikten sonra içine küçük bir tencere koyarak geri verir. Komşu, tencereyi görünce "Bu nedir?" diye sorar. Hoca, "Müjde! Kazanınız doğurdu" der. Bu haber komşusunun hoşuna gider ve komşu tencereyi kabullenir. Daha sonra Nasrettin Hoca tekrar kazanı ister, ancak bu sefer geri vermez. Kazanın sahibi bir süre bekler, sonra Hoca'nın evine gider ve kazanı geri ister. Hoca üzüntülü bir ifadeyle "Kazanız öldü" der. Komşu "Hiç kazan ölür mü?" diye şaşırır. Hoca'nın cevabı hazırdır: "Kazanın doğurduğuna inanırsın da öldüğüne niçin inanmazsın?". Bu fıkra, çıkarına çok düşkün olan komşusuna, olumlu olaylara inanıldığı gibi olumsuz olaylara da inanılması gerektiğini öğretmek içindir.

    Nasrettin Hocanın eşeğe ters bindikten sonra söylediği söz nedir?

    Nasrettin Hoca'nın eşeğe ters bindikten sonra söylediği söz, farklı versiyonlarda şu şekilde aktarılmıştır: "Düşündüm taşındım, eşeğime böyle binmeye karar verdim çünkü saygısızlığı hiç sevmem!" "Eşeğe ters bindim çünkü size olan saygımdan arkımı dönemiyorum." "Eşek önünü ben arkamı kolluyorum." "Eğer düz binip önünüze geçseydim siz arkada kalacaktınız. Sebebi bu..."

    Bana Nasrettin hoca ile ilgili bir hikaye anlatır mısın?

    Nasrettin Hoca ile ilgili bir hikaye: Nasrettin Hoca bir gün ormana gitmiş ve bir dalın üstüne oturup dalı kesmeye başlamış. Hoca, adamın sözlerini önemsememiş ve kesmeye devam etmiş.

    Nasrettin Hoca'nın mum ışığı fıkrası nedir?

    Nasrettin Hoca'nın mum ışığı fıkrası şöyledir: Bir gün Nasrettin Hoca ve arkadaşları iddiaya tutuşmuşlar. Kararlaştırılan gün Hoca meydanın ortasında, sabaha kadar tir, tir titreyerek beklemiş. Sonra yanına gelenlere: > - Tamam, demiş. İddiayı kazandım. > - Ne oldu ne yaptın demişler. > - Bekledim sabaha kadar, demiş. > - Hayır, demişler. Sen uzaktaki bir mum ışığı ile ısınmışsın. Hoca çaresiz kabul etmiş. > - Ne yapıyorsun? demişler. Kıs, kıs gülerek cevap vermiş: > - Bu mum sıcağıyla size yemek pişireceğim arkadaşlar! Fıkranın bulunduğu bazı siteler şunlardır: dersimiz.com; fikralarimiz.com; masalsarayi.com.

    Odun toplayan kızılderili fıkrası nedir?

    Odun toplayan Kızılderili fıkrası şu şekildedir: Bir sonbahar mevsiminde Kızılderililer toplanıp şeflerine kışın nasıl geçeceğini sormuşlar. Şef, daha sonra bir kasabaya giderek meteoroloji yetkililerine kışın nasıl geçeceğini sormuş. Birkaç hafta sonra şef, meteorolojiyi tekrar arayarak kışın gerçekten soğuk geçip geçmeyeceğini sormuş. Bunun üzerine şef, Kızılderililere daha fazla odun toplamaları gerektiğini söylemiş. Bir süre sonra şef, meteorolojiyi tekrar arayarak kışın soğuk geçeceğinden emin olup olmadıklarını sormuş.

    Bektaşi fıkraları nelerdir?

    Bektaşi fıkralarından bazıları şunlardır: İmam ve Bektaşi: İmam, vaazında alkolün kötülüklerinden bahsederken, Bektaşi "Eşeğin önüne bir kova su, bir kova da rakı koyun, hangisini içer?" diye sorar. Cemaat "Suyu" der. Bektaşi, "Neden?" diye sorunca, cemaat "Eşekliğinden" der. Komşu ve Bektaşi: Bektaşi'nin sevimsiz bir komşusu, sürekli nezleden şikayet eder. Bektaşi, "Be imanım, sana kalırsa sen soğuğu ananın karnında almışsın" der. Rakı Parası: Bektaşi, camide dua ederken "Ey ulu tanrım, bana bir rakı parası ver" der. Yanında namaz kılan sofi ise "Rabbim, bana iman ver" der. Hoca, Bektaşi'ye "Herkes ne istiyor tanrıdan, sen rakı parası. Utanmıyor musun?" diye sorar. Bektaşi, "Ne yapalım, herkes kendisinde olmayanı ister" der. Bektaşi fıkraları, genellikle dinin dış yönünü eleştirir ve hiciv içerir.

    İngiliz prensi Henry neden tokatladı?

    İngiliz prensi Henry'nin tokat atma olayı, Foo Fighters davulcusu Taylor Hawkins ile olan bir anıyla ilgilidir. 2017 yılında BBC Breakfast'a konuşan Hawkins, sahneye çıkmadan önce jet lag'ini atlatmasına yardımcı olmak için Prens Harry tarafından tokatlandığını belirtmiştir.

    Gülün eşeği kim güldürdü?

    "Gülün eşeği kim güldürdü?" ifadesi, bir fıkraya atıfta bulunabilir. Bu fıkrada, bir adam bir bara gider ve kapının dışında bağlı duran bir eşeğin yanında, içi dolar dolu bir cam kutu görür. Bu fıkra, Güldür Güldür Show gibi komedi programlarında da işlenebilir. Ayrıca, "Dük Serisi" adlı bir Güldür Güldür Show videosu da mevcuttur. Daha fazla bilgi için ilgili kaynaklara başvurulabilir.

    Nasrettin Hoca'nın dostlar alışverişte görsün fıkrası nasıl anlatılır?

    Nasrettin Hoca'nın "Dostlar Alışverişte Görsün" fıkrası şu şekilde anlatılır: Nasrettin Hoca, pazarda yumurta satmaya başlar ancak tanesini on paraya aldığı yumurtayı dokuz paraya satmaktadır. Bu fıkra, genellikle bir işi yapıyormuş gibi görünmek ama aslında hiçbir iş yapmamak anlamında kullanılır.

    En çok bilinen Temel fıkrası nedir?

    En çok bilinen Temel fıkralarından biri, Temel'in Amerika'da trafik polisi olduğu ve bir papazı bisikletle yol trafiğini ihlal ettiği için durdurduğu fıkradır. Temel, papaza "Dur, ceza yazacağım" der. Temel fıkraları arasında en çok bilinenler arasında "Verdunuzda mı isteysunuz" veya "Yatın ama..." gibi fıkralar da bulunmaktadır. Fıkraların içeriği ve bilinirliği zamanla değişebilir.

    Başıma gelen ilginç bir olayı anlatıyorum ne demek?

    "Başıma gelen ilginç bir olayı anlatıyorum" ifadesi, kişinin yaşadığı sıra dışı veya dikkat çekici bir durumu dile getirmek istediğini ifade eder. Bu tür olaylar, günlük yaşamda karşılaşılan olağan dışı durumlar, komik olaylar veya şaşırtıcı deneyimler olabilir.

    Nasreddin Hoca neden kazanı geri vermedi?

    Nasrettin Hoca, komşusundan ödünç aldığı kazanı geri vermedi çünkü komşusuna bir ders vermek istedi. Fıkraya göre, Hoca kazanı geri verirken içine küçük bir tencere koyar ve komşusuna "Müjde, kazanınız doğurdu" der. Komşunun "Kazan ölür mü?" sorusuna Hoca, "Kazanın doğurduğuna inanıyorsun da öldüğüne neden inanmıyorsun?" cevabını verir. Bu fıkra, çıkarcı insanlara karşı bir uyarı niteliği taşır.

    Nasrettin Hoca'nın biraz da biz ölelim fıkrası nedir?

    Nasrettin Hoca'nın "Biraz da Biz Ölelim" fıkrası şu şekildedir: Bir Ramazan akşamı komşusu Nasrettin Hoca'yı yemeğe çağırır, yemekte hoşaf ve börek vardır. Hoca dayanamaz ve şöyle der: > Yeter senin öldüğün, ver şu kaşığı da biraz da biz ölelim. Fıkranın farklı versiyonlarında şu detaylar da yer alır: Nasrettin Hoca bir eve misafir olur. Ev sahibi her kaşık çorbada "Oh, öldüm" der ve kepçeyi tekrar çorbaya batırır. Nasrettin Hoca en sonunda dayanamaz ve adamın elinden kepçeyi alarak şöyle der: > Yahu, ver şunu da biraz da biz ölelim! Bir ahbabı Nasrettin Hoca'yı iftara davet eder. Ev sahibi, o kocaman kaşıkla iftar aşını yemeye başlar ve her seferinde "Oh, öldüm" der. Sonunda dayanamayıp o kocaman kaşığı adamın elinden kaptığı gibi yemeğe dalar ve şöyle der: > Senin öldüğün yeter, biraz da ben öleyim!

    Nasrettin Hoca'nın acemi bülbül fıkrası nedir?

    Nasrettin Hoca'nın Acemi Bülbül fıkrası şöyledir: Nasrettin Hoca bir gün komşusunun bahçesine girer. Hoca, şaşkınlıkla bülbül gibi ötmeye başlar." Bahçe sahibi, "Bülbül böyle mi öter be adam?" diye bağırınca, Hoca, "Ben acemi bülbülüm.