• Buradasın

    Sanık lehine olan delilleri kim toplar?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Sanık lehine olan delilleri toplama görevi, soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısına aittir 135.
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 160. maddesinin 2. fıkrasına göre, savcı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılama yapılabilmesi için şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür 135.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Masumiyet karinesi ve şüpheden sanık yararlanması aynı şey mi?

    Hayır, masumiyet karinesi ve şüpheden sanık yararlanması aynı şey değildir, ancak birbiriyle bağlantılı ilkelerdir. Masumiyet karinesi, bir kişinin kesinleşmiş bir mahkeme kararına kadar suçsuz sayılmasını ifade eder. Şüpheden sanık yararlanması ilkesi ise, ceza davasında sanığın mahkumiyetine karar verilebilmesi için herhangi bir soruna dair şüphenin mutlaka sanık lehine değerlendirilmesi gerektiğini belirtir. Bu iki ilke, adil yargılanma hakkının temelini oluşturur ve şüphelinin haklarının korunmasını sağlar.

    Sanığın hakları nelerdir?

    Sanığın hakları şunlardır: Savunma hakkı. Suçlamaları öğrenme hakkı. Tercümandan yararlanma hakkı. Dosyayı inceleme ve dosyadan örnek alma hakkı. Delillerin toplanmasını isteme hakkı. Duruşmada hazır bulunma hakkı. Avukat (müdafi) edinme hakkı. Adil yargılanma hakkı. Tanık dinletme ve sorgulama hakkı. Susma hakkı.

    Yetkili mahkeme delilleri nasıl belirler?

    Yetkili mahkeme, delilleri şu şekilde belirler: Delil tespiti talebi. Görevli ve yetkili mahkeme. Esas dava açılmışsa, delil tespiti esas davanın görüldüğü mahkeme tarafından yapılır. Esas dava açılmamışsa, delil tespiti için iki seçenek vardır: Esas davaya bakacak olan mahkeme; Keşif veya bilirkişi incelemesinin yapılacağı yerin mahkemesi ya da tanığın ikamet ettiği yer sulh mahkemesi. Delil tespiti kararı. Tebligat. Delil tespiti, bir dava olmayıp, ilgili olduğu davaya bağlı usulü bir işlemdir.

    Delillerin değerlendirilmesinde her iki taraf eşit midir?

    Evet, delillerin değerlendirilmesinde her iki taraf eşittir. Anayasa Mahkemesi'nin kararına göre, uyuşmazlığın her iki tarafına da savunmasının temel dayanağı olan delilleri sunma imkânı tanınmalıdır. Bu ilkeler, adil yargılanma hakkının bir gereği olarak, tarafların eşit haklara sahip olmasını ve tarafsız bir karar verilmesini sağlar.

    CMK delillerin takdir yetkisi nedir?

    CMK'da (Ceza Muhakemesi Kanunu) delillerin takdir yetkisi, hâkimin kararını yalnızca duruşmada ortaya konulan ve tartışılan delillere dayandırabileceğini ve bu delillerin hâkimin vicdanî kanaatiyle serbestçe takdir edileceğini ifade eder. Bu yetki, iki temel kuralı içerir: 1. Hâkim, sadece duruşmada ortaya konulmuş ve tartışılmış delillere dayanarak hüküm kurabilir. 2. Suç, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir. Bu düzenleme ile hâkimin tarafsızlığı, delillerin doğrudanlığı ve sözlülük ilkesi ile hukuka uygun elde edilmiş olma şartı güvence altına alınır. Ayrıca, hukuka aykırı deliller hükme esas alınamaz.

    Üçüncü kişi tanıklığı delil olur mu ceza hukuku?

    Üçüncü kişi tanıklığı, ceza hukukunda delil olarak kabul edilir, ancak tek başına yeterli değildir. Tanık beyanı, diğer delillerle desteklenmesi gereken takdiri bir delil olarak değerlendirilir. Ayrıca, Türk Ceza Kanunu'na göre, yalan tanıklık suç olarak tanımlanmış bir fiil olduğundan, tanıklığın her zaman sorgulanması gerektiği unutulmamalıdır.

    CMK delillerin değerlendirilmesi 206 2 a nedir?

    CMK madde 206/2-a, ortaya konulması istenen bir delilin kanuna aykırı olarak elde edilmiş olması halinde reddedileceğini belirtir. Anayasa'nın 38/6. maddesi ve CMK'nın 217/2. maddesi de aynı yönde olup, hukuka uygun olarak elde edilmiş her türlü delille suçun ispat edilebileceğini hükme bağlar. Delilin hukuka aykırı olarak elde edilip edilmediğinin tespiti, esas mahkemesinin takdirindedir.