TürkEdebiyati

Ömer Seyfettin, olay öyküsü (Maupassant tarzı) olarak bilinen yöntemin Türkiye'deki öncüsü olup, hikayelerinde genellikle şu türleri işlemiştir: Anı: Çocukluk yıllarına dair hatıralar. Askerlik anıları: Askerlik hayatı ve deneyimleri. Günlük yaşam: Günlük hayattan kesitler. Halk inançları: Halk hikayeleri ve efsaneler. Ayrıca, roman ve uzun hikaye türünde de eserler vermiştir.

Arzu ile Kamber hikayesinin sonu hazin bir şekilde biter ve iki aşık kavuşamaz. Hikayenin farklı varyantlarına göre, Arzu ve Kamber'in başına gelenler şu şekilde özetlenebilir: Bir varyantta. Bir başka varyantta. Bir diğer varyantta.

Ahmet Hamdi Tanpınar'ın kanonlaşmasının birkaç nedeni vardır: 1980'lerden itibaren modernist bir yazar olarak öne çıkarılması. 2000'li yıllarda yayınevleri arasında telif savaşlarına yol açması. Eleştirmenlerin çalışmalarının kanonlaşma sürecini etkilemesi. Tanpınar, yaşadığı dönemde ve ölümünden sonra dar bir çevre dışında anılmamış, genellikle "kültür milliyetçisi" bir şair olarak sunulmuştur.

Yaşar Kemal'in "Keçi" hikayesinde yer alan şahıs kadrosu ve kahramanların kişisel özellikleri şunlardır: 1. Keçi: Hikayenin merkezinde yer alan keçi, özgürlüğün, doğanın ve masumiyetin sembolüdür. 2. Çoban: Keçinin sahibi olan çoban, doğaya olan sevgisini ve sorumluluğunu temsil eder. 3. Köylüler: Hikayede yer alan köylüler, toplumsal yapıyı ve insanların doğaya bakış açısını temsil eder. 4. Ana Karakterler: - Halil: "Ala Geyik" hikayesinin ana karakterlerinden biri olan Halil, yiğit bir geyik avcısı ve Zeynep'in sevdalısıdır. - Karaca Ali: Sarıçalı köyünün ağası olan Karaca Ali, kurnaz ve kötü yürekli bir karakterdir. - Zeynep: Halil'in dünyalar güzeli nişanlısıdır.

Niyâzî-i Mısrî'nin en önemli eseri, Mevâʾidü’l-ʿirfân adlı Arapça eseridir.

"Şıpsevdi" romanının yazarı Hüseyin Rahmi Gürpınar'dır.

Yaşar Kemal'in "Çakırcalı Efe" kitabı, Osmanlı döneminde Ege Bölgesi'nde ün salmış bir eşkıya olan Çakırcalı Memed Efe'nin hayatını anlatıyor. Kitapta, Çakırcalı'nın binden fazla insanı öldürdüğü, ancak aynı zamanda fakir fukaranın koruyucusu olduğu da vurgulanıyor.

Turgut Zaim'in bazı eserleri şunlardır: "Orta Oyunu" (1935); "Yörük Köyü" (1957); "Yaylada Yörükler" (1962); "Halı Dokuyanlar"; "Hamur Açan Yörük Kadın"; "Ürgüplü Yörükler"; "Yeni Camii Tonozu"; "Portre"; "Tosuncuk".

"Zemzeme" eseri, Recaizade Mahmut Ekrem tarafından yazılmıştır.

Ömer Seyfettin'in "Mermer Tezgah" hikayesi, "Seçme Hikayeler 1" adlı kitapta yer almaktadır.

Serbest müstezatın en önemli temsilcisi olarak Tevfik Fikret kabul edilir.

Orhan Seyfi Orhon, Beş Hececiler edebi akımına mensuptur.

Ömer Seyfettin'in hikayelerinin geçtiği yerler genellikle Türkiye ve Balkanlar'dır. Bazı spesifik yerler şunlardır: - Edirne: Yazarın öğrencilik yıllarında bulunduğu ve edebi faaliyetlerine başladığı şehir. - Yanya: Balkan Savaşı sırasında yazarın görev yaptığı ve esir düştüğü yer. - İzmir: Yazarın çeşitli görevlerde bulunduğu ve "dilde Türkçülük" anlayışını benimsediği şehir.

"Kel Kız" hikayesi, Güner Ener tarafından yazılmış ve Epsilon Yayınları tarafından yayımlanmıştır. Hikaye, büyük bir ormanda dedesiyle birlikte yaşayan küçük bir kızı anlatır. Bir gün ihtiyar Akıllı Adam, kızın derdine çare bulur ve hikaye bu çözüm süreci etrafında gelişir.

Fecri Ati şiir örnekleri arasında öne çıkan bazı eserler şunlardır: 1. "Göl Saatleri" - Ahmet Haşim. 2. "Piyale" - Ahmet Haşim. 3. "Ateşten Gömlek" - Halit Ziya Uşaklıgil. 4. "Kin" - Emin Bülent Serdaroğlu. Fecri Ati şiirlerinde genellikle aşk, doğa, yalnızlık, varoluşsal sorgulama gibi temalar işlenmiştir.

Refik Halit Karay, "Memleket Hikâyeleri"nde 1909-1919 yılları arasındaki dönemi anlatmıştır.

“Dünya ne kadardı” dedim. “Mavi kadar” dedi sözü, Turgut Uyar'a aittir.

"Artık Bu Solan Bahçede Bülbüllere Yer Yok" şarkısının hikayesi, şair Faruk Nafiz Çamlıbel'in eşi Azize Hanım'ın ağır hastalığı ve vefatıyla ilgilidir. Çamlıbel, eşinin rahatsızlığını öğrenince tanıdığı kadın doğum doktoru Alaeddin Yavaşça'ya danışır. Eşinin vefatından sonra büyük bir yıkım yaşayan Çamlıbel, duygularını "Artık Bu Solan Bahçede Bülbüllere Yer Yok" dizeleriyle dile getirir. Ancak, güftenin başka bir hikayeye göre, Yassıada'da tutuklu olduğu sırada yazıldığı da iddia edilmektedir. Şarkının sözleri şu şekildedir: > Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok Bir yer ki sevenler, sevilenlerden eser yok Bezminde kadeh kırdığımız sevgililer yok Bir yer ki sevenler, sevilenlerden eser yok.

Fakir Baykurt'un "Anadolu Garajı" adlı eseri, köy yaşamının zorluklarını, yoksulluğu, cehaleti ve batıl inançları ele alır. Öyküde, Deliviranlı Arif'in oğluna verdiği buzağıyı geri almak için yaptığı yolculuk anlatılır. Yazar, günlük konuşma dilini kullanarak zaman zaman mizahi bir anlatım benimser ve bürokrasinin çarkları arasında sıkışan "sıradan insanı" çarpıcı bir şekilde betimler.

1940-1960 yılları arasında yazılmış dört hikaye örneği: 1. Sabahattin Ali - "Değirmen". 2. Sait Faik Abasıyanık - "Alemdağ'da Var Bir Yılan". 3. Yaşar Kemal - "Sarı Sıcak". 4. Kemal Tahir - "Göl İnsanları". Bu dönemde yazılan hikayelerde, Anadolu'nun köy ve kasabalarındaki sorunlar, yoksulluk, cehaletle mücadele, köyden kente göç gibi konular işlenmiştir.