Tümör

Gemistositik astrosit, astrositomun bir türüdür ve diffüz astrositomun klinik olarak daha agresif seyreden formunu temsil eder. Diffüz astrositom, astrositlerin veya astrositik öncü hücrelerin neoplastik transformasyonu sonucu gelişen, yavaş büyüyen ve çevre beyin dokularına infiltrasyon gösteren kitlesel bir lezyondur.

Subkapsüler lezyonlar tehlikeli olabilir, çünkü bazı durumlarda kötü huylu tümörlere dönüşme potansiyeli taşırlar. Diğer tehlikeleri arasında kan zehirlenmesi, iç kanama ve organ işlev bozuklukları yer alır. Subkapsüler lezyonun tehlikeli olup olmadığını kesin olarak belirlemek için, bir doktora başvurmak ve gerekli teşhis testlerini yaptırmak önemlidir.

Tümör, vücuttaki hücrelerin anormal bir şekilde çoğalması sonucu oluşan kitle veya büyümedir. İki ana gruba ayrılır: 1. İyi huylu (benign): Genellikle yavaş büyür, çevre dokulara yayılmaz ve cerrahi müdahale ile kolayca çıkarılabilir. 2. Kötü huylu (malign): Hızla büyür, çevre dokulara saldırır ve metastaz yaparak vücudun farklı bölgelerine yayılabilir.

İmmobilizasyonun radyoterapi başarısına etkileri şunlardır: 1. Tedavi Etkinliğini Artırır: İmmobilizasyon teknikleri, hastanın tedavi sırasında hareketini en aza indirerek radyasyon ışınlarının kesin doğrulukla tümörü hedeflemesini sağlar. 2. Sağlıklı Dokuları Korur: İmmobilizasyon, radyasyon dozunun sadece tümörlü bölgeye odaklanmasını sağlayarak sağlıklı dokulara maruziyeti en aza indirir. 3. Tekrarlanabilirliği Sağlar: Her tedavi seansında aynı konumlandırmanın yapılmasını mümkün kılarak değişkenliği azaltır ve tedavi sonuçlarını iyileştirir. 4. Konforu Artırır: Hastaların rahat ve güvende hissetmelerini sağlayarak işlem sırasında hareket etme olasılıklarını düşürür.

Transisyonel hücreli karsinom kötü huylu (malign) bir tümör türüdür.

Miksoid liposarkom ve miksofibrör tümör aynı şeyler değildir. Miksoid liposarkom, vücudun yumuşak dokularında (genellikle uylukta) yağ dokusundan türeyen nadir bir tümördür ve kanser (kötü huylu) olarak sınıflandırılır. Miksofibrör tümör hakkında ise herhangi bir bilgi bulunmamaktadır.

ICD-10 kodu C34, bronş ve akciğerin kötü huylu tümörlerini ifade eder.

Karaciğer sağ lobda hemanjiom, karaciğerin sağ lobunda bulunan, kan damarlarının kontrolsüz çoğalmasıyla oluşan iyi huylu bir tümördür. Özellikleri: - Genellikle 5 cm'den küçüktür ve birden fazla sayıda olabilir. - Kapsüllüdür (kılıfları vardır). - Sıklıkla ameliyat sırasında veya görüntüleme yöntemlerinde tesadüfen tespit edilir. Belirtileri: - Büyük hemanjiomlar, etraflarındaki organlara baskı yaparak mide bulantısı, sarılık, karın ağrısı gibi belirtilere yol açabilir. Tedavisi: - Kanser şüphesi olmayan ve küçük hemanjiomlar genellikle takip edilir. - Semptomatik veya hızla büyüyen hemanjiomlar cerrahi müdahale ile çıkarılabilir.

Miksoma ve miksoid terimleri farklı bağlamlarda kullanılır: 1. Miksoma: Kalpte veya diğer vücut bölgelerinde görülebilen, mukus ve büyük miktarda bağ dokusu içeren iyi huylu bir tümördür. 2. Miksoid: Miksoma tümör hücrelerinin içinde bulunan, glikozaminoglikandan zengin bağ dokusunu tanımlayan bir terimdir.

Tıpta "shrinking" terimi, tümör küçültme anlamına gelir.

Kardiofaringeal tümör için ICD kodu C16.0'dır.

Tıpta "poorly differentiated" ifadesi, tümör hücrelerinin normal hücrelere benzemediğini ve kontrolsüz bir şekilde büyüdüğünü ifade eder. Bu durum, genellikle yüksek derecede malignite (kötü huyluluk) ve dolayısıyla ortalama prognozdan daha kötü bir sonuç anlamına gelir.

Schwannom belirtileri genellikle tümörün bulunduğu sinir sistemine bağlı olarak değişir: Vestibüler schwannom (akustik nöroma) belirtileri şunlardır: işitme kaybı, kulakta çınlama, baş dönmesi, denge kaybı, yüz uyuşması ve trigeminal nevralji. Diğer sinirlerdeki schwannomlar genel olarak şu semptomlara yol açar: Ağrı ve etkilenen bölgede güçsüzlük. Pins and needles (iğne batması hissi) veya karıncalanma. Numbness (uyuşma). Bazı kişilerde schwannomlar hiçbir belirtiye neden olmaz. Teşhis ve tedavi için bir uzmana başvurulması önerilir.

Kitle ayrımı için MR çekilmesi, manyetik rezonans görüntüleme (MRG) yöntemiyle vücuttaki anatomik yapıların diğer yapılardan ayrıştırılması ve sağlıklı dokularla hastalıklı dokuların ayırt edilmesi anlamına gelir. Bu işlem, özellikle yumuşak doku ve iskelet sistemi rahatsızlıklarının teşhisinde kullanılır ve tümör, fıtık, omurga problemleri, eklem ve bağlardaki kitlelerin değerlendirilmesinde önemli bir rol oynar.

Lenf nodlarının 1 cm olması, genellikle reaksiyonel bir şişlik olarak kabul edilir ve bu durum enfeksiyon gibi basit bir nedenden kaynaklanabilir. Ancak, 6 haftadan uzun süren ve giderek büyüyen lenf nodları patolojik olarak değerlendirilir ve doktora başvurulması önerilir. Doktor, gerekli tetkikleri yaparak şişliğin nedenini belirlemeye ve uygun tedaviyi planlamaya yardımcı olacaktır.

Anjiyogenez (yeni damar oluşumu), kanserde önemlidir çünkü kanser hücrelerinin büyümesi ve yayılması (metastaz) için gereklidir. Kanser hücreleri, hızlı metabolizmaları nedeniyle oksijen ve besin maddesine ihtiyaç duyar. Anjiyogenez süreci, hem aktivatörler hem de inhibitörler tarafından uyarılır.

Memede beta katenin tümör hücrelerinde korunmuş olması, bu hücrelerin E-kaderin fonksiyonunu kaybettiği ve kontrolsüz çoğalma eğiliminde olduğu anlamına gelir. Beta katenin, normal epitel hücrelerinin adezyon bağlantılarında ve wnt haberleşme sisteminde önemli bir rol oynar.

Karaciğerdeki hemanjiyomlar genellikle küçük boyutlarda kalır ve takiplerde değişmez. 5 cm'den büyük hemanjiyomlar dev olarak adlandırılır ve bu tür tümörler karın ağrılarına ve mide bulantılarına neden olabilir. Hemanjiyomun büyüme ve komplikasyon oluşturma nedeni tam olarak bilinmemektedir.

Mezenkimal tümörler, özellikle malign olanlar, tehlikeli olarak kabul edilir çünkü insan sağlığını olumsuz etkiler ve organların normal işleyişini bozarlar. Bu tür tümörler, hızlı büyüme ve metastaz yapma eğilimindedir, bu da tedavi edilmezse ölümcül olabilir.

Periferik yerleşimli primer malign kitle ifadesi, vücudun çevresindeki sinirlerde başlayan ve ilk olarak tespit edilen kötü huylu bir tümörü ifade eder. Bu tür tümörler, genellikle yumuşak doku sarkomlarının bir parçası olarak kabul edilir ve agresif olarak tanımlanır.