• Buradasın

    Kabul edilmezlik kararı kesin mi?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Evet, Anayasa Mahkemesi tarafından verilen kabul edilemezlik kararı kesindir ve temyiz edilemez 15.
    Ancak, başvurunun süresinde yapılmadığı, şekil şartlarına uygun olmadığı veya eksikliklerin verilen sürede tamamlanmadığı hallerde, Komisyonlar Başraportörünce verilen başvurunun idari yönden reddi kararlarına karşı yedi gün içinde Komisyona itiraz edilebilir 1. Bu konuda Komisyonların verdiği kararlar da kesindir 1.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Kesin süre içinde delil sunulmazsa ne olur?

    Kesin süre içinde delil sunulmazsa, o delile dayanmaktan vazgeçilmiş sayılır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 140/5. maddesine göre, dilekçelerde belirtilen ancak henüz sunulmayan belgelerin verilen kesin süre içinde sunulmaması halinde uygulanacak yaptırım şu şekildedir: Ön inceleme duruşmasında, taraflara dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları için iki haftalık kesin süre verilir. Bu hususların verilen kesin süre içinde tam olarak yerine getirilmemesi hâlinde, o delile dayanmaktan vazgeçilmiş sayılmasına karar verilir. Ayrıca, 6100 sayılı HMK'nın 94/3. maddesine göre, kesin süre içinde yapılması gereken işlemi süresinde yapmayan tarafın o işlemi yapma hakkı ortadan kalkar. Ceza davalarında ise gecikmeli deliller, hâkimin takdirine bağlı olarak dikkate alınabilir.

    Karar kesinleşmeden HMK 46 uygulanabilir mi?

    Hayır, HMK 46 maddesi kapsamındaki tazminat davaları için kararın kesinleşmesi gereklidir. HMK 46. maddeye göre, hakimlerin yargılama faaliyetinden dolayı ancak aşağıdaki sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir: Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması; Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması; Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması; Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması; Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması; Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması. Bu tür davalar, kararın tüm itiraz yollarının tükenmesi veya itiraz edilmemesi ile birlikte yargılamanın tüm yönleriyle sona erdiği ve kararın kesin hüküm niteliği kazandığı aşamadan sonra açılabilir.

    Kararın gerekçesi kesin hüküm teşkil eder mi?

    Evet, kararın gerekçesi kesin hüküm teşkil eder. Kesin hüküm, bir mahkeme kararının nihai ve bağlayıcı niteliğini ifade eder ve bu kararın gerekçesi, kararın neden ve niçin verildiğini açıkladığı için önemli bir parçadır.

    Kabul edilemezlik nedir?

    Kabul edilemezlik, bir talebin veya başvurunun yetersiz veya geçersiz bulunması durumudur. Bu terim, farklı bağlamlarda çeşitli anlamlar taşıyabilir: Sosyal güvenlik ve emeklilik: Başvurunun reddedilmesi anlamına gelir. Anayasa Mahkemesi başvurusu: Başvuru evrakında eksiklik bulunması veya temel haklara yönelik bir ihlalin olmaması gibi durumlarda verilen karardır. Ceza muhakemesi: İşlemin mevcut durumuyla eksik olduğunu ve tamamlanması gerektiğini açıklayan karardır.

    Hangi kararlar kesinleşmeden infaz edilemez?

    Kesinleşmeden infaz edilemeyecek kararlar şunlardır: Taşınmaz mala ve taşınmaz mal üzerindeki ayni haklara ilişkin kararlar. Aile ve kişiler hukukuna ilişkin kararlar. Yabancı mahkeme veya hakem kararlarının tenfizine ilişkin verilen kararlar. Ceza mahkemesi kararları. Menfi tespit veya istirdat davalarında verilen kararlar. İstihkak davasının kabulüne ilişkin kararlar. Bayrağına ve sicil kaydı olup olmadığına bakılmaksızın bütün gemilere ve bunlarla ilgili ayni haklara ilişkin kararlar. Bu kararların icraya konulabilmesi için kesinleşme şerhi bulunması veya hükmün kesinleştiğinin sabit olması gerekir.

    Karara çıkma ile kesinleşme aynı şey mi?

    Hayır, karara çıkma ile kesinleşme aynı şey değildir. Karara çıkmak, mahkemede görülen bir davanın ya da incelenen bir talebin sonuçlandırılmak üzere olduğunu ifade eder. Kesinleşme ise, kararın taraflara tebliğ edilmesi ve itiraz sürelerinin sona ermesini gerektirir. Dolayısıyla, "karara çıkmak" sürecin bir aşamasıyken, "kesinleşme" kararın bağlayıcı hale geldiği aşamadır.

    Hükme etkili olmayan delillerle karar verilirse ne olur?

    Hükme etkili olmayan delillerle karar verilmesi, yani hukuka aykırı delillerin kullanılması, yargılamanın adil bir şekilde yürütülmediği anlamına gelir ve bu durum dava sonucunun bozulmasına veya davanın yeniden görülmesine yol açabilir. Hukuka aykırı deliller, "zehirli ağacın meyvesi de zehirlidir" ilkesi gereği, sadece hükme esas alınmakla kalmaz, aynı zamanda bu delillere dayanarak yapılan tüm işlemler de geçersiz sayılır. Bu tür bir kararın sonuçları arasında, masum bir kişinin haksız yere cezalandırılması veya gerçekten suçlu olan bir kişinin cezasız kalması gibi adil olmayan kararlar yer alabilir.