Tetkikler

Tüp bebek tedavisinde HSG (histerosalpingografi) olmazsa, tedavinin başarısı olumsuz etkilenebilir. Bu tetkik, rahim boşluğu ve tüplerin durumunu değerlendirerek aşağıdaki sorunları tespit etmeye yardımcı olur: Tüplerin tıkalı olması. Rahim içi yapışıklıklar ve yapısal anormallikler. HSG'nin yokluğunda, bu tür sorunlar gözden kaçabilir ve tedavi planı eksik kalabilir.

Renal seviyede paraaortik 0.9x1.1 cm boyutunda lenf nodunun hipometabolik olması ve aortokaval milimetrik lenf nodlarının izlenmesi, genellikle görüntüleme tekniklerinde tespit edilen lenf nodlarının özelliklerini ifade eder. - Hipometabolik lenf nodu, bu nodun metabolik aktivitesinin azalmış olduğunu gösterir, bu durum bazen kanser gibi belirli hastalıklarla ilişkilendirilebilir. - Milimetrik lenf nodları, 1 mm ile 10 mm arasında değişen boyutlarıyla, genellikle bağışıklık sisteminin bir parçası olarak kabul edilir ve çeşitli hastalıkların teşhisinde önemli rol oynar. Bu tür bulgular, kesin bir tanı koymak için genellikle biyopsi gibi daha ileri tetkikler gerektirir.

Böbrek taşında ilk yapılan tetkik idrar tahlilidir. Bu tahlil, idrarda kan hücreleri, kristaller ve enfeksiyon varsa bakterileri tespit etmeye yardımcı olur. Bunun yanı sıra, böbrek fonksiyonlarını değerlendirmek için kan tahlili (kreatinin, üre, BUN) de yapılır. Böbrek taşının kesin tanısı ise radyolojik yöntemlerle konur.

Sintigrafik tetkikleri, nükleer tıp alanında uzman teknisyenler gerçekleştirir.

Testiste kitle tespitinde ultrason, ilk ve en sık kullanılan görüntüleme yöntemidir. Ancak, bazı durumlarda ultrason yeterli olmayabilir ve daha fazla bilgi edinmek için bilgisayarlı tomografi (BT) veya manyetik rezonans görüntüleme (MRG) gibi ek tetkikler gerekebilir. Testiste kitle şüphesi varsa, kesin tanı ve uygun tedavi planı için bir üroloji uzmanına başvurmak önemlidir.

Aile hekimleri, 1 Ocak 2025 tarihinden itibaren doğrudan aşağıdaki tetkikleri talep edebileceklerdir: Röntgen; Mamografi; Yenidoğan kalça ultrasonografisi; INR. Ayrıca, aile hekimleri için Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) üzerinden kendi hastalarına özel kontenjanlar oluşturulmuştur.

Evet, tiroid hastalığı boyun muayenesi ile anlaşılabilir. Tiroid bezinin muayenesinde, bezde büyüme, boyun ön bölgesinde saptanan kitlelerin yutkunma ile hareket etmesi gibi bulgular önemli rol oynar. Ancak, kesin tanı için genellikle tiroid fonksiyon testleri, ultrasonografi ve gerekirse biyopsi gibi ek tetkikler de gereklidir.

İşe girişte akciğer filmi, çalışanın akciğerlerinin işyerinde yapacağı işe uygun olup olmadığını tespit etmek için istenir. Ayrıca bu tetkik, aşağıdaki durumların da değerlendirilmesini sağlar: Mesleki akciğer hastalıklarına erken teşhis: Çalışanların mesleki hastalıklara yakalanmaması için risk faktörlerini belirlemek. Mevcut sağlık durumunun kontrolü: Çalışanın daha önce geçirmiş olduğu akciğer hastalıklarının olup olmadığını belirlemek. Yasal zorunluluk: Birçok işyerinde işe giriş sağlık raporunda akciğer filmi çekilmesi yasal bir gerekliliktir.

Evet, uyku apnesi probleminden mustarip olan kişilerin hastanelerin KBB (kulak burun boğaz) bölümlerine başvurmaları gerekmektedir. KBB uzmanı, gerekli tetkikleri yaptıktan sonra kişiyi nöroloji uzmanına ya da uyku laboratuvarına yönlendirebilir.

Kistte kontrast madde tutulması, manyetik rezonans görüntüleme (MR) veya bilgisayarlı tomografi (BT) gibi kontrast madde kullanılarak yapılan tetkiklerde, kistin kontrast maddeyi normalden fazla veya az tutması durumunu ifade eder. Bu durum, kistin iyi huylu veya kötü huylu olabileceğini, inflamatuar bir sürecin sonucu mu yoksa vasküler bir yapıya mı sahip olduğunu belirlemeye yardımcı olur.

Mobil İSG hizmeti, çalışanların sağlık durumlarının takibi ve işyeri hekiminin talep ettiği tahlil ve tetkiklerin, işyerine gelen mobil sağlık araçları ile yapılmasıdır. Bu hizmet sayesinde: Zaman tasarrufu sağlanır, çalışanlar mesai kaybına uğramadan kısa sürede istenen tüm tetkikleri yaptırabilir. Yasal yükümlülükler yerine getirilir, periyodik sağlık kontrolleri düzenli olarak yapılabilir. İş yerinde verimlilik artar, sağlıklı çalışanlar daha verimli çalışır. Mobil İSG hizmetleri kapsamında yapılan tetkikler arasında akciğer grafisi, odyometri, EKG, göz taraması, hemogram ve kan testleri gibi uygulamalar yer alır.

BT böbrek taşı raporu aşağıdaki bilgileri içermelidir: 1. Hastanın Bilgileri: Hastanın adı, soyadı, doğum tarihi ve T.C. kimlik numarası gibi kimlik bilgileri. 2. Medikal Geçmiş: Hastanın sağlık geçmişi, böbrek taşı ile ilgili önceki durumları ve diğer sağlık sorunları. 3. Tanı ve Tetkikler: Böbrek taşı varlığını doğrulayan tetkikler (ultrason, BT, röntgen vb.) ve bu tetkiklerin sonuçları. 4. Tedavi Süreci: Uygulanan tedavi yöntemleri, ilaçlar ve hastanın taş düşürme sürecinde geçirdiği aşamalar. 5. Sonuç ve Değerlendirme: Taşın boyutu, yeri ve düşme durumu hakkında sonuçlar ve hastanın genel sağlık durumu ile ilgili değerlendirmeler. Ayrıca, raporda taş türünün belirlenmesi için yapılan analizler ve gerekirse gelecekteki tedavi planlamaları için öneriler de yer alabilir.

GGK (gaitada gizli kan) testinin pozitif çıkması, dışkıda gizli kan tespit edildiğini gösterir ve bu durum, sindirim sisteminde bir kanama olduğunun işareti olabilir. Bu sonuç, kesin olarak kanser olduğunuz anlamına gelmez, ancak kolon, rektum, yemek borusu, mide veya ince bağırsak kaynaklı kanamaları gösterebilir. Pozitif sonuç durumunda, tedavi gerektiren bir sorun olup olmadığını belirlemek için kolonoskopi gibi daha ileri tetkikler yapılması gereklidir.

CD19 antijeni, bazı kanser türlerinde özellikle pankreas kanserinde duyarlılığı yüksek olan bir tümör belirtecidir. Bunun yanı sıra, CD19 antijeni aşağıdaki durumlarda da yükselebilir: - safra kesesi taşları ve safra yolu tıkanıklıkları; - pankreatit (pankreas iltihabı); - siroz; - diabetes mellitus (şeker hastalığı); - kistik fibrozis. Her CD19 yüksekliği kanser anlamına gelmez, bu nedenle kesin tanı için doktor tarafından ek tetkikler yapılması gereklidir.

Üçlü testte risk yüksek çıkarsa, yani Down sendromu veya diğer kromozomal anormallikler için sınır değerin üzerinde bir risk tespit edilirse, amniyosentez adı verilen daha ileri bir tetkik yapılması önerilir. Amniyosentez, bebeğin içinde bulunduğu amniyon sıvısından örnek alınarak kromozom yapısının incelenmesini sağlar ve kesin tanı koyar. Bu süreçte son karar, risk durumu ve diğer faktörler göz önünde bulundurularak anne adayı tarafından verilir.

Cardisiografi testi, kalp hastalıklarını tespit etmede oldukça güvenilir bir yöntem olarak kabul edilmektedir. Bu testin duyarlılık oranı %90'ın üzerinde olup, stres EKG'sine göre daha yüksek doğruluk sağlamaktadır. Ancak, kesin teşhis ve tedavi için sonuçların uzman doktorlar tarafından değerlendirilmesi ve gerekli durumlarda diğer tetkiklerle doğrulanması gerekmektedir.

Tıpta "nonspesifik milimetrik" ifadesi, ultrasonografi veya BT, MR gibi tetkiklerde ne olduğu anlaşılamayan (tanımlanamayan) milimetrik lezyonlar için kullanılır. Bu tür lezyonlar, kanser veya diğer iyi huylu hastalıklara tam olarak benzemeyebilir ve daha fazla detaylı araştırma gerektirebilir.