Akciğer

Akciğer enfeksiyonu için genellikle standart göğüs röntgeni çekilir. Bu röntgen, akciğerlerin genel durumunu değerlendirmek ve enfeksiyonun varlığını, ciddiyetini ve yayılımını belirlemek için kullanılır. Gerekirse, daha detaylı görüntüleme için bilgisayarlı tomografi (BT) gibi ileri görüntüleme yöntemlerine de başvurulabilir.

Sigara en çok akciğerlere zarar verir. Bunun yanı sıra, sigara tüketimi kalp-damar sistemi, solunum yolları, bağışıklık sistemi, üreme organları ve diş-ağız sağlığı gibi vücudun birçok organını olumsuz etkiler.

Pleva hastalığı, akciğerleri çevreleyen plevra zarının iltihaplanması, sıvı birikmesi veya diğer anormalliklerle karakterize bir durumdur. Başlıca plevra hastalıkları şunlardır: - Plevral efüzyon: Akciğer ve göğüs duvarı arasında sıvı birikmesi. - Plörezi: Plevra iltihabı. - Pnömotoraks: Plevra boşluğunda hava birikmesi. - Mezotelyoma: Plevra kanserleri (asbest maruziyeti nedeniyle oluşan kanser türü). Belirtileri arasında derin nefes alırken veya öksürürken şiddetlenen göğüs ağrısı, nefes darlığı, kuru veya balgamlı öksürük, ateş ve titreme yer alır. Teşhis için akciğer grafisi, torasentez, kan testleri ve biyopsi gibi yöntemler kullanılır. Tedavi, altta yatan nedene ve hastalığın şiddetine göre planlanır ve sıvı drenajı, ağrı kesiciler, antibiyotikler, göğüs tüpü takılması veya cerrahi müdahaleyi içerebilir.

Sağ akciğer volümünün azalması, akciğerlerin genişleme kapasitesinin azalması anlamına gelir. Sağ akciğer volümünün azalmasının nedenleri arasında yaşlanma, sigara kullanımı, hava kirliliği ve kronik akciğer hastalıkları (örneğin KOAH) yer alabilir.

"Her iki akciğer alt lob dependan kesimlerde hafif retiküler dansite artımları" ifadesi, akciğerlerin alt kısımlarında, tabana yakın bölgelerde yoğunluk artışının olduğunu gösterir. Bu durum, kalp yetmezliği, akciğer ödemi, enfeksiyonlar veya kanama gibi çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir.

Evet, hem akciğer hem de solungaç solunumu yapan balıklar vardır. Solungaç solunumu yapan balıklar, suda yaşayan ve solungaçları aracılığıyla oksijen alan balık türleridir. Akciğer solunumu yapan balıklar ise, genellikle su altındaki düşük oksijen seviyelerinde hayatta kalabilmek için alternatif bir solunum mekanizması geliştirmişlerdir.

Evet, akciğer ve kalp yetmezliği aynı anda olabilir. Bu durum, kor pulmonale olarak adlandırılır ve uzun süreli akciğer bozukluğuna bağlı sağ kalp yetmezliği olarak tanımlanır. Akciğer yetmezliği, kalbe yüklenen yükü artırarak kalbin sağ tarafının daha fazla çalışmasına neden olur.

Akciğer volüm küçültme ameliyatı sonrası yaşam süresi, ameliyatın uygulandığı kişinin genel sağlık durumu, ameliyatın başarısı ve ameliyat sonrası bakım gibi faktörlere bağlıdır. Bu tür ameliyatların cerrahi mortalitesi %5-10 arasında değişmektedir ve morbiditesi yüksektir.

C34.9 bronş veya akciğer malign neoplazmı tanımlanmamış ifadesi, ICD-10 kodlama sistemine göre bronş veya akciğerlerdeki kötü huylu bir tümörün tipinin belirlenemediği durumları ifade eder. Bu, hastalığın ayrıntılı bir inceleme gerektirdiğini veya henüz belirli bir kategoriye yerleştirilemediğini gösterir.

Akciğer nodülünün ameliyat edilmesi gerekliliği, nodülün özelliklerine ve risk durumuna göre belirlenir. Genel olarak, aşağıdaki durumlarda akciğer nodülünün ameliyatla çıkarılması önerilir: - Boyutun büyümesi: Nodülün eski tomografilerdeki boyutuna göre %25 den fazla artış göstermesi. - Cidarının düzensiz olması: Cidarı düzensiz olan nodüllerin kanser riski 5 kat fazladır. - Kalsifikasyon (kireçlenme): Nodülün yapısında kalsifikasyon olması, genellikle iyi huylu olduğunu gösterir, ancak büyüme eğilimi varsa ameliyat gerekebilir. - Şüpheli görünüm: PET-CT ve biyopsi gibi detaylı incelemelerde nodülün kötü huylu olma ihtimali yüksek çıkarsa. Düşük riskli hasta grubunda, nodülün takip edilmesi ve belirli aralıklarla kontrol edilmesi de yeterli olabilir.

Solunum yetmezliği öncelikle akciğer yetmezliğine yol açar. Bunun yanı sıra, solunum yetmezliğinin ilerlemesi durumunda kalp, beyin ve böbrek gibi diğer organlar da etkilenebilir.

Sekel kelimesi, bir hastalıktan sonra yerleşip kalan işlev veya doku bozukluğu anlamına gelir. Dolayısıyla, "sekel kistik" ifadesi, kistik bir hastalığın sonrasında ortaya çıkan sekel durumunu ifade edebilir. Bu tür durumlar, genellikle akciğer enfeksiyonları, tüberküloz veya kanser gibi hastalıkların iyileşme sürecinde yara izi olarak ortaya çıkar.

Akciğere iyi gelen bulmaca cevabı "zatürre" olarak verilebilir.

Endobronşiyal bloker set, tek akciğer ventilasyonu gerektiren işlemlerde, sağ veya sol akciğerin endobronşiyal blokajı için kullanılan bir tıbbi cihazdır. Bu set genellikle aşağıdaki bileşenleri içerir: - Endobronşiyal bloker kateter: Kılavuz tel ve bloker vasıtasıyla bronşlara yerleştirilir. - Çoklu portlu hava yolu adaptörü: Eşzamanlı bronkoskopi, ventilasyon ve bloker yerleştirmeye olanak tanır. - CPAP adaptörü: Akciğerdeki havanın söndürülmesini sağlar. Endobronşiyal blokerler, poliüretandan yapılmış olup, silikon uçlu bir cuff ve iç duvarı şeritlenmiş paslanmaz çelik telli kilitli bir aparat içerir.

Akciğer nodülleri, akciğer grafisinde şu özelliklerle anlaşılır: 1. Görünüm: Genellikle yuvarlak, düzgün sınırlı ve düzgün şekilli olarak görülürler. 2. Boyut: Boyutları genellikle 3 cm'den küçük olup, 1 mm kadar küçük nodüller bile bilgisayarlı tomografi (BT) ile tespit edilebilir. 3. Kireçlenme: Nodüllerin içinde kireçlenme olması, daha az kanser riski taşıdıklarını gösterir. Teşhis için kesin değerlendirme, radyolojik görüntüleme yöntemlerinin yanı sıra biyopsi ile yapılır.

İki akciğer arasında mediastinum adı verilen bir boşluk bulunur.

Sigaranın akciğere verdiği zarar, ilk sigara içiminden hemen sonra başlar. Sigara dumanındaki kimyasal maddeler, akciğerlerin koruyucu tüycüklerinin (silia) hareketlerini yavaşlatır ve işlevlerini azaltır, hatta tütün dumanı siliaları felç edebilir.

Lineer ve subsegmental atelektazi, akciğerlerin hava keseciklerinin (alveoller) çeşitli nedenlerden dolayı şişip gevşeyememesi durumudur. Lineer atelektazi, akciğerin tabanlarında görülen ve genellikle yetersiz solunumdan kaynaklanan bir türdür. Subsegmental atelektazi ise alveollere hava giriş çıkışındaki azalmaya bağlı olarak kısmi şekilde gelişen bir atelektazi türüdür.

Pnömoni (zatürre), akciğerleri etkiler.

Akciğer kanserinde balgam, kanlı ve pas renginde olabilir. Bu durum, tümörlü hücrelerin akciğer içindeki veya hava yollarındaki dokulara zarar vermesi sonucu kan damarlarının hasar görmesiyle ortaya çıkar.