Usul

Hayır, usulden redden sonra esastan inceleme yapılmaz. Usulden red, mahkemenin davanın içeriğine girmeden, usule ilişkin eksiklikler nedeniyle davayı reddetmesidir. Ancak, davacı eksiklikleri giderdikten sonra aynı konuda tekrar dava açabilir.

Usul saptırması, idarenin belirli bir amaç için kanunen öngörülen usulü başka bir amaç için kullanması anlamına gelir. Şekil saptırması hakkında bilgi bulunamamıştır. Şekil unsuru ise idari işlemlerin hukuka uygunluğunun denetiminde gözetilmesi gereken bir unsurdur.

Islah, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir. Islahın yapılamayacağı durumlar: İstinaf aşamasında. Aynı davada daha önce ıslah hakkı kullanılmışsa. Bozmadan sonra yapılan yeni tahkikatta. Islah, sözlü veya yazılı olarak gerçekleştirilebilir.

"Mini Mini Bir Nihavend Peşrev", hafif usulünde bestelenmiştir.

Türk müziğinin bazı teknik özellikleri: Ses sistemi ve makamlar. Melodik yapı. Ritim yapısı. Çalgılar. Formlar. Çokseslilik.

Talep dilekçesi sehven başka bir mahkemeye gönderildiğinde, genellikle görevsizlik kararı verilir ve dosyanın doğru mahkemeye gönderilmesi için bir karar alınır. Yapılması gerekenler: Mahkemeye dilekçe ile başvurarak görevsizlik kararı verilmesini ve dosyanın doğru mahkemeye gönderilmesini talep etmek. Yazılı olarak, basit bir dilekçeyle bu talebi iletmek. Bu durumda, yeni bir dava açmak gerekmez ve süreç kaldığı yerden devam eder.

"Anar Ömrünce Gönül Giden Sevgilileri" şarkısı düyek usûlündedir. Ayrıca, eserin makamı uşşaktır.

Teksife tabi olmak, "teksif ilkesi"ne tabi olmak anlamına gelir. Teksif ilkesi, dava malzemelerinin belirli bir süre içinde mahkemeye getirilmesini öngören bir yargılama hukuku ilkesidir. Bu ilkeye göre, taraflar iddia ve savunmalarını, yargılamanın belirli bir aşamasına kadar ileri sürmek zorundadır; bu aşamadan sonra yeni vakıalar genellikle kabul edilmez. Teksif ilkesinin amacı, yargılamanın uzamasını önlemek ve süreci belirli bir düzen içinde yürütmektir.

"Bir Fırtına Tuttu Bizi" türküsü, 3-Sofyan usulü ile icra edilir.

"Odam Kireç Tutmuyor" türküsü, 5/8'lik usul ile icra edilir.

Hukukta esasa ve usule ilişkin savunma şu şekilde açıklanabilir: Esasa ilişkin savunma. Usule ilişkin savunma. Esas ve usul kavramlarının hukuktaki yeri şu şekilde açıklanabilir: Esas. Usul. Adli yargılama hukukunda usulün esasla ilişkisi "usul esastan önce gelir" şeklinde özetlenebilir.

Hayır, usulden bozma esastan bozmaya göre daha ağır değildir. Usulden bozma, yerel mahkemece verilen kararın usul hukukuna uygun biçimsel koşulları taşımaması durumunda bir üst mahkeme tarafından kararın gerekçeleriyle birlikte yeniden görüşülmek üzere yerel mahkemeye geri gönderilmesidir. Esastan bozma ise, yerel mahkemece verilen kararın usul hukukuna uygun biçimsel koşulları taşımasına karşın, dava konusu hakkın sübutuna ilişkin koşulların yerine getirilmemiş olması nedeniyle bir üst mahkeme tarafından kararın gerekçeleriyle birlikte yeniden görüşülmek üzere yerel mahkemeye geri gönderilmesidir. Dolayısıyla, her iki bozma türü de kararın yeniden incelenmesini ve düzeltilmesini ifade eder; birinin diğerine göre daha ağır olup olmadığı söz konusu değildir.

Hukuki yararı olmayan dava, dava açıldığı anda veya yargılama sırasında hukuki yarar eksikliği ortaya çıktığında reddedilir. Dava açıldığı anda: Davaya konu markanın hükümsüz hale gelmesi veya koruma süresinin dolması. Muaccel olmayan, vadesi gelmemiş alacak için dava açılması. Yargılama sırasında: Dava konusu markanın sicilden terkin edilmesi. Tarafların durumunun değişmesi. Ayrıca, hukuki yarar eksikliği ilk derece mahkemesi tarafından gözden kaçırılmışsa, bu durum bölge adliye mahkemesi veya Yargıtay tarafından tespit edilerek davanın usulden reddine karar verilebilir.

Mutlakın mukayyede hamli, fıkıh usulünde mutlak bir lafzın, mukayyet bir lafızla aynı manada kabul edilmesi ve onun kaydına uygun olarak kapsamının daraltılması anlamına gelir. Bu kavram, genellikle Kur'an ve sünnet metinlerinde aynı lafzın farklı yerlerde mutlak veya mukayyet olarak kullanılmasına işaret eder. Mutlakın mukayyede hamlinin yapılabilmesi için bazı şartlar gereklidir: Hüküm ve sebebin aynı olması. Mutlakın tek bir aslı olması. Olumlu haberî veya emir cümlelerinde bulunması. Mutlakın mukayyede hamli konusunda İslam hukukçuları arasında farklı görüşler bulunmaktadır.

Devr-i Kebir ve Muzaaf Devr-i Kebir arasındaki temel fark, Muzaaf Devr-i Kebir'in iki adet Devr-i Kebir usulünün birleştirilmesiyle oluşturulmuş 56 zamanlı bir usul olmasıdır. Devr-i Kebir, Klasik Türk Müziği'nde kullanılan ve 28 zamanlı bir büyük usuldür. Muzaaf Devr-i Kebir, Sema Töreni'nde Devr-i Veledi yürüyüşüne eşlik etmek için kullanılır ve daha uzun peşrevler bestelenerek tekrarı azaltmak amacıyla tercih edilir.

Türk sanat müziğinde 2 zamanlıdan 124 zamanlıya kadar çeşitli usuller bulunmaktadır. Bazı bileşik usuller: Düyek: İki sofyan usulünün birleşmesiyle oluşur. Müsemmen: Semai ve Türk aksağı usullerinin birleşmesiyle meydana gelir. Basit usuller ise iki vuruştan oluşur; önce yüksek volümlü bir vuruş (düm), ardından zayıfça bir vuruş (tek) gelir.

Türk müziğinde kuramsal yapı, kendine özgü makamsal anlayış, form ve usullere sahip bir müzik sistemini ifade eder. Bazı temel unsurlar: Makam: Türk müziği, bir tam ses aralığının 9 mikro tona (koma) bölünmesiyle farklı makamlar oluşturma yeteneğine sahiptir. Usul (ritim kalıpları): Çalgısal eserler, geleneksel usul adı verilen ritim kalıplarıyla ustadan çırağa aktarılır. Form: Klasik Türk müziği, tek sesli olarak gelişen, kendine özgü formlara sahip bir sanat türüdür. Tarihsel gelişim: Orta Asya ve Selçuklu dönemleri: Kuramsal temellerin atıldığı ve yazıya aktarılmaya başlandığı dönem. Osmanlı dönemi: Safiyüddin, Abdülkadir Meragi gibi kuramcıların çalışmalarıyla makam, avaze, şu’be gibi ses örgüleri tanımlanmaya ve kuramsal temellere oturtulmaya çalışılmıştır. Modern dönem: Hüseyin Sadettin Arel ve Dr. Suphi Ezgi gibi isimlerin çalışmalarıyla kuramsal çalışmalar yoğunlaşmıştır.

Reşat Aysu'nun Kürdîli Hicazkâr Saz Semâisi, aksak semâî ve semâî usûllerinde bestelenmiştir.

Islah dilekçesinin karşı tarafa tebliğ edilmemesi durumunda, aşağıdaki olumsuz sonuçlar ortaya çıkabilir: Hukuki dinlenilme ve savunma hakkının ihlali. Usul hatası. Islaha konu olan işlemlerin geçersiz sayılması. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 177. maddesi, ıslahın karşı tarafa bildirilmesini düzenler.

Türk musikisinde yedi ana usul türü bulunmaktadır: 1. Duyek: 8 zamanlı döngü, klasik müzikte sıkça kullanılır. 2. Sengin: 9 zamanlı döngü, folk ve klasik müzikte kullanılır. 3. Mutfall: 16 zamanlı döngü, klasik müzikte kullanılır. 4. Evfer: 8 zamanlı döngü, folk müziğinde kullanılır. 5. Kürdi: 9 zamanlı döngü, folk müziğinde kullanılır. 6. Semai: 10 zamanlı döngü, klasik müzikte kullanılır. 7. Aksak: 9 zamanlı döngü, folk müziğinde kullanılır.