TürkMedeniKanunu

Mütemmim cüz, bir nesnenin ayrılmaz parçası olup, o nesnenin mülkiyetine sahip olan kişi, mütemmim cüzlerin de mülkiyetine sahiptir. Türk Medeni Kanunu'na göre, mütemmim cüzlerin bazı hukuki sonuçları şunlardır: Asıl şey üzerindeki mülkiyet ve ipotek gibi ayni haklar, mütemmim cüzleri de kapsar. Bütünleyici parça, asıl şeyden ayrı olarak temliki tasarrufa konu olamaz. Bütünleyici parça, asıl şeyden ayrılıp bağımsızlığını kazansa bile, eski malikin mülkiyetine dönmez. Bütünleyici parça, asıl şeyden ayrı olarak borçlandırıcı işlemlere konu olabilir.

3 yıl ayrı yaşamak, belirli koşullar altında boşanma sebebi olabilir. Türk Medeni Kanunu'nun 166/4. maddesine göre, daha önce açılan ve reddedilen bir boşanma davasının kesinleştiği tarihten itibaren 3 yıl boyunca ortak hayatın yeniden kurulamaması, evlilik birliğinin temelden sarsılmış sayılmasına ve boşanmaya karar verilmesine yol açabilir. Bu durumun boşanma sebebi olabilmesi için gereken şartlar: Daha önce bir boşanma davasının açılmış ve reddedilmiş olması. Ret kararının kesinleşmesinden itibaren 3 yıl ayrı yaşanmış olması. 3 yıl boyunca ortak hayatın yeniden kurulamamış olması. Fiili ayrılık nedeniyle boşanma davası, 2024 yılında yapılan değişiklikle 1 yıla düşürülmüştür.

3 aylık reddi miras süresini kaçıran kişi, aşağıdaki yollardan bazılarını deneyebilir: Mirasın hükmen reddi. Borca batıklık iddiası. İrade bozukluğu veya hata nedeniyle ret talebi. Mahkemeye başvuru. Bu süreçte bir avukata danışmak faydalı olabilir.

Evet, evlat edinilen çocuk miras alabilir. Türk Medeni Kanunu'nun 500. maddesine göre, evlatlık ve altsoyu, evlat edinene kan hısımı gibi mirasçı olur. Miras hakkı kazanmak için, evlat edinme işleminin resmi olarak tamamlanmış olması gerekir.

Türk Medenî Kanunu, medeni hukuk dalına girer. Medeni hukuk, şahıslar arasındaki ilişkileri düzenleyen, şahısların doğumdan ölümüne kadar olan süreçlerini kapsayan özel hukuk dalıdır.

Evet, reddi miras (mirasın reddi) yapınca borçlardan kurtulunur. Mirası reddeden kişi, mirasa ilişkin hiçbir hak talep edemez ve miras bırakanın borçlarından sorumlu olmaz. Ancak, mirasın hükmen reddi durumunda, miras bırakanın ödemekten aciz olduğu anlaşılırsa, reddeden mirasçılar, miras bırakanın alacaklılarına karşı sorumlu olabilirler. Mirasın reddi, miras bırakanın ölümünden sonra yapılabilen hukuki bir işlemdir. Miras reddi işlemi hakkında bir avukata danışılması önerilir.

Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesi, hâkimin takdir yetkisi ile ilgilidir. Madde 4'ün tam metni: > "Kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hâkim, hukuka ve hakkaniyete göre karar verir".

Evet, ölüm karinesi mirasçılığı etkiler. Türk Medeni Kanunu’nun 31. maddesine göre, bir kişi ölümüne kesin gözle bakılmayı gerektiren durumlar içinde kaybolursa, cesedi bulunamamış olsa bile gerçekten ölmüş sayılır ve mirası açılır. Ölüm karinesi, kaybolan kişinin mirasçılarının haklarını, eşinin yeniden evlenme durumunu ve diğer hukuki ilişkileri belirlemek için önemlidir. Ancak, birlikte ölüm karinesi söz konusuysa, yani birden fazla kişi aynı anda ölmüş kabul edilirse, bu kişiler birbirine mirasçı olamaz. Ölüm karinesi üzerine kurulan işlemler, kişinin ölümüne dair yasal delillerin ortaya konulması ve gerekli işlemlerin yerine getirilmesi ile gerçekleştirilir. Mirasçılık belgesinde yer alan hususların aksi her zaman ispat edilebilir ve aksi ispat edilinceye kadar geçerlidir.

Türk Medeni Kanunu'na göre aile birliğini temsil yetkisi, eşlerden her birine aittir. Eşlerden her biri, ortak yaşamın devamı süresince ailenin sürekli ihtiyaçları için evlilik birliğini temsil eder. Ailenin diğer ihtiyaçları için ise eşlerden biri, birliği ancak aşağıdaki hallerde temsil edebilir: Diğer eş veya haklı sebeplerle hâkim tarafından yetkili kılınmışsa; Birliğin yararı bakımından gecikmede sakınca bulunur ve diğer eşin hastalığı, başka bir yerde olması veya benzeri sebeplerle rızası alınamazsa.

Boşanmayı konsolosluğa bildirmek zorunlu değildir, ancak bazı durumlarda konsolosluk aracılığıyla boşanma işleminin tanınması mümkündür. Konsolosluk aracılığıyla tanıma işlemi, yalnızca her iki tarafın da boşanma kararını kabul ettiği ve gerekli belgeleri eksiksiz sunduğu durumlarda geçerlidir. Ancak bu yol, sadece boşanma kararının boşanma ile sınırlı olduğu, yani nafaka, mal paylaşımı, velayet gibi başka hüküm içermediği durumlarda uygulanabilir.

Babanın evliliğe tek bir şartı olduğuna dair bilgi bulunamadı. Ancak, evlilik için genel şartlar şunlardır: Ayırt etme gücüne sahip olmak. Kanunun belirlediği evlenme yaşını doldurmuş olmak. Kesin evlenme engelinin bulunmaması. Yasal temsilcinin rızası. Sağlık raporunun bulunması.

Türk Medeni Kanunu 822. madde, intifa hakkı sahibinin, intifaın başlangıcını izleyen üç ay içinde, hakkın konusu olan alacağın ve kıymetli evrakın kendisine devrini isteyebileceğini düzenler. Bu maddeye göre: İntifa hakkı sahibi, alacağın ve kıymetli evrakın devri sırasındaki değeri tutarında devredene karşı bunların bedelini ödeme borcu altına girer. Feragat edilmedikçe, bu borç için ayrıca güvence göstermekle yükümlüdür. Güvence istemekten feragat edilmemiş ise devir, ancak güvence gösterildikten sonra hüküm ifade eder.

Cumhuriyet döneminde yapılan hukuki düzenlemelerin aile yapısı üzerindeki uzun vadeli etkilerinden bazıları şunlardır: Aile içi ilişkilerde eşitlik ve demokrasinin artması. Kadınların aile ve toplumdaki rolünün değişmesi. Boşanma oranlarının artması. Aile içi şiddetin artması. Çekirdek aile yapısının yaygınlaşması. Bu etkiler, her aile için farklı olabilir.

Evet, evlat edinmede ayırt etme gücüne sahip olan küçüğün rızası aranır. Türk Medeni Kanunu’nun 308. maddesinin ikinci fıkrasına göre, “Ayırt etme gücüne sahip olan küçük, rızası olmadıkça evlat edinilemez”. Ancak ayırt etme gücüne sahip olmayan küçüğün rızası aranmaz.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nda 282 madde bulunmaktadır.

Saklı paylı mirasçılar, miras bırakanın altsoyu, anne ve babası ile sağ kalan eşidir. Saklı pay oranları: Altsoy. Anne ve baba. Sağ kalan eş. Birlikte mirasçı olduğu kişilere göre değişir: Alt soy veya anne ve baba ile birlikte mirasçı ise yasal miras payının tamamı. Diğer hallerde yasal miras payının dörtte üçü. Türk Medeni Kanunu'nda 2007 yılında yapılan değişiklikle kardeşler saklı paylı mirasçı olmaktan çıkarılmıştır.

605 kodlu dilekçe hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, "mirasın reddi" ile ilgili olabilecek bazı dilekçe örnekleri şu sitelerde bulunabilir: burakcemtosun.av.tr; omercanalkan.av.tr.

Miras sözleşmesi, bir kişinin (miras bırakan) malvarlığının ölümünden sonra belirli kişilere veya belirli koşullara göre nasıl dağıtılacağını düzenlediği hukuki bir sözleşmedir. Miras sözleşmesinin bazı türleri: Olumlu miras sözleşmesi: Miras bırakanın, bir kişiyi mirasçı olarak ataması veya bir mal vasiyeti. Olumsuz miras sözleşmesi (mirastan feragat sözleşmesi): Mirasçının, bir bedel karşılığında gelecekteki miras hakkından vazgeçmesi. Tek taraflı miras sözleşmesi: Sadece bir tarafın ölüme bağlı tasarruf yapması. İki taraflı miras sözleşmesi: Her iki tarafın da karşılıklı olarak ölüme bağlı tasarruf yapması. İvazlı (karşılıklı) miras sözleşmesi: Bir tarafın ölüme bağlı tasarruf yaparken, diğer tarafın karşılık vermesi. İvazsız (karşılıksız) miras sözleşmesi: Bir tarafın ölüme bağlı tasarruf yaparken, diğer tarafın karşılık vermemesi. Miras sözleşmesinin geçerli olabilmesi için noter huzurunda, resmi vasiyetname şeklinde düzenlenmesi gerekir.

Türk Medeni Kanunu'nun 219. maddesine göre, edinilmiş mallar şunlardır: Çalışmanın karşılığı olan edinimler: Maaş, ücret, prim, ikramiye, serbest meslek gelirleri, ticari ve tarımsal kazançlar. Sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının yaptığı ödemeler: Emeklilik maaşı, işsizlik ödeneği, iş göremezlik geliri ve tazminatlar, devlet veya özel sigorta şirketlerinden alınan yardımlar. Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar: Trafik veya iş kazaları sonucu alınan tazminatlar, meslek hastalıkları nedeniyle verilen maddi yardımlar. Kişisel malların gelirleri: Eşin kişisel malı olan bir gayrimenkulden elde edilen kira gelirleri, hisse senetlerinden sağlanan temettü gelirleri, kişisel sanat eserlerinden veya telif haklarından elde edilen kazançlar. Edinilmiş malların yerine geçen değerler: Eşin maaşıyla alınan bir taşınmaz, satılan bir maldan elde edilen gelirle alınan yeni malvarlığı değerleri, devlet teşvikleri veya hibe ödemeleri ile alınan değerler. Bu liste sınırlı sayıda değildir; edinilmiş mal niteliğini taşıyan başka mallar da olabilir.

Evet, aile konutu yurt dışında olabilir. Yurt dışında yaşayan bir ailenin, Türkiye’ye geldiklerinde düzenli olarak kullandıkları tek bir konut, diğer unsurların da bulunması koşuluyla, aile konutu olarak kabul edilebilir. Ancak, yazlık, yayla evi, dağ evi veya karavan gibi ikincil nitelikteki taşınmazlar, olağan koşullarda aile konutu sayılmaz.