Türküler

"Sakarya Türküsü" sözleri Necip Fazıl Kısakürek'e aittir.

"Evlerinde Bir İpekten Halı Var" türküsünün hikayesi, Osmanlı döneminde Gaziantep'te geçmektedir. Hikaye şöyle özetlenebilir: Türkler ve Ermenilerin bir arada yaşadığı bu dönemde, Türkler genellikle aşağı mahallelerde yaşarken, Ermeniler kendi mahallelerinde kalırlarmış. Bu durumdan rahatsız olan Ahmet, bir süre sonra arkadaşından ayrı gitmeye başlamış. Ahmet, içinde biriken duyguları bir türkü ile dile getirmiş: "Evlerinde bir ipekten halı var, şeker yemiş dudağında balı var". Ahmet, evlenmiş ancak mutlu olamamış ve genç yaşta hayatını kaybetmiş.

"Maden Dağı Dumandır" türküsünün hikayesi İzzet Altınmeşe ve Merdan Güven'e aittir.

Neşet Ertaş'ın çocukluğu, gezerek ve okula gidemeden geçti. - 8 yıl boyunca Kırşehir, Nevşehir, Niğde, Kırıkkale, Keskin, Yerköy, Kayseri, Yozgat ve köylerini gezdi. - Keman ve bağlama çalmayı öğrendi ve babasıyla birlikte düğünlerde sazı ile çalıp türküler söyledi. - Geçimlerini sağlamak için çeşitli işler yaptı.

Kars türküleri, genellikle 6/8 ve 7/8 ritimlerinde söylendiği için hızlı bir tempoya sahiptir.

"Uyur İdik Uyardılar" türküsünün hikayesi, 16. ve 17. yüzyıllarda Anadolu'da yaşanan büyük bunalımlar ve Alevi topluluklarının karşılaştığı zorluklar etrafında şekillenir. Bu dönemde, Şah İsmail'in (Hatayi) Anadolu'yu ele geçirme çabaları ve Osmanlı Devleti'nde çıkardığı ayaklanmalar, Alevilerin ciddi sıkıntılar yaşamasına neden olmuştur. Türkünün sözlerinde geçen "uyur idik uyardılar" ifadesi, gaflet uykusunda olan toplulukların uyandırılması ve gerçeğe kavuşturulması metaforunu taşır.

Sıra gecesi arka plan müziği, sıra gecelerinde atmosfer oluşturmak ve sohbeti desteklemek amacıyla çalınan geleneksel halk müziği ve türkülerden oluşur.

"Cemilem" türküsünün iki farklı hikayesi bulunmaktadır: 1. Erkin Koray'ın "Cemalim" Şarkısı: Bu türkü, Ürgüp'ün Karlık köyünün eşrafından Cemal'in öldürülmesinin ardından eşi Şerife tarafından yazılan bir ağıttır. 2. Diğer "Cemilem" Türküsü: Bu türkü ise Balıkesir, Savaştepe, Çaltılı köyünden olan ve biraz oynak ve yolsuzca bir kadın olan Cemile hakkında yazılmıştır.

Mehtap Koç, "Potpori", "A Guzum", "Sarı Yaylam", "Çökertme" gibi türkülerle meşhur olmuştur.

"Kırmızı gülün alı var" ifadesi, "Kırmızı Gülün Adı Var" adlı Rumeli türkülerinde geçen bir deyimdir.

Ordu türküleri, bölgenin tabiat güzelliklerini, insanların duygularını, düşüncelerini ve yaşam tarzını ifade etmek amacıyla söylenir. Bu türkülerde ayrıca aşk, hasret, askerlik, doğa olayları gibi konular da işlenir.

"Cumhuriyet Türküsü" adlı eser, Sivas yöresine aittir.

"Bundan Sonra" şarkısı, Selda Bağcan'ın "Türkülerimiz (1971)" albümünde yer almaktadır.

Do re mi şeklinde notaları bulunan bazı türküler şunlardır: 1. "Sen Gel Diyorsun" (Öf Öf) - Ali Kızıltuğ. 2. "Tabip Sen Elleme Benim Yaramı". 3. "Karşıda Görünen Ne Güzel Yayla". 4. "Odam Kireç Tutmuyor". 5. "Nem Kaldı". 6. "Kara Tren Gelmez Mola". 7. "İki Keklik" (Balıkesir yöresi). 8. "Gamzedeyim Deva Bulmam" (Uşşak makamında). 9. "Aldırma Gönül".

"Ay Gaşları Gara Gız" türküsü, Erzurum yöresine aittir.

İbrahim Gülpınar'ın "Atma Türkü" adlı eseri, Espiye yöresine aittir.

Kına gecesinde başlangıç için uygun türkülerden bazıları şunlardır: 1. "Yüksek Yüksek Tepelere Ev Kurmasınlar". 2. "Kınacılar Geliyor". 3. "Allı Turnam". 4. "Kınayı Getir Aney". Ayrıca, yavaş ve duygusal şarkılarla da giriş yapılabilir, örneğin Candan Erçetin'den "Annem Sen Üzülme".

Balıkla ilgili bazı şarkılar şunlardır: 1. "Kırmızı Balık" - Çocukların sevdiği bir okul şarkısıdır. Şarkının sözleri şu şekildedir: > Kırmızı balık gölde, > Kıvrıla kıvrıla yüzüyor, > Balıkçı Hasan geliyor, > Oltasını atıyor, > Balıkçı seni tutacak, > Sepetine atacak, > Sakın yemi yeme, kırmızı balık kaç kaç. 2. "Suda Balık Yan Gider" - Erzurum/Hınıs yöresine ait bir türküdür. 3. "Baby Shark" - Türkçe versiyonu da bulunan, dünya genelinde popüler bir çocuk şarkısıdır.

Reşadiye türkülerini şu sanatçılar seslendirmektedir: Sevda Gül, Davut Şahin ve Necmettin Koca. Murat Akkaya. Reşadiyeli Davut.

Urfa türküleri, zengin kültürel mirası ve melodik yapısı nedeniyle meşhurdur. Bazı nedenler: - Tarihi ve coğrafi yapı: Urfa, farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış, bu da müzik geleneğine çeşitlilik katmıştır. - Enstrümantasyon: Bağlama, cümbüş, davul gibi yöresel enstrümanların kullanımı, türkülerin kendine özgü bir tat ve renk kazanmasını sağlar. - Müzik gelenekleri: Sıra geceleri, dağ yatı geceleri gibi geleneksel toplantılar, müziğin yaygınlaşmasında ve yaşatılmasında önemli rol oynamıştır. - Divan şiiri etkisi: Urfa türkülerinin söz yapısı, divan şiirinin etkisini taşır ve bu da türkülerin edebi değerini artırır.