Bu video, çeşitli komedi skeçleri ve tarihsel anlatımlardan oluşan bir içeriktir. Videoda başbakan, komiser, kasap, Hasan, Fatma, Memduh, Tayyip Erdoğan, Deniz Baykal gibi çeşitli karakterler yer almaktadır.. Video, farklı konularda kısa komedi skeçlerinden ve tarihsel anlatımlardan oluşmaktadır. İlk bölümlerde günlük hayattan alınan komik durumlar, memurların vatandaşların haklarını ihlal etmesi, askerlerin eğitimi ve aile ilişkileri gibi konular işlenirken, son bölümlerde Nazi Almanyası'nın yükselişi ve Türk tarihindeki Adnan Menderes dönemine dair dramatik anlatımlar yer almaktadır.. Videoda demokrasi, hukukun üstünlüğü, toplumsal değişim ve otoriter yapılar gibi konular komik bir dille ele alınmaktadır. Ayrıca "Çok seviyoruz hükümetimizi" sloganıyla sona eren bir bölüm de bulunmaktadır.
Hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti kavramları genellikle eş anlamlı kullanılmaktadır. İki kavram da hukuki hükümlerden çok yaşam biçimi ve felsefeyi temsil eder
Demokrasi, halkın iradesinin doğrudan veya dolaylı olarak belirlendiği yönetim sistemidir. MÖ 6. yüzyılda Atina'da Cleisthenes tarafından modern demokrasiye yakın biçimde geliştirilmiştir. Demokrasinin temelinde bireysel özerklik ve eşitlik ilkeleri bulunur
Bu video, bir avukatın Türkiye Barolar Birliği'nin 36. Genel Kurulu'nun sonuçlarını değerlendirdiği bir konuşmadır.. Konuşmacı, son yıllarda Türkiye Barolar Birliği'nin hukukun üstünlüğünü ve yargı bağımsızlığını savunmadığını, çoklu baro düzenlemesine karşı çıkmadığını eleştirmektedir. Ancak, genel kurulun ilk gününde 348 derecenin tamamının eleştirileri ortaya çıktığını ve seçimlerde delegelerin tamamının oy kullandığını belirterek, bu durumun Türkiye Barolar Birliği'nin güçlü bir ses çıkarması anlamına geldiğini vurgulamaktadır. Konuşmacı, yeni dönemin Türkiye Barolar Birliği'nin farklı bir şekilde çalışacağı ve vatandaşların ve meslektaşların savunmasız kalmayacağı bir dönem olacağına inanmaktadır.
Demokrasi kavramı ilk kez MÖ 5. yüzyılda Herodot tarafından kullanılmıştır. Eski Yunan'da 26 yaş üstü özgür erkekler agora'da doğrudan demokrasi uygulamıştır. Magna Carta ile İngiltere'de kralın yetkileri sınırlandırılmıştır. 18. yüzyılda Amerikan ve Fransız bildirgeleri ile demokrasi yükselmiştir. Türkiye'de ilk demokrasi hareketleri 1808'de Senedi İttifak ile başlamıştır
TV100'de yayınlanan bu röportaj programında, sunucu Ceren Hanım ile eski Yargıtay Cumhuriyet Savcısı ve avukat Dr. Ruşen Gültekin arasında Türkiye'deki yargı reformu konusu ele alınmaktadır.. Program, Türkiye'deki yargı reformu sürecinin tarihsel gelişimini, 2002'den beri devam eden reform taslağının içeriğini ve 2016 darbe girişimi sonrası yaşanan yargı travmasını incelemektedir. Ayrıca, reformun dokuz amaç, altmışüç hedef ve ikiyüzellialtı faaliyetten oluştuğu, ifade özgürlüğü, yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü açısından yeterli olmadığı vurgulanmaktadır.. Röportajın diğer bölümlerinde Kıbrıs meselesi, Yunanistan ilişkileri, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Irak ziyareti ve terör örgütleriyle mücadele gibi dış politika konuları da tartışılmaktadır. Son bölümde ise yargıç ve savcıların korunması, hukuk mesleğine giriş sınavı, avukat zorunluluğu, hukuki koruma sigortası gibi reform önerileri detaylı olarak açıklanmaktadır.
Bu video, Lefkoşa'da Açıköğretim Fakültesi Konferans Salonu'nda düzenlenen 2018-2019 adli yılı açılış törenini belgeliyor. Törende Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Meclis Başkanı Teberrüken Uluçay, Başbakan Tufan Erhürman, Türkiye Lefkoşa Büyükelçisi Derya Kanbay, Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik, Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı ve diğer yetkililer konuşmalar yaptı.. Törende Yüksek Mahkeme Başkanı Şefik, 2017 yılına göre ceza davalarında %51,26'lık bir artış olduğunu vurguladı. Barolar Birliği Başkanı Esendağlı, kamudaki liyakat sorunu ve Kıbrıs sorununun toplum üzerindeki etkileri hakkında konuştu. Cumhurbaşkanı Akıncı ise hukukun üstünlüğü ilkesinin geliştirilmesi konusunda yeni adli yılda herkese büyük sorumluluklar düştüğünü belirtti ve Dünya Adalet Projesi'nin 2017 raporuna değinerek hukukun üstünlüğü endeksindeki gerilemeyi vurguladı.
15-16. yüzyıllarda Avrupa'da mutlak ve bölünmez egemenlik arayışı başladı. 17-18. yüzyıllarda doğal haklar teorisi ve güçler ayrılığı öne çıktı. 19. yüzyıldan itibaren hukukun üstünlüğü ilkesi önem kazandı. İngiltere'de 17. yüzyılda fikir olarak etkili oldu, 18. yüzyılda sistemleşti
1993 Kopenhag Zirvesi'nde AB'nin genişleme stratejisi ve üyelik kriterleri belirlendi. Kriterler demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve piyasa ekonomisini kapsar. Maastricht Kriterleri ekonomik, Kopenhag Kriterleri insani kriterleri belirler
Bu video, bir tartışma programı formatında olup, konuşmacılar arasında bir avukat ve üniversite öğretim üyesi bulunmaktadır. Konuşmacılar Türkiye'deki anayasa değişikliği konusunu ele almaktadır.. Video, Türkiye'nin önceliklerinin ekonomi olduğu vurgusuyla başlayıp, anayasa değişikliğinin gerekliliği tartışmasına geçiyor. Konuşmacılar, mevcut anayasanın uygulanmaması, hukukun üstünlüğünün ihlali, ifade özgürlüğünün kısıtlanması ve 1 Mayıs kutlamaları gibi konuları ele alıyor. Ayrıca, anayasa değişikliğinin sadece mevcut sorunları çözmek yerine, önce mevcut anayasanın düzgün uygulanması gerektiği ve meclisin aritmetik yapısı nedeniyle konsensus elde edilmesinin zorluğu da tartışılmaktadır.
Bu video, bir konuşmacının Türkiye'deki siyasi sistem hakkındaki görüşlerini paylaştığı kısa bir yorum formatındadır.. Konuşmacı, Türkiye'de başkanlık sisteminin nasıl olması gerektiği konusunda görüşlerini aktarmaktadır. Türk tipi parlamenter sistemin yaşadığı sıkıntıları belirterek, gelişmiş demokrasilerdeki gibi kuvvetler ayrılığının açık seçik ve hukukun üstünlüğüne dayalı bir başkanlık sisteminin daha demokratik olacağını vurgulamaktadır.
Bu video, bir televizyon programı formatında olup, anayasa hukukçusu Doç. Dr. Didem Yılmaz, bilişim ve ceza hukukçusu Doç. Dr. Volkan Dülger ile HDP milletvekilleri Mehmet Rüştü Tiryaki ve Mehmet Ben ile yapılan röportajları içermektedir.. Program, Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) seçim sonuçlarıyla ilgili kararları, hukuka aykırı deliller ve özellikle kişisel verilerin korunması konularını ele almaktadır. Videoda, AK Parti'nin kamu kurumlarından topladığı geniş veri kümesi, bu verilerin seçim sonuçlarına etkisi ve 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nun uygulanması tartışılmaktadır.. Programda ayrıca, kişisel verilerin amacı dışında kullanılması durumunda işlenen suç, sandık kurullarının başkanlarının kamu görevlisi olması gerekliliği ve vatandaşların kişisel verilerini koruma konusundaki bilinçlerinin gelişmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Hukukun üstünlüğü, hukukun bütünlüğü ilkesi ve demokrasi kavramı gibi temel hukuki konular da tartışılmaktadır.
Cumhuriyet, halkın seçtiği temsilciler aracılığıyla yönetilen siyasi düzendir. Türkiye Cumhuriyeti 29 Ekim 1923'te ilan edilmiştir. Cumhuriyet demokratik ve laik prensipler doğrultusunda yönetilir
Bu video, bir siyasi parti temsilcisinin hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı konusunda yaptığı bir konuşmayı içermektedir. Konuşmacı, Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik eleştirilerde bulunmaktadır.. Konuşmacı, hukukun üstünlüğünü ve yargı bağımsızlığını savunan bir parti olduğunu vurgulayarak, Osman Kavala ve Can Atalay gibi kişilerin suçsuz olduğunu savunmaktadır. Ayrıca, Cumhurbaşkanı'nın af yetkisini objektif kriterlerle kullanmadığını, Meclis'in güçlendirilmesi gerektiğini ve tasarruf tedbirlerinin Meclis tarafından çözülebileceğini belirtmektedir. Konuşmacı, Ahmet Necdet Sezer'in sağlık raporuna bakarak af yetkisini kullandığını örnek göstererek, Erdoğan'ın bu konudaki tutumunu eleştirmektedir.
Bu video, bir konuşmacının Anayasa Mahkemesi'nin yeni kararını açıklayan bilgilendirici bir içeriktir.. Videoda, Anayasa Mahkemesi'nin kanun yoluna başvuru süresinin tefim (100'e karşı açıklama) yerine tebliğden itibaren başlatılacağı kararının detayları paylaşılmaktadır. Bu karar, Anayasa'nın 13. ve 36. maddelerini temel alarak mahkemeye erişim hakkının temel bir hak olduğunu vurgulamakta ve hukukun üstünlüğü ilkesi ile adil yargılanma hakkının korunması açısından önemli bir adım olarak nitelendirilmektedir.
Bu video, Can Hoca tarafından sunulan bir eğitim içeriğidir ve "Yaşayan Demokrasi" ünitesinin altıncı konusunu ele almaktadır.. Videoda öncelikle dünya üzerinde görülen dört yönetim biçimi (monarşi, oligarşi, teokrasi ve cumhuriyet) detaylı şekilde açıklanmaktadır. Ardından cumhuriyet ve demokrasi kavramları arasındaki farklar vurgulanmakta, cumhuriyetin ülkelerin benimsediği bir yönetim biçimi olduğu, demokrasinin ise en küçüğünden en büyüğüne insanların benimseyebileceği bir yaşam stili olduğu belirtilmektedir.. Videoda ayrıca cumhuriyetin temel ilkeleri olan hukukun üstünlüğü, milli egemenlik ve güçler ayrılığı ilkesi de açıklanmaktadır. Konuşmacı, gelecek videoda demokrasi kavramının tam anlamı, kullanım alanları ve ilkeleri ele alınacağını belirtmektedir.
Bu video, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nin kuruluş yıldönümü töreninde bir fakülte yetkilisinin yaptığı konuşmayı içeriyor. Konuşmacı, Prof. Dr. Celal Gören'den 2007'deki sözleri hatırlatarak başlıyor.. Konuşmada fakültenin 1859'da Osmanlı Devleti için kurulduğu ve Cumhuriyet döneminde Ankara'ya taşındığı bilgisi veriliyor. Fakültenin yapısı, öğrenci sayısı, eğitim sistemleri ve fiziki koşulları hakkında bilgiler paylaşılıyor. Ayrıca anayasa çalışmaları, toplumsal mutabakat, terörle mücadele ve demokrasi gibi siyasi konular ele alınıyor.. Konuşmacı, fakültenin hedefinin "hukukun üstünlüğüne inanan, akılcı, kamu yararını ön planda tutan, özgürlükçü, çoğulcu bir demokrasi anlayışına, cumhuriyet'in değerlerine ve ülkenin bölünmez bütünlüğüne bağlı vatandaşlar yetiştirmek" olduğunu vurguluyor. Fakültenin tarihi binada yaşaması, fiziki koşulların sınırlı olması ve akademik personel eksikliği gibi sorunlar da dile getiriliyor.
Bu video, bir siyasi liderin demokrasi, seçilmişlerin hakları ve hukukun üstünlüğü konularında yaptığı bir konuşma içermektedir.. Konuşmacı, Diyarbakır, Van ve Mardin büyükşehir belediye başkanlarının görevden alınması ve yerine Kayyum atanması gibi olayları eleştirerek, seçimle gelenin seçimle gitmediği yerde demokrasi ve hukukun üstünlüğünün kalmadığını vurgulamaktadır. Konuşmacı, sandıktan çıkan iradenin bir takım makam sahiplerinin kendi arzularına göre geçerli veya geçersiz sayılamayacağını, seçilmişlerin eşit ölçüde hak ve yetkilere sahip olduğunu ve yargı organlarının bu konudaki nihai karar vereceğini belirtmektedir. Ayrıca, 31 Mart ve 23 Haziran 2019 olaylarını hatırlatarak, demokrasi adına endişe duyduğunu ve bu konuda tepkilerini dile getirmeye devam edeceğini ifade etmektedir.