• Buradasın

    Nasrettin Hoca'nın acemi bülbül fıkrası nedir?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Nasrettin Hoca'nın Acemi Bülbül fıkrası şöyledir:
    Nasrettin Hoca bir gün komşusunun bahçesine girer 13. Bahçedeki armutları görünce dayanamaz, bir tane yer, bir daha, bir daha derken armut ağacına çıkıverir ve yemeye başlar 13. Tam bu sırada bahçenin sahibi çıkagelir 13.
    Hoca, şaşkınlıkla bülbül gibi ötmeye başlar 13. Bahçe sahibi, "Ne yapıyorsun burada?" diye bağırır 13. Hoca, sakince cevap verir: "Ben bülbülüm, yuvam da burada 13."
    Bahçe sahibi, "Bülbül böyle mi öter be adam?" diye bağırınca, Hoca, "Ben acemi bülbülüm 13. Acemi bülbül ancak böyle öter 13." der 13.

    Konuyla ilgili materyaller

    Nasrettin Hoca'nın fıkraları tanımı nedir?

    Nasrettin Hoca fıkraları, ünü geniş coğrafyalara yayılmış bir halk bilgesi olan Nasrettin Hoca’ya mal edilen ve sözlü gelenek içinde aktarılarak günümüze gelmiş kısa ve yoğun anlatılardır. Bu fıkraların bazı özellikleri şunlardır: Hazırcevaplık. Toplumsal eleştiri. Düşündürücülük. Mizah ve öğüt.

    Nasrettin Hoca'nın gerçek hayatı nasıldı?

    Nasrettin Hoca'nın gerçek hayatı şu şekilde özetlenebilir: Doğum ve Eğitim: 1208 yılında Eskişehir'in Hortu köyünde doğmuş, temel eğitimini köy imamlığı yapan babasından almış ve medrese öğrenimi için Sivrihisar'a gitmiştir. Köy İmamlığı: Babasının vefatından sonra Hortu'ya dönerek köy imamlığı görevini üstlenmiştir. Akşehir'e Göç: Bir süre sonra dönemin tasavvufi düşünce merkezlerinden Akşehir'e göç etmiş ve Mahmûd-ı Hayrânî'nin dervişi olmuştur. Mülki Görevler: Akşehir'de mülki görevler üstlenmiş ve çevresindeki bölgelerde kısa süreli bulunmuştur. Ölüm: 1284 yılında Akşehir'de vefat etmiş ve Nasrettin Hoca Türbesi'ne gömülmüştür. Nasrettin Hoca'nın gerçek kişiliği ve hayatı hakkında tartışmalar bulunmakla birlikte, bazı belgeler onun gerçek bir tarihi kişilik olduğunu göstermektedir.

    Nasrettin Hoca'nın fıkraları neden komiktir?

    Nasrettin Hoca'nın fıkralarının komik olmasının birkaç nedeni vardır: Alışılmışın dışında bir karakter olması. Herkesin kendinden bir şeyler bulabilmesi. Çeşitli konuları ele alması. Sıradan olayları sıra dışı bir zekayla ele alması. Ayrıca, Nasrettin Hoca fıkralarında yer alan bazı replikler, günlük dilde kullanılan ifadeler haline gelmiştir.

    Nasrettin Hoca'nın 4 tane fıkrası nedir?

    İşte Nasreddin Hoca'nın dört fıkrası: 1. Parayı Veren Düdüğü Çalar: Çocuklar, pazara gelen Nasreddin Hoca'nın etrafını sarmış ve düdük istemişler. Hoca, sadece para veren çocuğa düdük vermiş. 2. Ya Tutarsa: Hoca, gölün kıyısına gidip yoğurt mayası çalmış. Bir köylü bunu görüp sormuş, Hoca da "Ya tutarsa" demiş. 3. Gönlüm Buna Razı Olmadı: Eşeği ile kasabaya giden Hoca, çuvalı sırtına almış. Köylüler neden eşeğe yüklemediğini sormuşlar, Hoca da hayvanın zaten kendisini taşıdığını, çuvalı da ona taşıtmanın gönlüne razı olmadığını söylemiş. 4. Kazan Doğurdu: Hoca, komşusundan kazanı istemiş, işini bitirip geri verirken içine küçük bir tencere koymuş. Kazan sahibi tencereyi görünce sormuş, Hoca da "Müjde, kazanınız doğurdu" demiş.

    Nasreddin Hoca acemi bülbülü neden öttürdü?

    Nasrettin Hoca, acemi olduğu için bülbül gibi öttüğü söylenen bir gün, komşusunun bahçesine girer ve armut yemeye başlar. Bu fıkra, olayları bir bütün olarak değerlendirebilmenin önemini vurgular.

    Nasrettin hocanın en çok bilinen fıkrası nedir?

    Nasrettin Hoca'nın en çok bilinen fıkralarından bazıları şunlardır: Ya Tutarsa!. Parayı Veren Düdüğü Çalar. Acemi Bülbül. Bindiği Dalı Kesmek. Nasrettin Hoca'nın yaklaşık 300 fıkrası olduğu, bazı kaynaklarda ise 500'den fazla fıkrası bulunduğu belirtilmektedir.

    Nasrettin Hocanın 3 tane fıkrası nedir ilkokul?

    İlkokul seviyesinde Nasrettin Hoca'nın üç fıkrası: 1. Ya Tutarsa: Nasrettin Hoca, azığını heybesine koyup yola çıkmış. Öğlen vakti Akşehir Gölü kenarında, bir ağacın altında oturduğunda ekmeğini, zeytinini ve bir çanak yoğurdunu yemiş. Yoğurt çanağını gölde çalkalarken birisi sormuş: "Ne yapıyorsun Hoca?" diye. Hoca, "Göle maya çalıyorum" demiş. Adam, "İlâhi Hoca, göl maya tutar mı hiç?" diye üstelemiş. Hoca, "Ben de biliyorum tutmayacağını, ama ya tutarsa!" demiş. 2. Gönlüm Buna Razı Olmadı: Eşeği ile kasabaya alışverişe giden Nasrettin Hoca, birçok ağır şey almış ve bunları kocaman bir çuvala yerleştirmiş. Çuvalı sırtına alıp eşeğine bindiğinde, köylüler sormuş: "Ey Hoca, çuvalı niye kendi sırtına aldın?" Hoca, "Ne yapayım, zavallı hayvan zaten beni taşıyor, çuvalı da ona taşıtmaya gönlüm razı olmadı" demiş. 3. Ben Zaten İnecektim: Nasrettin Hoca, eşeği Karakaçan’a binip yola çıkmış. Karakaçan aniden ürküp hızla koşmaya başlamış ve köy meydanında aniden durmuş. Karakaçan’ın üstündeki Hoca tutunamayıp eşekten düşmüş. Olayı görenler, yere yayılan Hoca’ya bakıp gülüşmeye başlamış. Hoca, "Boşuna gülmeyin, düşmeseydim zaten ben inecektim" demiş.