ToplumsalYapı

"Yansekis Kino" ifadesi, muhtemelen "Kino no Tabi" (Kino's Journey) adlı animeyi ifade ediyor. Bu anime, tek bir yere ait olmayan ve sürekli seyahat eden bir gezginin hikayesini anlatır. Konu özeti: Kino, yanında konuşabilen motosikleti Hermes ile dünyayı keşfeder, ancak hiçbir yerde uzun süre kalmaz. Anime, insan doğasına ve toplumsal yapıya dair derin bir keşif niteliğinde olup, her ülke farklı bir metafor olarak kullanılarak modern toplumun sınırlarını sorgulatır.

Adalet Ağaoğlu'nun "Yüksek Gerilim" adlı öyküsü, 1970'lerin işçi sınıfı, kadın, politika ve çocuk sorunlarını ele alır. Özetle, öyküde Kadir Çelik'in borçlarını ödemeye çalışırken kardeşi Hasan'ın "yüksek gerilim" hattına çarpılması ve bunun sonucunda Kadir'in cezaevine girmesi, Hasan'ın ise ölmesi anlatılır. Ayrıca, öyküde kapalı ve açık uzamların emeği, alın terini, yoksulluğu ve yoksul insanların hayal dünyasını düşündürdüğü de belirtilir. Ağaoğlu, gelir adaletsizliğini de ele alır; yüksek gerilim hattı, enerjisini eşit dağıtmaz. "Yüksek Gerilim", aynı zamanda yazarın Sait Faik Ödülü alan öykü kitabıdır.

Karadağ toplumu, genel olarak ataerkil ve muhafazakar bir yapıya sahiptir. Bazı özellikleri: Din: Toplumda Doğu Ortodoks Hristiyanlığı baskın olsa da, önemli sayıda Katolik Hristiyan ve Müslüman da bulunmaktadır. Değerler: "Čojstvo" (insanlık ve cesaret) ve "Junaštvo" (cesaret) gibi etik idealler önemlidir. Kültür: Uzun tarih boyunca Antik Roma, Bizans, Osmanlı ve Yugoslav etkilerinden etkilenmiştir. Göçmenler: Kendi nüfusunun neredeyse %20'si kadar oturma izni sahibi uluslararası göçmen barındırmaktadır. Yaşam: Akdeniz iklimine sahip olması, doğayla iç içe bir yaşam sürme imkanı sunar. Karadağ'da sosyal yaşam, özellikle turistik şehirlerde hareketlidir; yaz aylarında düzenlenen müzik festivalleri yerli halkı ve turistleri bir araya getirir.

Osmanlı Delileri, dinç ve kuvvetli Türk gençlerinden seçilirdi. Seçim kriterleri: Fiziksel görünüm: Gösterişli ve korkutucu bir fizik yapısına sahip olmak. Cesaret: Savaşma becerisini ve korkusuzluğunu kanıtlamak. Seçim süreci: 1. Eğitim Aşaması: Cesaretini ve savaş aletlerini kullanma becerisini kanıtlamak. 2. Tören: Kendini kanıtlayan kişi, bir törenle yemin eder ve ocağa özgü başlıklarını giyerek Deliler Ocağı’na resmen katılmış olurdu. Not: Delilere katılmak için ırk veya dinin bir önemi yoktu; Boşnak, Sırp ve Hırvat gibi farklı etnik kökenlerden de üyeler olabilirdi.

Ursula K. Le Guin'in "Karanlığın Sol Eli" romanı, cinsiyet kavramının insan yaşamı üzerindeki etkisinden bahseder. Romanda, Gethen adında, cinsiyetin mevsimsel olarak değişken olduğu bir dünyada geçen hikaye, birleşik Ekumen adlı uzay araştırma kuruluşunun elçisi Genly Ai’nin Gethen’e gönderilmesiyle başlar. "Karanlığın Sol Eli" ayrıca aşağıdaki konuları da ele alır: Toplumsal yapılar. Politika. Kültür. Roman, okuyucuya farklı bir dünya ve insanlık hakkında derin düşünme fırsatı sunar.

Sivil toplum kuruluşları (STK) ve dernekler arasındaki bazı farklar şunlardır: Hukuki Yapı: Dernekler, üyelerinin ortak bir amaç için bir araya gelmesiyle kurulan, kar amacı gütmeyen kuruluşlardır ve hukuki yapıları dernekler kanununda belirtilir. Amaç: Derneklerin amaçları, üyelerinin ortak ilgi alanları doğrultusunda oluşur. Yönetim: Dernekler, üyeleri tarafından seçilen bir yönetim kurulu tarafından yönetilir. Mali Yapı: Dernekler, genellikle üyelerinden aidat toplarlar ve bağışlarla finanse edilirler. Üye Kavramı: Derneklerde "üye" kavramı varken, vakıflarda "üye" kavramı yoktur.

Abdülhak Şinasi Hisar'ın Çamlıca'daki Eniştemiz romanı, Hacı Vamık Bey adındaki eksantrik bir eniştenin ve halasının İstanbul'daki Çamlıca'daki köşkte geçen sıra dışı hayatlarını anlatır. Romanın özeti şu şekilde incelenebilir: Giriş. Enişte. Hala. Köşk. Hikayeler. Mizah. Son. Ayrıca, romanın kadrini bilmediğimiz deliler, eski çamlıca, memur olarak gidişleri, mazul olarak dönüşleri gibi farklı bölümleri de bulunmaktadır.

Toplumsal yapı üzerinde hukuki ve siyasi etkilerden bazıları şunlardır: Hukuki etkiler: Normlar ve değerler. Sosyal kontrol. Güç ve otorite. Ekonomik yapı. Eğitim ve bilinçlenme. Kültürel faktörler. Siyasi etkiler: Toplumsal düzen. Güç dağılımı. Demokratik mekanizmalar. Sosyal adalet. Siyasi ve ideolojik değişimler.

AÖF "Türkiye'nin Toplumsal Yapısı" dersinde ara sınav, dönem sonu sınavı, üç ders sınavı ve yaz okulu sınavı için toplam 18 sınav bulunmaktadır. Bu sınavlardaki soru sayıları hakkında spesifik bir bilgi verilmemiştir. Ancak, çıkmış sınav sorularına aşağıdaki sitelerden ulaşılabilir: aofsoru.com; aof.sorular.net; ataaofsoru.com.

"Ne yapıyor hayatı ve çalışmaları ile ilgili araştırma?" sorgusuna doğrudan bir yanıt bulunamamıştır. Ancak, çalışma hayatı ve mesleklerle ilgili yapılan bazı araştırmalar şunlardır: Türkiye’de Çalışma Hayatı ve Meslekler Araştırması. Türkiye Mesleki İtibar Araştırması. Ayrıca, bilimsel araştırmalar da temel araştırmalar ve uygulamalı araştırmalar olarak ikiye ayrılır.

Toplumsal yapıyı etkileyen dört faktör şunlardır: 1. Ekonomik faktörler: Üretim, tüketim ve paylaşım ile ilgili kurallar ve altyapı, bireylerin sosyal sınıflara ayrılmasına ve sosyal ilişkilerine yön verir. 2. Kültürel faktörler: Değer yargıları, inançlar ve yaşam biçimleri kültürü şekillendirir. 3. Demografik faktörler: Nüfusun yaş, cinsiyet ve mesleki dağılımı gibi unsurlar toplumsal dengeleri etkiler. 4. Siyasi ve hukuksal faktörler: Yönetim şekli, anayasal düzenlemeler ve siyasi partiler toplumsal yapıyı etkiler; yasalar ve hukuk sistemleri sosyal yaşamı düzenler. Ayrıca, teknolojik faktörler ve doğal çevre de toplumsal yapıyı etkileyen diğer önemli unsurlardır.

Sosyolojik bakış açısı, sosyolojinin toplumsal olaylara nasıl yaklaştığını, olayları nasıl incelediğini ve diğer sosyal bilimlerden farkını tanımlayan bir ifadedir. Bu bakış açısının temel özellikleri şunlardır: Bireyi toplumun bir parçası olarak görmek. Toplumsal yapıları ve kurumları anlamak. Sosyal değişim ve çatışmaları yorumlamak. Sosyolojik bakış açısı, yaşanan bir olayın birden fazla sebebi olabileceğini ve bu nedenle eleştirel düşünmenin önemini vurgular.

Memet Zencirkıran'ın "Dünden Bugüne Türkiye'nin Toplumsal Yapısı" kitabı, 2006 yılında yayınlanan ilk baskısında 696 sayfadır. 2020 yılında yenilenen 7. baskısında ise sayfa sayısı 476'dır.

Çekirdek aile ve geniş aile arasındaki temel farklar şunlardır: Üye Sayısı: Çekirdek aile, yalnızca anne, baba ve çocuklardan oluşur. Geniş aile, ebeveynler, çocuklar, büyük ebeveynler, kardeşler, kuzenler ve diğer akrabaları içerir. Yaşam Alanı: Çekirdek ailelerde bireyler genellikle tek bir evde yaşar ve daha fazla kişisel alan ve mahremiyet sağlanır. Geniş ailede, aynı çatı altında veya yakın evlerde bir arada yaşanıldığı için mahremiyet daha sınırlı olabilir. Ekonomik Yapı: Çekirdek aileler genellikle kendi ekonomik ihtiyaçlarını bir veya iki ebeveynle karşılar ve maddi açıdan bağımsızdır. Geniş ailede ekonomik sorumluluk daha çok kişiye dağıtılır, bu da aile üyeleri arasında iş birliği ve dayanışmayı artırabilir. Karar Alma Süreçleri: Çekirdek ailede karar alma mekanizması daha hızlıdır çünkü kararlar genellikle ebeveynler arasında alınır. Geniş ailede, birden fazla bireyin görüşü alınması gerektiğinden karar alma süreçleri daha karmaşık ve zaman alıcı olabilir. Sosyal Destek: Geniş ailede sosyal destek ve yardımlaşma daha güçlüdür; çocuk bakımı ve diğer günlük işler daha geniş bir ekip tarafından paylaşılır. Çekirdek ailelerde ise bu sorumluluklar genellikle sadece ebeveynlerin üzerinde olduğu için destek ağı daha sınırlıdır.

Toplumsal bütünleşme, bir toplumdaki bireyler veya gruplar arasındaki uyum, iş birliği ve ortak hedeflere yönelik bağlılığın sağlanmasıdır. Temel farklar: Uyum: Bütünleşme, uyum ve iş birliğini; çözülme ise uyumsuzluk ve dağılmayı ifade eder. Bağlar: Bütünleşme, toplum üyeleri arasında güçlü bağlar ve ortak değerler oluşmasını içerir. Sonuçlar: Bütünleşme, sosyal dayanışma ve istikrarı artırırken; çözülme, sosyal çatışmalara, bölünmelere ve toplumun varlığını sürdürme riskinin artmasına yol açar.

Osmanlı'nın Rumeli'ye geçmesiyle birlikte burada yaşayan toplumlarda şu değişimler meydana gelmiştir: Yönetim ve Güvenlik: Osmanlı, yerli feodallere karşı toprağı ve köylü emeğini tımar rejiminin garantisi altına sokarak merkezi imparatorluk rejimini ihya etmiştir. Halkla İlişkiler: "İstimalet" politikası sayesinde gayrimüslim halkın gönlü kazanılmış ve düzenli bir devlet idaresinin koruyucu güvenliğine kavuşturulmuştur. Ekonomik Durum: Osmanlı'nın gelişi, bölgedeki ekonomik krizi sonlandırmış, angarya hizmetleri kaldırılmış ve çift resmi gibi vergilerle karşılanmıştır. İskân ve Nüfus Yapısı: Anadolu'dan yapılan Müslüman-Türk göçleri sayesinde Rumeli'nin büyük bir kısmı Türk yurdu haline getirilmiştir. Dini Özgürlük: Ortodoks halk, Papalık ve Macar krallarının Katoliklik propagandasından ve mezhep değiştirmek için yaptıkları baskıdan kurtulmuştur.

Yapay zeka eleştirel söylem analizi, yapay zeka tarafından üretilen metinlerdeki anlam yapılarını, ön kabulleri ve varsayımları ortaya çıkarmayı amaçlayan bir yöntemdir. Bu analiz, şu adımları içerir: Anlatıcı kimliği analizi. Sözcük seçimleri ve anahtar kavramlar. Önermeler ve varsayımlar. İkna edici stratejiler. Dışlayıcı ve kapsayıcı dil kullanımı. Eleştirel söylem analizi, güç ilişkilerini analiz eder, dildeki örtük mesajları çözümler ve ideolojileri teşhir eder.

Valide sultanların haremdeki temel nedenleri: Padişahın annesi olarak statü: Valide sultan, padişahın annesi olarak haremin en güçlü kadınıydı ve haremin yönetiminden sorumluydu. Devlet yönetiminde etki: Valide sultanlar, Osmanlı devlet yönetiminde söz sahibi olabilir ve bazı önemli kararların alınmasında etkili olabilirdi. Hanedanın devamı: Valide sultanlar, hanedanın sürekliliği için çalışırdı. Eğitim ve disiplin: Haremdeki kadınların eğitim ve disiplin işlerini yönetirlerdi. Harem, dışarıdan sadece padişah ve çok az sayıda erkek görevlinin girebildiği kapalı bir sistemdi.

İstanbul Medeniyet Üniversitesi'nde Türkiye'nin toplumsal yapısını inceleyen bölüm, Sosyoloji Bölümü'dür. Sosyoloji Bölümü, Edebiyat Fakültesi bünyesinde yer almakta olup, öğrencilere bugünün konularını ve sorunlarını ele alırken Türkiye'nin birikimini merkeze alan, yenilikçi bir toplumsal muhayyile kazandırmayı amaçlamaktadır.

Erving Goffman'ın "Etkileşim Ritüelleri" kitabı, yüz yüze etkileşimleri ve bu süreçte ortaya çıkan davranışları inceler. Goffman, insanların etkileşim sırasında roller üstlendiğini ve bu rollerin, benliğin sunumu ve sosyal kimlik oluşturma sürecinde önemli olduğunu savunur. Goffman, etkileşim ritüellerini şu unsurlar üzerinden açıklar: Yüz ve yüz çalışması: Etkileşim sırasında kişinin duygularını yansıtan yüz, kırılgan bir yapıdır ve yüz çalışması, bu düzeni korumak için yapılan çabaları ifade eder. Hürmet ve tavır: Hürmet, toplumda çeşitli ritüellerle ifade edilen bir saygı biçimidir; tavır ise kişinin davranışlarıyla karşısındakine verdiği önemin göstergesidir. Mahcubiyet: Mahcup olma durumu, bireylerin rollerine sadık kalamadıklarını gösterir ve sosyal değişime katkı sağlar. Eylem ve risk: Eylem, belirli yetenekler ve kişilik vasıfları gerektirir; risk alma, karakterin kazanılmasında önemlidir. Kitap, etkileşim ritüellerinin insanlar arasındaki en sıradan faaliyetleri bile nasıl şekillendirdiğini ortaya koyar.