• Buradasın

    Aşırı ifa güçlüğü ve sözleşmenin uyarlanması arasındaki fark nedir?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Aşırı ifa güçlüğü ve sözleşmenin uyarlanması arasındaki temel fark, bu kavramların ortaya çıkış zamanlaması ve uygulama şekilleridir:
    • Aşırı ifa güçlüğü, sözleşme kurulduktan sonra meydana gelen ve tarafların öngöremeyeceği veya öngörmüş olsalar dahi sözleşmenin kurulması sırasında bu durumu hesaba katmadıkları beklenmedik olaylar nedeniyle, borcun ifasının taraflardan biri için aşırı derecede güç hale gelmesidir 12.
    • Sözleşmenin uyarlanması, bu aşırı ifa güçlüğü durumunda, mevcut sözleşme koşullarının yeni duruma uygun hale getirilmesi amacıyla yapılan bir işlemdir 13. Uyarlama, tarafların yeni koşullara uyum sağlamasına imkân tanır ve genellikle mahkeme kararıyla veya tarafların karşılıklı anlaşması ile gerçekleştirilir 1.
    Özetle, aşırı ifa güçlüğü, mevcut sözleşmenin yeni koşullara uygun hale getirilmesinin gerekliliğini ifade ederken; sözleşmenin uyarlanması, bu gerekliliğin nasıl ve hangi yöntemlerle gerçekleştirileceğini belirtir.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Sözleşmenin uyarlanması nedir?

    Sözleşmenin uyarlanması, taraflar arasında kurulmuş ve geçerli olan bir sözleşmenin, durum ve koşullarda taraflarca öngörülemeyen fevkalade değişiklikler nedeniyle ortaya çıkan yeni durum ve koşullara uydurulmasıdır. Türk Borçlar Kanunu'nun 138. maddesinde düzenlenen uyarlama için gerekli koşullar şunlardır: Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum ortaya çıkmış olmalıdır. Bu durum borçludan kaynaklanmamış olmalıdır. Bu durum, sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirmiş olmalıdır. Borçlu, borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olmalıdır. Sözleşmenin uyarlanması, imkânsızlık söz konusu olmadığı müddetçe geçerliliğini sürdüren sözleşme ilişkisinin, imkânsızlık boyutuna ulaşmadan önce hakkaniyetin gerektirdiği durumlarda sona erebileceği veya değişikliğe uğrayabileceği esasına dayanır.

    TBK 27 sözleşme serbestisini kısıtlayan haller nelerdir?

    Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 27. maddesi, sözleşme serbestisini kısıtlayan bazı durumları düzenler: Kanunun emredici hükümlerine aykırılık. Ahlaka aykırılık. Kamu düzenine aykırılık. Kişilik haklarına aykırılık. Konusu imkansız olan sözleşmeler. Bu maddelere göre, belirtilen niteliklere sahip sözleşmeler kesin olarak hükümsüzdür.

    TBK öngörülemeyen hal nedir?

    Türk Borçlar Kanunu (TBK) kapsamında öngörülemeyen hal, sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi beklenmeyen, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkan ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştiren durumu ifade eder. Öngörülemeyen hal, "mücbir sebep" veya "aşırı ifa güçlüğü" olarak da adlandırılabilir. Öngörülemeyen halin unsurları: Öngörülemezlik. Dışsallık. Önlem alınamazlık. Örnekler: Doğal afetler. Savaş, ekonomik kriz gibi sosyal olaylar. İdari tedbirler. Grev, lokavt gibi durumlar.

    TBK nedir?

    TBK, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun kısaltmasıdır. Türk Borçlar Kanunu, Türkiye'de borçlar hukuku alanına ilişkin kuralları içeren başlıca kanundur. TBK, iki veya daha fazla kişi arasında kurulan ve bunlardan birine, diğerinden belirli bir edimi isteme yetkisi veren, diğerini de böyle bir edimi ifa ile yükümlü kılan hukuki ilişkileri düzenler.

    Borçlar hukukunda sözleşme özgürlüğü hangi ilkeye dayanır?

    Borçlar hukukunda sözleşme özgürlüğü, irade özerkliği ilkesine dayanır. Bu ilke, bireylere hukuk kuralları çerçevesinde kendi hukuki ilişkilerini düzenleme, borç altına girme veya hak sahibi olma konularında hür iradeleriyle karar verme yetkisi tanır.

    Edimin ifası imkansızlığı nedir?

    Edim ifası imkansızlığı, bir borcun ifasının borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkânsız hale gelmesi durumudur. Türk Borçlar Kanunu'nun 136. maddesine göre, bu durumda: Borç sona erer. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde, borçlu, karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri verir. Borçlu, ifanın imkânsızlaştığını alacaklıya gecikmeksizin bildirmez ve zararın artmaması için gerekli önlemleri almazsa, doğan zararları gidermekle yükümlüdür. Edim ifası imkansızlığı, geçici veya sürekli olabilir.

    Haksız sözleşme şartları hangi hallerde geçersizdir?

    Haksız sözleşme şartları, aşağıdaki hallerde geçersiz kabul edilir: Müzakere Edilmemiş Olma: Şart, tüketici ile müzakere edilmeksizin sözleşmeye dahil edilmiş olmalıdır. Dengesizlik Yaratma: Şart, dürüstlük kuralına aykırı şekilde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olmalıdır. Bu iki unsurun birlikte gerçekleşmesi gerekir; aksi halde ilgili hükmün haksız şart sayılması mümkün değildir. Geçersizliğin sonuçları: Tazminat Hakkı: Mağdur olan taraf, zararının tazminini talep edebilir. Sözleşme Hükümlerinin Düzeltilmesi: Mahkeme, şartı dengeleyerek düzeltme yapabilir. Sözleşmenin İptali: Şartın sözleşmenin genel dengesini bozacak kadar ağır olması durumunda, sözleşme tamamen geçersiz sayılabilir. Ticaret Bakanlığı Müdahalesi: Bakanlık, haksız şart içeren sözleşmeleri tespit edebilir, bu şartların kullanılmasını yasaklayabilir ve gerektiğinde sözleşmelerden çıkarılmasını sağlayabilir.