Akciğer

Akciğer su toplaması (plörezi) belirtileri şunlardır: 1. Göğüs kafesinin yan kısmında şiddetli ağrı. 2. Nefes darlığı. 3. Öksürük. 4. Yorgunluk ve halsizlik. 5. Nefes alırken batma hissi. Bu belirtiler, duruma bağlı olarak hafif veya şiddetli olabilir ve acil tıbbi müdahale gerektirebilir.

Pulmoner nodül halo işareti, göğüs bilgisayarlı tomografisinde (BT) bir akciğer nodülünün etrafında buzlu cam görünümüne verilen isimdir. Bu işaret, hemorajik nodüllerde görülür ve fungusun küçük ve orta büyüklükteki damarlara invazyonu sonucu oluşur.

Evet, akciğer filmi bir tür röntgendir. Röntgen, organları, kemikleri ve iç dokuları görüntülemek için elektromanyetik enerji ışınları kullanan bir tıbbi görüntüleme yöntemidir.

Kaviter lezyon — Akciğerlerde veya diğer iç organlarda görülen, boşluk veya delik oluşturan doku hasarıdır. Kaviter lezyonlar — Genellikle bakteriyel veya viral enfeksiyonlar sonucu oluşan lezyonlardır.

Akciğer sönmesi (pnömotoraks) röntgen görüntüsünde şu bulgular gözlemlenir: 1. Hava boşluğu: Sönmüş akciğerin kısmında hava boşluğu görünür. 2. Boş alan: Akciğerin sönmüş tarafında, akciğer dokusu yerine boş bir alan izlenir. 3. Kalp ve mediastinumun yer değiştirmesi: Kalbin ve mediastinumun sönme durumuna bağlı olarak kayması, röntgende belirgin olur. Ek olarak, gerekirse röntgen görüntüsü ile birlikte ultrason veya bilgisayarlı tomografi (BT) gibi ileri görüntüleme yöntemleri de kullanılabilir.

Karaciğer ve akciğerin ortak görevi, vücudun homeostazisini (dengesini) sağlamaktır. Bu iki organ, farklı işlevlere sahip olsalar da, bazı ortak yollarla etkileşimde bulunurlar: - Karaciğer, kanın temizlenmesi ve toksinlerin atılması konusunda kritik bir rol oynarken, akciğerler oksijenin alınması ve karbondioksitin atılması işlevini üstlenir. - Karaciğer, metabolizma ürünlerini ve toksinleri kan yoluyla akciğerlere gönderir ve burada bu maddeler atılmak üzere solunum yoluyla dışarı atılır.

Kostofrenik sinüs kapalılığı, göğüs boşluğunda yer alan ve akciğerlerin üst kısımlarını çevreleyen kostofrenik sinüsün tıkanması veya kapanması anlamına gelir. Bu durum, genellikle bir enfeksiyon veya inflamasyon sonucu oluşur ve akciğerlerin normal çalışmasını engelleyebilir. Tedavi, altta yatan sebebe yönelik olup, antibiyotik tedavisi ve istirahat önerilir; nadiren cerrahi müdahale gerekebilir.

Akciğer su toplamasına (plörezi) göğüs hastalıkları uzmanı bakar.

Akciğer donörünün kaç gün yaşayacağına dair kesin bir bilgi yoktur. Akciğer nakli sonrası hastaların yaşam süresi, bireysel özellikler, hastalığın ciddiyeti ve genel sağlık durumu gibi faktörlere bağlı olarak değişir.

Akciğerin su toplamasına (plörezi) göğüs hastalıkları uzmanı bakar.

Akciğer ameliyatından sonra hastanede kalma süresi genellikle 5-7 gün arasında değişir.

Akciğer hacmi ölçümü için pletismografi testi yapılır. Bu test sırasında hasta, hava geçirmez bir kabinde oturur ve nefes alıp verirken basınç değişiklikleri ölçülür.

Küçük dolaşımda kan, kalp ile akciğer arasında dolaşır.

Frotman tıpta, akciğerleri çepeçevre saran zarların inflamasyonu sonucu birbirlerine sürtünmesiyle ortaya çıkan ses olarak tanımlanır. Bu ses, inspirasyon ve ekspirasyon sırasında duyulur ve karda yürüme sesine benzer.

Littmann diyaframı, stetoskoplarda kalp ve akciğer seslerini dinlemek için kullanılır. Bu parça, özellikle pediatrik hastalarda, ayarlanarak farklı frekanslı seslerin duyulmasını sağlar.

İKK kısaltması iki farklı bağlamda kullanılabilir: 1. İstihbarata Karşı Koyma (İKK): Jandarma dilinde, istihbarat teşkilatlarının düşman unsurların bilgi toplama faaliyetlerini önleme veya manipule etme faaliyetlerine verilen adın kısaltmasıdır. 2. İntrahepatik Kolanjiyosellüler Karsinom (İKK): Karaciğerin hızlı ilerleyen malign bir tümörüdür ve primer karaciğer tümörlerinin %10-20'sini oluşturur.

Hampton hörgücü, akciğer grafisinde pulmoner embolinin bir bulgusu olarak görülür. Bu bulgu, geniş tabanıyla plevraya oturan kama şeklinde bir opasite olarak tanımlanır. Diğer belirtiler arasında göğüs ağrısı, öksürük, hızlı nefes alma ve hızlı kalp atış hızı yer alabilir.

Ampiyem, genellikle bakteriyel enfeksiyonların akciğer zarına yayılması sonucu oluşur. İşte ampiyeme yol açabilecek bazı nedenler: Zatürree (pnömoni): En yaygın nedendir; akciğerdeki enfeksiyon, zar boşluğunda irin birikmesine neden olabilir. Akciğer apsesi: Enfekte kistler veya abse, plevral boşluğa açılarak ampiyeme yol açabilir. Göğüs travmaları: Göğüs bölgesine alınan darbeler veya yaralanmalar, plevral boşlukta enfeksiyona neden olabilir. Diyafram altı, karaciğer veya böbrek çevresi apseleri: İltihap odaklarından gelen mikroplar, göğüs boşluğuna ulaşarak ampiyeme sebep olabilir. Cerrahi müdahaleler: Göğüs cerrahisi sonrası gelişen enfeksiyonlar da ampiyeme yol açabilir. Ayrıca, bağışıklık sistemi zayıflamış ve yaşlı kişilerde ampiyem riski daha yüksektir.

Silikoziste akciğer hacmi, özellikle ilerleyici masif fibroz durumunda azalır.

Akciğerdeki kanser olmayan nodüller büyüyebilir. Genellikle 3 mm'den küçük nodüller iyi huylu olma eğilimindedir ve boyutları değişmedikçe tedavi gerektirmezler. Nodülün büyüme durumu, düzenli kontroller ve yapılan tıbbi testler ile takip edilmelidir. Kesin tanı ve uygun tedavi için bir doktora başvurulması önerilir.