• Buradasın

    Aşırı ifa güçlüğü ve sözleşmenin uyarlanması arasındaki fark nedir?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Aşırı ifa güçlüğü ve sözleşmenin uyarlanması arasındaki temel fark, bu kavramların ortaya çıkış zamanlaması ve uygulama şekilleridir:
    • Aşırı ifa güçlüğü, sözleşme kurulduktan sonra meydana gelen ve tarafların öngöremeyeceği veya öngörmüş olsalar dahi sözleşmenin kurulması sırasında bu durumu hesaba katmadıkları beklenmedik olaylar nedeniyle, borcun ifasının taraflardan biri için aşırı derecede güç hale gelmesidir 12.
    • Sözleşmenin uyarlanması, bu aşırı ifa güçlüğü durumunda, mevcut sözleşme koşullarının yeni duruma uygun hale getirilmesi amacıyla yapılan bir işlemdir 13. Uyarlama, tarafların yeni koşullara uyum sağlamasına imkân tanır ve genellikle mahkeme kararıyla veya tarafların karşılıklı anlaşması ile gerçekleştirilir 1.
    Özetle, aşırı ifa güçlüğü, mevcut sözleşmenin yeni koşullara uygun hale getirilmesinin gerekliliğini ifade ederken; sözleşmenin uyarlanması, bu gerekliliğin nasıl ve hangi yöntemlerle gerçekleştirileceğini belirtir.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Edimin ifası imkansızlığı nedir?

    Edimin ifası imkansızlığı, sözleşme kurulduktan sonra gelişen bir hukuki engel neticesinde borcun ifasının mümkün olmaması durumudur. Bu durum, iki ana kategoriye ayrılır: 1. Borçlunun sorumlu olduğu imkansızlık: Borçlunun kusuru nedeniyle edimin ifası imkansızlaşmışsa, borçlu ifanın imkansız hale gelmesinden sorumlu olur ve alacaklının zararlarını gidermekle yükümlüdür. 2. Borçlunun sorumlu olmadığı imkansızlık: Borçlunun kusuru olmadan, dış etkenler nedeniyle edimin ifası imkansızlaşmışsa, borç sona erer.

    TBK nedir?

    TBK, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun kısaltmasıdır. Türk Borçlar Kanunu, Türkiye'de borçlar hukuku alanına ilişkin kuralları içeren başlıca kanundur. TBK, iki veya daha fazla kişi arasında kurulan ve bunlardan birine, diğerinden belirli bir edimi isteme yetkisi veren, diğerini de böyle bir edimi ifa ile yükümlü kılan hukuki ilişkileri düzenler.

    TBK öngörülemeyen hal nedir?

    Türk Borçlar Kanunu (TBK) kapsamında öngörülemeyen hal, sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi beklenmeyen, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkan ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştiren durumu ifade eder. Öngörülemeyen hal, "mücbir sebep" veya "aşırı ifa güçlüğü" olarak da adlandırılabilir. Öngörülemeyen halin unsurları: Öngörülemezlik. Dışsallık. Önlem alınamazlık. Örnekler: Doğal afetler. Savaş, ekonomik kriz gibi sosyal olaylar. İdari tedbirler. Grev, lokavt gibi durumlar.

    TBK 27 sözleşme serbestisini kısıtlayan haller nelerdir?

    Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 27. maddesi, sözleşme serbestisini kısıtlayan bazı durumları düzenler: Kanunun emredici hükümlerine aykırılık. Ahlaka aykırılık. Kamu düzenine aykırılık. Kişilik haklarına aykırılık. Konusu imkansız olan sözleşmeler. Bu maddelere göre, belirtilen niteliklere sahip sözleşmeler kesin olarak hükümsüzdür.

    Haksız sözleşme şartları hangi hallerde geçersizdir?

    Haksız sözleşme şartları, aşağıdaki hallerde geçersiz kabul edilir: 1. Tarafların Ehliyeti: Taraflardan biri hukuki ehliyete sahip değilse (örneğin, reşit olmayanlar veya akıl sağlığı yerinde olmayanlar), yapılan sözleşme geçersizdir. 2. Rıza ve İrade Beyanı: Sözleşmenin taraflarının özgür iradeleriyle, baskı veya tehdit altında kalmadan sözleşmeye katılmamış olmaları gerekir. 3. Kanuna ve Ahlaka Uygunluk: Sözleşme konusu, kanunlara ve genel ahlak kurallarına uygun olmalıdır. Kanuna veya ahlaka aykırı sözleşmeler geçersizdir. 4. Şekil Şartlarına Uyulmaması: Bazı sözleşmelerin geçerli olabilmesi için yazılı yapılması veya belirli bir şekil şartına uyulması gerekebilir. Bu şartlara uyulmaması geçersizliğe yol açar. 5. Aşırı Yanılma veya Hile: Bir tarafın, diğer taraf tarafından hile ile kandırılması durumunda sözleşme geçersiz sayılabilir. Ayrıca, Tüketici Koruma Kanunu kapsamında, tüketiciyle müzakere edilmeden sözleşmeye dahil edilen ve tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan şartlar da haksız ve geçersizdir.

    Sözleşmenin uyarlanması nedir?

    Sözleşmenin uyarlanması, tarafların başlangıçta kabul ettikleri şartların, sonradan değişen durumlar nedeniyle adil olmayan sonuçlar doğurmasını engellemek amacıyla, sözleşmenin hükümlerinin yeniden düzenlenmesi sürecidir. Bu süreç, genellikle iki şekilde gerçekleşebilir: 1. Sözleşme Koşullarının Değiştirilmesi: Taraflar arasında anlaşma sağlanması halinde, sözleşme koşulları yeni duruma uygun olarak değiştirilir. 2. Sözleşmenin Feshedilmesi: Uyarlamanın mümkün olmadığı veya tarafların buna yanaşmadığı durumlarda, borçlu sözleşmenin feshedilmesini talep edebilir. Sözleşmenin uyarlanabilmesi için gerekli şartlar şunlardır: - Beklenmeyen Durum: Tarafların sözleşmeyi gerçekleştirirken öngöremeyeceği bir durumun ortaya çıkması. - Ağırlaşan Koşullar: Bu durumun, taraflardan birinin borçlandığı edimin ifasını aşırı derecede zorlaştırması veya imkânsız hale getirmesi. - Uyarlama Talebi: Tarafların bu değişen koşullar karşısında sözleşmenin uyarlanmasını talep etmeleri.

    Borçlar hukukunda sözleşme özgürlüğü hangi ilkeye dayanır?

    Borçlar hukukunda sözleşme özgürlüğü, irade özerkliği ilkesine dayanır. Bu ilke, bireylere hukuk kuralları çerçevesinde kendi hukuki ilişkilerini düzenleme, borç altına girme veya hak sahibi olma konularında hür iradeleriyle karar verme yetkisi tanır.