Tutum

Kur'an'da hastalıklarla ilgili tutumları belirleyen unsurlar şunlardır: 1. Hastalıkların Allah'tan Olduğu İnancı: Kur'an'a göre, hastalıkları ve şifayı yaratan Allah'tır. 2. Sabır ve Metanet: Hastalıkların bir imtihan vesilesi olduğu vurgulanır ve bu süreçte sabır, metanet, tevekkül ve teslimiyet gösterilmesi gerektiği belirtilir. 3. Tedavi Arayışı: Kur'an, hastalıkların tedavisi için maddi ve manevi sebeplere sarılmayı öğütler. 4. Bulaşıcı Hastalıklardan Korunma: Kur'an, bulaşıcı hastalıklardan korunmayı ve hastalığın yayılmasını engellemeyi vurgular. 5. Dengeli Beslenme ve Temizlik: Kur'an, dengeli beslenmeyi, israftan kaçınmayı ve temizliğe büyük önem vermeyi öğütler.

Tutumun iletişim sürecindeki rolü, iletişimi olumlu veya olumsuz yönde etkilemesidir. Olumlu tutumlar, iletişim sürecinde şu şekillerde katkı sağlar: - Empati: Başkalarının duygularını anlama ve saygı gösterme yeteneği, iletişimi derinleştirir ve güven ortamı yaratır. - Açıklık ve dürüstlük: İlişkilerde güvenilirliği artırarak iletişimin daha sağlam temeller üzerine kurulmasını sağlar. - Dinleme becerileri: Karşı tarafın düşüncelerini ve duygularını anlamak, sağlıklı bir diyalog için gereklidir. Olumsuz tutumlar ise iletişimi şu şekillerde engelleyebilir: - Sinirli veya sabırsız bir tutum: Karşı tarafı savunmaya iter ve iletişimi zayıflatır. - Saygı eksikliği: Hoşgörüsüz bir ortam yaratır ve gerilime yol açar.

"Ev hali" ifadesi, genellikle misafir beklenmeyen zamanlarda evde takınılan tutum olarak tanımlanır.

Aşırı harcamalardan kaçınan kişiye "tutumlu" denir.

Tutumun üç temel bileşeni şunlardır: bilişsel, duygusal ve davranışsal. 1. Bilişsel bileşen: Kişinin tutum nesnesine ilişkin bilgi, inanç ve düşüncelerini içerir. 2. Duygusal bileşen: Kişinin tutum nesnesine yönelik duygularını ve hislerini ifade eder. 3. Davranışsal bileşen: Kişinin tutum nesnesine karşı belirli bir yönde davranma eğilimini kapsar.

Demokratik ve koruyucu aile tutumları arasındaki temel farklar şunlardır: 1. Demokratik Tutum: Bu tutumda, aile içinde çocuğa karşı saygılı bir yaklaşım sergilenir ve çocuğun bireysel ihtiyaçları ile hakları tanınır. 2. Koruyucu Tutum: Bu tutumda, ebeveynler çocuklarına aşırı düzeyde ilgi gösterir ve onları sürekli kontrol ederler.

Papanastasiou (2002) ve Turgut ve Baykul (2012)'ye göre, başarıda gözlenen toplam değişkenliğin %12 ile %20'si derse yönelik tutumdaki farklarla açıklanabilir.

Teşekkür eden amire "rica ederim" cevabı verilebilir.

S harfiyle başlayan isimler, imzalarında bu harfi vurgulamak için çeşitli yöntemler kullanabilir: 1. Harfi Büyük Yapmak: İsmin ilk harfini veya soyadının ilk harfini büyük yazarak dikkat çekici bir imza oluşturulabilir. 2. Alt Çizgi Eklemek: İmzanın bir harfini alt çizgiye dahil etmek, imzayı daha gösterişli hale getirir. 3. Eski Görünümlü Harfler Kullanmak: Enine çizgilerin sayısını ikiye çıkarıp harflerin kıvrımlarını çengel şeklinde uzatarak imzaya tarz ve orijinallik katılabilir. 4. Semboller Eklemek: Forma numarası, basit bir çizim veya mezuniyet yılı gibi semboller kullanmak, imzayı kişiselleştirir. İmza oluştururken, ismin baş harflerini kullanmak ve imzanın anlaşılır, taklit edilmesi zor olmasını sağlamak önemlidir.

Turgut ve Baykul (2012) tarafından belirtilen duyuşsal giriş özellikleri şunlardır: 1. Tutum: Bir nesneye, kişiye ya da kuruma karşı olumlu veya olumsuz olarak bir tepki gösterme. 2. Öz yeterlik: Bireyin belirli bir performansı gösterebileceğine dair kendi yeteneklerine olan güveni. 3. Öğrenme değeri: Öğrencilerin matematiğe duydukları önem ve hayatlarının farklı zamanlarında matematiğin sağladığı katkıya karşı takındıkları tutum. 4. Amaç veya yönelimler: Öğrencilerin, velilerin ve öğretmenlerin özellikle gelecek kaygısı ile bilişsel başarılara yönelmeleri. Bu özellikler, duyuşsal kazanımların ölçülmesinde ve eğitim süreçlerinin değerlendirilmesinde önemli rol oynar.

Misafir gelince sikalmek (gerginleşmek) yerine, rahat ve misafirperver bir tutum sergilemek önemlidir. Ayrıca, misafirlik adabına göre, ev sahibinin misafire ikramda bulunması ve ona hizmet etmesi de beklenir.

Dans ederken çiftin duruşu şu şekilde olmalıdır: 1. Erkek: Sol elini kadının sağ elinin üstüne koyar ve sağ eliyle kadının sol kolunun altından tutar. 2. Kadın: Erkeğin sol kolunu hafifçe omuz hizasına doğru kaldırır ve sağ elini erkeğin omzuna koyar. Bu pozisyon, çiftin dans sırasında birbirlerine yakın olmalarını sağlar. Ayrıca, dans ederken dikkat edilmesi gereken diğer hususlar şunlardır: - Dik durmak, omuzları geriye atmak ve başı yukarıda tutmak. - Ayak hareketlerini net ve belirgin bir şekilde yapmak. - Göz teması kurarak duygusal bir bağ oluşturmak.

Katz'ın tutum işlevleri dört ana kategoriye ayrılır: 1. Faydacı (Araçsal) İşlevi: Bireylerin dış çevrelerinden edindikleri ödülleri en çoklamaya ve cezaları en aza indirmeye çalışmaları. 2. Ego Savunmacı İşlevi: İnsanların kendilerini tehdit edici gerçeklerden veya bilgilerden korumak için tutum geliştirmeleri. 3. Değer İfade Edici İşlevi: Bireylerin kendilerini yansıtmak ve kimliklerini ifade etmek için tutum benimsemeleri. 4. Bilgi Verici İşlevi: Kaos içindeki dünyaya yapı ve anlam vermek, bilme isteğini tatmin etmek.

Ünlü bir kişinin İngilizce biyografisini yapmak için aşağıdaki adımları izlemek gerekmektedir: 1. Konu Seçimi: İlk olarak, biyografisi yazılacak ünlü kişiyi seçmek gerekmektedir. 2. Kaynak Araştırması: Kişinin hayatı hakkında bilgi edinmek için kitaplar, makaleler, video röportajlar ve belgeseller gibi kaynakları araştırmak gerekmektedir. 3. Bilgi Toplama: Notlar almak, kaynakları okumak, belgeleri analiz etmek ve röportaj yapmak gibi yöntemlerle bilgileri toplamak gerekmektedir. 4. Biyografi Yazmaya Başlama: Bilgileri topladıktan sonra, kronolojik sıralama kullanarak biyografiyi yazmaya başlanmalıdır. 5. Yeniden Düzenleme: Biyografiyi yazdıktan sonra, gözden geçirerek metni düzenlemek ve dil bilgisi, yazım ve noktalama hatalarını düzeltmek gerekmektedir. Örnek İngilizce biyografi: Steve Jobs Steve Jobs was an American entrepreneur and inventor, born in San Francisco, California, in 1955. Jobs was known for his attention to detail and his dedication to creating products that were both functional and beautiful.

Davranış kelimesinin yerine kullanılabilecek bazı eş anlamlı kelimeler şunlardır: Tutum; Tavır; Hareket; Fiil; Muamele.

Tutumların her zaman davranışa yansımamasının birkaç nedeni vardır: 1. Sosyal çevre ve ortam: Tutumlar, sosyal çevre ve mevcut koşullar tarafından kısıtlanabilir. 2. Tutum-davranış tutarsızlığı: Tutumların açık davranışlarla tutarsız veya az tutarlı olmaları ihtimali daha yüksektir. 3. Ölçüm hataları: Tutumların doğru bir şekilde ölçülmemesi, tutum ve davranış arasındaki ilişkinin yanlış değerlendirilmesine yol açabilir. 4. Alışkanlıklar ve beklentiler: Alışkanlıklar ve sonuç hakkındaki beklentiler de tutum-davranış ilişkisinde belirleyici rol oynar.

"Hesap tutmak" ve "kitap tutmak" deyimleri farklı anlamlara sahiptir: 1. "Hesap tutmak" deyimi, alış verişle ilgili alacağı ve vereceği şeyleri bir kâğıda ya da deftere yazmak anlamına gelir. 2. "Kitap tutmak" deyimi ise, bütün ayrıntılarıyla hesap edip düşünmek anlamında kullanılır.

Yeniliği kabul etmeyen kişiye "mutaassıp" veya "bağnaz" denir.

Tutum ve davranış testleri iki ana gruba ayrılır: 1. Tipik Davranış Testleri: Bireyin ilgi, istek ve tutumlarını ölçen testlerdir. 2. Maksimum Performans Testleri: Bireyin bilgi ve becerilerini hangi düzeyde yaptığını gösteren testlerdir.

Yaşlıların yaşlılara karşı tutumu, hem olumlu hem de olumsuz şekillerde ortaya çıkabilir. Olumlu tutumlar arasında, yaşlıların birbirlerine saygı, sevgi ve hoşgörüyle yaklaşmaları yer alır. Olumsuz tutumlar ise yaş ayrımcılığı (ageism) olarak adlandırılır ve yaşlıların yaşları nedeniyle aşağılanma, dışlanma, alay edilme gibi kötü niyetli davranışlara maruz kalmalarını içerir.