Ninni, çocuğun uyuması için söylenen ezgili şiirlerdir. Sade dille ve hece ölçüsüyle ezgili olarak söylenir. Dörtlükler ve nakarat bölümlerinden oluşur. Özel beste ile söylenir ve annenin ruh halini yansıtır. Divanü Lügati't Türk'te "balubalu" olarak adlandırılır
Halk edebiyatı Tanzimat'tan sonra "edebiyat" terimi olarak kullanılmaya başlandı. Batı'da XVI. yüzyıldan itibaren halk edebiyatı kavramı ortaya çıktı. İslamiyet öncesi Türk edebiyatı kopuz eşliğinde sözlü gelenekle gelişti
Bu video, Türk halk edebiyatından bir şiirin okunduğu bir performanstır.. Video, bir kişinin okuduğu şiir içeriğinde olup, şiirde ölüm, mezarlık, yolculuk ve incinme gibi temalar işlenmektedir. Şiirde "yollar uzun yollar ince", "aşk gelince yat kurban ol İsmail'ce" gibi ifadeler kullanılmakta ve "senden incinmesin" tekrarıyla bir dini ve etik mesaj verilmektedir.
Folklor sözlü, anonim, geleneğe bağlı ve kalıplaşmış bir kültürdür. Folklor terimi ilk kez 1846'da İngiltere'de William John Thoms tarafından kullanılmıştır. Türkiye'de folklor çalışmaları 1839 Tanzimat Fermanı sonrası başlamıştır
Koşma, İslamiyet öncesi koşuk türünün devamı olan ladinî halk edebiyatı nazım biçimidir. Genellikle 11'li hece ölçüsüyle söylenir ve 3-12 dörtlükten oluşur. İlk dörtlüğün uyak düzeni genellikle axax, bbbx, cccx şeklindedir. Saz eşliğinde söylenen koşmalar, halk ozanları tarafından geliştirilmiştir
Bu video, Ozan Arif'in sunduğu bir sohbet programıdır. Programda Ozan Arif, izleyicilere hitap ederek sohbet etmektedir.. Programın başında Ozan Arif, Türk halk edebiyatındaki geleneklerden bahsederek "cümleten selamun aleyküm size" selamıyla sohbeti açmaktadır. Ardından kendisini ülkücü olarak tanımlayarak, vatan, millet, din ve devleti seven insanların ülkücü olduğunu açıklamaktadır. Programın ikinci bölümünde ise "gel gel muhabbet edelim" teması etrafında şiirler okuyarak, muhabbetin önemini vurgulamaktadır.
Kitap 9 üniteden oluşmaktadır. İlk üç ünite halk edebiyatının temel kavramlarını ve tarihini ele alır. Son iki ünite anonim halk edebiyatı türlerini inceler. Son ünite âşık tarzı halk edebiyatını ve dini-tasavvufi edebiyatı kapsar
Bu video, Ömer Hançeri tarafından sunulan, Türk halk edebiyatı ve dini sözlerden oluşan bir derleme formatındadır. Videoda Şems-i Tebrizi, Pir Sultan Abdal, Mevlana, Hacı Bektaş-ı Veli ve Ömer Hançeri gibi önemli Türk şair ve dervişlerin sözleri yer almaktadır.. Video, hayat, aşk, dostluk, ilim, adalet ve dini değerler hakkında derin düşünceler içeren kısa sözlerden oluşmaktadır. Her söz genellikle bir şair veya dervişin adıyla başlayıp, ardından kısa bir açıklama veya yorumla devam etmektedir. Video, izleyicilere hayat dersleri ve dini öğütler sunarak, Türk kültüründen gelen bu sözlerin anlamını ve önemini vurgulamaktadır.
Yuğ, ölen kişi için yapılan dinsel yas törenidir. Ceset çadırda yatırılır, kurbanlar kesilip yedi kez dönülür. Sagularda ölünün değeri ve başarıları anlatılır
Bu video, Emurşah Belediyesi'nin ozanı, aşığı ve şairi Aşık Mehmet Kurnaz'ın hayatını anlatan bir belgesel formatındadır. 1935 doğumlu, Kayseri'nin Tomarza ilçesindeki Avşar beldesinde yaşayan ve çiftçilikle uğraşan Kurnaz, Mızrakçı kabilesinden gelmektedir.. Video, Kurnaz'ın aile geçmişinden başlayarak, Emurşah kasabasının kuruluşu ve soy kütüğü konularında bilgi veren araştırmacıların başvurduğu kaynak kişilerden biri olduğunu anlatmaktadır. Ayrıca, doğa, insan, Avşarlık ve Türklük üzerine yazdığı şiirlerinden örnekler sunulmaktadır. Video, Kurnaz'ın "Dağları Göresim Geldi" adlı şiirinin okunmasıyla devam etmektedir.
Bu video, Türk ozanı Aşık Mahsuni Şerif'in Avrupa'ya Türk kardeşlerini ziyaret ettiği bir sahneyi göstermektedir. Mahsuni Şerif, sazını konuşturarak vatan ve hasret türkülerini okurken, memleket ozanlarının dedikoduları Avrupa'ya kadar uzanmıştır.. Videoda, Mahsuni Şerif'in Aşık Veysel'e yazdığı şikayet mektubu okunmaktadır. Mektupta, günümüzdeki aşıkların durumu eleştirilmekte ve çeşitli aşıkların özellikleri anlatılmaktadır. Mektup, "Aşıklar varmış" nakaratıyla tekrarlanan dizelerle ilerlemekte ve Aşık Mahsuni Şerif'in gurbetten dönmeden önce Aşık Veysel'e yazdığı bu mektubu içermektedir.
Bu video, Türk halk edebiyatından gelen sözleri içeren bir ses kaydıdır.. Videoda çeşitli halk sözleri ve dehşetler okunmaktadır. Bu sözler genellikle "avradını" (torunlarını) kasteden bir yapıda olup, çeşitli durumlarda ve davranışlarda kişinin torunlarına gelecek olumsuz sonuçları vurgulamaktadır. Sözler arasında eşeği çayırda bırakmak, münkir münafık soyu, kuyu kazmak, namaz kılmak, söz söylemek gibi konular ele alınmaktadır.
Bu video, Türk halk edebiyatından gelen sözleri içeren bir sunum formatındadır.. Videoda çeşitli halk edebiyatı türleri yer almaktadır. İlk bölümde eşek, çayır ve mezar gibi temalarla ilgili bir söz sunulurken, devamında kuyu kazma, kefen dikme gibi günlük hayattan sözler yer almaktadır. Son bölümde ise imam, dağ, tahta gibi kavramlarla ilgili bir söz ve son olarak da meyt namazı konusunda bir söz bulunmaktadır.
Bu video, bir eğitim dersi formatında olup, konuşmacı Türk halk edebiyatının kaynaklarını detaylı şekilde anlatmaktadır.. Video, Türk halk edebiyatının çeşitli kaynaklarını sistematik olarak ele almaktadır. İlk bölümde masal kitapları, fıkra kitapları, atasözü kitapları, cönkler, mecmualar, şairnameler ve menakıbnameler incelenirken, ikinci bölümde Danişmendname, Hamzaname, Saltukname, Cengizname gibi destan türleri, seyahatnameler, mesneviler ve fetvalar gibi kaynaklar açıklanmaktadır.. Her kaynak türü için önemli örnekler, tarihçeleri ve özellikleri detaylı şekilde anlatılmakta, bu eserlerin Türk halk edebiyatının kaynakları olarak nasıl değerlendirildiği açıklanmaktadır.
Bu video, Türk halk edebiyatından atabaşlar (atışma sözleri) içeren bir performans sunmaktadır. Videoda "Mehmet tek gözünü açarsa herkes ettiğini bulmaz" gibi meşhur atabaşlar yer almaktadır.. Video, çeşitli atabaşları sırasıyla okuyarak sunmaktadır. Bu atabaşlar arasında dostluk, inanç, hayatın belirsizliği ve insanların davranışları hakkında yorumlar bulunmaktadır. Her atabaş genellikle bir önerme ve ardından "demeyin" şeklinde bir uyarı içermektedir.
Bu video, Aşık Emrah ve Selvi adlı iki aşık arasındaki aşk hikayesini anlatan bir anlatım formatındadır. Hikayede Emrah, Miroğlu Ahmet Bey'in kızı Selvi'ye aşık olurken, Selvi'nin babası Kokan onu kendi oğluna nişanlı olarak verir.. Video, Emrah'ın Selvi'yi aramak için yedi yıl gurbet çekmesiyle başlayıp, İran'daki Şeyhoğlu Şah Abbas'ın sarayında yaşadığı olayları, Selvi'nin zehir kadehini Emrah'a uzatması, Emrah'ın on dört yıl gurbet çekmesi ve sonunda Selvi'nin Gence'ye kaçması anlatmaktadır. Hikaye, Emrah'ın zindanda işkence görmesi ve idam edilmesiyle sona erer.. Anlatım boyunca Emrah'ın sazla söylediği türküler ve şarkılar yer alırken, hikayenin Erciş'te ve Ağa köyünde gerçekleştiği belirtilmektedir. Video, dinleyicilere Kadir Mevlam'a dua ederek sona erer.
Bu video, Türk halk edebiyatından derlenen deyimler ve atıştırmalıkların sesli sunumunu içermektedir.. Video, "Dünya kimseye kalmaz bir misafirhanedir" ile başlayıp, "Öleceksin sen yarin anla bak dünya nedir" ile sonlanan beş farklı deyim/atıştırmalığı içerir. Her bir deyim/atıştırmalık iki kez tekrarlanarak sunulur. İçerik, yaşamın geçiciliği, iyilik yapmanın önemi ve dostluk gibi temaları işler.