Tetkikler

Evet, 2025 yılı itibarıyla aile hekimleri ultrason (yenidoğan kalça ultrasonu) yazabilmektedir. Sağlık Bakanlığı'nın yeni düzenlemelerine göre, aile hekimleri röntgen, mamografi ve ultrason gibi tetkikleri doğrudan talep edebilmektedir. Ancak, aile sağlığı merkezlerinde ultrason gibi teşhis üniteleri bulunmamaktadır.

EPSİ, tıpta farklı anlamlara gelebilir: Elektrofizyolojik Çalışma (EFÇ veya EPS). Erken Psikoz Sendromu (EPS). Ekstrapiramidal Semptomlar (EPS). EPSI ise, "Eating Pathology Symptoms Inventory"nin kısaltmasıdır ve yeme bozukluklarının psikopatolojisini değerlendirmek için kullanılan 45 maddelik bir öz bildirim anketidir.

Sintigrafi, kalp hastalıklarının teşhisi ve tedavisi için kardiyoloji bölümüne başvurulur. Kardiyoloji, kalp ve kan damarları gibi dolaşım sistemi hastalıklarının tanı ve tedavisiyle ilgilenen bir tıp dalıdır. Sintigrafi, özellikle miyokard perfüzyon sintigrafisi (MPS), koroner arter hastalıklarının tanısında ve kalp kasının kan akışının değerlendirilmesinde kullanılır.

Gözyaşı durduk yere akınca göz hastalıkları uzmanına başvurulmalıdır. Göz akıntısının nedenleri arasında göz enfeksiyonları, gözyaşı yollarının tıkanıklığı, alerjiler ve göz kapağı problemleri bulunabilir.

Safra taşları için çekilen röntgen türü, kolanjiografidir. Bu metotta, hastanın kolundaki bir damara boya enjekte edilir ve hemen ardından röntgen filmi çekilir. Ayrıca, safra yollarındaki taşların tespiti ve çıkarılması için ERCP (Endoskopik Retrograd Kolanjiyopankreatografi) yöntemi de kullanılabilir. Röntgen çekimi gibi tıbbi işlemler için bir sağlık uzmanına danışılması önerilir.

Sinir sistemi bozukluğunda yapılan bazı tahliller şunlardır: Kan, idrar ve diğer testler: Durumun şiddetini ve ciddiyetini anlamak veya ilaç düzeylerini kontrol etmek için istenebilir. Lomber ponksiyon (belden sıvı alınması): Beyin omurilik sıvısı analizi için yapılır, beyin kanaması, enfeksiyon, multipl skleroz ve metabolik hastalıkların kanıtlarını tespit edebilir. Biyopsi: Kas, sinir veya beyin dokusundan örnek alınabilir. Anjiyografi: Kan damarlarının durumunu inceler, anevrizma ve kan pıhtılarını tespit edebilir. Elektroensefalografi (EEG): Beyin elektriksel aktivitesini ölçer, nöbetler ve beyin hasarının teşhisinde kullanılır. Elektromiyografi (EMG): Kasların elektriksel aktivitesini kaydeder, sinir ve kas bozukluklarını teşhis eder. Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG): Detaylı beyin ve omurilik görüntüleri sağlar, tümörler ve yapısal anormallikleri tespit eder. Sinir sistemi bozukluklarının teşhisi ve uygun tahlillerin belirlenmesi için bir uzmana danışılması önerilir.

Nodüllerin silik olması, sınırlarının belirsiz ve net olarak tanımlanamaması anlamına gelir. Nodüllerin silik olması durumu, özellikle kötü huylu nodüllerde görülebilir. Nodüllerin yapısının ve özelliklerinin doğru bir şekilde değerlendirilmesi için bir sağlık uzmanına danışılması önerilir.

Check-up'da yapılmayan tahliller, kişinin risk faktörlerine ve sağlık durumuna bağlı olarak değişir. Genellikle check-up paketlerinde yer almayan bazı tahliller şunlardır: Testis ultrasonu. Alt ve üst ekstremite doppler tetkikleri. Check-up programının içeriği, tercih edilen pakete göre değişiklik gösterebilir. Check-up öncesinde ve sırasında yapılacak tahliller hakkında en doğru bilgiyi, sağlık kuruluşundan almak gerekir.

İşe giriş ve periyodik muayeneler ile tetkikler, çalışanların sağlık durumlarını değerlendirmek, meslek hastalıklarını erken teşhis etmek ve iş kazalarını önlemek amacıyla yapılır. İşe giriş muayenesinde yapılan bazı tetkikler: Fiziksel muayene: Boy, vücut ağırlığı, kan basıncı ölçümleri, göz, deri, kulak, burun, boğaz muayeneleri. Kan tahlilleri: Tam kan sayımı, ağır metal ve kimyasal testler. Akciğer grafisi ve solunum fonksiyon testi: Tozlu ve kimyasal işlerde çalışanlar için. Odyolojik testler: Gürültülü işlerde çalışanlar için. Göz muayenesi: "Ekranlı Araçlar" yönetmeliği kapsamında. Tetanos aşısı: Tetanos riskine karşı. Periyodik muayenelerde muayene aralıkları, işin tehlike sınıfına göre değişir: Az tehlikeli işlerde en geç beş yılda bir. Tehlikeli işlerde en geç üç yılda bir. Çok tehlikeli işlerde en geç yılda bir. İşyeri hekiminin gerek görmesi halinde bu süreler kısaltılabilir.

"Ekarte edilemeyen lezyon" ifadesi, tanısı kesin olarak konulamamış lezyon anlamına gelebilir. Lezyon, ciltte ya da vücut dokularında meydana gelen her türlü hasar, anormallik veya değişiklik olarak tanımlanır. Lezyonların teşhisi, lezyonun tipi, konumu ve potansiyel risk durumu hakkında ayrıntılı bilgi sağlayan çeşitli test ve incelemelerle yapılır. Lezyonların kötü huylu (malign) olması durumunda, zaman içinde büyüme, şekil değiştirme, ciltte yeni lezyonların meydana gelmesi gibi belirtiler görülebilir. Lezyon teşhisi ve tedavisi için bir uzmana danışılması önerilir.

Hastaneye gitmeden bazı tetkikler yapılabilir, bunlar arasında: 1. Evde Laboratuvar Hizmetleri: Kan, idrar ve diğer laboratuvar tetkikleri uzman ekipler tarafından evinizde alınabilir ve sonuçlar hızlı bir şekilde doktorunuza iletilir. 2. Aile Hekimi Hizmetleri: 1 Ocak 2025 itibarıyla aile hekimleri, röntgen, mamografi ve bazı kan tetkiklerini doğrudan talep edebilir ve sonuçlar aile hekiminin ekranında görülebilir. 3. Dijital Entegrasyon: Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) üzerinden, aile hekimlerinin hastalarına özel randevu kontenjanları oluşturarak ikinci ve üçüncü basamak muayeneleri için tetkik talepleri yapılabilir. Bu hizmetler, hareket kabiliyeti kısıtlı hastalar ve yoğun iş hayatı olan bireyler için büyük kolaylık sağlar.

Holter takılırken açlık ya da tokluk durumu önemli değildir, her durumda yapılabilecek bir tetkiktir.

Evet, 2025 yılı itibarıyla aile hekimleri röntgen ve mamografi gibi tetkikleri doğrudan hastanelerden isteyebilmektedir. Bu uygulama, birinci basamak sağlık hizmetleri ile ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetleri arasındaki dijital entegrasyon çalışmaları kapsamında hayata geçirilmiştir. Ancak, mamografi ve ultrason hariç, diğer tetkikler için verilen kodların geçerlilik süresi 3 iş günüdür; bu süre zarfında tetkik yaptırılmazsa kod geçersiz olur.

Damar sertliği (ateroskleroz) teşhisi için çeşitli tahliller ve testler yapılır. Bu testler arasında: Kan Testleri: Kolesterol (LDL, HDL), kan şekeri ve inflamasyon göstergeleri (CRP gibi) ölçülür. Elektrokardiyogram (EKG): Kalp ritmi ve sağlığı hakkında bilgi verir. Efor (Stres) Testi: Kalbin fiziksel aktivite sırasındaki performansını değerlendirir. Anjiyografi: Atardamarların iç kısmını görmek için özel X ışınları ve boyalar kullanılır. Ultrason: Arterlerdeki kan akım hızı ve kan basıncı değerlendirilir. Bilgisayarlı Tomografi (BT): Sertleşen ve daralan damarlar tespit edilir. Bu testler, damar sertliğinin varlığını ve şiddetini belirlemek için kullanılır. Kesin teşhis ve uygun tedavi için bir uzmana danışılması önerilir.

Tüp bebek tedavisinde HSG (histerosalpingografi) yapılmadığında şu durumlar ortaya çıkabilir: Tüp hastalıklarının gözden kaçması. Tedavinin başarısız olma riski. Ancak, tüplerde tıkanıklık olsa bile, yumurtalar laboratuvar ortamında spermle döllenebildiği için HSG her zaman gerekli değildir.

"Renal seviyede paraaortik 0.9x1.1 cm boyutunda lenf modu hipometaboliktir. Ayrıca aortokaval milimetrik hipometaboliktir lef modları izlenmiştir" ifadesi, lenf nodlarının boyut ve metabolizma durumuyla ilgili bulguları ifade eder. - Paraaortik lenf nodları: Abdominal aortanın etrafında bulunan lenf nodlarıdır. 0.9x1.1 cm boyutundaki paraaortik lenf nodunun hipometabolik olması, bu nodların normalden daha az metabolik aktivite gösterdiğini ifade eder. - Aortokaval lenf nodları: Aort ve vena kava inferiorun etrafında bulunan lenf nodlarıdır. Milimetrik boyutta ve hipometabolik olmaları, bu nodların küçük boyutlu ve düşük metabolik aktiviteye sahip olduğunu belirtir. Bu tür bulgular, genellikle görüntüleme teknikleri (ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans görüntüleme) ile tespit edilir ve hastalıkların teşhisi veya takibi için önemlidir. Daha kesin bir yorum için bir sağlık uzmanına danışılması önerilir.

Böbrek taşı şüphesinde ilk yapılan tetkik genellikle idrar tahlilidir. İdrar tahlili ile idrarda kan, enfeksiyon hücreleri veya taş kristallerinin olup olmadığı tespit edilir. Bunun ardından, kan testleri yapılarak böbrek fonksiyonları, vücudun sıvı durumu ve enfeksiyon varlığı kontrol edilir. Görüntüleme yöntemleri de tanı sürecinde önemli bir yer tutar. Ancak, günümüzde böbrek taşı tanısında bilgisayarlı tomografi (BT) altın standart olarak kabul edilmektedir. Tanı süreci, hastanın şikayetlerini dinlemekle başlar ve altta yatan nedeni bulmak için detaylı bir değerlendirme gerektirir. Böbrek taşı şüphesi durumunda, doğru tanı ve tedavi için bir sağlık uzmanına başvurulması önerilir.

Testiste kitle için ultrason genellikle yeterlidir, ancak kesin tanı için ek testler gerekebilir. Ultrason, testislerin iç yapısını detaylı bir şekilde inceleyerek herhangi bir kitle veya anormalliği tespit etmeye yardımcı olur. Bununla birlikte, doktorun fiziksel muayenesi ve kan testleri gibi diğer yöntemler de tanı sürecinde önemli rol oynar. Testiste kitle fark edildiğinde, doğru tanı ve tedavi için bir sağlık uzmanına başvurulması önerilir.

Sintigrafik tetkikleri nükleer tıp teknolojisi uzmanları yapar.

Tiroid hastalığı boyun muayenesi ile anlaşılabilir, ancak kesin teşhis için genellikle ek testler de gereklidir. Boyun muayenesi, doktorun tiroid bezinin büyüklüğünü ve şeklini elle kontrol etmesini içerir. Tiroid hastalıklarının teşhisi için kullanılan diğer yöntemler arasında kan testleri, tiroid ultrasonu, sintigrafi ve biyopsi bulunur. Tiroid hastalığı şüphesi durumunda, doğru teşhis ve tedavi için bir uzmana başvurulması önerilir.