TürkMedeniKanunu

Medeni hukuk ve Türk Medeni Kanunu arasındaki temel farklar şunlardır: 1. Kapsam: - Medeni hukuk, kişilerin birbirleriyle ve devletle olan doğrudan veya dolaylı ilişkilerini düzenleyen kurallardan oluşur. - Türk Medeni Kanunu, medeni hukukun beş ana dalını (kişiler hukuku, aile hukuku, miras hukuku, eşya hukuku, borçlar hukuku) düzenler. 2. Kaynaklar: - Medeni hukuk, kanunlar, örf ve adet hukuku, içtihatlar ve doktrin gibi çeşitli kaynaklardan beslenir. - Türk Medeni Kanunu, bu kaynakların yanı sıra Anayasa, uluslararası sözleşmeler, Cumhurbaşkanlığı kararnameleri gibi spesifik kaynakları da içerir. 3. Uygulama: - Medeni hukuk, genel ilkeler ve kurallar çerçevesinde uygulanır. - Türk Medeni Kanunu, bu genel ilkelerin yanı sıra, somut durumlarda uygulanacak özel hükümler de içerir. Bu farklılıklar, medeni hukukun daha geniş bir kavram olduğunu ve Türk Medeni Kanunu'nun bunun bir parçası olduğunu gösterir.

İsim ve soyisim değiştirme davası, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 27. maddesine göre açılır. Bu maddeye göre, "Adın değiştirilmesi, ancak haklı sebeplere dayanılarak hâkimden istenebilir". Hangi durumların haklı sebep teşkil ettiği, her bir davadaki özel koşullara göre hâkim tarafından belirlenir.

Bir yıl içinde kaç kez evlenilebileceği, kişinin medeni durumuna ve yasal düzenlemelere bağlıdır. Boşanmış kadınlar için, boşanmanın kesinleştiği tarihten itibaren 300 günlük bir bekleme süresi vardır. Evli kişiler için, aynı anda birden fazla evlilik yapmak yasal değildir ve suç teşkil eder. Dolayısıyla, bir yıl içinde kaç kez evlenilebileceği, kişinin mevcut medeni durumuna ve yasal düzenlemelere göre değişiklik gösterir.

Evet, üvey çocuk evlat edinilebilir. Türk Medeni Kanunu'na göre, eşlerden biri, en az iki yıldan beri evli olmaları veya kendisinin 30 yaşını doldurmuş bulunması koşuluyla diğerinin çocuğunu evlat edinebilir.

Velayet, 18 yaşının altındaki çocukların ve kısıtlıların bakımı, eğitimi, temel ihtiyaçları, haklarını kullanmaları ve hukuki işlemlerinden anne ve babanın sorumluluğu ve haklarıdır. Velayetin kapsamı: Çocuğun korunması. Malvarlığının yönetimi. Temsil. Velayet, çocuğun ergin olmasıyla sona erer.

Türk Medeni Kanunu 166. madde 3. fıkra anlaşmalı boşanma, evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliğinin temelden sarsılmış sayılmasını ifade eder. Bu durumda boşanma kararı verilebilmesi için gerekli şartlar şunlardır: Hakimin dinlemesi. Anlaşmanın uygun bulunması. Değişiklikler ve kabul. Anlaşmalı boşanma, tarafların uzlaşarak mahkemeye başvurduğu, genellikle tek celsede sonuçlanan bir boşanma türüdür.

"Mimk 183" ifadesi hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, "CMK madde 183" ve "TMK madde 183" hakkında bilgi mevcuttur. CMK madde 183, duruşmada ses, fotoğraf veya video kaydı alma yasağını düzenler. TMK madde 183, vasiyetname ve mirasla ilgili düzenlemeleri içerir. Ayrıca, "183" numarası, Ankara'da İlker Sinan Caddesi-Ulus arasında hizmet veren bir EGO otobüs hattının numarasıdır.

Jale Akipek'in mülkiyetin kazanılması hakkında doğrudan bir çalışması bulunmamakla birlikte, mülkiyetin kazanılması genel olarak şu yollarla gerçekleşir: Satın alma. Miras. Bağış. Kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik.

Kızın babasının soyadı, ancak babanın soyadı değiştiğinde değişir.

Türk Medeni Kanunu madde 203, mal rejimi sözleşmesinin içeriğini düzenler. Bu maddeye göre: Mal rejimi sözleşmesi, evlenmeden önce veya sonra yapılabilir. Taraflar, kanunda yazılı sınırlar içinde istedikleri mal rejimini seçebilir, kaldırabilir veya değiştirebilirler. Bu madde, evlilik sürecinde tarafların ekonomik haklarını korumak ve olası uyuşmazlıklardan kaçınmak amacıyla düzenlenmiştir.

Nişanlılıktan ayrılma durumunda takıların kimde kalacağı, bazı hukuki koşullara bağlıdır: Genel Kural: Nişan nedeniyle verilen takıların iadesi, takılan takıların alışılmışın dışında olmasına bağlıdır. Kusur Durumu: Takıların geri verilmesi için tarafların kusurlu olup olmamasının bir önemi yoktur. Zaman Aşımı: Hediyelerin geri verilmesini isteme hakkı, nişanın sona ermesinin üzerinden bir yıl geçmekle zaman aşımına uğrar. Hukuki destek almak, bu süreçte hakların korunması açısından faydalı olabilir.

Ziynet davası, yatırım amaçlı altınları da kapsayabilir, ancak bu durum, altınların kullanım amacına ve ispat yüküne bağlıdır. Kullanım Amacı: Düğün sırasında takılan ziynet eşyaları, kim tarafından takılırsa takılsın, kadına bağışlanmış sayılır ve kişisel malı olarak kabul edilir. Yatırım amaçlı alınan altınlar da bu kapsama girebilir. İspat Yükü: Ziynet eşyalarının yatırım amaçlı alındığını ve kişisel kullanım için kullanılmadığını kanıtlamak, ziynet eşyalarının talep eden eşe ait olduğunu gösterir. Ancak, ziynet eşyalarının yatırım amaçlı olduğunu ve kişisel harcama yapılmadığını kanıtlamak zor olabilir. Bu nedenle, her durumda bir hukuk uzmanına danışılması önerilir.

Baba, evladını mirastan reddedemez, çünkü Türk hukuk sisteminde evlatlıktan reddetme şeklinde bir kurum bulunmamaktadır. Ancak, belirli şartların sağlanması durumunda, kişi kendi çocuklarından birini veya birkaçını mirasından yoksun bırakabilir. Mirasçılıktan çıkarma sebepleri, Türk Medeni Kanunu'nun 510. maddesinde belirtilmiştir ve bu sebepler arasında mirasçının mirasbırakana veya yakınlarına karşı ağır bir suç işlemesi ya da aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemesi yer alır. Mirasçılıktan çıkarma, ölüme bağlı tasarruf (vasiyetname veya miras sözleşmesi) ile yapılabilir.

Iskat sebebinin vasiyetnameye yazılmaması durumunda, Türk Medeni Kanunu'na göre şu sonuçlar doğar: Mirasçılıktan çıkarma işlemi, sadece mirasçının saklı payı dışında geçerli olur. Mirasçı, vasiyetnamenin iptali için mahkemeye başvurabilir. Iskat işleminin geçerli olabilmesi için, mirasbırakanın tasarruf işlemi sırasında çıkarma sebebini açıkça belirtmesi gereklidir.

Eşin miras payı, miras bırakanın hangi zümreyle birlikte mirasçı olduğuna göre değişir: Birinci zümre (altsoy) ile mirasçı ise: Eş, mirasın dörtte birini alır, kalan dörtte üçlük kısım ise altsoy arasında dağıtılır. İkinci zümre (anne-baba) ile mirasçı ise: Eş, mirasın yarısını alır, kalan kısım anne-baba arasında paylaştırılır. Üçüncü zümre (büyükanne-büyükbaba) ile mirasçı ise: Eş, mirasın dörtte üçünü alır, kalan kısım zümre mirasçılarına paylaştırılır. Tüm zümrelerde mirasçı yoksa: Eş, mirasın tamamını alır. Sağ kalan eşin miras hakkı için bazı koşullar gereklidir: Eşin, miras bırakanın ölümü tarihinde resmi nikâhlı eşi olması. Eşin, mirastan çıkartılmamış olması. Boşanmış eşler, birbirlerine mirasçı olamazlar.

Miras hakkı, alacaktan önce gelir. Bu, Türk Medeni Kanunu'nun 599. maddesinde belirtilmiştir. Miras, mirasbırakanın ölümü ile birlikte herhangi bir işleme gerek kalmaksızın mirasçılara geçer. Dolayısıyla, mirasçıların hakları, mirasbırakandan olan alacakların tahsilinden önce doğar ve uygulanır.

1926'da resmi nikahın zorunlu hale getirilmesinin sebebi, Türk Medeni Kanunu'nun yürürlüğe girmesidir. Bu kanunun kabul edilmesinin bazı amaçları şunlardır: Ailede kadın-erkek eşitliğini sağlamak. Evlilikte tek eşle evlilik esasını getirmek. Kadınlara istedikleri mesleğe girebilme hakkı tanımak. Mahkemelerde tanıklık yapma, miras ve boşanma konularında kadın-erkek arasındaki ayrımı kaldırmak. Patrikhanelerin din işleri dışındaki yetkilerini kaldırmak.

Türkiye'de çöpçatanlık yasaldır, çünkü bu alanda karar verici katılımcılar olduğu için herhangi bir yasakla karşılaşmamaktadır. Ayrıca, Ticaret Bakanlığı'nın Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliği'ne göre, falcı, medyum, eş bulma gibi hizmetlerin reklamlarının yapılması yasaktır.

Tescille kazanma, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 705. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur.

Nişan bozulduğunda takıların durumu, Türk Medeni Kanunu'nun 122. maddesi ve Yargıtay içtihatlarına göre belirlenir. Kural olarak, nişan bozulduğunda: Alışılmışın dışındaki hediyeler (örneğin, kolye, küpe, bilezik, saat) verenler tarafından geri istenir. Giymekle, kullanılmakla eskiyen ve tüketilen eşyaların (elbise, ayakkabı gibi) iadesi istenemez. Takıların iadesi için açılacak dava, nişanın bozulmasından itibaren 1 yıl içinde açılmalıdır. Bu konuda daha fazla bilgi almak için bir avukata danışılması önerilir.