ToplumcuGerçekçilik

1950 sonrası toplumcu gerçekçi yazarlardan bazıları şunlardır: Orhan Kemal. Kemal Tahir. Yaşar Kemal. Fakir Baykurt. Samim Kocagöz. Talip Apaydın. Mahmut Makal. Ayrıca, 1960 sonrası toplumcu gerçekçi şairler arasında Ataol Behramoğlu, İsmet Özel, Süreyya Berfe ve Özkan Mert gibi isimler de bulunur.

"Yolcu" şiirinin hangi akıma ait olduğuna dair bilgi bulunamadı. Ancak, "Dur Yolcu" şiirinin Milli Edebiyat akımının etkisi altında yazıldığı belirtilmiştir. "Dur Yolcu" şiiri, aslında Necmettin Halil Onan'a ait "Bir Yolcuya" isimli şiirdir ve sadece ilk dizeleri anıt üzerinde yer alır. Ayrıca, Necip Fazıl Kısakürek'in "Bir Yolcu" isimli bir şiiri de bulunmaktadır.

Toplumcu gerçekçi roman ve hikaye arasındaki farka dair bir bilgi bulunamamıştır. Ancak, toplumcu gerçekçi roman ve hikayelerin bazı özellikleri şu şekildedir: Bu eserlerde büyük şehirlere göçün ortaya çıkardığı problemler ve sosyalizm üzerinde durulmuştur. Siyasi ideolojiler ön plana çıkmıştır. Eserlerde köylü ağızlarına oldukça fazla yer verilmiştir. Realizm ve natüralizm akımlarının etkisinde kalınmıştır. Eserlerde sağlam bir kurgu bulunmaz. Sanat eseri, belli görüşleri ortaya koymak için kullanılan bir araç olarak görülmüştür. Toplumcu gerçekçi roman ve hikaye yazarlarına örnek olarak şunlar verilebilir: Sabahattin Ali; Orhan Kemal; Kemal Tahir; Yaşar Kemal; Fakir Baykurt; Aziz Nesin; Rıfat Ilgaz.

Çıkrıklar Durunca, toplumcu gerçekçi edebiyat akımına aittir. Sadri Ertem'in 1931 yılında yayımlanan romanı, Osmanlı'nın son döneminde, Bolu'da bir Alevi köyü olan Adaköy'de, yerli dokuma tezgâhlarının ve yün üreten çıkrıkların Avrupa tekstil sanayisi karşısında çöküşünü ve bu çöküşün toplumda yarattığı bunalımları ele alır.

Erol Toy, toplumcu gerçekçi bir çizgide eserler vermiştir. Yazar, eserlerinde Türkiye'nin toplumsal, ekonomik ve politik sorunlarını işlemiş, belgeselliğe özen göstererek tarihsel olayları toplumcu gerçekçi bir bakış açısıyla yansıtmıştır.

Tarık Akıltopu'nun şiir anlayışı hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, Antalya'nın ilk mimarı olan Tarık Akıltopu'nun, Antalya'ya olan sevgisini yansıtan şiirler yazdığı bilinmektedir. Akıltopu'nun şiirlerinde, şehrin geçirdiği değişimleri, şehir-sokak, şehir-manzara, şehir-ev ilişkilerini ele aldığı ve bu sayede Antalya'nın yorumlanması için önemli bir referans noktası oluşturduğu belirtilmektedir. Tarık Akıltopu'nun bazı şiirleri şunlardır: "Falezlerin Üzerinde Bir Antalyalı"; "Yet Güzel Antalya"; "Öyle ki"; "Eski Gümrük Binası ve Liman"; "İç Çekiş"; "Antalya Kokusu".

Evet, İsmet Özel romantiktir. Ancak, bu romantizm belirli bir felsefi dokudan yoksundur. Ayrıca, İsmet Özel'in romantik anlayışı, yer yer cahilce veya şımarıkça bir tavır olarak da değerlendirilmektedir. Bu yanıt, kişisel değerlendirmelere dayalıdır ve farklı görüşler içerebilir.

Nazım Hikmet'in edebi kişiliğini değiştirmesinin birkaç nedeni vardır: Toplumsal ve politik değişimler: Nazım Hikmet, yaşadığı dönemin toplumsal ve politik olaylarına uyum sağlamak için şiir tarzını ve içeriğini değiştirmiştir. Mayakovski etkisi: Sovyetler Birliği'nde kaldığı sırada Rus şair Mayakovski'den etkilenmiş, onun devrimci ve yenilikçi şiir tarzını benimsemiştir. Kendi sanatsal gelişimi: Nazım Hikmet, zamanla kendi özgün şiir dilini oluşturmayı ve daha derin, yenilikçi eserler ortaya koymayı hedeflemiştir. Bu değişiklikler, Nazım Hikmet'in toplumcu-gerçekçi şiirin öncüsü ve fütürist akımın temsilcisi olarak tanınmasını sağlamıştır.

Sabahattin Ali, Toplumcu Gerçekçi edebiyat akımına mensuptur.

Köy hikayeleri, genellikle toplumcu gerçekçi akımına aittir. Köy romanı akımının bazı temsilcileri: Fakir Baykurt; Kemal Tahir; Tarık Buğra; Mahmut Makal; Necati Cumalı.

Serbest nazım ve toplumcu şiir, toplumsal gerçekçilik (toplumcu gerçekçi şiir) akımına aittir. Bu akım, materyalist dünya görüşü üzerine temellendirilmiş olup Marksist ideolojiyle şekillenmiştir.

Toplumcu gerçekçilikte işlenen başlıca konular şunlardır: Yoksulluk ve ağır çalışma koşulları. Köylülerin ve işçilerin günlük yaşamları. Ağa-köylü, köylü-devlet ve köylü-devlet adamları çatışmaları. Sosyal adalet arayışı ve eşitlik. Halkın yaşam mücadelesi. Savaşın yıkıcılığı. Emek mücadelesi ve eğitimde fırsat eşitsizliği. Kadın hakları. Toplumcu gerçekçilik, sanatı toplumun faydası için kullanmayı amaçlar ve bu doğrultuda halkı bilinçlendirme, harekete geçirme hedefi taşır.

Ercüment Ekrem Talu, belirli bir edebi akıma mensup olmaktan ziyade, toplumsal meseleleri mizahi bir açıdan ele alan bir yazar olarak tanınmıştır. Eserlerinde Ahmet Rasim ve Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın anlatım tarzını benimsemiş, Evliya Çelebi'nin üslubunu taklit etmiştir.

Dirlik Düzenlik Apartmanı, toplumcu gerçekçi edebiyat akımına aittir. Toplumcu gerçekçi edebiyat, toplumsal ve sosyal meseleleri odağa alarak toplumun gerçeklerini yansıtan bir akımdır. Ayrıca, Edip Cansever'in 1954'te yayımlanan Dirlik Düzenlik adlı şiir kitabı da bu akımın bir örneği olarak değerlendirilir.

Sabahattin Ali'nin fotoğraf çekmesinin bazı nedenleri: Toplumsal gerçekçilik: Fotoğraflarında, eserlerindeki gibi toplumcu gerçekçiliği yansıtmak istemiştir. Günlük yaşam: Anadolu'nun insanlarını, taşrasını, yollarını ve nehirlerini belgelemek istemiştir. Kişisel merak: Yazı dışında en büyük merakı fotoğraftı ve saatlerce aile bireylerinin fotoğraflarını çekmiştir. Gazetecilik: Bir gazeteci gibi, gittiği her yerde hayattan kareler yakalamıştır. Kendi portreleri: Otomatik Kodak makinesiyle kendi fotoğraflarını da çekmiştir.

Orhan Kemal'in "Ekmek Kavgası" adlı eseri, toplumcu gerçekçi akıma aittir. Toplumcu gerçekçilik, Marksist-materyalist dünya görüşünün şekillendirdiği, realist ve natüralist akımların etkisinde gelişen bir akımdır.

“Güneşi İçenlerin Türküsü” şiiri, toplumcu gerçekçi akıma aittir.

Toplumcu gerçekçilik, romantizmin teşvik ettiği abartılı egoya ve idealizme tepki olarak doğmuştur.

Ataol Behramoğlu'nun neden "barış" temalı şiirler yazdığına dair bazı nedenler: Toplumsal duyarlılık: Behramoğlu, toplumcu gerçekçi bir şair olarak, şiirlerinde barış, özgürlük, eşitlik gibi evrensel kavramları işlemiştir. Devrimci ruh: 60'lı yılların devrimci ve özgürlükçü atmosferinden etkilenmiş, bu temaları eserlerine yansıtmıştır. Uluslararası ilişkiler: Yurtdışında yaşadığı dönemlerde, sanat ve edebiyatın savaşlara karşı bir duruş sergilemesi gerektiğini savunmuş, halkların kardeşliği adına devlet yöneticilerini barışa davet etmiştir. Behramoğlu, şiirlerinde sadece kendi milletinin değil, tüm dünyada haksızlığa uğrayan insanların acılarını da dile getirmiştir.

Tarık Dursun K., toplumcu gerçekçi sanat akımına mensuptur.